Merhabalar değerli NFLTR.com okurları… Çok uzun bir sürenin ardından bir Green Bay Packers yazısıyla beraber karşınızda olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Aradan çok uzun bir zaman geçti ve Packers’ta değişen çok bir şey olmadı demeyi çok isterdim fakat bu hiç doğru olmaz. Franchise tarihinin en önemli oyuncularından belki de en önemlisi olan Aaron Rodgers takımdan ayrıldı ve takımın direksiyonu 2020 ilk tur draft seçimi Jordan Love’a kaldı. Bunu zaten biliyoruz ve kendisi hakkında halihazırda çok fazla konuştuk. Ancak sonunda uzun zamandır beklenen değişim gerçekleşti. Pardon, çok hızlı mı girdim? Gelin o zaman önce Packers’ın sezona başlangıcı inceleyerek başlayalım.

Packers, sezona 2-3 dereceyle başladı ki bunu açıkçası tahmin etmek çok zor değildi. İlk hafta şaşırtmayan bir Bears galibiyeti ile başlandı. Zaten şu an Bears’ı yenmek değil yenememek olay, o yüzden çok değinmeye gerek yok. İkinci hafta Atlanta Falcons’a maç boyu önde götürdükleri halde son çeyrekte elden giden bir geri dönüş hikayesinde son saniye alan golüyle boynu bükük ayrılmak zorunda kaldı. Bu iki maçta Jordan Love’ı veteran bir çaylak olarak değerlendirdiğimiz bu denklemde sahada bize bekleneni verdi. Hatalarını da güzel oyunlarını da güzel bir ölçekte deneyimleme imkânı bulduk. Hatta ilk iki haftada da Fantasy Football’un top quarterback’leri arasında kendine yer buldu. Onun için aslında fena olmayan bir başlangıçtı ve New Orleans Saints karşısında bu sefer Falcons maçının aksine 17 sayıdan gelerek son çeyrekte maçı alan taraftaydı. Maçın sonuna baktığımızda çok güzel gözüken bir görüntüye ulaşılmıştı fakat bunun diğer yandan unutulan arka planları vardı. Maçın sonunda Saints’in kaçırdığı alan golüyle kazanılmasından önce berbat oynanan ilk üç çeyreğin kesinlikle unutulmaması gerekir. Zaten bunun böyle olmayacağını gelen iki prime time maçıyla beraber gördük. Önce TNF’de Detroit Lions’a sonra MNF’de Las Vegas Raiders’a boyun eğen Packers’ımıza Jordan Love’ın interceptionları damga vurdu. Bu sezon attığı altı interception’ın beşi bu iki karşılaşmada geldi. Maçları da özetlediğimize göre takım değerlendirmemize geri dönebiliriz.

İlk periyotta Jordan Love adına bunları normal ve gelişim sancısı gibi değerlendirebiliriz fakat bu maçlarda asıl olay Jordan Love değildi. Kendisi bize beklediğimizde daha farklısını kesinlikle vermedi. Onun özelinde söyleyeceklerimiz zamana ve silaha ihtiyacı olduğu yönünde ve baktığımızda silahları beklediğimizden daha iyi ama sonuç olarak süper yetenek ve deneyim eksikliği çok tatmin etmiyor. Bir diğer yandan bir adım ileri çıkmasını beklediğimiz Christian Watson da formayı çok giyememesinden dolayı bir form tutturamıyor. Sadece iki maçta gördük ve asla sahada kahramanlaştığını göremedik. Bu sene draft edilen Luke Musgrave ve Jayden Reed de iyi seviyedeler ama Jordan Love’a yeter mi? Hiç sanmıyorum. Koşu hücumunda da aradığı desteği bulamaması işini zora sokuyor. A.J. Dillon’ın göz yoran koşu denemeleri ve Aaron Jones’u şahane oynadığı Bears maçının ardından göremememiz ya da artık görsek de görmek istemeyişimiz oldukça can sıkıcı. Packers’ın iyi bir Aaron Jones’a her şeyden daha çok ihtiyacı var çünkü nu hücumun x faktör oyuncusu konumundaki tek isim. Bu bahsettiğimiz zorluklar da Jordan Love için bir hayli sorun teşkil ediyor. Matt LaFleur’un da ilk yarıda sayı üretemeyen oyun şemasına da bir çeki düzen vermesi gerekiyor. Packers’ın özellikle wide receiver’ları hız ve patlayıcılık odaklı olduğu için genellikle düşük tempo ilerleyen hücumda sayı bulmak oldukça zorlaşıyor. Burada running back odasının da desteğini alamayınca hücum tamamen sıkışıyor. Takımın pas oyununda düğümü çözmesi için biraz daha orta derinlikte rotaları kullanması gerekiyor ki verimli hücum boşlukları ile oyun aksın. Hatalardan ders almanın çok önemli olduğu bir nokta daha karşımızda apaçık duruyor.

Hücumun kısa vadede ilerlemesi adına James Robinson gibi en azından çaylak senesinde 1,000 yardı aşmış bir oyuncunun da kadroya dahil edilmesi bence oldukça güzel bir deneme. Katkısının hangi seviyede olduğunu kestirmek pek mümkün olmasa da yapılması gereken yerinde bir “deneme”. Elbette takımda eksik olan deneyim sorununa çare olamayacak ama potansiyeli bulunan ve nefes aldırma ihtimali bulunan güzel uygun bir deneme. Bunların yanında son olarak offensive line’da Packers’ın yıldızların istediği verimi düzenli alamaması tatsız olsa da iyi bir seviyede O-Line bulunuyor. Elgton Jenkins’in döndüğü bir gün bile çok fark eden oyun David Bakhtiari’nin de oynadığı tabloda çok iyi bir seviyede olacağı kesin.

Jordan Love’ı bir de şimdi gördüklerimiz itibariyle uzun vadede değerlendirecek olursak; henüz net bir yorum yapmak hiçbir şekilde için sağlıklı olmaz. Fakat, benim kendisi hakkında görüşlerim açıkçası pek değişmedi. Önemli bir seviyede yeteneğe sahip ve oyun tarzı çok güzel ancak güzel gördüğümüz bu performansı bir yetenek durumundan ziyade çok çalışmak ürünü gibi gözüküyor. Çalışmak sizi önemli bir seviyeye getirir ve NFL’de başarı sağlarsınız fakat bir yerde çalışkan quarterback’e önlem alınabilir. Yetenekli olduğunda ise nerede ne yapacağı asla belli olmaz ve tüm çalışmayı bir anda yok eder. Love bu konuda elite isimler arasına girecek olduğunu düşünmüyorum. Tabii bu eleştiri quarterback konusunda şımarmış bir Packers geleneğinden kaynaklanıyor. Şimdilik kendini adımlamalarına ve cep içerisindeki bilinci konusunda geliştirmesi gerekiyor. Bazı çok kötü atışlarını gördük ama NFL’in oyun temposunu alışmasıyla daha oturacağına inanıyorum. Love’dan beklentim orta-üst seviye bir quarterback olması ve arkasında kurulan iyi takımlarda Packers’ı Super Bowl’a gitmesinde yardımcı olması yönünde.

Takımın şimdiki performansına dönecek olursak, pek de yeni olmayan defans problemine değinebiliriz. Baktığımızda size aradığınız başarıyı getirecek bir defans kalitesine sahip bir takım görüyoruz, bu sene bomba gibi olan defensive line’dan son zamanlarda önemli bir seviyeye gelen secondary’e kadar etkili oyuncular bulunuyor. Pass rush ve linebacker tandeminde de asla yetenek sorunu bulunmuyor fakat takımdan beklediğimiz tutarlı bir performans göremiyoruz ve bir yerde bunların Joe Barry’nin başarısız oyun kararlarından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Bu yaşanan sorunlar da maçın elden kayıp gitmesine sebep olabiliyor. Matt LaFleur’un adeta ünlü fizikçi Albert Einstein’dan alıntılar gibi “Farklı bir şey yapmamız gerekiyor çünkü aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı bir sonuç beklemek delilik.” gibi bir söylemde bulunması Joe Barry için artık çanların çaldığını gösterir nitelikte. Benzer oyunları deneyip göz önünden oyunların gitmesi gerçekten sıkıntılı bir durum. Savunma olarak derin toplara izin vermek istemiyor olabilirsiniz ama özellikle üçüncü haklarda olmak üzere aynı hücumda olduğu gibi orta derinlikte yapılan yanlış hamleler adım adım oyunu da oyunun momentumunu yok ediyor. Takımın baktığımızda hem hücumda hem defansta oyun boyunu kısaltması kısa vadede birçok sorunu çözebilir.

Bunlarla beraber zaman akıyor ve kapıda yeni bir maç olan Denver Broncos karşılaşması yer alıyor. Bu maça bir fırsat gözüyle bakılıp momentumu yakalamak adına gelenin geçenin darmadağın ettiği Broncos’u bay haftası dönüşü sağlam bir galibiyet alırsa bu sezon bile play-off yarışının içinde aktif konumda bulunabilir. Green Bay Packers elindeki isimleri kısmen iyi kullanıyor fakat kesinlikle daha iyi kullanabilir. Takımın kimliğini ve yapısını belirlemek adına bu haftalardaki maçların önemi çok büyük. Kazanmak isteyen bir takımın hatalarından ders almış ve sahada uygulamasını bilen bir durumda olması şart…