12.Adamın başkentinden herkese merhaba. Bir haftalık aranın ardından sahada görmeyi özlediğimiz Seattle Seahawks haftanın son maçında Washington Redskins’i 27 – 17 yenerek ilk deplasman galibiyetine uzandı. Sahada total anlamda çok efektif bir oyun yoktu, hele ki üçüncü çeyrekte. Takım performanslarından ziyade bireysel performanslar öndeydi. Girizgah bölümünü bitirip bireysel performansların başlığında ve ışığında maçı irdeleyelim. İçeri buyurun efendim…

Kusursuz Oyun Yöneticisi

Super Bowl yolunda Şahinlerin en büyük umudu yavaş yavaş Russell Wilson olmakta. Atlantik’ten Pasifik kıyılarına galibiyetle dönmemizi sağlayan Russell Wilson aktif quaterback’ler içinde Tom Brady’den sonra en yüksek galibiyet yüzdesine sahip isim, şampiyonluk yüzüğü olan hiçbir quaterback’e de kaybetmedi. O, güçlü bir takımın bir parçası fakat bu sezon kendi başarı çıtasını yükseltmiş durumda. Bizim de Seattle’dan olan beklentimizin her hafta yükseklerde gezmesini sağlıyor. Wilson’ın önce maç sayılarını yazalım. 201 pas yardına 24’te 18 pas isabeti sağlayarak ulaşan Wilson iki touchdown pasına bir de read option ile gelen touchdown koşusu ekledi. Bu sayılara NFL tarihinde sadece dört oyuncu ulaşabilmiş. Minimum 200 pas yardı, 100 koşu yardı, pas ve koşu touchdown’u eklemek sadece ve sadece dört babayiğidin harcı olmuş. Beşinci babayiğit Kuzey Pasifik’ten… 122 yard koşan Wilson, ligde gelenek halini almış ‘Monday Night Football’da bir maçta en çok koşan oyun kurucu olurken, bu sezon 11 redzone pozisyonumuzda dokuz touchdown çıkartarak yüzdesel olarak Atlanta Falcons quarterback’i Matt Ryan’ın arkasından ligde ikinci sırada bulunuyor. Sayılarla, istatistiklere sizi boğup sıkmak istemem lakin Wilson’ın yaptıklarını somutlaştırmak adına bu rakamsal değerler gerekliydi.

Bu sezon özellikle üçüncü haklarda baskıyı kaldıramayan Seattle gardlarından ötürü sack’lerin çoğuna bu haklarda maruz kalan “3” numaramızın gelişimi, ilerlemesi ve büyümesi rakip blitz’lere verdiği tepkilerde de görüldü. Pocket’ının dışına çıkmak zorunda kaldığı blitz’lerden ilk yarı kendi koşu oyunlarıyla ilk haklar kazandırdı takımına. İlk çeyrekte sayıya giden hücumumuzda 29 yard koşan Wilson kendi rekorunu tazelemiş oldu. İkinci devre ise bu blitz’lere karşı verdiği cevap paslardı. Kanatlara pas atmayı sever Wilson. Dikine attığı paslarla önemli isabetler sağladı ki biri –sayılmayan– iki touchdown pasıydı bunlar. Blitz’den kaçıp attığı 40 yard pasın yanında Denver maçındaki korkulu rüyayı Washington’da görmekten korktuğumuz son dakikalarda yine blitz’den kaçıp Marshawn Lynch’e attığı pas galibiyeti garantileyen sekanstı.

Seattle Seahawks için mükemmel ve en ideal isim Russell Wilson. Takımı oynatma adına yetkinleşiyor ve head koç Pete Carroll’ın kafasındakileri sahaya yansıtıyor. Maçın genelinde genel menajer edasıyla hücumu bir kalburüstü quaterback’ten öte yönetiyor. Zor ve sıkıntılı anlarda isea Seattle’ın drive’ında skor tabelasında çıkmaz sokağa, karanlık kuyulara girmesini engelleyecek inisiyatiflerde kendisi. NBA’de eski günlerinden uzak takımım Los Angeles Lakers’ın efsanesi Magic Johnson’a “Magic” lakabını yükleten kahramanlığı bir numara pozisyonunun yanına beş numaraya kadar çeşitli pozisyonlarda sıkı işler çıkarabilmesiydi. Misal, çaylak sezonundaki final serisindeki bir maç beş numara oynaması… İşte, Russell Wilson istasyon hareketleri mükemmel bir quaterback değil ama mobilitesini, dinamizmiyle birleştirerek elit bir running back gibi koşabilen, başarılı bir tackle gibi running back’e boş alan için blok yapan bir oyun kurucu. Basketboldaki superstar bir point guard gibi hem oyunumuzu yönetiyor hem sayıya imza atıyor Şahinler için. Bir milyon doların altındaki çaylak kontratı bitince onu takımda tutmak adına nelerden feda edilecek, bekleyeceğiz göreceğiz. 2015 sezonu öncesi yönetimi yorucu ve zor günler bekliyor iç transferde. Sezonu başarıyla bitirelim hele, iç transferde yapılan/yapılacak hamlelere değineceğim bir yazıda buluşuruz…

Beast Mode Seriye Devam Ediyor

Her maça bir touchdown. Maçın sekizinci hücumunda sahaya teşrif edene kadar Seahawks taraftarları olarak endişelendik. Beast Mode lakaplı Marshawn Lynch takım otobüsünden inerken kafasını mı vurdu, valizini taşırken belini mi incitti şeklinde kafamızda deli sorular dolandı. Seattle hücumunun açık ara en öndeki üç isminden biri Marshawn Lynch. Yine 100 yardın üzerine çıkan Lynch’in belindeki ufak sakatlığı ilerleyen günler için bizi endişelendirmesin. Cereyanda kalırsın da belin tutulur ya o misal saatlik sancıyla Washington maçına ısınma bisikleti üzerinde başlayan 24 numaramızın Dallas Cowboys maçında ilk hücumda yeşilli mavili formalıların arasında olacak.

Bu Bir Rekor Olsa Gerek Amcaoğlu

Geçen yazıda, baş hakem Jeff Triplette’nin düdük çaldığı maçlarda snap sonrası bol bol sarı bayrakların dalgalandığıyla ilgili kısa bir bilgi vermiştim. Maçı izleyenler 16 kez sarı bayraktan ötürü Jeff Triplette’nin sesini sıkça FedexField’da duydu. Sekizi ilk yarıda olmak üzere 13’ü bize ait olan bu cezalardan ötürü 90 yardımız gitti. Maçın erken kopmasını engelleyen hücum cezaları Washington’ı skor olarak oyunda tuttu. Lynch’siz başladığımız maçta Percy Harvin’i running back olarak kullandık. Harvin için çizilen oyunlarda genellikle sağ kanadı kullanıyoruz. Şöyle ki; aldığı pasların yarısına yakını ya başlangıç çizgimizin gerisinde ya da 10 yardlık alan içinde sağ kanattan akmakta. Hız, ivmelenme ve kolay durdurulamama yeteneklerinden ötürü topla geride buluşturmamız bile bizim için avantaj.

Bir pozisyonda Percy Harvin müthiş hızlanması ve bilek hareketleriyle önce soldan endzone’a ulaştı, holding cezasından ötürü sayılmadı. Peşimdeki oyunda bu sefer 10 yard geriden ve diğer kanattan endzone’a ulaştı. Kendi yaptığı saliselik false start ile ceza alan Harvin’in bu sayısı da heba oldu. Soldan koştu saymadılar, sağdan koştu kabul etmediler; bir başka pozisyonda bu sefer dikine aldığı pasla ortadan endzone’a ulaştı ama yine sarı bayrakla touchdown sevinci kursağında kaldı. Bir maçta aynı oyuncunun üç kez touchdown’ının sayılmadığı başka bir maç olmuş mudur, merak ediyorum…

Özetle, Marshawn Lynch ve Percy Harvin merkezli hücumumuz bu maçta da aynen devam etti. Dinamik oyuncularla kurulu bir takımız fakat Baldwin ve Kearse baskın performanslara imza atamıyor. Golden Tate’i takımda tutabilseydik veya Sidney Rice futbolu bırakmasaydı veya benim çok şey beklediğim Paul Richardson’a biraz daha fazla rol sunulsaydı takımın birincil pas seçenekleri Percy Harvin ile sınırlı kalmazdı. Yine wide reciever Kevin Nordwood sakatlıktan ötürü çaylak sezonunda henüz performans sergileyemedi, onun dönüşünü de beklemekteyiz.

Sempatik Şahinler: Bryan Walters, Luke Willson

Paul Richardson’a koçumuz –şimdilik– beklediğim fırsatları sunmadı fakat beklentimin hazırlık maçlarından itibaren çok olduğu Bryan Walters her hafta bu takımın bir parçası olabileceğini gösteriyor. Punt dönüşlerinde bize güzel saha avantajı sunan ilerleyişler sağladı. Top havadayken, kontrol aşamasında ve kontrolden sonra deparında kendinden emin tavırlarda. Ball handling ve ball security izlenimlerim olumlu. İlerleyişinde alansal boşluklardan maksimum faydalanamasa da, boş koridorlara adım atamasa da 10 yardlık mesafede basketbolcu kıvamındaki turnaround’larıyla ufak ilerleyişler yapıyor. Sezonun son çeyreğine girmeden bir return touchdown’ı ile yüzümüzü güldüreceğine inanmaktayım. Şimdilik kariyer rekorunu 21 yard olarak ayarladı, dediğim gibi touchdown ile rekor yenilenecektir…

Fight end esintisindeki tight end’imiz Zach Miller’ın ameliyatı o mevkinin doldurulamayacağına ilişkin soru işaretlerini de getirdi. Maçta gördük, izledik ve anladık ki Luke Willson; quaterback’imizin koşularında adam bloklamasını kusursuz yapıp, pas oyunlarında O-Line’ımıza zaman zaman destek oldu. Kendisine atılan pası da yakalayan Willson’ın hücumumuzun ön hattını kıskandıracak derecede bloklama eğilimi çok hoşuma gitti. Maç öncesi yazımda belirttiğim B ve C planları Cooper Helfer ve Garry Gilliam’a ihtiyaç kalmayacak derecede ayakları yere sağlam basan bir Luke Willson vardı.

“Ye Kirk’im Ye Dünyası Değil”

Washington Redskins’te ise New York Giants maçındaki Kirk Cousins’ten farklı bir Kirk vardı sahada. Bence maçın genelinde başarılı işlere imza attı. DeSean Jackson ile uyum az kalsın galibiyet hayallerimizi batırıyordu. DeSean Jackson 157 yard’lık performansıyla takımını oyunda tutmayı başardı. Kirk Cousins’ın bir iki kötü pas denemesinde savunmamız bizi heyecanlandırsa da ne Kirk Cousins’a interception ne Washington hücumcularına fumble yaptırabildik. No-huddle hücumuna maçın son bölümünde başvuran Cousins, Redskins seyircisini o anlarda memnun edecek şekilde iş başındaydı. Koşu savunmasında lig lideriyiz ve bu maçtaki 1.9 yardlık koşu savunması oranımızla bu liderliğimizi perçinledik. Alfred Morris’in maksimum 11 yard koşmasına izin verdiğimiz toplamda sadece 29 yard ile lige girdiğinden itibaren en kötü günlerinden birini yaşadı.

Pas savunmasında ise Seattle defansını kötü değildi lakin iyi de değildi. Geceyi takeaway’siz kapatmamanız gereken bir rakibe karşı oynadık. DeSean Jackson’a iki pozisyonda 50+ pas yakalama imkanı vermememiz gerekirdi. Üçüncü çeyrek, ilk hak kazanamadığımızı da eklemeliyim. Bu şartlarda sahadan boynunuz bükük de çıkabilirsiniz.

Read option’lardan ekmek çıkaran bir ekibiz. Washington maçında resmen maden bulduk. Bunun müsebbibi read option okumayı ve savunmayı bilmeyen Washington idi. Russell Wilson’ın sola doğru yaptığı touchdown koşusunu tekrar izlerseniz, ne demek istediğimi anlarsınız. Savunmada zaman zaman çöküş yaşayan Redskins’in oyunu okuma eksikliğinden ötürü Russell Wilson’ın pas ve koşu sayı istatistikleri arttı. Kısaca, Redskins’in savunmadaki zaaflıklarını Seattle kendi avantajına dönüştürmesini bildi. Top onlardayken koşu savunmasında emekletmediğimiz Redskins koşucularının yanı sıra, quaterback’ine çaylak lineman Morgan Moses kanadından blitz’lerle kolay nefes aldırmadık. Maç öncesinde değindiğim oyuna başlama yardında 35-15 gibi değerli istatistik yakaladık. Üçüncü çeyrekte rakibin sahasına yakın şekilde başlayıp sayıya çok çok yaklaşmamıza karşın dediğim gibi ilk haklardan uzak olmamız maçı son çeyrekten önce koparmamızı engellerken; rakibin son çeyreğe kadar kendi 20 yardlarından ileride başlayamaması da sayılara kolay gitmesine engel oldu. Bu istatistik haftaya daha değerli olacaktır iyi hücumcularla donatılmış Dallas’a karşı…

Her Anlamda Savunma

Hücum performansları için başlık açarım da güzelim savunmamız için hiç açmam mı? Başlıkta da belirttiğim üzere her anlamda savunma vardı. Birincil anlam olarak: Earl Thomas, safety görevini sessizce ve mükemmel yaptı. Ters kanattan DeSean Jackson’ın pasını kestiği pozisyon dahil birçok topa elini uzattı. Öte yandan savunmanın yıldızı Bobby Wagner’dı. Maçın ve kendi adına sezonun ilk ve tek sack’ını yapan Wagner beşi solo sekiz tackle yaptı. Koşu oyunlarında rakibin ilerlemesini engellemekte kalmadı pas oyunlarında Kirk Cousins’in hava trafiğini engelleyici müdahalelerde bulundu.

Yazımızın sonunu ise Richard Sherman’a bırakalım. Savunmamızdaki snap sonrası adam switch’lerinden ötürü Sherman’ın başka adama markaja gitmesinden yararlanıp iki kez 50 yard ve üzeri pas yakalayan DeSean Jackson miss matchup’lardan oldukça yararlandı. DeSean Jackson’ı kendi kalitesine uygun bir biçimde savundu Sherman. Ancak Sherman’ın derdi başka. Bu kez de kafayı Pierre Garçon’a takarken Garçon da Sherman’ın kaskına ve saçlarına, annesinin üstüne başına, saçına yapışan bebek misali yapıştı. Sherman markajından kurtulamayan Garçon birkaç pozisyonda Sherman’ın kaskını ve saçını hafiften çekti. Bu husustaki basından gelen sorulara ise Richard Sherman “Pierre birçok şey yaptı. Markajdan kurtulamazsanız ne olursa yaparsınız. Seyirci onu nasıl tuttuğumu görüyordu. Senin iş ne yaptığını kameralar gördü” tarzında eleştiride bulundu ve kendini savundu. Bu da ‘her anlamda savunma’ başlığındaki ikincil anlamıydı. Pierre Garçon ise sosyal medya hesabında bu durumla ilgili bir şey paylaşmış. Şu yazıyor, “Sessizlik, bir budalaya verilecek en iyi cevaptır.”

Şahsi görüşüm: Pierre Garçon kusurlu hareketleri olmasaydı Sherman’ın bu açıklamalarını şımarıklık olarak görürdüm. Pierre Garçon’un hırsını alma yöntemini izledik, bunların üstüne Sherman’ın eleştirisi bence yerinde.

Haftalar ilerledikçe Seattle’ı izlemek daha bir heyecanlı, daha bir güzel oluyor. Sıradaki maçımız sezonun üçüncü haftasına kadar kesin yeneriz önyargısıyla yaklaştığım Dallas Cowboys. Son dört maçını kazanan Dallas ile sıkı maç olacak, 4-1 ile önyargılarımı ne yazık ki yıktılar… Zaman bulursam maç öncesi yazısında sizlerle buluşmak isterim. Duyguların şelale olduğu NFL haftaları dileğiyle NFLTR.com’a 12.Adamın başkentinden sevgiler, selamlar, hürmetler…