Son beş yılın en pozitif puan alan filmlerinden birisidir Christopher Nolan’ın “Inception”ı. Bazılarına göre tarihin en güzel yirmi filminin içine giren, film dünyasının önemli puanlama kriterlerinden 10 üzerinden 8.8 civarında puanlar almış, başarılı bir film. Başrolde oynayan oyuncu: Leonardo DiCaprio. Oscar ödülüne layık görülmeyen aktif aktörler arasında en iyilerinden birisi. “Wolf of the Wall Street”, “The Great Gatsby” gibi filmlerinde üstün performans gösterse de bu ödüle hep aday olup hiç kazanamadı DiCaprio.
Sezona iyi başlangıç yapan ama 5-1’lik recorda ulaştıktan sonra rüyadan uyanan Chargers, üç maçlık mağlubiyet serisi ile bu rüyadan uyandı. Ama bu yazının başlığı “Inception” yani rüya içinde rüyalar var. Bu rüyadan uyanınca, hemen arkasından bir karabasan gördü Chargers. Miami Dolphins karşısındaki 37-0’lık karabasan bittiğinde ise yeni bir rüya başladı, bu sefer Chargers dışarıdan izliyordu ve bu rüya 43-21’likti, bu sefer pozitif. Şimdi sezon başından beri en güzel rüyasını görecek Chargers: bay haftası. Yaklaşık üç haftadır bunu iple çekiyor takım. Kusura bakmayın ama, bu rüya eğer filmin sonundaki duvarlarda yürükleri rüya tarzı bir şekilde gitmezse, işimiz iş. Oscar hayali yarınlara kalacak, ama burada Oscar dediğimiz playoff. Sezonun başından beri playoff’ların içinde gözüken Chargers, ikinci haftadan beri ilk kez ilk altı seed’in içinde değil. Hala .500’ün üzerinde rekor ama bu yıl wildcard için büyük bir kapışma var. Browns bile yarışın içine girdi sayılır (Evet, Jags’e kaybeden Browns) siz düşünün hali.
Filmi izleyenler bilir, herkesin rüyada olup olmadığını anlaması için kullandığı bir obje vardır. Bizim içinde Rivers’dı bu. Rivers üçüncü çeyrekte oyundan çıkartılınca kâbusun başladığını tamamen anladık, ama zaten ilk yarıda hezimetin başlangıcı kendini hissettirmişti. Şu an “Nerden girdin bu film işine kardeşim” diyorsanız, Jets taraftarı değilsiniz demektir çünkü shutout’un ne demek olduğunu en iyi biz biliriz. Kaan Özaydın’ın da söylediği gibi, 37-0’ı yazmak zor iş. Karma denen olayın doğru olduğunu da anlamış olduk bu maçla. Jets’i 31-0 yenen Chargers, ağzının payını Dolphins’den aldı.
En kötü maçlarda bile sonuna kadar izleyip bir yazı çıkartmaya çalışan ben, devre arasında maçı kapatıp Beyaz Futbol’u izlemeye başladım. Zaten Tannehil her topu eline aldığında, offensive line her Rivers’ın ağzının dibine kadar gerilediğinde ağzımdan çıkan “Haydaaaaaaa” sesi yüzünden kendimi ilk yarı boyunca programın içinde gibi hissettim. Sahada “Bu Tarz Benim” yarışmacıları gibi dolaşan defans oyuncuları ve “O Ses Benim” yarışmacısı gibi ses olan ama işlev olmayan Rivers’i izledikçe kendimi kaybedecek gibi oldum.
Kusura bakmazsınız umarım, yazı biraz kısa oldu ama bizi de anlayın biraz, daha travmadan bile çıkabilmiş değilim. Bay haftasında biraz ev temizliği yapmak gerekiyor. Ama kimse umutsuzluğa kapılmasın, Inception’da son seviye dışında rüyada ölenler sadece uyanır ve şu an sezonda son seviyede kesinlikle değiliz, hatta uyanmak takıma iyi gelecektir…