Dünyada elbette NFC East’ten daha karmaşık yerler var. Fakat bu türden bir sıralama yapıp, bir üstteki lokasyon isminin bir savaş bölgesi olduğunu gördüğünüz zaman, bir şeylerin ters gittiğini anlamanız gerekiyor.

Sezon başında RGIII’nin tahtından edilip, Kirk Cousins’ın güvenoyunu almasının ardından acı çekse de ölmeyen, formda bir Cowboys ve her zaman az da olsa bir şeyler yapmış ve bir şeyler yapacak olan Giants’ın olduğu NFC East denilen ezoterik gruptaki galibiyet sayısı tahminimi altı olarak belirlemiştim. Bunda da haksız sayılmazdım. Captain Kirk, baskı altında girdiği her durumda tıkanmış, takımı zor durumda bırakmakta bir üne sahip olmuştu. RGIII’nin sükse senesinde kazandırdığı maçlardan dolayı “iyi gün dostu” olduğunu kanıtlasa da, Redskins için 2015 sezonu pek de iyi bir gün olmaya aday değildi. Aslına bakarsanız, Kirk “You Like That” Cousins’ın bize nasıl 4 maç üst üste kazandırdığı hakkında size hala net bir çözümleme sunamam. Ortada kabul edilmesi gereken bir faktör varsa, o da Cousins’ın hiçbirimizin beklemediği kadar iyi oynadığıdır.

Cousins hem topu dağıtma ve hücum dağılımını dengelemek konusunda, hem de istikrar konusunda Redskins QB’lerinin en azından 10 senedir gösteremediği bir olgunluk gösterdi. Maç başına en az 1 TD pası atan ilk Redskins QB’si olma ünvanını da cebine koyan Captain Kirk, 4.000 yard bandını da geçerek adını önemli isimlerin yanına yazdırmayı başardı, hem de bunu yapılanması çok da eskiye dayanmayan bir hücum hattının arkasında yaptı. Brandon Scherff ve Morgan Moses hazırlık maçlarında yürekleri ağza getirseler de tüm sene çok önemli katkılar yaptılar. Koşu hücumunun neredeyse disfonksiyonel olduğu bir hücum dizgesi için bu durum gerçekten olağanüstü sayılsa da, Jordan Reed ve Jamison Crowder’ın ekstra performansları durumu daha akıl karı düzlemlere oturtmamıza yardımcı olmuyor değil.

Sezon başında paranın gömüldüğü ve umutların da pamuklara sarılıp yanına koyulduğu kısma gelirsek ise iki isim açıkça göze çarpıyordu: Preston Smith ve Chris Baker. Çaylak Smith, sezon başında five-technique dış linebacker statüsüyle, kaybedilen Brian Orakpo’nun yerine ve zaman zaman DE rotasyonunu zenginleştirmek adına McCloughan tarafından neredeyse gözü kapalı yapılan bir seçimdi. Chris Baker ise zaman zaman mental sağlığından şüpheye düştüğümüz, fakat yeteneğinden emin olduğumuz Capital Punishment Team’in veteran üyelerindendi. Jean François’nın gelişiyle “çivi çiviyi söker” dışında başka bir açıklamamızın olmadığı bir şekilde kafasını toparlayan ve sack danslarıyla tribünleri velveleye veren Baker, Paea’nın yokluğunda savunmanın sezon boyu dinamosunu oluşturan front seven’ın belki de en önemli parçası haline geldi.

Fakat ne beklenen dinamizmi gösteren savunma hattı, ne de Captain Kirk’ün beklentileri hayli aşan hücumu NFC East’teki bu organize kaosu açıklamaya yetmiyor. Sürekli sorulan sorular artık Redskins oyuncularının da kulaklarını çınlatıyor: “Ya Cowboys Romo’yu kaybetmeseydi, ya Eagles Chip Kelly denen bir dahi kaçık tarafından yönetilmiyor olsaydı, ya Tom Coughlin 24 running back ile oynamasaydı?”

“Redskins’in bu grupta yapması gereken tek şey istikrarlı bir performans sergilemekti, onu da yaptılar işte.” demek, NFL gibi rekabet unsurunun dibinin sıyrıldığı bir organizasyonda söylenmesi oldukça saçma bir söz. Cowboys, Romo ve Bryant’ı kaybettiğinde dahi çok önemli bir savunmaya sahipti, Eagles neredeyse her takımın dengesini bozabilecek bir saçmalıkla hücum ediyordu ve Giants’ın receiver ekibi olmadık işler yapmakta çoktan kendilerini bir numara ilan etmişti. NFC East sezonun çoğunda bulamaç görüntüsü ve tadı verse de burada nasıl kazanacağını bilen bir takımdan söz ederken bu kadar kolay konuşmanın doğru olmadığını savunmak, hiç bu kadar doğru olmamıştı.

Ancak göz önüne alınması gereken şey şu ki, Sayfanın diğer yanında bu sefer çok farklı bir hikaye duruyor. Beklentilerin çok uzağında kalarak buraya gelmiş bir Packers var, ve ne olursa olsun “burada” oynamayı çok iyi biliyorlar. Redskins savunması Playofflarda Rodgers gibi bir QB’ye karşı oynamayı geçtim, Playofflarda uzun süredir varolmamış bir kalabalık. Bu faktöre safety pozisyonundaki inanılmaz açığı da eklersek, ortaya tatsız bir görüntü çıkıyor. Secondary birimleri arasında kayma yaratabilen bir QB olarak Rodgers, oldukça tecrübesiz ve kalifikasyonundan şüphe duyduğum bir Redskins secondary’sine karşı neler yapabileceğini hatırlarsa, televizyonu çok erkenden kapatmama sebep olabilir.

Buna rağmen memlekette güzel şeyler de olmuyor değil. Packers’ta Bryan Bulaga son maçta sakatlandı ve Rodgers onun pass protection’ı olmadan oldukça zorlandı, özellikle strong side dig oyunlarında rakip savunmanın gazabından nasibini alması, başkent cephesi için oldukça umut verici faktörler. Diğer yandan Redskins receiver grubu istatistiksel olarak da Packers karşılama ekibinden oldukça önde. Reception başına 10 yardın üzeri ortalama tutturan ve en az 30 reception’ı bulunan 4 Redskins receiverına karşılık 2 Packers receiver’ı bulunuyor. İşin koşu kısmına geldiğimiz zaman ise iki takımın da yer hücumunda berbat olduğunu açıkça görüyoruz. Manavgat tatilini yarıda kesip sezona dönmüş görüntüsü veren Lacy ile hala lateral gedik açılmadığı sürece juke yetisi çok sınırlı olan Alfred Morris, bu maçta bu yüzden çok önemli birer faktör olacaklar. “Koşan kazanır” demek tabii doğru değil, ama çok büyük bir avantaj sağlayacağı kesin.

Geleneği bozmadan fakat çok da aşırıya kaçmadan birer game-changer belirleyeceksek, Redskins cephesi için secondary performası ve Kirk Cousins’ın baskı altındaki performansı boşluklara yazılması gereken kelimeler. Cousins hala baskı altında kendini kanıtlamış bir lider değil. Kendi boyutunda inanılmaz bir sezon çıkarmış olsa da hatırlanacağı nokta burası olacak. Packers savunma hattı genç Redskins hücum hattı üzerinde Bluff Blitz oyunları ile baskı sağlarsa, Redskins hücumu beklemediğimiz kadar bocalayabilir. Öte yandan başkentin yeni cevval oğlanı Preston Smith, Deli Bekir ve önder Ryan Kerrigan, Rodgers’ı hırpalama konusuna yeni bir boyut kazandırabilecek kalibrede oyuncular.

Packers açısından ise kilit nokta Rodgers’ın hücumu çalıştırmayı mümkün olduğunca çabuk başarması. Son maçlarda çok hırpalansa da kendini sakınmayacağından eminim. Rodgers ve Cobb’u mümkün doluğunca çabuk aktif duruma getirmezse Joe Barry agresifleşmekte beis görmeyecektir.

Redskins için her şeyden önce belirleyici olan nokta farkındalık olacak. Uzun bir sürenin ardından -2 yıl- 4 maç üst üste kazandılar ve artık playoff diyarının sınırları içindeler. NFC East karmaşası herkesin tahmin ettiğinden daha fazla şey kazandırdı ve maçı gerideyken de aynı şekilde oynamak konusunda çok daha iyiler. Normal sezondan çok daha farklı bir atmosferde soluduklarını farketmek ve başarılarının tesadüfi olmadığını sindirmek zorundalar. Packers her ne kadar bu maçın favorisi olsa da bu Redskins’i sahadan silebilecek bir takım değil. Çok keyifli bir maç olacağından neredeyse hiç şüphem yok, tek soru ise kimin daha çok güleceği. Seyirci mi, bordo ve sarının cesur ama toy çocukları mı, yoksa Wisconsin’ın “güzel adamları” mı?