Merhabalar değerli NFLTR okurları. Sezonun son haftasına giriş yapılırken Minnesota Vikings’in bu sezonki hikayesine yakışır bir final maçına tanıklık edeceğiz. 16. Hafta  sonunda 14 galibiyete sahip iki takım Vikings ve Lions’ın karşı karşıya geliyor. Maçın hem hikayesi hem anlamı aslında bu karşılaşmayı “herhangi bir maç” olmaktan fazlasıyla uzağa taşıyor. Kazanın hem NFC’yi hem NFC North’u kazanacağı bu karşılaşma aslında Vikings tarafı için medyada her büyük maç galibiyeti sonrası yaratılmaya çalışılan “Davut Golyat’a karşı” imajını tamamen ortadan kaldırma ve gerçek Golyat’ın kim olduğunu herkese gösterme fırsatı sunarken, Lions tarafına ise IR listesinde bulunan 22 oyuncuya rağmen “Super Bowl’un en büyük favorisi hala biziz” mesajı verme fırsatı sunuyor.

Bazı maçlar hikaye maçlarıdır ve rakamlarla açıklamak zordur. Buna karşın rakamlar incelendiğine hücum tarafında benzer rakamlar ortaya koyan QB’ler, benzer rakamlar oraya koyan WR1 ve WR2’ler görüyoruz. İki takım arasında farkı yaratan; Lions lehine daha iyi bir koşu hücumu, Vikings adına ise daha iyi bir savunmadan ibaret. Benzer skill pozisyon yeteneklerinin yanı sıra “franchise QB” olması beklenen takımlardan kovulan iki QB’nin küllerinden doğuşuna kadar benzer olan iki takım sahaya bunların bilincinde çıkıp ‘dengeli’ bir oyun oraya koymaya çalışırsa çok sık hatalar ve denge bozukluklarına şahitlik edeceğimiz kesin. Peki takımlar sahaya çıkarken ne yapmalı? ALL-IN.  Playoff’lar öncesi tam bir gövde gösterisi yaşatacak olan bu maç takımlardan birine Super Bowl’a kadar kendi evinde maç oynama imkanı ve en doğrudan, şampiyonluk adayı olarak gösterilen takımı yenmiş olarak harika bir özgüven sunacak. Kaybedecek takım için ise durum farklı.

Kaybedecek olan takım 14 galibiyet alsa da bunun “en iyi” olmak için yetmediğini ve kendinden daha iyisinin burnunun hemen dibinde; kocaman bir tehdit olarak durduğunu hem kendisi hem oyuncu grubu olarak psikolojik bir kabul ile, beşinci sıradan, -kuvvetle muhtemel- hiçbir playoff karşılaşmasını evinde oynayamayacağını bilerek yoluna devam edecek. Kaldı ki her iki takımın da NFC Kuzey takımı olması bu psikolojik savaşı en üst seviyeye çıkartacak ve taraftar psikolojisi de buna göre olacaktır. Hali hazırda ilk maçı son dakika alan golü ile kazanan Motor Şehri ekibi ikinci maça da medyasal olarak favori çıkan ekip olacak. Peki sezon başına döndüğümüzde, bugün bizlere ne hissettirmeli?

Bunun için sezonun en başında yazmış olduğum “Bir Paralel Evren Olarak NFC Kuzey” yazıma dönmek ve iki takım hakkındaki kilit yorumları göstermek istiyorum.

Lions hakkında; “2023 sezonunun NFC Kuzey grubu kazananı Lions; 2024 sezonunda da grubunu rahatlıkla kazanacak hatta bununla da kalmayıp en az 2023 sezonundaki konferans finali başarısını tekrar sağlayacaktır. Normal Sezon Tahminim: 13-4” yorumunu yapmış olmam asla sürpriz değil. Zira geçen sezon verilen sinyaller ve Detroit ekibinin istikrarı, bu sezonun aynı oyuncu grubu ve buna ek olarak draft seçimleri ile güçlendirilmiş olarak devam etmesi düşünüldüğünde Lions bu sezona Superbowl’un en net adaylarından biri olarak giriş yaptı. Aynı yazıda Vikings hakkında; benim kadar duygusal ve geçen sezon Josh Dobbs’un dahi bu takımı Superbowl’a taşıyabileceğine inanmış bir insanın dahi yaptığı yorum tam olarak şuydu; “Vikings, J.J. McCarthy’nin olası bir çılgınlık denemesinde playoff iddiası edinebilecek olsa da NFC Kuzey grubunun en zayıf halkası konumunda olmaktan çok da kaçabilecek gibi değil. Vikings lobisinin NFLTR yazar kadrosundaki tek temsilcisi olarak içimdeki anlamlandıramadığım ümitvari hisleri dindirmekte zorlandığımı kabul etmekle beraber: Normal Sezon Tahminim: 8-9

Geri dönüp baktığında yalnızca gülüyorum zira Kevin O’Connell ve ekibi bir mucizeye imza attı. Bu maçı konuşurken olayları yılın koçu ödülü ekseninde de değerlendirmek gerekiyor. Zaten çok iyi olan bir takımdan dominant bir hücum yaratan Dan Campbell’e karşı, en romantik Vikings taraftarının bile maksimum sekiz galibiyet alacağına inandığı Vikings’den 14+ galibiyet çıkartıp son maça konferans liderliği iddiasıyla çıkan Kevin O’Connell mı? Aslına bakarsanız sadece bu yazının buraya kadar olan kısmı incelendiğinde bile ödülü -son maçın sonucundan bağımsız- apaçık KOC’ın kazanması gerektiği aşikar olsa da bu maçı kazanan takımın koçunun yılın koçu ödülünü de eve götüreceği kanaatindeyim. Gerek oyuncu iletişimi, gerek kritik zamanlardaki oyunları kusursuza yakın olan genç HC KOC, şapkadan tavşan değil fil çıkartarak bu takımı franchise tarihinin en iyilerinden biri haline getirdi ve sezon başı tahminlerinde herkesi ama herkesi haksız çıkartmayı bildi.

Bu karşılaşmanın önemli olmasının sebeplerinden birisi de; kaybeden takımın “tarihteki ilk 14 galibiyetli wild card” takımı olması anlamına gelecek. Normalde 12 ve üstü galibiyet derecesine ve temposuna sahip takımların 10 ila 14. haftalar arasında kendi grubunu kazandığını görürüz fakat NFC Kuzey bu sezon bambaşka. İki takım da karşısındaki takımın iyi ya da kötü oluşuna bakmaksızın karşısına gelenlerin dizlerini titretti ve 16 karşılaşmanın 14 tanesinden galip ayrıldı. İki takımın da maçlar içinde önde götürdüğü süreler, maç içi toplam hücum yardları, skill pozisyon oyuncu istatistikleri diğer takımlara göre fazlasıyla baskın. Her ne kadar maçı kaybeden takım ne olursa olsun 14-3 gibi tarihi bir sonuca erişmiş, “kazanan” bir takım görünümünde olsa da yukarıda bahsettiğimiz moral ve ev sahipliği faktörü göz önüne alındığında Pazar gecesi bir maçtan fazlasını izleyeceğimiz aşikar.

Peki ne olursa olsun bu maçı kim kazanacak? Maçın favorisi kim?

Bakın üstüne basa basa söylüyorum; maçın NET favorisi Minnesota Vikings. Kısa hafta geçiren Lions’da oyuncuların bir kısmı sakar bir kısmı ise yorgunken, en çok tempoyu gerektiren pozisyonlarda Lions pas savunması bu tip bir “statement” maçında ne Justin Jefferson gibi bir akıl hastasına, ne de Jordan Addison gibi bir stara üstünlük kurabilecek halde değil. Lions pas savunmacılarının hafta içi yaptıkları açıklamalara baktıklarında bilhassa Jefferson’u kendilerine takıntı yaptıkları ve haftalardır neredeyse her takımın yaptığı gibi ona double coverage ya da triple coverage yapma -sözde- üstünlük kurma çabasına girerken Addison, Nailor gibi jokerleri açıkta bırakacakları benim gözümde fazlasıyla malum. Tabi ki maçlar sadece pas hücumu ile bitmese de “bu tip” maçlar üstünlük gösterisi maçlarıdır ve bu maç sadece Lions vs Vikings maçı değil. Aynı zamanda Goff vs Darnold, Kerby Joseph vs Jefferson, Jordan Addison vs Brian Branch gibi şahsi rekabetlerin de maçı. Hal böyleyken Vikings receiver’larının psikolojik savaştan üstün çıkıp dengeleri bozacağını ve henüz maçın başında Vikings’in galibiyet sinyallerini vereceğini düşünüyorum.

Tabi ki sezonun belki de en iyi hücumu olan Lions’ı ve Amon-Ra Saint Brown, Jameson Williams gibi isimleri yabana atmıyorum. Ancak bu isimlerin “game changer” kapasitede olmadığını, iyi maç ortaya koysa dahi bu kadar beraber olmaktan keyif alan-Lions savunmasının aksine- toksiklikten uzak Vikings defansının “play-by-play” konsantrasyonunu bozamayacak oyuncular olduğunu düşünüyorum. Vikings savunması bir savunma sekansında işleri batırsa dahi sonraki savunma sekansı ayağa kalkabilecek güçte ve mentalde fakat Lions savunmasının Justin Jefferson’ın zihin oyunlarını kaldırabilecek mentalde olduğunu düşünmüyorum. Sonuç olarak bana kalırsa maçın hikayesi pas hücumu ve savunması etrafında şekillenecek. Lions yine Gibbs ile makine gibi koşup Jamo ile jet sweep koşabilir ama asıl kilit gerçek Jet Justin Jefferson’un ya savunulamaması ya da çok sayıda kişi tarafından savunulması ekseninde çözülecektir.

Her iki takım için de tarihlerine geçecek bir normal sezon yaşanırken bu sezonlara yakışır bir final olmasını umuyorum. Fakat ne olursa olsun NFL takip eden hiç kimse bu maçın “Davut Golyat’a karşı” olduğunu düşünmemeli ve bu maçın “Titanların Savaşı” olduğunu idrak etmeli. Chiefs’e rağmen benim gözümde ligin en iyi iki takımı olan bu iki takımdan bir tanesi bence Superbowl’a gidecek. Bu yolun tek anahtarı bu maç olmasa da kazananın yolu güneşli ve temizken kaybedenin yolu karanlık ve tehditlerle dolu. Bu yolda takımlardan birinin tamamen siyah diğerinin ise tamamen beyaz alternatif formaları ile sahaya çıkıyor olması umarım bize bir ipucu veriyordur.

Yazıyı bitirirken kimin tarafında olduğumu unutturmamam gerektiğini düşünüyorum. Sezon başından bu yana her hafta her maçı bir final maçı olarak gören ve “1-0” mantığı ile ilerleyen Vikings kendisine inanmayanları neredeyse 15. kere susturmak için sahaya çıkıyor. BRING THE NOISE, SILENCE THE DOUBTERS diyerek 2024 normal sezonunun son yazısını noktalıyorum. Ben Abdullah Emir Güzeler, playofflar öncesi yazımda, haftaya görüşmek üzere…