San Fransisco 49ers, Şubat ayında hüsrana dönen Super Bowl sonrası bu sene yaşanabilecek muhtemel bir “Super Bowl laneti” ya da “Super Bowl hayal kırıklığı” etkisiyle geçen seneki başarıdan uzak bir sezon beklentisiyle çıktı sahaya. Bunda takımın zaten kısıtlı olan wide receiver kadrosunun Emanuel Sanders’in gidişi ile daha da zayıf hale gelmesi, eldeki Deebo Samuel ve ilk tur draft seçimi Brandon Aiyuk ile yedinci tur seçimi Jauan Jennings’in sezona sakat girmesi, geçen seneki sağlam savunma oyununun bel kemiği DeForest Buckner’in yerine draft’ın ilk turundan seçilen Javon Kinlaw’ın takıma Buckner kadar etki etmesinin zaman alacak olması ve geçen sene bile sallanan cornerback/safety pozisyonlarına herhangi bir takviye yapılmamasının etkisini de yadsımamak gerekir. Artık dönüp geriye bakmamak gereken geçen seneki rüya sezona yapılmış yegane dengeleyici ekleme emekli olan sol tackle Joe Staley’nin yerine Whashington Footbal Team’den ayrılan All-Pro Trent Williams oldu. Kittle ve Arik Armstead ile kontrat yenilendi ve Patrick Mahomes’un 10. sıradan seçildiği 2017 NFL Draftı’nda dördüncü sıra seçimimiz olan Solomon Thomas’ın çaylak kontratındaki opsiyonun kullanılmayacağı açıklandı. Böyle bakınca bardağın boş tarafını dert ediyor gibiyiz…

Öte yandan savunma açısından fazla bir kayıp yoktu. Az sayıdaki draft seçimleri ve sınırlı sayıda yapılan antrenmanlar sonrası ilk tur seçimleri Kinlaw ve Aiyuk’un istenilen kalitede oyuncular olacağı ve Buckner ile Sanders’in yokluklarını aratmayacakları, geçen sene üçüncü tur seçimi olup sırt sakatlığından hiç snap alamayan Jalen Hurd ve 2018 yılında takıma katılan Richie James Jr.’ın da dönüşüyle Samuel, Aiyuk, Hurd üçlüsünün iyi bir wide receiver ekibi olacağı ve Dolphins’e giden Matt Breida’nın boşluğunun da iki sezondur sahaya çıkamayan Jerick McKinnon ile tamamlanabileceği, böylece de geçen seneki takımın standardının yakalanabileceğini düşünen Polyanna’lar da yok değildi. Ancak hem, başta Arizona Cardinals gibi division rakipleri olmak üzere rakipler güçlendi hem de önce Deebo Samuel, sonra Brandon Aiyuk ve en son da Jalen Hurd’ün sezon başlamadan sakatlanması, iki yıldır ikinci tur seçimi olmanın hakkını veremeyen Dante Pettis’in hiçbir katkı sağlayamaması nedeniyle wide receiver kadrosu neredeyse “yok” hükmüne geldi. Buna hala et mi süt mü olduğu belli olmayan Garoppolo’nun güven vermeyen oyun kuruculuğu eklenince ortaya NFL 2020 yılı birinci hafta Arizona Cardinals maç skoru (20-24) çıktı. Seyircisiz de olsa division rakibine evinde kaybedilen bir maç.

Aslında 49ers, Cardinals’a karşı geçen seneki iki maçta da çok zorlanmıştı. Bunun en önemli nedeni olarak da 49ers savunma koordinatörü Robert Saleh’in, 49ers’ı Super Bowl’a götüren savunma takımının mobil oyun kuruculara karşı fazla etkili olamayışı gösteriliyor ve Cardinals oyun kurucusu Kyler Murray de fazlasıyla mobil bir oyun kurucuydu. Geçen yılki iki maçta da takıma yeni katılan running back Kenyon Drake ile birlikte Kyler Murray başa bela olmuşken bu sefer yanlarına Deandre Hopkins’i de alıp gelmişlerdi. Siz geçen seneye göre wide receiver’sız bir halde daha fazla tek yönlü bir hücumla sahada yer alırken rakibiniz Drake, Murray, Fitzgerald’ın yanına Deandre Hopkins ile başlıyorsa ya savunmanız, ya oyun kurucunuz ya da koşucularınızın özel bir şeyler yapması gerekiyordu. Yapamadılar.

Öncelikle savunmanın defensive back bölgesinde Deandre Hopkins’e çare bulana kadar atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmişti bile. Geçen sene de kaybedilen ya da maç içinde sorun yaşanan dakikaların defansın gerisindeki baş sorumlularından gevşek Emanuel Moseley bu maçta da DeAndre Hopkins karşısında altın madeni görevindeydi. Sol tarafta oynamaya alışkın Richard Sherman ile kanat değiştirene kadar Hopkins, Moseley’i paspas yapıp çoktan 100 yard civarı top tutmayı başarmıştı bile. Savunma olarak Hopkins’e odaklanıldığında Kyler Murray ve Kenyon Drake koştu. Geçen yılki iki maçta da 50 yard civarı koşu ortalaması yapan Murray bu maç 91 yard ve pek çok first down kazandırdı. Mrray ve Drake’i durdurmak istediğimizde de Murray topu bir şekilde Hopkins’le buluşturmayı başardı. Maçın kötülerinden savunma koçu Robert Saleh’in Murray’i takip eden ekstra ve çevik bir savunmacıyı iki senedir Cardinals maçlarında takıma monte edememesi üç maçtır başımıza büyük iş açıyor. Aynı sorunu Super Bowl’da Patrick Mahomes Ravens maçında da Lamar Jackson’a karşı yaşamıştık. Maçta topu bir kez intercept edebildik. Onda da Dre Greenlaw’ın tiplediği topu takımın iyilerinden Jaquiski Tartt çalmayı başardı. Linebacker’lar Fred Warner ve Kwon Alexander geçen seneyi arattı.

Wide receiver, running back ve tight end’ler açısından da vasat bir maç oldu. Wide receiver demişken üç yıldır Godot’u bekler gibi beklediğimiz Dante Pettis yine ortalarda görünmedi. Zaten az sakat varmış gibi elimizdeki Richie James Jr. da maç içerisinde sakatlanıp oyuna devam edemedi. Kittle’da bir pozisyonda rahat topu çok yukarıdan atan Garoppolo’nun elinin ayarsızlığı nedeniyle rakibe havada kötü yakalanarak dizinden bir süre sakatlık geçirdi ve maçın devamında o ana kadarki etkisini de yitirdi. Wide receiver yokluğunda topu ya running back’ler ya da tight end, full back oynayan oyuncular tutabildi. Apoletinde wide receiver yazıp da top tutan tek kişi beş denemede iki pas yakalama ve 34 yard ile Kendrick Bourne olmuş diyeyim de işin vahametini siz anlayın. Hem Arizona savunmasının receiver yokluğumuzda koşu oyununa daha fazla odaklanması hem de hücum hattının geçen seneye nazaran koşuculara daha az boşluk yaratma/blok koyması nedeniyle koşucular koşmaktan çok top tuttu. Oyundaki tek hücum big play’i ilk çeyrekte Raheem Mostert’in pas tuttuktan sonra yaptığı 76 yardlık koşu ile geldi. Zaten diğer touchdown’ı da yine bir diğer running back olan Jerick Mckinnon yapmayı başardı.

Sadece üç kez sack’lenip birkaç kez de rakip savunma baskısını üzerinde hisseden Garoppolo’yu koruma konusunda hücum hattı çok başarısız bir maç geçirmemiş olsa da geçmişte farklı farklı koşu oyunu tasarımları ile bu konuda “Dahi” lakabını alan Shanahan hocanın bu seferki koşu oyunlarında hücum hattı sınıfta kaldı diyebiliriz. Nerede o eski bloklar, eski sağa giderken soldan açılan gedikler, sahayı enlemesine yaran kuvvetler. Ebetteki bu tarz yeni oyun tasarımları pratik ister ve bu sene takımların ne antrenman yapma ne de pre season maçı oynama şansları olmadığından hücum hattının bu tarz “gevşekliği” şimdilik kabul edilebilir seviyede. İleriki maçlarda o eski kafa karıştıran, vay be denilen hücum oyunlarını yine göreceğimizi düşünüyorum.

Gelelim zurnanın zırt dediği yer olan oyun kurucu Jimmy Garoppolo’ya. İstatistiklerin ne kadar yanıltıcı olabileceğine güzel bir örnek olabilecek bir maç geçirdi kendisi. Dışarıdan bakarsan 33 de 19 başarılı pas, iki touchdown ve sıfır top kaybıyla oynadı. Evet, 49ers’a geldiği günden beri çoğu zaman olduğu gibi istatistiksel olarak kötü bir maç geçirmedi. Ancak başa baş giden bir maçta, takımın pek çok eksiği var ve birinden ekstra bir şeyler beklenirken, bırakın ekstra katkı sağlamayı, vasata dahi ulaşamadı. Yine birçok pozisyonda topu elinde çok bekletti, yavaş çıkardı, en kritik hücumlardan bazılarında yanlış hedeflere yöneldi.  Burada (https://i.hizliresim.com/dfqHxO.jpg) ilk hedefi olan savunmadan kurtulan Mostert’a bakmaktan vazgeçmese bomboş pozisyonda touchdown’a gideceğiz, gidemedik. Olması gerekenden daha yüksek pas atma hastalığı aynen devam ediyor. Bir kez Kendrick Bourne bir kez de Trent Taylor’un rakiplerini geçerek yardırdıkları ve kendilerini boşa çıkardıkları pozisyonlarda o tarafa bakmadı bile. Hele topu running back’e verdikten sonra yaptığı fake pas atma hareketini, kimse yemediği halde, hala yapmaya devam ediyor olması! İnanın maçın bir yerinde sakatlansa da Nick Mullens sahaya girse diye içimden geçirmedim değil ki eminim bu konuda yalnız da değilim. Jimmy G takımı playoff’lara, şampiyonluklara götürecek oyun kurucu olmaktan çok ne yazık ki Andy Dalton’lar, Alex Smith’ler, Ryan Tannehill’ler gibi ne atabildiğin ne tutabildiğin 8/8’lik oyun kurucu olmaya evriliyor.

Sonuç olarak geçen sene iki maçta da kazanırken çok zorlandığımız bir rakibe karşı, geçen seneden wide receiver seçeneği olarak daha zayıf bir kadroyla ve rakibin daha da güçlendiği bir günde kaybetmiş olmak büyük sorun değil. Sorun geçen seneki gibi Kyler Murray tarzı yeri geldiğinde koşabilen oyun kuruculara karşı hala bir çözüm bulamamış olmak, Jimmy Garoppolo’nun o büyük kontrat bağlanan, geleceği teslim ettiğimiz oyun kurucu olmaktan çok “Yakışıklı Jimmy” tadında top oynaması, geçen yıl bizi Super bowlda Tyrek Hill ile bu maçta Deandre Hopkins ile yıkan o savunmanın gerisine takviye yapamamış olmak ve sakatlıktan dönseler bile Deebo Samuel-Brandon Aiyuk receiver ikilisinin bile sezona “revenge tour” parolasıyla contender olarak çıkmış bir takım için yeterli olamayacak gibi görünmesi. Umarım Shanahan hocanın geçen seneki gibi şapkadan çıkaracak yeni tavşanları vardır. Aksi takdirde bu sene zor dostum zor.

Maçın dışında biraz da Türkçe NFL içerikleri açısından yaşanan çok önemli bir gelişme ile ilgili iki çift laf etmek istiyorum. Malum hep bu sporu seven, takip eden sayısının azlığından, çevremizde oturup NFL ile ilgili konuşabilecek kişi bulamamaktan şikâyet ediyoruz. Hatta NFLTR Podcast’inin dinleme ve indirme sayılarının da yüzlerle ifade edildiğini söylüyoruz. İşte şimdi bunun bir tık ileriye gitme, NFL’e ilginin artışında bir ivme kazanma şansı oluştu. Nihayet yıllar sonra NFL 2020 sezonu maçları S Sport 2 ve S Sport Plus ekranlarında Türkçe olarak yayınlanmaya başlanacak. Bu sporu izlemeye 25-30 sene önce HBB televizyonundaki yayınlarla başlayan tayfa olarak bir spora ilginin artması için o spor müsabakalarının, o ülke televizyonlarında anadilde yayınlanmasının önemli bir etken olduğunu düşünüyorum. Bu Formula 1 yayınlarında da bisiklet sporunda da böyle oldu. Üstelik de yayıncı kuruluş çok yerinde bir kararla NFLTR ekibinden işinin ehli dört kişiyi maç anlatım ve yorumcu kadrosuna dahil etti. İlk hafta hem maç önü hem de tüm maç yayınları olarak büyük zevk verdiler. Bence köstek olacak paylaşımlar ve öküz altında buzağı aramaktan kaçınarak, gerçekten beğendiysek bu beğeniyi sosyal medya üzerinden de göstermemiz, NFL yayınlarının devamı için önemli. Geçmişteki gibi bir sezonla kalmayan, daha uzun soluklu yayınlar dileğiyle…