Super Bowl döneminin 49.sezonu nihayet başladı ve Amerikan futbolu severler olarak hayatlarımız bir kez daha şenlendi. NFL’in ilk haftası herkes için çok güzel geçer ama bazıları için daha da bir güzeldir. Evet, haftanın fantasy football kazananları, bizden bahsediyorum. Bir birinden güzel maçlarla football’un doruğuna çıktıktan sonra üstüne bir de oynadığınız liglerde haftayı galibiyetle kapatmak çok büyük keyif. Ben de bu sezon oynadığım iki ligde de sezona galibiyetle başlayarak açılış haftasını yüzde yüz keyifle tamamladım diyebilirim. Bu kadar boş boğazlık yeter bence, resmen kendi reklamımı yaptım. NFL’in ilk haftası ‘Yaşasın Amerikan Futbolu’ diyeceğimiz enstantanelerle başladı ve ben ise bunlardan bazılarına değineceğim. Ancak ana başlıklarımız tabi ki Oakland Raiders ve Dallas Cowboys (çeşitli yuhalamalar ve sövüşler, evet haklısınız).

Bir Yerden Çıkaracağım Ama…

Ailenizin takımı Oakland Raiders sezona New York deplasmanında başladı. California’nın bahtsız çocuklarının doğu zaman bölgesinde en son galibiyet aldığında takvim yaprakları 2009 yılı Aralık ayını gösterdiği için ve Jets ile oynanan son iki maç da kaybedildiği için favori New York Jets’ti. Şaka şaka, bu istatistikler olmasa bile zaten favori Jets’ti, Raiders’ın yakın zamanda bir maça favori olarak çıkması maalesef bu sezon da pek mümkün gözükmüyor. Aslında bu kadar karamsar olmam biraz garip gelebilir zira sahada oldukça pozitif işaretler de vardı fakat mevzu bahis Raiders olunca biraz temkinli olmakta fayda var. O pozitif işaretlerin en büyü çaylak quarterback Derek Carr’dı. Carr hakkında burada size methiyeler düzebilirim ancak bunu yapmayacağım çünkü Pryor’dan ağızı yanan Carr’ı üfleyerek yer. Ne demek istediğimi geçen sezon ki yazılarıma bakarak anlayabilirsiniz. Yaklaşık on seneyi geçkin bir franchise QB açlığı yaşadığım için biraz parlayan her genç oyuncuya aynı yaklaşıyorum ve sonu iyi bitmiyor. Geçmişten aldığım derslerle Carr için biraz daha temkinli olacağım ama kendimi tutamıyorum, hazır olun Raider Nation bu sefer yüzümüz gülecek gibi!

Geçen sezon Pryor gibi Carr da benzer bir sezon başlangıcıyla yüreklerimize umut tohumlarını ekti. Oakland Raiders maçı kaybetmiş olabilir ancak Rex Ryan gibi ligin savunma dehalarından birine karşı bir çaylak quarterback için çok iyi bir maç çıkardı Derek Carr. İlk olarak top kaybı yapmaması bir numaralı artısı oldu. Büyük bir hırsla oynuyor ve bir çaylak. Normalde bu ikisinin karışımı yapabileceğinden çok şey yapmak isteme sonucu bol top kaybıyla sonuçlanır ancak Carr, bir çaylaktan beklenmeyecek derecede olgun. Birkaç Raiders oyuncusu bunu eski bir NFL QB’sinin, David Carr’ın kardeşi olmasına bağlıyor, sonuçta neyle karşılaşacağına daha hazırlıklı ve küçük yaşından beri bu işin içinde. Önünde pek başarılı olmasa da ibret alabileceği bir örnek var. Carr, bu iyi oyununu gerçek bir no.1 WR ve güvenilir bir TE olmadan sürdürmek zorunda, offensive line’ı saymıyorum bile. Sonuçta Raiders’ta çaylak quarterback olmak diğer takımlardaki benzerlerine oranla daha çok zorluğu beraberinde getiriyor. Bu arada Derek Carr’ın da Oakland Raiders tarihinde sezona starter başlayan ilk çaylak olduğunu belirtelim, belki buradan bir şeyler yakalarız. Genel olarak takıma baktığımız zaman bu sezon da fazla beklenti içinde olmamakta fayda var. Özellikle savunmada heyecan verici potansiyeller (Mack ve Moore) olmasına rağmen kazanan komple bir defans olmaktan çok uzaktalar. Secondary’nin ne halde olduğunu orada oynayan en iyi oyuncunun 40 yaşında olmasından anlayabilirsiniz. Dennis Allen, üst üste üçüncü sezon dört (4) galibiyetlik bir sezona ve muhtemel işsizliğe gidiyor gibi.

Değişim, Dönüşüm ve Merhaba Romo

Çok değil, daha iki sezon önce NFL’in en zor grubu hangisinin cevabı NFC East’ti. Bu grubun yaşadığı çabuk değişim cidden enteresan. Şimdilerde ligin en kötülerinden ve belki de en kötüsü olarak anılan grup yakın zamanda tersine bir dönüşümün de sinyallerini veremedi. Burada başı çeken iki isim var ki formlarından hiçbir şey kaybetmediklerini gösterdiler, Tony Romo ve Eli Manning.

Dallas Cowboys’un, Raiders’ın sahibi Al Davis vefat ettikten sonra ligin en kötü yönetilen franchise’ları listesinde açık ara zirve yaptığı artık herkesin kabul ettiği bir şey. Öyleki Dallas’ta yine çok enteresan bir sezon öncesi yapılanma izledik. Jerry Jones, futbolun komple bir takım oyunu olduğunu unutmuş olmalı ki yapılan tüm atılımlar hücum takımına yönelik oldu. Romo ve Tyronne Smith yeni kontratlarla ödüllendirildi (!), ilk turda Zack Martin seçildi, yeni hücum koordinatörü getirildi. Bunun karşılığında DeMarcus Ware gönderildi, Hatcher’ın gidişine göz yumuldu ve yıllardır takımın kanayan yarası safety’ye inatla hala takviye yapılmadı. Bunların sonucunda Dallas Cowboys’un elinde top five bir hücum takımı ve ligin en kötü savunması var. Hal böyle olunca kazanmaları için her maça yediklerinden çok atmak için çıkmaları gerekiyor. Ancak hesapta olmayan ve gözden kaçırdıkları bir şey vardı; Tony Romo ve top kayıpları. San Francisco 49ers karşısında olan tam olarak bu. Dallas’ın mevcut savunmasıyla her hangi bir takımı durdurmasının imkânı yok. Bir de hücum bu kadar top kaybı yaparsa hiçbir maçı kazanma şansı yok. Bunun böyle devam edeceğini düşünmüyorum. Romo her şeye rağmen kalburüstü bir oyun kurucu ve bu hücum Dallas’a yine birçok maç kazandıracaktır. Fakat bu kez bu grupta her hangi bir playoff yarışı olacağını ön görmüyorum. Chip Kelly ve Kartalları açık ara yapacaktır.

Eli Manning ise son Super Bowl’un ardından dağılmaya başlayan kadroyla aynı oranda dağılarak kendisinin etrafındaki oyuncular kadar iyi bir oyuncu olduğunu artık kanıtladı. Geçen sezon ki 27 interception’ın ardından yeni sezonu da iki interception ile açan Eli, bir kez daha hayal kırıklıklarıyla dolu bir Giants sezonunun sinyallerini verdi.

Çek Oradan Bir Upset

NFL’de ilk haftaya damgasını sürpriz galibiyetler vurdu. Buffalo Bills’in Chicago Bears’ı, Miami Dolphins’in New England Patriots’ı, Tennessee Titans’ın Kansas City Chiefs’i ve biraz da Atlanta Falcons’ın New Orleans Saints’i yenmesi upset olarak kabul ettiğimiz karşılaşmalar oldu. Jacksonville Jaguars’ın da Philadelphia Eagles’a karşı nefesinin sadece bir devre yettiğini not düşelim.

Jay Cutler’ın da Eli ve Romo gibi hala eski halinde olduğunu söyleyebiliriz. Hatta Chicago Bears ve Dallas Cowboys’u aynı kefeye bile koyabiliriz ancak Bears’ın defansı Cowboys’a oranla daha çok yaşam belirtisi gösteriyor. Buffalo Bills ise sezon öncesi EJ Manuel’in saç baş yolduran performansı sonrası haklı olarak ligin dibinde gösteriliyordu. Ancak hesaba katılmayan şey underrated Bills defansı oldu. Manuel de biraz oynayınca deplasmandan beklenmedik bir galibiyetle döndüler.

Bunu kabullenmesi zor olacak ama yavaş yavaş bir dönemin sonuna geldiğimizi hisseder gibiyim. Tom Brady’nin geçen sezon ki düşüşünü kaybettiği silahlara bağlamıştık ancak yıldız oyuncu yeni sezona da benzer bir görüntüde başladı. Brady’yi izlediğiniz zaman oyununun Birkaç adım gerilediğini görebiliyorsunuz. Patriots, bu sezon kurduğu takımla son bir kez daha Super Bowl koşusu yapmak istiyor ancak bunun ne kadar gerçekçi bir hedef olduğunu zamanla göreceğiz. Hele ki kağıt üzerindeki potansiyelini gerçekliğe “sıfır” olarak yansıtan bir savunmaya rağmen. O savunma maç boyunca Knowshon Moreno’yu Marshawn Lynch olarak gösterdi. Moreno’nun hakkını yemeyelim ama bu performansı Patriots koşu savunmasından kaynaklandığı çok netti. Lamar Miller gibi kariyer maçlarından birini oynadı.

Kansas City’nin bu sezon düşüş yaşamasını bekliyorum. Bunu da ilk hafta çok açık gösterdiler. Geçen sezon savunmanın taşıdığı takımı bu sezon da taşıyacak bir savunma bulamayacaklar. Flowers’ın ayrılması ardından Derrick Johnson ve De Vito da sezonu kapadı. Alex Smith’in potansiyelini fersah fersah aşması gerekiyor ki bu da çok mümkün değil. Titans ise bu sezonun keyifli takımlarından olacağını gösterdi. Ken Wisenhunt’ın takımlarını izlemek her zaman keyifli olmuştur zaten. Jack Locker da yeni sistemde oldukça iyi göründü, umalım da bu sefer tam bir sezon oynasın ve sıkı durun bombayı patlatıyorum. Eğer Locker sakatlanmazsa Titans’ın sürprize imza atarak playoff yapacağını düşünüyorum.

Son olarak herkese keyifli bir sezon ve Derek Carr’ın sonunda aradığımız oyuncu olmasını dileyerek yazıyı noktalıyorum.