Tüm NFLTR okurlarına merhabalar… Bugün sizlerle en sık bilinen draft stratejilerinin artılarını ve eksilerini masaya yatırmak için buradayım. Aslında her sezon ligin durumuna göre değişmesi gereken bu stratejilerin pek çoğu genel geçer durumda: “İlk 2 tur QB alınmaz”, “Erken TE alınmaz”, “Bir sürü RB’i hemen alacaksın”, peki neden?
Sizlere elimden geldiğince en beğenmediğimden en beğendiğime doğru bu stillerin hepsini sıraladım. Konuya girmeden önce en büyük draft hatası ise bu stillerden biriyle draft’a giriyorum demektir. “Ben sıfır RB gideceğim!”, niye peki sevgili kardeşim daha tahtayı görmedin, kendi şartlamana gerek yok. Yapmamız gereken şey buradakilerin hepsinin güçlü ve zayıf yanlarına hakim olup, tahta hangisini önümüze atıyorsa ona ilerlemek olacaktır. Draft’ın olmazsa olmazı riski tüm kadromuz genelinde dengeli tutmak. Riskten bahsetmişken; düşüş trendindeki isimlere yönelmeden de her zaman bir daha düşünmek gerekiyor, geçmişleri ne kadar parlak olursa olsun…
ERKEN QB SEÇİMİ:
Bana göre uygulanacak en kötü draft stratejisi açık ara erken QB draft etmek. Çok düz bakarsak olaya mantıklı gibi görünebilir; fantezide en çok puan getiren oyuncular, bu spordaki açık ara en önemli pozisyon ve dahası…
Yanlış olmasına neden olan iki sebep ise bana kalırsa şunlar:
1- Ligde 32 QB var fakat size sadece liginizdeki takım sayısı kadar lazım. Burada dikkat etmek gereken konu ise liginizdeki diğer takımlar yedek QB’lerini almaya başlamadan starting QB’nizi almış olmalısınız. Olur da ilk akla gelen elit opsiyonları kaçırır iseniz de kendimin sıkça kullandığı iki farklı tipte QB stratejisini öneriyorum. Bu sezon için örneklemek gerekirse bir adet QB10-16 arasında bitirmesi kesin olan (Derek Carr) ve pek çok soru işareti olsa da patlamak yapabilecek yeteneklere sahip olan, mümkünse koşabilen (Justin Fields) bir oyuncu draft edip istiflemeye çalıyorum. Riskli seçimim tutmazsa ortada kalmamak için.
2- QB’lerin performans varyansı son derece dar. Bu sezonun yıldızı Josh Allen maç başına 24.6 puan getirirken bu alanda ligin 12.si olan Kirk Cousins 19.0 puan getirdi. Aynı tarifeyi RB’lere uygularsak Derrick Henry 24.2 puan getirirken bu alanda 12. olan Nick Chubb 16 puan getirdi. Sayısal olarak çok absürt görünmeye bilir ama buradaki bir diğer konu RB olarak seçtiğim iki isim de birinci tur seçimleriydi. Buna rağmen aralarında böyle uçurumlar oluşabiliyor. QB’ler içinse her zaman bir alternatif olacaktır.
Bu sezon geçtiğimiz yıllardan daha da geç QB seçilmesini öneriyorum açıkçası. Geri sıralardan performansı vasat veya vasat altı olan QB birçok QB şuan elite WR opsiyonlarına sahip oldu (Trey Lance, Tua Tagovailoa, Derek Carr). Patlama ihtimali olan ikinci yılına giren ve çıkış beklenen de birçok QB opsiyonu var.
Yine de sezon içerisinde ben bu dansları etmek istemiyorum ve fark yaratacak Allen, Herbert gibi isimleri istiyorum derseniz üçüncü turdan erken seçmemenizi öneririm. Evet bu inanılmaz ama onlara yaptığınız yatırım ile hala tahtada olan elite RB ve WR opsiyonlarını kaçıracaksınız. Bana inanmak istemiyorsanız geçen sezon ikinci turdan Mahomes seçen arkadaşlarınıza sorun mutlular mı?:)
SIFIR RB (İLK 4-5 TUR):
Kulağa her ne kadar modern ve NFL’in pas oyununa kaydığı dönemde mantıklı gibi dursa da kumarların en büyüğü “Zero RB” tarzı ilerlemek olacaktır. Evet RB’ler sürekli sakatlanıyor, poziyon çok inişli çıkışlı, kestirmesi zor bir sürü isim var ve WR’lara göre sayısal olarak daha az puan getiriyorlar. Buradaki yanlış anlaşılma ise ligdeki total oyuncu sayısı ve değerleri; bir takımın ikinci RB’i istisnalar hariç (bu sezon Broncos geçen sezon Browns) nerdeyse tamamen değersiz. Öte yandan iyi bir QB’nin elindeki WR2’ler de gayet iyi performanslar sergileyebiliyor. Hatta neredeyse her sezon gördüğümüz gibi aynı takımdan ilk-12’de bitiren WR’lar görebiliyoruz. Bazı haftalar üçüncü Opsiyonlar bile yeterince iş görüyor. Burada 2RB, 3WR formatlı ligler için kabaca bakarsak 32 adet RB’yi 24 adet pozisyona bölmeye çalışırken kabaca 75-80 oyuncuyu 36 pozisyonda paylaşmaya çalışıyoruz.
Sayısal gerçeklerin yanı sıra bu stratejide seçtiğiniz WR’lerin performansından emin olmalısınız. Draft’larda özellikle son sıralardan seçiyorsanız bu strateji mantıklı olabilir. Tahtadan gerçek yük eşeği RB’ler gidince çok basit bir soru sorabiliriz kendimize; “Benim seçtiğim RB’ler benden öncekilerden iyi olmayacak. Başka bir şekilde bunu dengelemeliyim’’. Draft’a bunu diyerek girmemeliyiz, tahta bizi buraya sürüklerse yapacak bir şey yok ama…
Bir diğer nokta ise belirli bir noktadan sonra seçtiğiniz RB’ler ya büyük soru işaretli isimler olacak ya da vasat isimler olacak. Yine de bu tarzda ilerlemek istiyorsanız Zeke, Barkley gibi düşüşteki isimler yerine çaylak oyunculara şans vermenizi tavsiye ederim.
RB YÜKLÜ DRAFT:
Öncelikle buradaki kastım ilk dört turda üç veya daha fazla RB seçmeniz. Peki yukarıda dediklerimle çelişmedim mi? Aslında hayır… Evet old school ve yıllardır kabul gören bir stil olduğunun farkındayım. Buradaki problem ise RB’lerin genellikle sağlık problemleri oluyor. Bu sezondan hatırladığımız gibi neredeyse bütün ilk tur seçimleri ya sakatlandı ya da performansı geriledi. Bu her zaman böyle olacak diye bir şey yok tabii ki de ama risk kesinlikle orada. Bir örnekle bu sezonki ADP’lere göre takımınızda Zeke ve CEH ile ilk iki turdan çıkmış olabilirsiniz. Kağıt üstünde mükemmeldi sezon başında fakat sonuçlar hiç de öyle olmadı. Bunun alternatifini en beğendiğim stilde anlatacağım elbette.
Diğer yandan QB’lerde belirttiğimiz gibi seçeceğiniz üçüncü veya dördüncü RB’in performansı büyük ihtimalle tepedeki isimlere göre çok daha geride olacak. Bu sırada tahtadaki elit WR’ları kaçırmış olacaksınız. Evet her zaman RB’leriniz handcuff’layabilirsiniz ama buradaki korkutucu kısım sakatlanmak yerine performanslarının düşmesi olacaktır. Örneğin Saquan Barkley’i ele alalım. Büyük yatırım yaptınız, ilk turdan aldınız, sahaya da çıktı ama performansı çok kötüydü. Devontae Booker çoğu zaman ondan daha iyi göründü. “Draftta ikisini birden aldım başıma ne gelebilir ki?’’ derken en kötüsü geldi bile. İsminden ötürü de her hafta mecburen oynattınız. Bir nevi vasatlığa tamah etmiş oldunuz tüm sezon.
Tüm yumurtaları aynı sepete koymak hiçbir zaman mantıklı olmayacaktır. Evet RB en önemli pozisyonu fantezi futbolun, ama orta turlardan da kendinize bir derinlik yaratabilirsiniz. Bu tarzın karşı argümanı her zaman geç turlardan bulunan WR’lar olmuştur. Evet bu sezon Kupp, Chase gibi altın madenleri çıktı karşımıza ama bu isimleri daha dengeli bir draft ile de hedefleyebilirdiniz.
Yine de bu tarzda ilerlemek istiyorsanız ilk seçeceğiniz WR, bu sezon özelinde Ceedee Lamb gibi patlama beklenen bir oyuncu yerine, upside çok olmasa da garanti gibi duran Keenan Allen gibi isimler olmalıdır. Draft günü geldiğinde ADP’nin size kurduğu “umut” tuzağına düşmemek elbette önemli. Her sezon Terry McLaurin gibi D.J. Moore gibi aşırı yetenekli fakat QB sıkıntısı olan isimler yeni QB’lerle yola çıkıyorlar ve her sezon ‘’İşte şimdi patlama yapacak’’ gazı her yerde oluşuyor. Bunlara kulak asmadan garanti olana gitmenizi öneririm. Evet belki de cidden inanılmaz bir D.J. Moore sezonunu kaçırıyorumdur ama RB ağırlıklı formatta bu riski de yanına ekleyemem.
ERKEN TOP TIGHT END:
Bu sezonki gelişmeler olmasa favori draft tarzım her zaman Kelce gibi Kittle gibi en tepe seçimlere gitmek olmuştur. Genellikle TE performansları arasında ilk iki-üç isimden sonra uçurum oluşuyor ve bu erken TE seçimi size ekstra bir WR2 hatta WR1 ile oynuyormuşsunuz gibi bir sayısal üstünlük verecektir. Bu tarz için devam yolu her zaman “önce iş güvenliği’’ şeklinde olmalı bana kalırsa çünkü tepelerden almam gereken bir RB’i veya WR’ı pas geçiyorum. Bu nedenle yaptığım diğer seçimlerde yanılma payım çok çok az. Erken TE seçimi yapılmışsa sakatlık vs. gibi sıkıntıları olmayan, aşırı patlayıcı olmasa da garanti volüm sahibi bir RB ve WR seçilmeli. Bu sezon için bir örnekle açıklamak gerekirse;
Güncel ADP’lere de bakarak ilk turun sonlarından (9-11 civarı) bulunduğu takımdan ve alabileceği cezadan dolayı soru işaretleri olsa da çok beğendiğim bir isim olan Alvin Kamara’yı aldığımı varsayıyorum. Dönüşte ise Travis Kelce seçimini yapıyorum. Tüm tahta döndükten sonra üçüncü turda ise geçtiğimiz sezonun flash ismi Jaylen Waddle’ı alıyorum. Tyreek Hill’ın gelişiyle oluşan soru işaretleri nedeniyle buralara düşmüş olacağını varsayıyorum. Diğer bir senaryoda ise pas yakalamadığı ve Kareem Hunt’la sahayı paylaştığı için fantezide o kadar da flaş bir isim olmayan Nick Chubb’ı alıyorum. Travis Kelce’den sonra ise üçüncü turda daha az flaş olan ama volümünden emin olduğum bir Deandre Hopkins seçimi yapıyorum. Sonuçta baktığımızda iki takımın tavanı arasında ciddi fark olduğu görülüyor. Ama buradaki konu şu ki buna ihtiyacım yok. Pozisyonel avantajı elime aldığım için zaten her hafta yeterince puan getirecek bir takıma sahibim. Ulaşmak istediğim nokta da tam olarak burasıydı, kimsenin patlamasına veya bana 30 puan getirmesine gerek kalmadı. Neredeyse sıfır risk ile o takımımızda istediğimiz upside’ı almış olduk.
Şimdi gelelim her şey bu kadar kolaysa neden eskisi kadar beğenmediğime bu tarzı. Sebebi bu tarz performans yapabilecek oyuncu sayısının artması ve aradaki uçurumun daralması oldu. Evet ligde sadece bende olan Kelce varken herşey hoş, ama hala Kittle ve Andrews gibi elit bir opsiyonlar varken, alttan gelen Kyle Pitts varken, boşalan hücum kadrosunda yükü artacak Dalton Schultz gibi isimler varken artık TE pozisyonundan bir şeyler alabilen takım sayısı bir anda artmış oldu ligimdeki. Artık sadece benim sahip olduğum bir avantaj değil ve TE alarak kaçırdığım elit opsiyonlar da cabası.
Bu sezon ilk iki turda TE alamamak gerektiğini düşünüyorum artık. Çoğu draft yazısında gördüğünüz son seçim TE’lerin de riskli olduğunu düşünmekteyim. Evet tahtada başka iyi WR’lar ve RB’ler varken bırakılabilir halen sona ama bu kez geçen yılların tam tersine herkeste olan bir pozisyon sizde olamamış olabilir. Daha kompakt bir TE tahtası göreceğiz hep beraber. Bu sezon orta turlardan Goedert, Gesicki gibi isimleri hedefliyorum ama bu tarzda ilerlemek isteyen için tavsiyem takımınızda bir adet köşe taşı RB ve WR olmadan buna yapmamanız. Üçüncü turu hakkeden iki ismin de sadece Kelce ve Andrews olduğunu düşünmekteyim. Elbette liginizde o tetiği birileri sizden önce çekecektir büyük ihtimalle.
HERO RB:
Geldik bu sezon için en beğendiğim stratejiye… Burada “hero RB” olarak kastettiğim ilk turdan Jonathan Taylor gibi Derrick Henry gibi bir adet canavar RB ve diğer üç-dört tur başka mevkilere yönelmek. İlk önce eksisinden bahsetmek gerekirse ikicni RB seçiminiz belki de tüm sezon sizin için bir problem olacak. Bu tarzda ilerledikten sonra WR çekirdeğiniz büyük ihtimalle gayet sağlam olacaktır. Tabiki de bunu uygulayabilmek için draft sıranızın da size yardımcı olması gerek. O “hero RB”lerden ligde beş-altı tane var sadece maalesef. Bu nedenle ilk yedi, sekiz sıradan sonra seçiyorsanız isteseniz de yapamayacaksınız.:)
Büyük ihtimalle ligdeki pek çok kişinin RB2’si sıkıntılı olacak. İsterse RB yüklü şekilde ilerlemiş olsun, sakatlık ve performans RB için asla garanti değil. Bu nedenle kaybınız çok da büyük olmayacaktır. Fakat tabi ki de takımınızın kahramanı sakatlanırsa geçmiş olsun. Ama son zamanlarda çokça duyduğum bir kalıp var ‘’ RB’ler sakatlandıkları güne kadar sağlıklılar.’’ Bu herkes için geçerli fantezide. Drafta girerken bu oyuncular sakatlanacak diye bakamazsınız tek yapabileceğiniz handcuff’ını da alıp parmaklarınızı çapraz yapmak ne yazık ki.
Avantajına gelecek olursak takımınıza büyük ihtimalle iki WR1 alacaksınız. Ve bunları istediğiniz gibi şekillendirebilirsiniz. Bu tarzın en güzel tarafı da bu, esnek olması. İlk üç turdan sonra hiçbir zaman “Yaa çok beğendiğim RB’ler kaldı ama WR almam gerekiyor.’’ demeyeceksiniz. Buradaki önerim de seçtiğiniz iki WR’dan birinin patlama adayı diğerinin garanti olması. Bir başka güzelliği de yukarıda TE’lerde konuştuğumuz gibi üçüncü ve dördüncü turlardan kalırsa o elit TE’lerden de alabilirsiniz. Fantezi için bana kalırsa ideal çekirdek bir RB ve iki top 12 WR’dır. Bunları aldığınız saatten sonra tahta ve seçim sırası sizi hiçbir zaman kovalamayacak.
Bir başka konu ise ikinci RB’lerinizin tarzı olmalı. İlk dört, beş turu geçtiğimizi varsayıyorum artık. Artık almanız gereken ikinci RB ve üçüncü RB çok önemli. Tıpkı diğer mevkilerde yaptığımız gibi bir garanti ama upside’ı pek olmayan (Damien Harris) ve her pek çok soru işareti olsa da patlayabilecek bir oyuncu ( Rashard Penny) draft etmemiz gerekiyor. Buradaki problem ise ilk yedi, sekiz tur QB’ye dokunmamanız gerekli. Yoksa hiç beklemediğiniz kadar takımınızın noksan kalacağı konusunda bana inanın J Kişisel fikirlerim gereği zaten ilk altılımı yani 3RB, 3WR veya 2RB, 4WR’ımı oturtmadan QB almaya pek sıcak bakmıyorum. Oldu da hiç beklemediğiniz bir isim mesela, Mahomes düştü beşinci tura; diğer tüm stratejilere göre onu çok daha rahat alma imkanınız var çünkü takımınızı sarmal halinde dengeli kurdunuz.
Sonuç olarak; draft’lar için çok basit iki formül ile özetleyebiliriz bütün konuştuklarımızı;
İlk olarak “Draft’ınızı ilk turda kazanamazsınız ama çok kolay kaybedebilirsiniz”. Her draft öncesi aklımızda olması gereken bir numaralı kural bu. Güvenli görünen ve iyi hücumlardaki oyuncular ilk tercih olmalı her zaman. İki isim arasında kalıyorsanız çok düz bir şekilde takımı daha çok sayı atacak olanı seçmenizi öneririm. Buradaki istisnalara tabii ki de bu açığı pas volümleriyle kapatabilecek Alvin Kamara, Najee Harris gibi isimler.
Diğeri ise orta ve geç sıralarda patlama yapma ihtimali olan oyunculara yönelmeliyiz. Draft sırasında böyle düşünmesek de WR3-FLX-TE ve hatta bazı haftalar RB2 pozisyonları bile yerdeki oyunculardan bir şekilde yama yapılabiliyor. Sakatlık, ceza vs. gibi konular nedeniyle bir anda değişen takım çehrelerinde ortaya çıkabilen Hunter Renfrow, Amon-Ra St. Brown gibi isimler de cabası. Burada anlatmak istediğim tavanı çok daha yüksek olan size belki de tüm ligi kazandırabilecek isimlere yönelmeniz. Tom Brady’nin üçüncü WR’ı yerine takımının ne halde olduğu anlaşılmayan ama geçtiğimiz sezon oynadığı sürede etkileyici görünen Kadarius Toney’e yönelelim mesela. Tutmazsa yere drop’layıp başkasına yönelebiliriz ve evet bir draft raund’u harcadık fakat işler iyi giderse sezonu WR#2 kategorisinde bitirebilecek bir adamı ne kadar ucuza kapattığımızı bir düşünün. Upside demişken burada parayı basmamız gereken başlıca isimler de tabiki de çaylaklar. Geçtiğimiz sezonlara bakacak olursak neredeyse bütün çaylaklar draft edildiği yerlerden daha üst sıralarda sezonu bitiriyorlar. Geçen yıl benim her draftta yaptığım gibi Trey Sermon gibi hatalar da yapabiliyoruz elbette ama bunlar kaideyi bozmaz. Özellikle çaylak oyuncular içerisinde WR hala değerinin çok daha altında gidecekler ve en büyük patlamayı bunlardan göreceğiz. Mevzu RB’ler olunca herkes çok daha yükselmiş oluyor oyuncuya karşı ve takımda o pozisyon çoğunlukla bir kişilik olduğu için de önleri daha açık bir şekilde görülebiliyor (bknz. Najee). Geçtiğimiz iki sezon Chase, Jefferson ve Waddle sağ olsun bize çaylak WR’ların da ne kadar büyük bir potansiyel barındırdığını hatırlattılar. Ama merak etmeyin yine de alttan gelenleri daha ucuza alabileceksiniz. Geriye dönüp bakınca örneğin Chase için herkes aynı şeyleri söyleyebilir, kendi kolej QB’siyle ile buluşması, özel olarak onun istenmesi vs. gibi konular nedeniyle nasıl da geldiğini görmedik gibi pek çok şey duyuyorum. Mesele şu ki iyi QB elindeki bir WR’ın geldiğini hiçbir zaman göremeyeceksiniz.:)
Bu draft özelinde bir örnek vermek gerekirse; bu sezon draft’ta Packers ilk turdan George Pickens’ı kadrosuna kattı. Formül fantezi için inanılmaz, Rodgers’ın tek hedefe yeri geldiğinde ne kadar odaklı kalabildiğini defalarca gördük. Aranan herşey var gibi bu senaryoda, tarihin en iyi QB’lerinden bili, hücum zekası üst düzey bir koç, boş sayılabilecek bir WR kadrosu. Pickens düşündüğümüz oyuncu ise ve sağlıklı kalırsa sezonu ilk 15 WR arasında bitirmemesi neredeyse imkansız. Ama hiçbirimiz daha bir çaylak olduğu için DK Metcalf gibi, Tery McLaurin gibi bulundukları vaziyet ne kadar kötü olursa olsun yeteneğini gördüğümüz oyuncuların önünden almayacağız. Geçtiğimiz sezon ilk 24 WR’ın 8’i henüz ligdeki ilk 2 yılının içerisindeydi. Bu cidden inanılmaz bir yüzde. Burada yatan madeni de hep beraber kazımamız gerekiyor draft’larda.:) Sadece çaylaklar değil, geçen yıl pırıltılar gösteren az önce adı geçen Toney gibi, Devonta Smith gibi isimlere de göz gezdirmeliyiz…