Uzun süredir devam eden kötü gidişata son verdiğimiz bir galibiyet haftasından merhaba değerli NFLTR okurları. Arizona Cardinals, ligin 17. Haftasında konuk olduğu Dallas Cowboys’u 25-22 mağlup ederken ligin ilk bölümündekine benzer performansı ile bizleri playoff için yeniden umutlandırmayı da başardı. Aslında bu maç, ilerleyen bölümlerde değineceğimiz gibi muhtemel bir play-off eşleşmesinin de provasıydı. Zira şu anki NFC playoff resminde bu iki takım büyük olasılıkla wild card turunda eşleşecek gibi görünüyorlar.
Türkiye saatiyle 00:25 seansında başlayan bu maç öncesinde, 21:00 seansında oynanan Los Angeles Rams‑Baltimore Ravens maçından beklediği Ravens’ın galibiyet haberini alamayan Cardinals, NFC Batı grubu birinciliği şansını devam ettirebilmek için Cowboys karşısında mutlak kazanmak zorundaydı. Maçın genelinde ilk üç çeyrekte oyunun kontrolü altında götüren Cardinals, her ne kadar son çeyrekte momentumu kaybetse de maçın son bölümünde paniğe kapılmadan galibiyeti korumayı başardı ve iddiasını son haftaya taşımayı başardı.
Gelin öncelikle galibiyetin anahtarlarını irdelemeye hücum takımıyla başlayalım. Tabii burada da önceliği hücumun liderine vermek gerekiyor. Texas kökenli QB’miz Kyler Murray, kendi memleketinde gerçekten evindeymişçesine rahat bir şekilde oynadığı maçı 263 pas yardı, iki TD pası ve özellikle maçın son kısmında çoğu oldukça kritik kazançlar getiren dokuz koşuda 44 yardlık koşu ile tamamlayarak 105.5 QB rating ile başarılı bir günü geride bıraktı. Daha önce AT&T stadında starter olarak oynadığı lise, kolej ve NFL kariyerindeki yedi maçı da kazanan Murray sekizinci maçından da galibiyetle ayrılmayı başardı. Sakatlık sonrasında düşen performasnı ile eleştirilerin odağı olan Murray’ye aramıza tekrar hoş geldin diyor bu performansının artarak devamını diliyoruz. Şunu fark ettik ki, onu gerçekten özlemiştik. BU galibiyetin Cardinals için öneminin yanı sıra Kyler Murray için de lise, kolej ve NFL tarihi boyunca AT&T stadında namağlup ilerlemesi anlamında büyük bir önem arz ediyor.
James Conner’ın bu maçı da sakatlık nedeniyle kaçırması ile work horse RB olarak oynayan Chase Edmonds 18 top taşımada 53 yard koşarak ortalama 2.9 yard ile vasatın altında kaldı. Ancak Cardinals için çok kritik olan son drive’daki kazandırdığı mesafeler ile maçın kazanılmasına katkı verdi.
WR-TE ekibimizde ise dengeli performanslar izledik. Christian Kirk altı top yakalamada 79 yard, A.J. Green üç yakalamada 74 yard, Zach Ertz ise yedi yakalamada 41 yard ile oynarlarken geçtiğimiz hafta ilk TD’u ile Cardinals taraftarlarına kendini tanıtan Antoine Wesley ise bu sefer ikisi TD yakalayışı olmak üzere 30 yardlık pas tutuşu gerçekleştirdi. Christian Kirk’ün bu maç da performansının biraz düşük kaldığını düşünsek de Zach Ertz ve özellikle de Antoine Wesley’in performansları vasatın üstündeydi.
Ancak bu maçın en muhteşem pas yakalayışını ise special team ekibi gerçekleştirdi. İkinci çeyreğin bitimine 10:32 kala fake punt oyunu gerçekleştiren Cardinals’da topu alan safety Chris Banjo’nun pasını rakip CB Nashon Wright’ın kaskının desteğiyle üstelik pass interference’a rağmen yakalayan RB Jonathan Ward belki de NFL’de sezonun en güzel pas yakalayışına imza atmış oldu.
Hücumda son olarak O-Line ünitesine değinelim. Yokluğu önemli sıkıntılar yaşatan center Rodney Hudson’ın takıma dönüşü hemen etkisini gösterdi ve bu sayede Kyler Murray ile Max Garcia arasında önceki haftalarda snapler sırasında yaşanan anlaşmazlıklar da bu maçta son buldu. Öte yandan COVID-19 olan LT D.J. Humphries’in yerine geçen RT Kelvin Beachum’un da oldukça başarılı performansı sayesinde Kyler Murray’nin maç boyunca yalnızca bir defa sack olması, onun bu maçtaki başarılı performansının en büyük anahtarıydı. Sadece izin verilen sack’ler ile değil D.J. Humphries’in maç içinde yaptığı holding’lerden de bu maçta eser olmaması takımın durduk yere geri gitmemesini sağladı. Geçen sezon ballandıra ballandıra anlatılan o Humphries’den bu sezon eser yok. Umarız ki en yakın zamanda eski performansına ve eski disiplinine kavuşur. Aksi halde Cardinals yönetimi offseason döneminde maaş bütçesinde boşluk açabilmek için Humphries’den vazgeçebilir.
Belki detay bir bilgi olacak fakat Cardinals genellikle maç öncesi para atışlarını kazandığında ilk hücum hakkını rakibe vererek başlamayı tercih eden bir takım. Burdaki esas amacın savunma ile rakibe bir mesaj vermek olduğunun farkındayız. Yazılarımızı düzenli okuyanlar daha önce de bunu eleştirdiğimizi hatırlayacaklardır. Maça önde başlama avantajı yerine geri düşme riskine girmek bize çok da doğru gelmiyor. Ancak bu maçta bu karar savunmaya olumlu tesir etti ve maça önceki haftalara göre çok daha konsantre bir şekilde başlayan Cardinals savunması, Cowboys’un ilk drive’ını rakibin 42. yardında durdurmayı başardı ve maç boyunca da oldukça iyi bir performans ile oyunu sürdürdü. Maç boyunca savunma ekibinde en dikkat çeken isim ILB Isaiah Simmons’dı. Maçı yedi tackle ve iki yardımın yanı sıra bitime 10:34 kala momentumun Dallas Cowboys’a geçtiği sırada yaptığı çok kritik force fumble ile maçın kaderini değiştiren oyuncu oldu. Savunmada ön plana çıkan diğer isimler ise yedi tackle ile CB Byron Murphy ve üç tackle ve bir fumble ile Chandler Jones oldu. Robert Alford ve Marco Wilson’ın sakatlıkları sonrasında iyice zayıflayan CB ekibinde ise Kevin Peterson dosta korku, düşmana güven veren performansı ile Dallas WR’larının bulduğu TD’larda oldukça başarısız bir performans ortaya koydu. Maç esnasında her Cardinals taraftarına adeta “Keşke Kevin Peterson yerine beni oynatsalar” dedirten bu adamın yerine kimseyi bulamamak gerçek bir yokluğun işareti gibi. Neredeyse tüm pozisyonlarda rakip WR’lerin beş metre gerisinde kalması, rakibin rotasını bir kere bile okuyamaması takıma sanki torpilli girmiş oyuncu havası veriyor. Koşması ve oyun zekası en zayıf oyuncu olan Kevin Peterson’ın umarız ki en yakın zamanda konumu başkasıyla değiştirilecektir. Eğer hala değişmezse, gerçekten de elinde GM ya da head koçun uygunsuz videoları olduğunu düşünmeye başlayacağız. Ancak bu konuda hafta içi yaşanan CB gelişmesi ise umarız bir daha Peterson’ı görmememizi sağlayacak. Sezon başından beri savunmanın yumuşak karnı olan CB pozisyonu için daralan rotasyona takviye olarak Minnesota Vikings tarafından serbest bırakılan Bashaud Breeland ile sözleşme imzalandı. Ancak o da COVID nedeniyle bu maçta oynayamadı. Umarız sezonun bundan sonraki kısmında işe yarar performansını görürüz. Ancak yine de Cardinals antrenman takımından gittiği Green Bay Packers’daki performansı ile göz dolduran Rasul Douglas’ın şu anda kadroda olabileceğini de düşünmeden edemiyoruz.
Uzun süredir oyuncuların performansının düşük olduğundan dolayı sözünü pek edemediğimiz Kliff Kingsbury’e gelecek olursak, Kolej ligindeki koçluğundan 2021 sezonuna kadar olanki bütün sezonlarında ilk haftalarda çok iyi performanslar gösterirken son haftalara doğru takımlarının adeta bir batışa doğru sürüklendiğini gösteren istatistikler çok dikkatimizi çekti. Bunu sorgulayacak olursak iki sezondur sözünü sürekli ettiğimiz gibi playbook açısından zayıf ve yaptığı basit hücum dizilimleriyle rakip defansı ilk haftalarda bir hayli şaşırtmış olsa da, aynı oyunlara sürekli devam etmesiyle birlikte rakip takımların bir zamandan sonra Kingsbury’nin taktiklerini iyice çözdükleri sonucuna vardık. Başı her dara düştüğünde çareyi screen paslarda araması bunlardan bir tanesi. Playoff’larda farklı şeyler deneyip denememesi konusunda bir fikrimiz yok çünkü Kliff Kingsbury’i playoff’larda daha önce göremedik. Buradaki umudumuz Kingsbury’nin her geçen sene kendisini geliştirmeye devam etmesinin yanısıra normal sezondaki bu istikrarına son vermesi. Playoff’larda da basit ve aynı oyunları devam ettirmesi Cardinals’ın şampiyonluk için çıktığı bu yolda bizleri korkutuyor. Playoff’larda oyunlarını inceleyerek daha iyi bir açıklama fırsatı bulacağız. O yüzden şimdilik bu konuya playoff’lardan sonra devam etmek üzere nokta koyuyoruz. Ancak bu maçta 4:42 dakika kala skor 25-22 olduğunda takımın hiç paniğe kapılmadan süreyi eritmesi ve maçı bitirmesi gerçekten çok önemliydi. Hatta son drive’da Chase Edmonds’ın koşusunun fumble ile sonuçlanmasına rağmen, hakemlerinin oyuna devam kararının challenge edilememesi için oyunu çok hızlı bir şekilde başlatma kararı da çok akıllıca oldu.
Peki herkesin tüm taraftarların umudunu kestiği bir anda aldığı bu galibiyetle yeniden “Ben de buradayım” mesajını veren Arizona Cardinals’ı play-off’ta neler bekliyor? Her şeyden önce LA Rams’in bu hafta kendi evinde karşılaşacağı San Francisco 49ers’ı yenmesi halinde Cardinals, NFC’de normal sezonu kesinlikle beşinci olarak bitirecek ve çok büyük ihtimalle konferansı dördüncü olarak bitirecek olan Dallas Cowboys ile wild card turunda yine deplasmanda karşılaşacak. Cardinals, evinde ağırlayacağı Seattle Seahawks’ı yenip 49ers’ın Rams’i yenmesi halinde ise üçüncü olurken, bunun yanı sıra Tampa Bay Buccaneers’ın da Carolina Panthers’a yenilmesi durumunda NFC’yi ikinci sırada bitirme şansına dahi sahip. Ancak şu an için en muhtemel görünen senaryo beşinci sıradan playoff’lara girmemiz gibi görünüyor. Ancak 49ers’ın geçen yıl bize yaptığı sürprizi bu yıl da Rams’e yapması kimseyi şaşırtmamalı. Her şeyden önce 49ers bu maçta kendi playoff yerini koruyabilmek için mücadele edecek. Zira bu maçı kaybetmeleri durumunda pozisyonlarını New Orleans Saints’e kaptırarak playoff dışında kalabilirler. Bu nedenle kazanmak için her şeylerini ortaya koymak zorundalar. Bu yüzden Arizona Cardinals taraftarlarının gözleri kendi maçlarındayken kulakları da 49ers‑Rams maçında olacak. Ancak Cardinals açısından playoff’a beşinci sıradan girmeyi de çok fazla sorun etmememiz lazım. Sonuçta bu yıl deplasmanda oynadığı dokuz maçın sekizini kazanmış bir takım için söylenebilecek tek şey: “Bize her yer Glendale, Arizona”
Önümüzdeki hafta Seahawks maçının ve ortaya çıkacak playoff eşleşmesinin değerlendirmesiyle yeniden görüşmek dileğiyle…