Merhaba NFL severler, sezonun ilk yarısını geride bıraktık ve artık Perşembe gecesi maçlarına start verildi. Sezonun ikinci yarısının başladığını bildiren ilk Perşembe maçında Raiders güçlü Chargers deplasmanındaydı. Açık olmak gerekirse maç öncesi pek iyimser değildim. Üst üste gelen sakatlıklar bizi zaten raydan çıkarmış bir durumdayken üst üste gelen Chiefs ve Broncos yenilgilerine Darren McFadden ve Michael Huff’ın sakatlıkları eklenince iyimser olacak bir nokta bulmak bir hayli zordu. Hele ki savunmamızın Broncos maçında düştüğü halleri görünce. McGahee’yi durduramayan hatta yıldız yapan savunma Matthews & Tolbert ikilisini nasıl durduracak diye merak ediyordu insan. Geçen hafta vizelerle meşgul olduğumdan yazamamıştım ama oldukça sinir bozucu bir mağlubiyetti. Maçtaki tek iyi nokta Palmer’ın eski günlerine dönüş sinyalleri vermesiydi. Üç tane muazzam TD pası attı. Şimdi dönelim Chargers maçına…

Bu maçın önemini anlatmaya gerek yok ama yine de değineceğim. Kağıt üzerinde AFC West’in tartışmasız en iyi takımı konumunda olan bir Chargers var. Şu ana kadar bunu ne kadar yansıttılar orası tartışılır. Hepsinde önce division rakibinize karşı oynuyorsunuz ve kazanan liderliğe yükselecek. Diğer bir nokta da diğer iki division rakibimize yenilmiş olmamız. Yani play off için kritik bir maç.

Maça Novak’ın kick’iyle başlayan taraf Raiders oldu ve hiç yard geçemeden topu Lechler’ın punt’ıyla Chargers’a geri verdik. Chargers ilk drive’ın da Matthews’ın koşu oyunlarıyla red zone’a kadar geldi. Bu noktada geçen haftanın kısa bir kabusunu yaşadım ama savunma TD’ye izin vermeyerek Chargers’ın FG ile yetinmesini sağladı. Sonrasında Raiders savunması toparlandı ve koca ilk yarı boyunca rakibe sadece 3 kez first down hakkı tanıdı. Bunda her ne kadar Raiders D-Line’ının payı büyük olsa da Rivers ve coah Norv Turner’ın da payı vardı. Rivers’ın ilk 9 haftada 14 kez interception atması onları çok etkilemiş olmalı ki Raiders secondary’sine ilk yarı boyunca neredeyse hiç pas atmadı Rivers. Üstelik berbat haldeki bir Raiders secondary’si varken karşısında.

Raiders hücumu ise ilk yarıda genelde koşu hücumunda yana kullandı tercihini. McFadden yokken neden bu kadar koşu oyunu oynadılar diye sorabilirsiniz. Nedeni Michael Bush’un performansı. DMC’nin sakatlanmasının ardından oynadığı her maçta çok iyi performanslar gösterdi. Chargers karşısında ilk periyotta tam 78 yard koştu. Evet yanlış duymadınız tam 78 yard koştu tek çeyrekte. Raiders tarihinde 2004 yılından itibaren bunu başaran ilk oyuncu oldu Bush. Normal RB’lere kıyasla daha çok bir FB fiziğine sahip Bush. Fakat açık alanda iyi bir patlayıcılığa sahip. Genelde gücünü kullanıyor ve bunun bir örneğini de maçın ilk TD’sini yaparken gördük.

Gelelim Carson Palmer’a. Yıldız QB yeni takımıyla ikinci defa ilk 11 de başladı maça. Chiefs maçında sonradan girip 4 interception atmıştı ama o maça takımla sadece bir kez antrenman yapıp çıktığını unutmamak gerek. Broncos maçında ise daha iyi bir görüntü sergiledi ve 3 TD pası atmasına rağmen takımını yenilgiden kurtaramamıştı. Bu hafta Chargers karşısında ise gerçek Palmer’dan bazı sahneler izledik. İlk yarıda Hue Jackson daha fazla koşu hücumu tercih ettiği için pek sahne almadı. İlk yarının son anlarında WR Denarius Moore’a attığı 33 yard TD pası etkileyiciydi. Bunun dışında Moore’a bir TD pası daha atan yıldız oyuncu maçı 14/20 pas yüzdesi, 299 yard pas, 2 TD ve 1 interception ile tamamladı.

Palmer’ı Raiders formasıyla hiç izlememiş olsanız bile sadece istatistiklerine bakarak her geçen maç takıma ne kadar alıştığını görebiliyorsunuz. Onun her maç daha da iyiye gitmesi başta ben olmak üzere Raiders taraftarlarını heyecanlandırıyor. Ayrıca Palmer maçta yakaladığı 155 QB reytingi ile Raiders tarihinde mükemmel QB reytingi yakalayan ilk QB olma başarısı gösterdi. Palmer’ın varlığı WR’ler için kuşkusuz bir nimet. Bunu geçen hafta Boncos ve bu hafta Chargers maçlarında gördük. Broncos maçında uykudaki Jacoby Ford’u uyandırdı. Ford tam form tutmaya başlamışken Chargers maçının ilk yarısında sakatlanması oldukça üzdü bizi. Umarım önemli bir sorunu yoktur.

Maça damga vuran olaylardan biri de çaylak WR’ler oldu. Ancak önemli bir nokta bu çaylak WR’ler 1 ve ya 2. Tur seçimleri değil. Raiders adına 5.tur seçimi Denarius Moore 2 TD ile geçenin parlayan ismi olurken Chargers adına ise 3.tur seçimi olan Vincent Brown yıldızlaştı. Moore sezona iyi girmiş fakat sonra durmuştu. Palmer’ın gelişi en çok ona yaramış gibi. Maç boyunca çok iyi anlaştılar. 5.turdan seçilen bir WR olarak yaptıkları çoğu kesimi şaşırtıyor ama bu yolda devam ederse takımın 1 numaralı WR’si olabilir. Vincent Brown ise Rivers’ın genelde ilk tercihi oldu. 1 sayılmayan 2 tana çok zor TD’ye imza atan Brown’ın özellikle Giordano ve Routt arasında endzone içinde yakaladığı pas harikaydı.

Broncos maçında tel tel dökülen Raiders koşu savunması Chargers karşısında toparlanmış bir görüntü çizdi. Özellikle Kamerion Wimbley yaptığı 7 Tackle ve 4 Sack ile yıldızlaşırken Raiders savunması 6 sack ile sezonun en yüksek rakamına ulaştı. Yaptığı ucuz penaltılar dışında geçen hafta beğendiğim Aaron Curry’i bu maçta da oldukça beğendim.

2009 yılında ilk turdan büyük umutlarla seçilip beklentilerin altında kalan Curry Raiders ile yeni bir çıkış arıyor. Umarım sahip olduğu potansiyeli artık sahaya da yansıtır. Ancak maçı değiştiren önemli bir unsurun Chargers LT’si Marcus McNeil’ın sakatlanmasının olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Rivers’ın kör noktasını koruyan oyuncu sakatlanınca yerine giren Bradyn Dombrowski, Wimbley’i bırakın durdurmayı yavaşlatamadı bile ve sacklerin çoğu da bu noktadan geldi.

Son olarak gerçekten iyi yolda giden bir takıma sahibiz. Tek sorun başta CB’ler olmak üzere yetersiz bir secondary’e sahip olmamız. Önümüzde gerçekten zor maçlar var ve açık konuşmak gerekirse play off yapmamız biraz zor. Şu Chiefs ve Broncos maçlarını kazanabilseydik işimiz çok daha kolay olacaktı. Sezon sonuna kadar Vikings ve Dolphins dışında çok zor maçlar var. Ancak sakatların özellikle de McFadden’ın dönmesiyle bu maçlardan alnımızın akıyla çıkacağımıza inanıyorum. Hepinize bol NFL’li günler diliyorum…