Çok sıcak bir Ağustos gecesi, bu kadarı da ancak rüyalarda olur denilecek cinsten bir rüya gördüm. Hayra mı şerre mi alamet, orası bilinmez ancak ilk kez bir rüyam, NFL’de tuttuğum takım olan Jacksonville Jaguars ile ilgiliydi.
8 Eylül günü, sezonun ilk haftasında evimiz EverBank Field’da oynadığımız Kansas City Chiefs maçı…Oyun kurucumuz Blaine Gabbert, her ne kadar alışkanlık haline getirdiği interception’ını atsa da bu sefer kariyer maçlarından birisini çıkarıyor ve tam üç touchdown pasının altına imzasını atıyor… Ve Gabbert’ın bu beklenmedik performansının ardından gelen 37-13’lük galibiyet… ”Nasıl olur da geçtiğimiz sezon karşılaşmalarda ortalama 15.3 sayı atan Jaguars 37’yi bulmayı başardı, kıyamet mi yaklaşıyor acaba?” sorularının kafaları kurcaladığı bir dönemde büyük bir ivme yakalayan bir Jags ve art arda gelen galibiyetlerle Gabbert önderliğinde tam altı sezon sonra son bulan playoff hasreti… Büyük bir coşku… Ancak hemen ardından uyanarak gerçekle yüzleşmenin verdiği bir o kadar büyük hayal kırıklığı. Peki bir Jaguars taraftarı için böyle şeyler gerçekten sadece rüyalarda mı olur? Ancak yine de umut fakirin ekmeği midir? Jaguars’ın Playoff yapabilecek düzeyde potansiyeli var mı? Antrenman kampları ve preseason’da sergilenen performanslar bu sezon için ne gibi beklentiler sağlıyor? İşte az sonra okuyacağınız satırlarda bu soruların cevabını bulacaksınız.
Büyük Sürprizler, Beklenmedik İnişler ve Muhteşem Geri Dönüşlere Sahne Olan Antrenman Kampları
Jaguars’ın sezon öncesi antrenman kampları 27 Temmuz Cuma günü güzel ve bir o kadar da sıcak bir Jacksonville sabahı, Florida Blue Health and Wellness Practice Field’da PUP list’de (fiziksel olarak yetersiz olan oyuncuların listesi) olan oyuncular, yıldız adayı çaylak safety Jonathan Cyprien, tecrübeli defansive end Jeremy Mincey ve ligin en yetenekli wide receiver’larından biri olarak gösterilen ancak geçtiğimiz sezon ligin yasaklı madde kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle önümüzdeki sezonun ilk dört haftasını saha kenarından izleyecek olan Justin Blackmon dışındaki bütün oyuncuların katılımıyla başladı. Şüphesiz kamp başlarında en çok merak edilen konu sakatlıktan dönen yıldız running back Maurice Jones Drew’un durumuydu. 2011 sezonunu 1,665 koşu yardıyla rushing kralı olarak bitiren ve maaşını beğenmediği için sanki üç kuruşa çalışıyormuş gibi kameralar karşısında kendini acındıran ve de 2012 off-season ve preseason’ın tamamını Florida sahillerinde keyif yaparak geçiren MJD, takımdan ayrı kalma kararından vazgeçerek 2 Eylül günü takım tesislerine dönmüş ardından 5 Eylül’de başlayacak sezon için kadroya katılmıştı. Ancak ne var ki, sezon öncesinde takımına ilallah getirten yıldız running back Jags’e çektirdiklerinin cezasını sezonun ortalarında ayağından geçirdiği ciddi sakatlıkla ödedi.
2012 Aralık ayında ayağından ameliyat geçiren MJD, bir önceki yıl olduğu gibi bu off-season’da da takımıyla beraber olamadı. Ama futboldan çok uzak kaldığı bu dönemde yıldız runing back, büyük bir hırsla sahalara dönebilmek için adeta gün saydı ve nihayetinde 27 Temmuz günü sahalara adımını attı. Bu günden sonra, her geçen gün antrenman performansını artıran MJD, başta ofansif koordinatör Jedd Fisch olmak üzere bütün koçlara güven verdi. Yıldız running back, Ağustos’un ilk haftası kendisine 2011’de geçirdiği diz sakatlığını ve o sakatlıktan dönüşünde ligin yard kralı olduğunu hatırlatan muhabire, geçtiğimiz sezon ayağından geçirdiği sakatlıkla 2011 sezonu öncesi geçirdiği sakatlığın kesinlikle kıyas kabul edemeyeceğini, dizinden geçirdiği o sakatlığın kendisini çok daha fazla yıprattığını söyledi. Peki MJD, 2011 sezonunda olduğu gibi bu sezon da büyük bir çıkış yakalayıp ligin en iyi beş running back’i arasına girebilir mi? Bu soruya vereceğim yanıt üzülerek hayır olur, çünkü artık 25 yaşında kariyerinin en verimli döneminde olan bir MJD yok, yaşını başını almış kontrat sezonuna girecek olsa bile büyük sayılabilecek bir sakatlıktan çıkmış bir MJD var. Tabi bunu bir Jags taraftarı olarak söylüyorum, MJD’yi kadrosunda bulunduran ve onun koşacağı her yardın kendisi için altın değerinde olduğunun bilincinde olan bir NFL Fantasy oyuncusu olarak değil.
Kamplarda kayda değer sayılabilecek bir başka olay ise, ikinci gün quarterback Blaine Gabbert’ın sahada adeta mucizeler yaratması oldu. Gerçekleştirilen 11’e 11 drill’lerde yeteneğini konuşturan Gabbert, kendisini eleştirenlere geçtiğimiz iki sezondan bile daha kötü olabileceğini gösterdi ve ilk iki snap’ın ikisinde de fumble yapmayı başardı. 11’e 11 drill’i ise toplam beş fumble ile tamamlamadı. (Rüyayı anlatırken Gabbert’ı hiç karıştırmasa mıydık acaba?) Her ne kadar Gabbert için bir sezon daha ısrar edilmesi gerektiğini önceki yazılarımda belirttiysem ve halen buna inansam da quarterback’in, sağ ayak bileğinden geçirmiş olduğu hafif sakatlığın da etkisiyle içler acısı bir kamp geçirdiği su götürmez bir gerçek. Takımın diğer quarterback’leri Chad Henne ve OTA’ların yıldızı genç Matt Scott ise özellikle iki dakikalık drill’lerde wide receiver’lar ile sağladıkları uyum ile göz doldurdular.
Kampları, bu sezonki draftta ikinci turdan seçilen safety Jonathan Cyprien’in diz altı kirişindeki ciddi sayılabilecek bir sakatlıkla açan Jags, en büyük korkuyu geçtiğimiz sezon yedi touchdown ve toplam 979 yardlık reception yaparak patlama yaşayan receiver Cecil Shorts III’nin kalf kasından geçirdiği sakatlıkla yaşadı. Sakatlığı nedeniyle kampların ikinci haftasını kaçıran Shorts III, preseason’ın ilk iki karşılaşmasında da forma giyemedi. Geçtiğimiz sezon yaptığı toplam 865 yard reception’la ligin en iyi çaylak receiver’ı olmayı başaran Justin Blackmon ise Haziran ayında kasığından ameliyat geçirmiş ve kamplara PUP list’de başlamıştı. 12 Ağustos günü takıma katılan Blackmon, preseason’ın ikinci haftasında New York Jets’e karşı forma şansı buldu ve bu karşılaşmanın ardından Blackmon’a NFL’den müjdeli haber de geldi; İlk dört hafta cezası bulunan receiver’a, takımla beraber antrenmanlara çıkabilme izni geldi.
Peki, Jaguars kadrosundaki en önemli oyuncuların ya sakatlandığı ya da tatmin etmeyen performanslar çıkardığı bu kampta hangi oyuncular kazandı? Bu soru için aklıma ilk gelen isim genç wide receiver Mike Brown. 2012’de hiçbir takım tarafından draft edilmeyip Jags ile anlaşan Brown, geçtiğimiz sezon hiçbir karşılaşmada forma şansı bulamadı ancak antrenman kamplarının sürpriz yumurtası olan ve quarterback’ler ile iyi ilişkiler kurmayı başaran genç receiver, depth chart’da Shorts III, Blackmon ve bir diğer genç receiver Ace Sanders’ın ardından dördüncü basamakta kendine yer buldu. Off-season döneminde Cleveland Browns’tan kadroya katılan deneyimli receiver Mohammed Massaquoi’un preseason döneminin başlarında kadrodan kesilmesiyle, Brown’un bu beklenmedik çıkışı bir bakıma Massaquoi’un ekmeğine kan doğramış oldu, artık günahı boynuna…
Ve Preseason…
MIA at JAX: Blackmon’ın gereksiz asabiyeti ve ofansif tackle Luke Joeckel’ın Jags o-line’ını yol geçen hanına çevirmesi
Preseason döneminin ilk karşılaşmasında Miami Dolphins’i ağırlayan Jags sahadan 27 – 3 gibi yüz kızartıcı bir sonuçla ayrıldı. Karşılaşmaya ilk 11’de başlayan quarterback Gabbert, yine gelenek haline getirdiği interception’ını attı ve az süre aldığı karşılaşmayı yalnızca toplam 19 yard pas atarak tamamladı. Jags’in çetin quarterback yarışının ikinci ismi Chad Henne ise Gabbert’a göre biraz daha iyi performans çıkardı ve karşılaşmayı 8/11 pas isabeti sağlayarak toplam 87 yard ile bitirdi. Tabi Henne’nin bu performansı, Gabbert’tan iyi olduğu için değil de Dolphins’in yedek ağırlıklı savunmasına karşı oynadığı için geldi. Yoksa Henne de Gabbert da yıllardır aynı tas aynı hamam…
Quarterback’lerin sergilediği bu vasat performanslara rağmen maça damgasını vuran olay Blackmon’ın, sakatlığı nedeniyle forma giyemediği karşılaşmada Dolphins cornerback’i Nolan Carroll yaşadığı sert münakaşa oldu. Bu tartışmanın nedeni resmi olarak açıklanmazken Blackmon, kendisini sakinleştirmeye çalışan Jags defensive end’i Jason Babin ile de büyük bir tartışma içine girdi ve genç receiver’a soyunma odasına kadar, sakatlığı nedeniyle karşılaşmada forma giyemeyen bir diğer Jags oyuncusu MJD refakat etti. Blackmon’a bu fevri hareketi sebebiyle birçok Jags taraftarı gibi ben de fazlasıyla sinirlendim çünkü adamın zaten dört maç cezası var, takımının kendisine ne kadar ihtiyacı olduğuna da çok iyi biliyor ancak yine de cezanın artma riskini hiç düşünmeden bu tip olaylara karıştığını kimse anlayamadı…
Karşılaşmada hatırlarda kalan bir başka nokta ise bu sezonki draftın iki numarası OT Luke Joeckel’ın kafalarda soru işaretleri bırakan performansı oldu. Joeckel birçok müsait bloku kaçırdı ve Dolphins d-line’ı, Jags o-line’ını karşılaşma boyunca adeta bir otoban gibi kullandı. Bir seferinde maçta öyle bir pozisyon oldu ki çaylak tackle, Dolphins defensive end’i Cameron Wake’e quarterback’i sack’lemesi için adeta yol verdi. Wake de önüne sunulan bu fırsatı geri çevirmedi ve quarterback Gabbert’ı, Jags taraftarlarının şaşkın bakışları altında bir güzel yere indirdi bir de üstüne sanki çok büyük bir iş yapmış gibi de sevinç gösterisi yaptı. Bu tip hataların ardından da Joeckel için açıkçası “Jaguar diye aldık ama Murat 131’den beter çıktı.” diye düşünmeye başladım.
JAX at NYJ: Sahada kısa kalmasına rağmen harika bir performans çıkaran Gabbert buna karşılık cezalardan yenen tam 14 sayı
Jets karşısında, her ne kadar 37 – 13’lük bir mağlubiyet alınsa da, ilk maça göre hücum anlamında biraz daha umut veren Jags’in şüphesiz en iyi oyuncusu Gabbert’tı. İlk saniyeden, rakip savunmanın pass deflection için üzerine yüklenmesi sonucu baş parmağından sakatlandığı ikinci çeyreğin ortasına kadar harika bir performans çıkardı ve bu kısa süre zarfında toplam 168 yardlık pas oyunu yaparken bir de touchdown pasının altına imzasını attı ki bu maçın ardından 21 Ağustos günü antrenmanları seyretmeye gelen takımın bir önceki sahibi Wayne Waver da Gabbert’ın bu harika performansını es geçmedi ve takdir ettiğini söyledi. Karşılaşmanın Jags adına bir diğer yıldızı ise bu sezon kadroya katılan San’Derrick Marks oldu. İlk hafta Dolphins quarterback’lerinin, yaptığı iki sack ile başına bela olan Marks, bu maçta da özellikle Jets’in ilk 11 quarterback’i Mark Sanchez’e yaptığı baskıyla dikkatleri üzerine çekti.
Gabbert, sakatlığı sebebiyle sahayı terk ettikten sonra yerine gelen Henne’nin performansı çok tatmin edici olmadı ve bu da hem aradaki sayı farkının önce kapanıp sonra açılmasında hem de Gabbert’ı quarterback yarışında resmi olarak Henne’nin önüne geçmesinde oldukça etkili oldu. Jags adına Henne’nin performansıyla beraber huzursuzluk yaratan bir başka olay ise cezalardan dolayı yenen tam 14 sayı oldu. Takım, Dolphins maçında da cezalar yüzünde tam 17 sayı yemişti. Eee bu kadar çok ceza yedik ve 2 maçta da bize cezayı kestiler…
PHI at JAX: Rezil bir O-line ve çıkış yakalayan bir running back, Jordan Todman
Karşılaşmada Eagles savunma oyuncuları, Jags quarterback’lerini tam yedi kez sack’ledi. Bu yedi sack’den ilk dördü takımın starter o-line’ı sahadayken geldi. Jets maçında sakatlığı sebebiyle (Dolphins maçının utancı da ağır bastı herhalde) oynamayan Joeckel bu karşılaşmada forma giydi ve yine beklenenin oldukça altında kaldı. Ancak Joeckel gibi bir genç yeteneğin üzücü performanslar çıkardığı dönemde başka bir genç yeteneğin doğuşuna tanık olundu. Bu isim geçtiğimiz sezon yalnızca bir maçta forma şansı bulan running back Jordan Todman’dı. MJD’nin sakatlık dönüşü fazla riske edilmemesi ve yıldız running back’in muhtemel yedeği olarak gösterilen veteran Justin Forsett’in tırnağındaki sakatlık nedeniyle forma giyememesini iyi değerlendiren Todman, Eagles karşısında toplam 102 yardlık koşu oyunu yaparken Jags forması altında ilk touchdown’unu atarak siftahını da yaptı.
JAX at ATL: Çaylak oyun kurucu Matt Scott’ın NFL kariyerinin başlamadan bitmesine neden olan, Süper çaylak Denard Robinson’ın ise bu takımda pas atmaması gerektiğini öğreten maç
Preseason döneminin son karşılaşmasına Jags de Atlanta Falcons da yedek ağırlıklı kadrolarıyla çıktılar. Karşılaşmada beni derinden yaralayan olay, güven vermeyen quarterback depth chart’ının uzun vadedeki kurtuluşu olarak nitelendirilen Matt Scott’ın performansı oldu. Harika bir OTA ve harika bir antrenman kampı geçiren Scott’ın talihi preseason’da bir türlü dönemedi. Çıktığı üç karşılaşmada hiç touchdown pası atamayarak beklenen patlamayı gerçekleştiremeyen çaylak quarterback, Falcons’a karşı ileride hatırlamak istemediği bir gece geçirdi.
Scott, yalnızca 67 yard pas attığı karşılaşmada bir kez sack yedi, bir kez interception attı ve bir kez de, Jags red zone’unda Falcons DE’i Jeremy Massaquoi’un üzerine çullanması ile topun hakimiyetini sağlayamadı ve gelen fumble’ın ardından Falcons savunması touchdown attı. Yaptığı bu hatalar da Scott’ın Jags kariyerinin başlamadan bitmesine neden oldu ve takım, genç oyuncuyu karşılaşmanın ardından serbest bıraktı. Maçın bir diğer üzücü olayı ise 2013 NFL Darftı’nın süper çaylağı olarak tanımlanan ve kolej kariyerinde qaurterback, receiver ve running back oynamış Denard Robinson’ın (oyuncu hakkında ayrıntılı bilgi için ilk yazıma bakabilirsiniz) sergilediği pas oyunu performansıydı. Antrenman kamplarında wildcat pozisyonunda oynayacağı açıklanan çaylak running back, drill’lerde çok güven vermedi ve Falcons karşılaşmasında da bir pozisyon Wildcat oynayan Robinson’ın attığı pas intercept edildi ve intercept edilen bu pas Falcons hanesine savunma touchdown’u olarak yazıldı.
Genç oyuncular için bu kadar dert yandık ama üçün hafta büyük bir çıkış yakalayan RB Todman, bu karşılaşmada da 60 yard koşarken bir touchdown’a imza attı ve d-line’ın çıkardığı iyi işlerle beraber Falcons’a karşı alınan 20 – 16’lık galibiyetin de mimarlarından biri olmayı başardı. Ayrıca Todman, dört maç boyunca koştuğu toplam 223 yard ile AFC’nin yard kralı oldu ve preseason’ı, NFL’in en çok yard alan ikinci running back’i olarak bitirdi.
Preseason ile İlgili Son Eklemeler
Antrenman kamplarında herkesi etkileyen performanslar sergileyen genç receiver Mike Brown her ne kadar yard anlamında Blackmon’ın ardından takımın en iyi receiver’ı olarak gözükse de beklediğim çıkışı gerçekleştiremedi, artık normal sezona diyelim.
Falcons önünde galibiyeti getiren touchdown pasını atan quarterback Mike Kafka da, preseason’ın ardından NFL’in serbest oyuncular kervanına eklenen bir diğer isim oldu. Bu hamleyi gerçekten takdir ettim çünkü Kafka’nın artık ahı gitmiş vahı kalmış, kariyeri boyunca da kendini ispat edememiş, o yüzden Jags’in genç ve dinamik kadro anlayışına uyan bir oyuncu değildi.
Peki Rüyanın Çıkma Olasılığı Nedir?
Açıkçası şuanda güven vermeyen bir o-line, parmağındaki acıyla mücadele edecek olan bir Gabbert’a sahip Jags karşımızda duruyor. Ben bu sezon için fazla umutlu konuşmak istemiyorum ancak .500 galibiyet oranına yaklaşılırsa head koç Gus Bradley önderliğinde girişilen revizyon sürecinin fazlasıyla başarılı olduğuna kanaat getirebiliriz. Kısacası söyleyeceğim odur ki BU RÜYA BU SEZON İÇİN TUTMAZ. Zaten rüyayı gördüğüm gece çok ama çok sıcaktı benim de herhalde bir tarafım açık kaldı ki öylesine ütopik bir rüya gördüm….:)