16 hafta bitti. Ne ara bu kadar maç oynandı, kimler sakatlandı, kimler iyi performanslar gösterdi bu süre zarfında değil mi? Hepsi güzel bir tat bıraktı damağımızda ve geldik normal sezonun son haftasına. Bu hafta Pittsburgh Steelers – Houston Texans maçı oynandı ve gerçekten takım Texans’ın üzerinden tabiri caizse dozer gibi geçti ve ne yalan söyleyeyim, ne yazacağım bu maçla ilgili kara kara düşünürken, geçtiğimiz hafta Salı günü Steelers tarafından takımdan kesilen James Harrison’ın New England Patriots ile bir yıllık sözleşme imzalaması gibi Steelers’ın bu sezonuna yakışır bir drama malzemesi olarak ortaya düştü.
Dile kolay ne dramalar geldi geçti Steelers’ın başından bu sezon. Önce Le’Veon Bell’in sezon öncesi kampına katılmaması, sonra Antonio Brown’ın Gatorade kovalarını sağa sola atması, milli marşta Al Villanueva’nın takımdan ayrılıp milli marşa tünele çıkması, Roethlisberger’in “Belki artık bende kalmamıştır” serzenişleri, Martavis Bryant’ın beni takas edin yoksa oynamam divalığı ve JuJu’yu sosyal medyada hedef alması, Ryan Shazier’in kariyerini tehlikeye atan sakatlığı, Juju’nun Burfict’i yere serip ceza alması, Patriots’a son saniyelerde verilen ilginç kararlarla yenilme, fake spike, JuJu’nun bisikleti, ehliyeti falan derken şimdi de James Harrison’ın takımdan kesilmesi ve artık bir Patriot olması. Herhalde bu kadar olay başka bir takımda olsa (ki New York Giants’ta oldu) muhtemelen şu an 12-3 yerine 2-13 olurdu. Bu yüzden hep takımın yetenekli olmasından ötürü az kredi alan Mike Tomlin’in takımı bir arada tutmada gösterdiği başarısını göz ardı etmemek lazım. Şimdi eski olaylarla ilgilenenler bundan önce 15 hafta yazdıklarımı okuyabilirler ama James Harrison’ın gitmesinin Steelers’a etkileri nasıl olur ve New England’ın bu işte kazancı nedir ne değildir iyice etraflıca bir anlatayım. Zaten maç anlamında çok konuşulacak bir şey yok, iyisi mi ben sağdan soldan duyduklarımı kendi görüşlerimle harmanlayıp, sizinle paylaşayım.
Şimdi James Harrison Steelers’ın en çok sack yapma sayısı rekoruna sahip çok uzun süre takımda oynayan bir oyuncu ama 39 yaşında, Instagram hesabında yaptığı ağırlık kaldırma şovlarını izleyince tamam o kadar yaşlı değil desek de, artık baya saçlarını ağartmış birisi (kel bu arada). Öncelikle James Harrison’ın durumunu anlatayım. Harrison geçen sene muhtemelen emekli olacaktı, fakat Jarvis Jones’un iyi performans gösterememesi sonucu takımdan kesilmesi ve onun arkasında da Anthony Chickillo ve Arthur Moats’ın starter olamaması dolayısıyla Harrison ile Mart ayında iki senelik sözleşme imzalandı. Daha sonra Steelers, draft’ın ilk turunda tamamen önlerine düşmesi üzerine T.J. Watt’ı seçti.
Steelers’ın geçen sene oynadığı AFC şampiyonluk maçını hatırlayın. Steelers önde üç ya da dört kişi ile baskı yapıp arka alanda alan savunması yapmaya denedi. Neden bu taktik uygulandı, çünkü takımda adam adama RB ya da TE ile eşleşebilcek bir dış linebacker ya da arka alanda New England WR’larını adam adama da durdurabilecek bir CB yoktu. Ancak T.J. Watt gerek atletikliği ve gerekse de çok yönlülüğünün katkısı ile Steelers’ın kullanmak istediği, gereğinde arka da savunmaya gidip birebirde ya da alan savunmasında alanını uzun süre koruyabilecek LB rolünü, çaylak olmasına rağmen gayet iyi yerine getirdi. Buna artı yedek olan Anthony Chickillo’nun da iyi performans göstermesi James Harrison’ı yedeğin yedeği durumuna düşürdü ve bu sene sadece 30 snap oynayıp bir sack yapabildi ki o da belalısı olduğu Kansas City Chiefs sol tackle’ı Eric Fisher’a karşı.
Harrison pek şans bulamadığı için mutlu değildi elbette ve soyunma odasında, takım toplantılarında arıza çıkarmaya başladı doğal olarak. Sonra da Antonio Brown’ın sakatlığı, Marcus Gilbert’ın cezadan dönmesi vesaire derken Harrison takımdan kesildi. Pazartesi günü waiver’a giden Harrison’ı 32 NFL takımı da istemedi ve serbest oyuncu oldu. New England waiver’daki 20,000 dolarlık muayene parasını ödemeden direk Harrison’ı kadrosuna kattı. New England gibi bu sezon pass rush konusunda sorun yaşayan bir takım için tecrübeli, görmüş ve geçirmiş bir oyuncu tabi ki çok mantıklı idi.
Harrison’ı kaybetmek sahada Steelers’a ne kaybettirdi? Bana sorarsanız hiçbir şey. Harrison özel takım oynamayan, eski usül bir pass rusher. Tabi ki koşu oyununa karşı o tackle kutusunun yanlarını çok iyi kapatıp RB’lerin dışarı cut yapmasını engellemesini göz ardı etmemek lazım. Ancak Harrison’ı pas savunmasına attığında ne yapar diye sorayım? En çok üç, dört yard kadar geriye gider sonra üzerinden atılan pasa sadece zıplar. Çeleceğini ya da interception yapacağını düşünmek biraz zor. Bir grup taraftar bu hafta çıkıp ya Steelers’ın sinyallerini Patriots ile paylaşırsa diye korktu. Şimdi Steelers savunmada işaretleri iki basamaklı sayı olarak veriyor ve bu sayıları her hafta değiştiriyor. O yüzden Harrison bu numaralardan zaten bir şey anlamayacak. Hadi anladı diyelim o arada 45 saniyede kimin ne yapacağını mı anlatacak herkese? Hiç sıkıntı değil. İkincisi Steelers’ın hücum oyuncularının zayıflıklarını Patriots ile paylaşabilir korkusu var. Paylaşsın da zaten bunları filmde izleyince görüyorsunuz. Koca sezon artı playoff maçları ve önceki seneleri görünce herkes biliyor. Şimdi gidip Harrison sol guard’ın ayakları saat 10.30 yönünü gösterince böyle yapacak dese bu bilinmeyen bir şey mi? Evinde gamepass’i olan herkes 22 kameradan bunları görüp notlarını çıkarabilir. En büyük korku Steelers’ın antrenmanda çalışıp maçlarda uygulamadığı bir şey varsa, ki bu da adam adama savunma olabilir, Patriots artık bunların varlığından haberdar olabilir. Ancak bence Steelers bundan bu kadar çekinse idi hiç Harrison’ı yollamazdı.
Şimdi bazı taraftarlar Harrison’a haksızlık yapıldı, vefa sadece İstanbul’da bir semt olmamalıydı dese de Steelers futbol ile alakalı bir karar verdi. Hatta kibar olmaya gerek yok, Harrison’ı takımdan kovdu. Amerikan futbolu lugatında bunu takımdan kesmek olarak gösterse de aslında Harrison takımdaki işinden kovuldu. Başka biri ona iş verdi ve orada gidip çalışmaya başladı. Bunu bu şekilde tamamen bir işmiş gibi düşünmenin daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum ama Çarşamba günü Steelers oyuncuları, Harrison’ın takımdan kendini kestirmek için toplantılarda horlayarak uyuduğunu ya da aktif olmadığı maçlarda kenarda takımla olmak yerine evine gitmesini basınla paylaştı. Bunlar tabi ki hoş şeyler değil. Tamam her oyuncu oynamak ister ve oynamayınca üzer kırılır ama sen o takımın kontratlı oyuncusu isen ve takımın bir parçası olarak kendini tanımlıyorsan, en azından bunun bilincinde olmalısın. Lions deplasmanında Harrison aktif olmasına rağmen, Steelers savunması sahada iken belki ismim çağırılır diye saha kenarında beklemek yerine Antonio Brown ile kafasında kaskı olmadan muhabbet ettiğini de unutmadık.
Neyse 39 yaşında bu sene sadece 30 snap oynamış bir oyuncuya da bin kelimelik makale yazıp Steelers değerlendirmesini dinamitlemiş olsam da maç hakkında anlatılacak çok fazla bir şey yok dediğim gibi. Steelers, sakatlıklardan çok kötü durumda olan Texans’a birkaç beden büyük geldi. Takımın en büyük artısı bana göre ofansta Brown’ın yokluğunda başta Martavis Bryant olmak üzere, JuJu Smith-Schuster, Justin Hunter ve Vance McDonald’ın pas oyununda çok büyük katkı yapması oldu. Onun dışında zayıf Texans defansına karşı hiç sorun yaşamayan Steelers üç çeyrekte maçı bitirdi. Savunmaya geçmeden önce Le’Veon Bell bu maç sonunda toplamda bu sezon 406 kere topla buluşma istatistiğine ulaştı. Ortalamaya vurunca maç başına 27’den fazla kere topla buluşma demek oluyor. Bell’den sonra ikinci sırayı Todd Gurley alıyor ve Gurley’nin toplam topla buluşma sayısı 343. Çok iyi bir RB’in maç başına 25 kere topla buluştuğunu düşünürseniz, Bell bu sezon Gurley’den iki maç fazla oynadı diyebilirsiniz. Ancak bu kadar ağır performansa rağmen Bell birinci takım All-Pro olma yönünde ilerliyor. Topun diğer tarafında ise Steelers savunması tecrübesiz Texans QB’lerini yedi kere sack’ledi ve üçüncü çeyreğin sonlarına kadar Texans’ı sıfır sayıda tutmayı başardı. Steelers koşu savunması çok kötü görünse de birkaç büyük oyun dışında pek bir üretim olmadı. Maçta ilginç olan ise Steelers’ın hiçbir zaman kullanmadığı şekilde Joe Haden maç boyunca DeAndre Hopkins’i gölgesi gibi takip etmesiydi. Geçen hafta adam adama savunma bu hafta böyle gölge savunmalar çok şaşırtıcı gelişmeler. Steelers savunmasında neler oluyor önümüzdeki zamanlarda göreceğiz.
Grubun diğer maçlarında ise, Baltimore Ravens kendi evinde Indianapolis Colts’u 23-16 ile geçti. Maç sağanak yağmur altında oynandı ve Ravens savunması beklenmedik şekilde Colts hücumunu uzun süre boyunca durduramadı. Fakat maçın son periyodunda tekrar ortaya çıkan Ravens savunması maçı kopardı ve Ravens’ın playoff şansını yüzde doksanların üzerine çıkardı. Bu noktadan sonra Ravens’ın playoff yapmaması için hiçbir sebep yok. Haftanın büyük sürprizi ise sakatlıklar ve antrenörün ayrılma dedikoduları ile sıkıntılar yaşayan Cincinnati Bengals’ın, playoff kovalayan Detroit Lions’ı kendi evinde yenip Lions oyuncularını Ocak ayında evlerinin üçlü koltuğuna yollaması oldu. Özellikle Giovani Bernard’ın koşularına engel olamayan Lions, bir de ofans tarafında etkili olamayınca, 26-17’lik skor ile mağlup olmaktan kurtulamadı. Browns ise Bears’a deplasmanda kaybetti ve durumunu 0-15’e getirip galibiyetsiz bitecek sezonun son hazırlıklarını da tamamladı.
Önümüzdeki hafta kendi evinde Cleveland Browns ile karşılaşacak Steelers bu hafta sonunda playoff’un ilk turunda maç oynamamayı garantiledi. Fakat herhangi bir New England yenilgisi Steelers’a hala birinci sırayı verebileceği için, Steelers maç boyunca New England’ın sonucuna bakacak ve eğer Patriots büyük bir fark atar ise muhtemelen Roethlisberger, Bell, Maurkice Pouncey ve Cameron Heyward gibi önemli oyuncularını kenarda dinlendirmeye alacaktır. O yüzden maç beklenilenden yakın geçebilir. Ancak yine de Steelers’ın kazanacağını düşünüyorum. Ravens ve Bengals ise sezon finalini Baltimore’da yapacak. Bengals, Ravens sezonunu baltalama şansını kullanıp Ravens’ı mağlup ederse çok şaşırmamak lazım. Tahminim maçın yoğun düzeyde defansif geçeceğini ve iki takımında yirmi sayı altında kalacağını düşünüyorum. Fakat ev sahibi avantajı ile maçı Ravens kazanır.
Geçtiğimiz hafta Steelers maçı için skor tahminim 34-9’du ve neredeyse tutuyordu. Ravens maçı için ise 27-13 Ravens kazanır demiştim ama iki skor yerine maç bir skor fark ile bitti ve son skor 23-16 oldu. Önümüzdeki hafta yeni bir drama olmaz ise AFC kuzey takımlarının kısaca maçlarından ve birazcık da kara Pazartesi’nin AFC Kuzey’e etkisinden bahsedip, AFC takımlarının wild card turundaki eşleşmelerine mercek altına alacağım. Haftaya görüşmek üzere…