Merhabalar, değerli NFLTR.com okurları… Green Bay Packers, Detroit Lions’ı 31-24 ile geçerek üst üste ikinci defa NFC North grubunda şampiyonluğa erişmeyi başardı. Böylelikle play-off’lardaki yerini garantiledi. Bu noktadan sonra wild card maçlarının olduğu haftayı atlamak için mücadele edilecek ve bunun için rakip New Orleans Saints. Bana kalırsa bunun gerçekleşme ihtimali çok düşük. Ancak; takım grubunu başarıyla bitirdi, bir süre bunun tadının çıkarılmasında hiçbir zarar yok…

Açıkçası rakibin Detroit Lions olmasıyla maçın çok ilgi çekiciliği olmadığı için bu hafta çok uzatmadan bir inceleme yazıp yazıyı öz bir şekilde tamamlamayı planlıyordum. Gel gör ki Packers bu maçta da bile maçı son saniyesine kadar garantileyemedi hatta büyük bir liderlikten sonra maçı zayıf rakibine başarısız bir onside kick denemesiyle geri dönüş şansı verebilirdi. Packers, şanslı çıktı ki top son kendilerinde kaldı ve maçı kazanmayı başardılar.

Maç ile ilgili olarak çok sıkan detaylarına boğmadan maçı, takımın genel durumuyla beraber değerlendirelim. Green Bay Packers ofansının izleyenlere keyifli dakikalar yaşattı söyleyebiliriz. Birçok oyuncusundan verim alabilmeyi başardı. Savunma için ise aynı şeyleri söylemek pek mümkün gözükmüyor. Detroit Lions, maçı genel olarak Packers’ın takibinde sürdürdü. Maçın başlangıcı dışında hep arkadaydılar. İlk drive’da da Packers’ın iki defa thirrd down hücumunu savunamadığını gördük. Aslında bunun hakkında şöyle bir benzetme yapabiliriz; Packers defansı son maçlarda bir hareketlenmesi, kıpırdaması var ancak halen yeterli değil. Halbuki, rakipleri ise çok üst seviye olup ligin elit hücumlarından olan takımlar değildi. Mesela, Eagles maçı ve bu maçta oldukça fazla sack yapıldı ama kilit sack sayısının çok az olduğu düşünüyorum. Her savunmanın ritme girmesi çok önemlidir ama bu Green Bay defansı için daha önemli. Belli bir momentumu yakalandığında daha başarılı bir performans veriyor. Üst üste sack’lerin bu noktada yaşandığını görebiliriz. Fakat, bunların biraz göz boyayan performanslar olduğunu söyleyebilirim. Savunmanın eksiklerini halen net bir şekilde görebiliyoruz. Stafford bir noktaya kadar iyi oynasa da bu maçın fişini çekemeyen taraf Packers defansıdır. Bu maçta cezalardan da savunmanın fazlaca baş ağrıttığını gördük. Bir önceki yazıda bahsettiğim ışık olayını da bu maçta göremedim ve içimden bir ses önümüzdeki Panthers (McCaffrey olsa bile ki mümkün gözükmüyor), Titans ve Bears maçlarında da göstereceklerinin izlenimi gözükmüyor. Baktığımızda takımın defansta en büyük problemi bir iç linebacker eksiğinin bulunması olduğunu görüyoruz. Bu mevkide hem koşu savunmalarında hem pas savunmalarında kötü oyunlar ortaya konuyor. Packers son yıllarda önem vermediği, Blake Martinez’leri har vurup harman savurduğu bir mevki olan iç linebacker pozisyonundaki eksiklerinin acısını playoff’larda derinden hissedecek gibi gözüküyor.

Savunmaya baktığımızda içleri rahatlatan başta da Jaire Alexander olduğu iyi bir secondary’e sahip olması. Bu sezon tuttuğu isimlere geçit vermiyor. Yıldız wide receiver’lara genelde iki kişi ile coverage yapmak makbuldür ancak ben Alexander’a tüm receiverlar ile birebir eşleşmede güvenebilirim. Packers’ın son yıllarda savunma için kullandıkları birinci sıra seçimleri arasında en başarılısı. Savunmaya baktığımızda aslında Za’Darius Smith, Kenny Clark, Darnell Savage, Adrian Amos, Dean Lowry ve Preston Smith gibi değerli isimleri bulunmakta. Za’Darius Smith, ligin en iyi pass rusher’larından biri, Preston Smith bu sezon aldığı paranın karşılığını Dean Lowry gibi veremese de savunma için önemli bir parça. Preston ve Lowry yine son zamanlarda bir hafif kıpraşmada ama yine aldıkları paranın karşılığını verdiklerini düşünmüyorum. Kenny Clark ligin en iyi nose tackle oyuncularından ve aldığı yeni sözleşme ile de görebiliyoruz. Bu sezon onun performansı da beklediğimin altında kaldı açıkçası. Umarım gelecekte bu kontratın ve beraberinde getirdiği seçimlerin iyi sonlandığı bir senaryoyu yaşarız.

Bir diğer açıdan, special teams de vasat durumda bulunuyor. Takım, gelen return’leri savunmakta problem yaşıyor. Takımın canını oldukça yakabilecek önemli bir problemle daha karşı karşıyayız. Return’lerden farklı olarak bunun bir örneğini şans eseri kurtardıkları onside kick denemesinin ardından da görebilirdik. Bunlara ivedilikle önlem alınması gerekiyor. En azından special teams’te bu sezon deneyimli kicker Mason Crosby sayesinde Packers taraftarınının kafaya takacak bir şeyi yok. Bu maçta da clutch bir 58 yardlık alan golü ile izleyenleri mest etti. Dileriz bize bir sürpriz yapmaz

Kötü defans ve special teams performansları ardından biraz daha iyi olan şeylerden bahsedelim. Hücuma baktığımızda, Lions karşısında birkaç kişiden üst düzey performanslar izledik. Aaron Rodgers maça çok iyi başladı. İlk iki drive’ında iki TD pası attı ve QB rating olarak 158.3 gibi yüksek bir derece ile maçı takımına kazandıracağının işaretlerini verdi. Maçı da 290 pas yardı ve bir tanesi koşudan gelmek üzere toplam dört TD ile MVP yarışında değerli olacak bir performans ile bitirdi. Hatta Mahomes’un üç interception yaptığı ve gözlerimize inanamadığımız 30 yardlık bir sack’in olduğu maçın da ardından MVP yarışında öne geçtiğini düşünüyorum. Rodgers’ın Mahomes’a göre arkasında bulunduğu tek önemli istatistik, pas yardı. Fakat Aaron Rodgers NFL’in en çok TD pası atan oyuncusu iken bunun çok fazla önemi olduğuna inanmıyorum. Kendisi takımı işleten çarkın en iyi dişlisi. Packers’ın ne eksiği varsa ona büyük ölçüde cevap veriyor. Mesela onu hiçbir zaman koşan bir quarterback olarak adlandırmadık ancak koştuğu zaman bunu akıllıca yapan bir isim. Bu maç özelinde de bunu da touchdown sırasında olsun önemli ilk hak kazanımlarında olsun gösterdi. 26 defa bir maç içerisinde hem koşu hem pas touchdown’u gerçekleştirdi ve bu açıdan NFL’de üçüncü sıarada bulunuyor. Önündeki isimler; Steve Young ve Cam Newton. Buradan red zone’da koşularını ne kadar akıllı kullandığını görebiliriz ve 37 yaşına girmesi de buna çok etki etmişe benzemiyor.

Ayrıca, Rodgers’ın çok da iyi bir O-Line’a sahip olduğunu söylemek gerekir. Bu maçta da sack olmayan Rodgers ligin diğer quarterback’leri gibi O-Line problemi bulunmuyor. Bunu koşu oyunlarında da görebiliyoruz. Artık Jamaal Williams ve Aaron Jones’un koşu oyunlarını toplu vermek lazım. Başta Jones olmak üzere iki oyuncu da iyi yard kazanımları getiriyor takımına. İki running back takımına toplam 107 koşu yardı kazanımı getirdi. Son zamanlarda Jamaal Williams’ın koşularda daha fazla kullanıldığı görüyoruz. Hatta ona, maçın ilk yarısında Aaron Jones’tan daha çok top taşıma şansı verdi. Ayrıca, special teams’de bu hafta kick return’de de kullanıldığını da gördük. Görünüşe bakılırsa takım, yavaş yavaş Jones bağımlılığından mustarip olmak istemediği için mümkün olduğunca Williams’ı oyuna dahil etmek istiyor. Ne kadar doğru bilemem ama Aaron Jones bazı söylentilere göre şimdiden diğer takımlarla görüşmeye başlamış.

Maçın bir diğer yıldızı her hafta olduğu gibi Davante Adams idi. 115 yard pas tutarak bu hafta da 100 barajını geçmeyi başardı. Maçın başında yaptığı şahane TD’u ile Don Hutson’ı geçerek Packers tarihine girmeyi başardı. Bence Rodgers’ın oynadığı en iyi wide receiver da Adams. Önümüzdeki sene sözleşmesi sona ererken kesinlikle ve kesinlikle kadrodan ayrılmasına izin verilmemesi gereken bir isim. Ben, Rodgers’ın MVP’yi hak ettiği gibi Adams’ın da “Yılın Offensive Oyuncusu” ödülünü sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. İzlemesi bir taraftar olarak da büyük bir keyif…

Gelelim, hücumdaki diğer yardımcı aktörlere. Valdes-Scantling bu maçta 85 yard kazanımı ve TD ile iyi performans gösteren oyunculardandı. Benim bu sezon en çok beğendiğim MVS performansı buydu. Kendisini sadece derin tehdit olarak adlandırdık ama bu maçta altı top yakaladı ve bu toplar önemli toplardı. Bu karşılaşmada gösterdiği gelişimden dolayı çok memnun oldum. Yakaladığı TD da muazzamdı. Bir diğer iyi performansta Robert Tonyan’dan geldi. Çok fazla kazanım sağlamasa da saha içinde iyi performans gösteren oyunculardandı. Maçı fiilen bitiren first down’u ve değerli birkaç topu tutan Tonyan’ın tight end performansı bu maçta da geçer not aldı benden. Bu maç takımla ilk maçına çıkan Tavon Austin, iki catch ve sekiz yard kazanımı ile maçı bitirdi. Bu maçta screen paslarıyla kullanılmaya çalışıldı. Çok etkili olamamış olsa da playoff maçlarında iyi bir şekilde kullanılabileceğini düşünüyorum.

Önümüzdeki hafta oynanacak olan Carolina Panthers maçına gelecek olursak. Bu maçta da Christian McCaffrey’nin sahada olması beklenmiyor. Kendileri benim fantasy takımımda bu sezon ömür çürüttü açıkçası. Bahsettiğimiz kişi de McCaffrey olduğu için vazgeçemiyorsun. Sahada onun olması Packers defansı için playoff öncesi güzel bir ön hazırlık olabilirdi. Hem bu açıdan hem de kendi fantasy ligimde playoff’larda takımım eksik kalacağı için şahsi bir hayal kırıklığım bulunmuyor değil. Panthers için sezon başında iki, üç galibiyet alırlar, hadi McCaffrey ile dört galibiyet gelir diye düşündüğümüz bir takımdı. Bu dört galibiyeti de o sahada değilken almayı başardılar. Teddy Bridgewater’ın Panthers ile bu ilk sezon performansını ben beğendim. Bu sezon 3,000 pas yardını geçmeyi başaran bir oyun kurucu. Starter olduğu sezon başında açıklanan bir QB için hiç fena değil. Koştuğu zamanlarda da bir quarterback olarak da duruşu etkileyiciydi. Koşu hücumlarına biraz daha bakacak olursak McCaffrey’nin yokluğunda oynayan Mike Davis’in performansı da oldukça iyiydi. McCaffrey’i aratmadı demem imkansız ama takımı için iyi işler yaptı. Yine Packers defansını yoracak bir isim. Takımın wide receiver’ı Robby Anderson çok iyi bir sezon geçiriyor. Bu sene dört yard kazanması takdirinde 1,000 yardı geçmeyi başaran receiver’lardan biri olacak. Bir diğer önemli wide receiver D.J. Moore’un durumu halen belirsizliği korusa da Packers maçına yetişmesi muhtemel gözüküyor.  Takımın hücumda iyi silahları olsa da kötü bir form ile sahaya çıkacaklar. Kağıt üstünde açık ara favori Green Bay Packers ancak büyük bir sürpriz olup ters bir skorun gelmesi de beni şaşırtmaz. Ama yine Packers’ın sahadan galip ayrılacak takım olacağını düşünüyorum. Kolay geçen bir maç da olabilir. İzleyip göreceğiz…

Sakatlıklardan ve COVID-19 vakalarından uzak bir hafta diliyorum. Bir sonraki yazılarda görüşmek dileğiyle…