Amerikan futbolu ve hayatın birbiriyle ne denli bağlı olduğu hakkında yazılan yazıları, paragrafları, cümleleri okumaktan çok sıkıldığınızı duyar gibiyim fakat gerçekten spor ve hayat birbirine inanılmaz derecede benzer. İkisinde de iki ihtimal var; ya kazanırsınız ya kaybedersiniz. Ya mutlu olursunuz ya da üzülürsünüz. Oliver Stone’un yönetmenliğini üstlendiği, Al Pacino’nun da başrolünü oynadığı, Türkçe ismi “Kazanma Hırsı’’ olan filmde ise tam olarak bahsini ettiğim konu üzerinde duruluyor. Santimetreler diyor Al Pacino, futbolda ve hayatta en önemli olan etken. Hayatın bazı şeyleri bizlerden aldığını kaybetmeye başlayınca anladığımızı bizlere hatırlatan Pacino’nun o müthiş sahnesini 14 Şubat gecesi Super Bowl LVI izlerken çok daha net anladım çünkü ortada santimetreler üzerine son bulmuş bir maç vardı. Son çeyrek itibarıyla, kim kazanırsa kazansın santim ile kazanacaktı ki öyle de oldu.

Tıpkı Al Pacino’nun da dediği gibi; “Hata yapma sınırı çok dar, o kadar dar ki, yarım adım geç veya erken başaramayabilirsiniz bu, böyle sınırda bir şey.’’ Hadi gelin, hep birlikte sonu santimetreler üzerine yazılan bu maçı değerlendirip, üzerine konuşalım…

Geçmişi Gölgeye Teslim Etmek

Super Bowl’dan önceki günlerde sporu yakından takip eden bir arkadaşım bana, OBJ’in geçtiğimiz seneki Super Bowl’daki Gronkowski’ye benzer şekilde bu maç özelinde bir nevi joker rolü görebileceğinden bahsetmişti ve maçın başından, sakatlandığı ana kadar kendisinin rolünü bundan daha iyi ifade edebilen bir yorum olamazdı. Sezon başında Cleveland Browns quarterback’i Baker Mayfield ile yaşadığı sorunları dolaylı olarak medyaya taşıması ve daha sonrasında takımdan flaş ayrılığı sebebiyle Los Angeles ekibine katılması kendisine ön yargılar ile yaklaşılmasına sebep olsa da gerek sezon içerisinde gösterdiği performansa gerekse de sezon içerisinde sergilediği performansı playoff’lara taşımasıyla ön yargıları taraftarların aklından sildirmeyi başardı. Şüphesiz takımına hem mental hem de saha içerisi olmak üzere farklı bir kan getirdiği yorumunu yapabiliriz. Psikolojik ve form olarak da kendisini bulduğu gerçeğiyle geçmişini gölgeye teslim ettiğini buradan söylemek de çok mümkün.

Bengals savunmasının, takımın bir diğer yıldızı ve şüphesiz Rams’in en büyük hücum silahı Cooper Kupp’a coverage getirmesiyle maçın başında zorlanan Rams hücumuna nefes aldırmasıyla belki de bu maçın anahtarını takımına açan Odell, yaptığı ve maçın ilk TD ile de takımına aldırdığı nefesi istatistik ile de süslemiş oldu. Bengals savunması birebir savunmaya geçip, Odell’i unutmuştu ki 1v1’de kendisinin ne kadar güçlü bir receiver olduğunu herkese hatırlatıp, dükkanı Rams adına açtı. Maçın geri kalanında açılışta gösterdiği performans ve mevcut tuttuğu form durumu sebebiyle kendisini izlemeyi iple çekiyorduk ki, şanssızlığın ne zaman kapıyı çalacağı belli olmadığı gibi, ne türlü de çalacağı belli olmuyor. Keza kendisinin de soyunma odasından döndüğünden sonraki yüz ifadesi hepimizin üzüntüsünü ifade etmeye yetmiş olmalıydı ki maç sonrası kendisinin kariyerine Super Bowl şampiyonluğu eklemesi herkesi en az sakatlığına üzdüğü kadar da mutlu etti.

Odell’in sakatlığı sonrası mevcut psikolojik durumları gereği momentumu Bengals’a bırakan Rams hücumu, aradığı kanı, en ihtiyacı olduğu anda bulmayı başardı. Ne erken ne de geç, Cooper Kupp tam olması gereken zamanda ve olması gereken şekilde yine, yeniden sahnedeydi. Burada şanslı olmalılar ki, Bengals hücumunda da paralel olarak işler pek iç açıcı değildi ve Aaron Donald ve Von Miller ikilisi hatasız bir maç geçiriyordu. Rams’in maç boyunca kendisine en ihtiyacı olduğu zaman sahneye çıkmayı başaran Kupp, bu maç özelinde gösterdiği performansı “Super Bowl MVP’’ ödülüyle, sezon boyunca gösterdiği performans özelinde de “Yılın Hücum Oyuncusu’’ ödülüyle süslemeyi başarıp, NFL tarihi söz konusu olduğunda fevkalade bir receiver sezonunu geride bıraktı. Takımına momentumu tam zamanında geri kazandırıp, galibiyeti getiren TD’yi yapan Cooper Kupp’a bütün takım bir teşekkür borçlu olmalıydı ki, Aaron Donald adeta şampiyonluklar savunmayla kazanır diye haykırdı.

Hücum Maç Kazandırır Savunma İse Şampiyonluk

Bu cümleyi neredeyse her spor dalında duymak mümkün fakat söz konusu Amerikan futbolu olduğu için daha da özel oluyor. Savunma ve hücum olmak üzere iki farklı takım bulunduğu için bu tarz şampiyonluk maçlarında bir takımın iki alanda da başarılı olduğunu görmek inanılmaz keyifli. Bir önceki pozisyonda hücumda bizlere müthiş bir sekans izleten Stafford ve Kupp ikilisi, yerini bir sonraki pozisyon şampiyonluğu getiren hamlenin sahibi Aaron Donald’a bırakıyor… İzlerken yaşadığım zevkin haddi hesabı yok ki, maçın tekrarına baktığımda fark ettim ki; Rams’in bu şampiyonluğu ne denli hak ettiğini son bir dakika özelinde anlamak mümkün.

Bengals özelinde ise hem savunmanın hem hücumun maç genelinde işlediğini söylesem haksız olurum ki maç boyunca hem hücum tarafında hem de savunma tarafında gelgitli bir grafik çizdiler. Odell’in sakatlığı sonrasında psikolojik üstünlüğü aldılar almasına fakat ikinci yarının genelinde sahaya yansıttıklarını söylemek biraz abartı bir tabir olmakla beraber Rams savunmasına da biraz haksızlık olur. Maç özelinde onlar adına olumlu hücumda Ja’Marr Chase ve Mixon olmak üzere iki, savunmada da McVay’in hücum ısrarını rahatça durdurabilmeleri sebebiyle, toplamda üç etken vardı. Joe Burrow’un Aaron Donald’a sacklendiği maçın son pozisyonunda ise formsuz bir playoff geçiren Jalen Ramsey’i ikinci defa geçmiş olan Ja’Marr Chase kalitesini bir kere daha konuşturmuştu fakat santimetrelerle iş işten onlar adına geçeli çok olmuştu. Ondan önceki drive’ı da Joe Mixon yerine neden Samaje Perine’nin yaptığı da biz taraftarlar adına fazla merak konusu oldu. Top son bir dakika da Bengals tarafına geçtiğinde hata yapma sınırlarının inanılmaz dar olduğu fark edilen bir durumdu ki zaten hücumda olduğu gibi savunmada da son darbeyi vuran henüz 36 yaşında olmasıyla dikkat çeken ve 2019 yılının intikamını alarak, ilk Super Bowl’unu dakikalar sonrasında kazanacak olan Sean McVay’in takımından başkası değildi.

Bir Kavgayı, Ölmeyi En Fazla Göze Alan Kazanır

Saha dışında bütün geleceğini ve yapılanmasını bu şampiyonluk planı üzerine yapan Rams cephesinin bu hamlelerin meyvesini saha içerisinde de alması kısa sürmedi ki, geçtiğimiz sene Detroit Lions ile yapılan takasın kazananının kendileri olduğunu, bu gece sonrasında söylemek yalan olmaz. Maç sonu Stafford’ın zafer görüntülerini görürken, Jared Goff’un başaramadığını başarması aklıma geldi ve yüzümü aniden bir tebessüm kapladı. 2019 senesinde Tom Brady ve New England Patriots’a kaybettikleri Super Bowl’un ardından bu zaferin onlar ve Sean McVay için anlamı çok çok daha özel. Yazımı yine bir Al Pacino cümlesiyle kapatmak istiyorum; “Bir kavgayı ölmeyi en fazla göze alan kazanır’’ diye demişti Pacino. Aaron Donald ve arkadaşları bizlere geçtiğimiz gece gösterdiler ki gerçekten de öyle. Sert çocuklar sezon boyunca dilediklerini yani Lombardi kupasını müzelerine götürmeyi başardılar. Bakalım bu onlar için bir son mu olacak, yoksa bir başlangıç mı…