“Bana bak, daha iyi olacağız. Sana söz veriyorum. Birbirimize tutunmalıyız. Bu ikimize bağlı, sen ve ben. İnancımıza, ailelerimize ve bu takıma sadık kalalım ve böylece iyi olacağız. Bunu hak edeceğiz, tamam mı?” diyordu Derek Carr, iki sezon önce çaylak yıllarında sezona 0-10 başladıkları zaman Khalil Mack’e.
Başlık, Oakland Raiders’tan çok Tampa Bay Buccaneers’ı niteliyor olabilir fakat Raiders, iki haftalık mini Florida turundan çok değerli iki galibiyet ile evine, California’ya dönüyor. NFL’de genel olarak isimleri aynı öğeyi, ismi tanımlayan takım neredeyse yok denebilir. İstisnayı bozan takımlar ise Raiders ve Buccaneers (Giants ve Titans arasında da ilişki kurabiliriz hatta zorlarsak Chiefs ve Redskins arasında da kurabiliriz). Bu açıdan bu eşleşme ne zaman yaşansa korsan esprileri yapmak kaçınılmaz oluyor. Bu sefer rakip kıyıları yağmalayan takım batılı korsanlar oldu. İki takımın form grafiğine baktığımız zaman Raiders açısından beklenenden zor bir karşılaşma olduğunu söyleyebiliriz fakat bunun sorumlusu enteresan bir şekilde yine Raiders oldu.
Sezon başından beri Raiders’ın en büyük problemlerinden birisi ligin en çok ceza (flag) gören üç takımından birisi olmasıydı. Bu hafta işler daha da kötüye gitti ve kırmak istemeyecekleri bir rekorun yeni sahibi oldular. Raiders, Buccaneers karşısında dile kolay 23 kez penaltı alarak rekor kırdı ve bu cezalar karşısında kaybettiği 200 yard ile de tarihin en çok ceza yardı kaybeden üçüncü takımı oldu. Tam tamına 200 yard! Buccaneers’ın maç boyunca kazandığı toplam yard sayısının 270 olduğunu göz önünde bulundurunca durumun ne denli vahim olduğu daha net gözüküyor. Daha da derine gidelim, Bucs’ın toplamda aldığı 18 first down’ın altısı Raiders penaltıları sonucunda geldi. Bunlardan üç tanesi Bucs’ın touchdown drive’ında üç kritik third down’da geldi.
Maç boyunca offensive pass interferrence’tan 12 men on the field’a, holding’ten illegal formation’a kadar bu sporda olan tüm faulleri yaparak, sporu yeni takip etmeye başlayan birisi için başucu eseri kıvamında bir maç izlettiler. En komik ve sinir bozucu olan ise Jacquizz Rodgers’ın touchdown koşusu ile sonuçlanan drive’da iki kere üst üste savunmada 12 kişiyle yakalanmaları ve devamındaki iki sayılık ekstra sayı denemesinde sahada sadece dokuz (9) kişi ile yer almaları oldu. Yani isteyerek yapsanız bu kadar absürd hatalar yapamazsınız. Raiders eğer playoff’larda sahada olmak istiyorsa ilk olarak halletmesi gereken sorun bu mental hataları gidermek. Ben ekran karşısında çıldırmak üzereysem Del Rio’yu düşünemiyorum bile. Her ekrana geldiğinde sinirden daha da kızarıyordu. Oyuncuların, özellikle offensive line’ın daha güçlü takımlara karşı benzer hataları yaparlarsa maçı kazanmanın imkansız olacağını kafalarına sokmaları lazım.
Eğer bu ilk paragrafı okumadıysanız ve maçı da izlemediyseniz Raiders’ın Doug Martin ve Vincent Jackson gibi iki yıldızı olmadan oynayan Buccaneers’ı uzatma sonucu zar zor yenmiş olması sizi pek etkilemeyecektir. Gerçek şu ki Raiders, bu karşılaşmada rakipten çok kendisine karşı oynadı. Dediğim gibi normal şartlarda penaltı rekoru kırdığınız bir maçı kazanmanız imkansıza yakın. Hele bir de maçı kazandıracak ve uzatmalarda öne geçirecek olmak üzere iki field goal kaçırdığınızı düşünün. Peki, Raiders kazanmayı nasıl başardı? Cevap iki kelime; Derek Carr…
Ligde üçüncü yılını geçiren Carr, çaylak yılından bu yana en iyi genç quarterback’lerden biri olarak anıldı fakat kendisi artık bu şekilde lanse edilmek istemiyorum, sadece iyi bir quarterback ibaresi onun için yeterli. Fakat ben kendisi kadar mütevazı olamayacağım. Henüz 25 yaşında olmasına rağmen Carr, draft sınıfı arkadaşlarını çoktan geride bırakmış durumda ve artık elit seviyenin altındaki grupta. Daha alacağı çok yol olmasına rağmen Carr’dan artık gerçek bir NFL quarterback’i olarak bahsedebiliriz ve yeri kesinlikle en iyi 10 quarterback arasında. Tampa Bay karşısında 513 yard pas ve dört touchdown performansı Raiders’a çok zor bir maçı kazandırmakla kalmadı, Derek Carr adını da Oakland Raiders tarihine yazdırdı.
Ken Stabler, Daryle Lamonica, Jim Plunkett ve Rich Gannon gibi efsane quarterback’lere sahip takımın bir maçta en çok pas yardına sahip olan ismi artık kendisi. Carr’ı bu kadar özel kılan ise maçın tehlikeye girdiği anlarda sorumluluk alarak bazı şeyleri mümkün kılması. Raiders, farkında olmadan onun liderliğinde clutch anları büyük oynayan bir takım haline geldi. İlk haftadaki Saints maçı, dördüncü haftadaki Ravens maçı ve geride kalan haftadaki Bucs maçı, Carr’ın maç kazandıran touchdown drive’ları sonucunda kazanıldı. Bu kadar genç bir takımın daha yolun başında böyle bir karakter kazanması inanılmaz. Carr, yarısı geride kalan sezonda adı MVP ödülü için geçen oyuncular arasında ve bu hızla giderse sezonu 4,600 pas yardı, 34 touchdown ve altı interception ile tamamlayabilir. Bunlar MVP olmak için yeterli sayılar, tabi onun için Raiders’ın da başarılı olması gerekiyor. Ancak kendisi bu konulara girmek isteyen bir karakter değil. Adımın en iyilerle anılması çok güzel ama bunların hiç biri benim meselem değil diyor.
Bu galibiyetle birlikte Raiders, 1977’den beri ilk defa sezona deplasman maçlarında 5-0 derecesiyle başladı ve genelde 6-2’lik derece ile AFC West liderliğine ortaklar. Artık kazanan bir takım oldular çünkü ihtiyaç duyulan anlarda onları maçı kazandırabilecek pozisyona sokan, bunun olması sağlayan bir quarterback’e sahipler. Ha bir de Khalil Mack’e sahipler. Raiders, sezonun en iyi savunma performanslarından birisini göstererek Tampa Bay’e sadece 270 yard izni verdi. Bu kadar çok penaltıya sebebiyet verilmese çok daha az sayı yiyeceklerdi. Savunmanın iyi performansının altında Mack imzası var. Sezona çok kötü başlayan Mack, son haftalarda kıpırdanmaya başlamıştı ki sezonun en iyi performansı Bucs karşısında geldi. Bucs ofansif çizgisini domine eden Mack, yedi tackle, iki sack ve bir fumble ile sonunda beklenen performansa ulaştı. Bununla birlikte son üç haftada dört sack yapmış oldu, artarak devamını bekliyoruz.
6-2 Raiders, 2002 yılından beri ilk kez playoff oynamaya çok yakın. Ligin ikinci yarısında çok daha zorlu bir maç takvimi onları bekliyor ancak ilk sekiz maçın altısını kazanarak kendilerini çok iyi bir konuma soktular. 10 galibiyet ile tamamlanacak bir sezon büyük ihtimalle wildcard’a denk gelecektir yani kalan maçların yarısını kazandıkları taktirde büyük ihtimalle içerdeler. AFC West şampiyonluğu da denkleme dahil ancak Raiders’ın şanssızlığı içlerinde bulundukları grubun belki de tüm ligin en zor grubu olması. Raiders ve Broncos 6-2 ile liderliği paylaşırken Chiefs eksik bir maçıyla 5-2 ile hemen takipte. Bu sezon iki AFC wildcard’ının da “West” grubundan çıkması çok muhtemelken Raiders’ın grup şampiyonluğu için daha çok çalışması gerekiyor. Özellikle iki Broncos, bir Chiefs ve bir Chargers olmak üzere kalan dört grup içi karşılaşma bu bağlamda çok önemli. Önümüzdeki Pazar gecesi (artık Raiders prime time’da da oynuyor) Broncos ile yakın geçmişinin en önemli mücadelesine çıkacak Raiders. Bu maç bir sonraki seviye için belirleyici olacak. Bitirmeden önce, Bucs maçının hemen ardına, soyunma odasına dönelim;
“Maçtan sonra soyunma odasında takım arakadaşlarımı tebrik ederken Khalil Mack’e geldiğimde sadece birbirimize sarıldık ve sadece kahkahalarla güldük. Aklınıza birkaç yıl önceki o zor anlar geliyor ancak söyleyecek hiçbir şey yok. Khalil ve ben daha önce nerede olduğumuzu biliyoruz ve şu anda nerede olduğumuzu da biliyoruz. Sadece güldük.” – Derek Carr