Aslında bu hafta Dallas Cowboys yazmayı planlıyordum ancak Oakland Raiders’ın 2002 yılından beri ilk defa beş haftası geride kalan sezona 4-1 derecesiyle başlamış olmasına kayıtsız kalamıyorum. Peki o sezon ne olmuştu; Super Bowl. Sonucunu sormayın ama. Bu, Raiders bu sezonda Super Bowl yapacak demek değik elbette ancak yapamayacak demek de değil. Kesin olan bir şey var ki o da Raiders, artık “Commitment to Exellence” ve “Just Win Baby” gibi takım sloganlarının hakkını vermeye başladı. Mükemmeliyetten hala uzak olunsa da artık kazanma modundalar. Rahmetli Al Davis’in bir yerlerden bu takımı izlerken gülümsediğine eminim. Cowboys taraftarları, sizi unuttum sanmayın. Rahmetlinin ruh ikizi Jerry Jones’un da şuan keyifle purosunu içtiğine eminim. Bu yazı hem Raiders hem Cowboys içerecek ve dolayısıyla biraz uzun olabilir, baştan anlaşalım. NFL’in tarihinde önemli yere sahip olan bu iki takımın birden sezona 4-1 derecesiyle başlaması her zaman göreceğiniz bir şey değil.
İlk olarak Raiders ile başlayalım. Geride kalan haftadaki San Diego Chargers maçı bir çok açıdan önemliydi ve kesin kazanılması gereken maçtı. Raiders biraz da şansının daha doğrusu Chargers’ın şanssızlığının yardımıyla kazandı kazanmasına fakat bu sezon ki en kötü oyununu oynadı. 34 sayı attılar birader, nasıl kötü oynamak bu diyebilirsiniz, işte bir zamanlar ailenizin paspas takımı olan Raiders’ın geldiği nokta bu. İşin ilginci ise maçta kötü olan tarafın hücum takımı olması. Bu maça kadar girdiği 11 redzone pozisyonunun 10 tanesini touchdown ile sonuçlandıran Raiders, Chargers karşısında ilk yarıda bulduğu 3 redzone fırsatından da field goal ile dönmek zorunda kaldı. Hücumun bu kadar aksamasında Chargers’ın bu zamana kadar Raiders offensive line’ını en çok zorlayan takım olmasının da payı büyük. Bosa ilk maçında Derek Carr’ı iki kez sack etmeyi başardı. Bu maça geline kadar Carr, 4 maçta iki kez sack olmuştu. Üç haftadır fill-in starter olarak RT oynayan Vadal Alexander, kötü performans göstermese de artık rakip savunma koordinatörlerinin hedefi haline geldi. Aslında guard olarak draft edilen çaylak oyuncu diğer tüm tackle opsiyonları olan Austin Howard, Menelik Watson ve Matt McCants’in sakat olması nedeniyle mecburiyetten oynuyor. Raiders hücumu halen total ofansta ligin en iyi dördüncü takımı ancak hücumda en çok ceza alan takımların başında geliyor. Önümüzdeki dönemde sıkıntı yaşamamak için özellikle offensive line’ın daha disiplinli oynaması gerekiyor. Hücumda haftanın kazancı Amari Cooper’ın sonunda sezonun ilk touchdown pasını yakalaması oldu. Bu noktaya kadar Crabtree işleri iyi idare etti ancak daha ilerisi için Cooper’ın da artık devreye girmesi gerekiyor.
Savunma ilk iki haftada olduğa kadar rezil durumda olmasa da hala bir playoff takımı seviyesinde değil. Sean Smith’in sonunda biraz kıpırdanması yüzleri güldürüyor. Secondary genel olarak her hafta üstüne koysa da single high safety setlerinde Reggie Nelson’ın 33 yaşında olduğunu unutarak rakip reciever’lara geniş alan bırakması savunmanın başına iş açmaya devam ediyor. Sean Smith ve David Amerson’ın açık alanda süratli reciever’ları yakalama ihtimali sıfıra yakınken Nelson’ın daha az cushion alanı bırakması gerekiyor. Nihayetinde eskisi gibi koşamıyor artık. Karl Joseph’in kadroya girmesi ve her hafta oyununa seviye atlatması geleceğe umutla bakmamı sağlıyor. O kadar geniş bir oyun menziline sahip ki kendisini sahanın her yerinde görebilirsiniz. 1 interception ve 1 fumble recovery ile oynayarak takımın en üretken savunmacılarından oldu. Her geçen hafta savunmanın rakipleri daha çok top kaybına zorlaması çok iyi. Bu maçta Raiders’ın 10 sayısı savunmanın kazandığı toplar sonrası geldi. Ayrıca çölde bir vaha gibi 3-tech DT arayan takımda Stacy McGee de güzel bir sürpriz oldu.
Raiders’ı olabildiğince kısa tutmaya çalıştım keza şu sıralar Dallas’ta güneş olduğundan daha parlak parlıyor. Demiştim demeyi sevmiyorum ama haklı çıkmayı seviyorum, o yüzden söyleyeceğim. Yazdığım sezon öncesi yazısında Cowboys savunmasının en büyük gücünün secondary olduğunu söylemiştim. Geçen hafta Bengals karşısında A.J. Green’i sahadan silerek şov yaptılar resmen. Morris Claiborne hayatının topunu oynuyor, bunda kontrat yılında olmasının da nedeni büyük. Ne oldu? Prescott nerede Elliott nerede mi diyorsunuz? Çaylaklar sırasını bekleyecek. Şaka şaka, kendimi övmek için savunmayla giriş yaptım. Şuan Cowboys, 4-1 ile NFC East’in tepesinde oturuyorsa bunu dinamik çaylak ikilisi Dak Prescott ve Zeke Elliott sayesinde başardılar. Hücumun en önemli iki pozisyonunda çaylak oynatarak bu kadar başarılı bir sezon başlangıcı yapan takım var mı inanın bilmiyorum.
Elliott sezona yavaş başlamış olsa da her geçen hafta taşıma başına yard ve koşu yardı sayılarını arttırıyor. Bengals karşısında daha ilk drive’da takımı sırtına alıp skora götürürken rakip defansın onu durdurabilmek için yapacağı hiçbir şey yoktu. Şuan tam olarak Cowboys’un kendisini seçmek için dördüncü sıra hakkını kullanırken hayal ettiği gibi oynuyor. Beş hafta sonunda 546 koşu yardı ile en yakın rakibine neredeyse 100 yardlık fark atmış durumda lider. Bu hızda giderse sezonu 1,200 yard civarında tamamlayacak ama bu şuan ki maç başı ortalaması kullanılarak yapılan kaba bir hesap. Sonuç 1,600 civarı olursa kimsenin şaşıracağını sanmıyorum. Elliott, hali hazırda oyuna hükmediyor fakat Cowboys’un hala ondan yüzde yüz yararlandığını düşünmüyorum. Ohio State’te pas opsiyonu olarak bolca kullanıyordu ancak Dallas’ta bunu henüz göremiyoruz.
Diğer tarafta ise sezonun sürprizi Dak Prescott. Tony Romo, preseason’da belini tutarak yerde kaldığında her Cowboys taraftarının sezonun başlamadan bittiği hissine kapıldığına eminim. En iyi beklenti ise Romo dönene kadar Prescott’ın takımı yarış içinde tutması şeklindeydi fakat genç oyun kurucu tüm beklentileri aşarak Romo’ya yarışın içinde avantajlı bir takım bırakacak.. mı acaba? Prescott o kadar iyi ki işler Romo’nun takımdaki yerinin sorgulanmasına kadar geldi. Bu sezon başında Dallas’taki herkes için bir ütopyaydı fakat gerçekliğe dönüşmek üzere. Prescott, klasik bir çaylak quarterback aksine kırk yıllık veteran gibi oynuyor ve onu bu kadar özel kılan özelliği de bu. Cep içinde o kadar sakin ki günümüzde Tom Brady’nin en uç noktada sahip olduğu poise dediğimiz gelen baskıya rağmen cep içinde dimdik ve sakin durarak sahayı kesme özelliğine henüz Brady kadar usta olmasa da sahip. Bu bir çaylak quarterback için inanılmaz bir özellik. Üstelik bu çocuk kolejde büyük oranda shot gun formasyonu içeren ve sahanın sadece yarısının okunduğu spread offense sisteminden geliyor. Benzer sistemden gelen Marcus Mariota hala pro hücumu çözmeye çalışırken Prescott daha çaylak yılında veteran gibi oynuyor. Size draft yazısında da bahsettiğim gibi, Dak çok çabuk öğreniyor. Müthiş bir iş ahlakı ve karakteri var. Öyle ki uykusunu hiç bir şeye değişmiyor, sahne kenarı Kanye West konseri biletlerine bile. Kısaca 23 yaşında olmasına, çaylak bir QB olmasına ve Dallas gibi spot ışıklarının en parlak olduğu yerde oynamasına rağmen gösterdiği olgunluk şahane.
O zaman nihai soruya gelelim, yakında Romo dönünce ne olacak? Bu konuda çoğu NFL otoritesi ikiye bölünmüş durumda. Önceleri net bir şekilde Romo diyen Jerry Jones bile artık kem küm ediyor. Prescott geçen günlerde bir kez daha bu takımın Romo’nun takımı olduğunu yineledi. Benim tahminim de Romo oynayabilecek kadar sağlıklı duruma gelince dümenin kendisine emanet edileceği yönünde. Prescott işleri şuanda iyi idare ediyor fakat Romo’nun liderlik ettiği bir Cowboys hücumunun potansiyeli, dolayısıyla Super Bowl şansı çok daha yüksek. Bir kere Prescott her ne kadar yüksek pas yüzdesi ile oynasa da derin toplarda isabet problemi yaşıyor ve sezon başında Dez Bryant ile arasındaki kimya kopukluğu da bundan kaynaklandı. İkincisi Cowboys en son bu sezon ki gibi koştuğu zaman Romo kariyerinin en iyi yılını geçirmişti ve şampiyonluk şarkıları söyleniyordu. Packers maçındaki tartışmalı karar olmasa ne olurdu bilinmez. En azından Elliott’ın karada terörize ettiği hücumda Romo’nun hava bombardımanını izlemeyi isteriz. Ancak yine de unutulmaması gereken bir şey var ki Joe Montana, Brett Favre, Peyton Manning gibi takımlarında efsane olmuş isimler benzer durumlarda formalarını Steve Young, Aaron Rodgers ve Andrew Luck’a bırakmak zorunda kaldılar. Kaldı ki bu ilk saydığım efsanelerin tamamı takımlarına Super Bowl kazandırmıştı, Romo’nun öyle bir dayanağı yok.