Herkese merhabalar değerli NFLTR.com okurları… Yine uzun bir aranın ardından tekrar beraberiz. Bu yazıda yine başlığında Jordan Love’a ithafen yapılan bir soy ismi şakası bulunuyor çünkü bu NFL metin yazarlarının durmadan her sene Dallas Cowboys’a yazdığı erken playoff mağlubiyetinin verdiklerindeki aynı keyfi yaşatıyor. Bu sene de Packers ilk turda 48-32’lik skorla Cowboys’u evinden televizyon koltuğuna gönderdi. Ve başlıktaki Jane Austen’nin romanından farklı olarak hiçbir edebi anlam taşımadan takıma şu an duyduğumuz gururu ve aşkı ifade ederek başlayalım.

Packers’ın bu galibiyeti unutulmaz oldu ve Jordan Love için hayal gibi bir kariyer başlangıcı oldu ama hemen maç değerlendirmesiyle de başlamadan önce azıcık geri alalım. Normal sezona baktığımızda oldukça iniş çıkış izledik ve aşağı yukarı daha önceki yazılarda bahsettiğimiz bir takım izledik. Başarılı oyunları da çaylak hatalarını da izledik, bu takımın belki böyle olması da tanımlamalarına ve gelişmelerini sağlamış olabilir. Hücum adına olumlu anlamda en çok yüz güldüren takımın top kaybı yapmaması diyebiliriz. Jordan Love bu süreçte resmen interception atmayı unuttu ve ligin en verimli quarterback’lerinden birine dönüştü. Sezonu 4,000 pas yardını aşmış bir şekilde 32 TD pası atarak bu kategoride Dak Prescott ardından lig ikincisi olarak tamamladı.

Aaron Jones ise sakatlıktan döndüğünden beri inanılmaz bir performansla oynayarak takımın sonunda iyi bir koşu hücumu olmasını sağladı ve bu Jordan Love’ın oyununu bir hayli rahatlattı. Eski Aaron Jones’u izlemek gerçekten bu takımı büyük bir tehdit olduğu zamanları hatırlattı. Enteresan bir başka gelişme de olarak Cowboys maçına da etki eden Jaire Alexander’ın memleketi Charlotte’de oynanana Carolina Panthers karşılaşmasında kaptan olmadan kaptanlarla sahaya çıkması nedeniyle yönetim ona bir maç ceza vermişti ve böylelikle Vikings maçını kaçırdı. Her ne kadar eleştirilmeye açık olsa da yapılanlar takıma iyi geldi. Joe Barry’nin bile kovulmaması ayrı bir süreç oldu. Halen kovulmaya açık da olsa savunma şu an bir şeyler üzerinde ilerliyor ve bu ivme şimdilik korunmak istendi. Süreç içerisinde özellikle bol skorların yenmesi sorun oldu ve New York Giants ve Tampa Bay Buccaneers gibi tarzı yol kazaları da oldu fakat Packers, Super Wild Card maçına playoff’lara son koltuk olan yedinci sıradan girdi ve her sene olduğu gibi Super Bowl hayalleri kuran konferans ikincisi Dallas Cowboys ile eşleşti.

Karşılaşmaya baktığımızda ise kağıt üstünde Jüpiter’den Merkür’e kadar hatta Dünya’dan Andromeda Galaksi’sine kadar açık ara favori Dallas Cowboys’tu. Ancak unutulan bir şey var ki; o da kültür. Packers’ın playoff takımı olması ve AT&T stadyumunu playoff zamanı

Cowboys’tan daha çok benimsemesi gibi gerçekler var. Maçın başında Packers defensive tackle oyuncusu T.J. Slaton’ının line of scrimmage’da oyuncuyu durduktan sonra “Burası benim şehrim!” diye bağırdığında “Ne oluyor ya, bir sakin!” diye düşünmeme rağmen maçın sonunda haklı çıktığını gördüm.

Sahada rakibine iyi çalışmış ve maça nasıl başlamasını gerektiğini bilen bir hücum izledik. Erken öne geçmek koşu oyunlarını yönetmek adına Packers’a önemli bir güç verdi. İki takımın da koşu da belli sıkıntıları vardı ve bu defonun nasıl yönetileceğini bilmesi maçın kontrolünü yedinci sıra takımı Packers’a verdi. Koşu oyunlarında hat-trick yapan ve Cowboys savunması görünce zevk-i sefaya gelen Aaron Jones bir yana Romeo Doubs’ın özellikle üçüncü haklarda Cowboys’un alan savunmasında zayıf yerlerini patlayıcı oyunlarla bulması Packers’ı oldukça etkili bir hücum haline getirdi. Aslında burada en az Packers oyuncuları kadar kahraman olan Dallas defansif koordinatörü Dan Quinn’in alan savunması fiyaskosu oldu. Takımın arka alanını anaokulu bahçesine dönüşmesi Jordan Love’ın oyunu her uzatabildiği anda büyük oyunlar gerçekleştirmesini sağladı.

Packers özellikle Aaron Jones’un iyi koşu hücumuyla beraber doğru oyunlarla sahada dururken Cowboys hücumu o kadar kötüydü ki hiçbir şekilde sahada pozitif oyun getiremedi. Bu dengesizlik de yavaş yavaş maç galibini göstermeye başladı. İlk yarı, CeeDee Lamb ile namus kavgası yaşamışlar da sonra maça çıkmışlar gibiydi. Dallas hücumuna tüm verimi ve patlayıcılığı CeeDee Lamb’in verdiğini de bir defa daha gördük ve Packers savunması da bunu doğru kapatınca “Amerika’nın takımının” eli kolu bağlandı. Patlayıcılık adına Pollard gibi bir silahı da zaten sene başından beri etkili olamayıp koşu hücumu da çalışmayınca Cowboys özellikle skor olarak geride olmasıyla beraber sahada hiçbir gücü olmayan zayıf bir kuşa dönüştü.

Tüm bunların kırılabileceği kilit oyun serilerinde de Packers’ın savunmasına yıllarını vermiş iki savunma liderinin kritik oyunlarla maçı Cowboys’tan resmen çekti aldı. Özellikle Packers’ın maçtaki tek punt vuruşunu yaptığı hücum serisinin ardından Jaire Alexender’ın yaptığı inanılmaz interception tamamen oyunun Packers oyunu olduğunu gösterdi. Alexander’ın mükemmel bir tepki ve kabiliyetle topu alması şahane bir enstantane olmasıyla da beraber rakip takımın bütün moral motivasyonunu yere çekti. Bunun üstüne Darnell Savage’ın yaptığı pick-six de artık maçın Packers’ın olduğunu gösterdi. Skorun 27-0’a gelmesi her ne kadar geçtiğimiz sezon Los Angeles Chargers’a yaramasa da maçın artık vurucu darbesi olmuştu. Cowboys da aradığı tüm verimi Jack Ferguson ile bulabildi ve ite kaka bir şekilde ilk yarı bir TD ile bitirdiler.

İkinci yarı Cowboys hücumu birazcık kendine gelse de Packers hücumu yavaşlamadan devam etti. Aaron Jones’un üçüncü TD ve Jordan Love’ın mükemmel bir açıyla Doubs’a attığı touchdown ile maç bitti görüntüsüne girildi. Benzetmem yanlış anlaşılmasın, Cowboys camiası bana kızmasın; ama ezilen ama bir türlü canı çıkmayan sivrisinek misali çırpınmaya devam ettiler. Packers da sahaya yedeklerini erken sokunca Cowboys bir anda 32 olmayı başardı ama bu tabii ki de oyunlar arasındaki gerçek görüntü farkını izah etmedi. Joe Barry yine ne yapıp edip otuz üzerinde sayı yemeyi başardı. Bu bir yana defansta oyuncular adım atmasını bildi ve iyi bir oyun çıkardılar. D-line’dan secondary’e kadar iyi bir performans veren oyuncu grubu izledik. Savunmada çok iyi oyunculara sahipler ve draft’ta da iyi iş çıkarmaları takıma iyi bir savunma veriyor ama potansiyeli kesinlikle çok daha fazla.

Peki, şimdi Dallas Cowboys sahadan süpürüldü edildi. Şimdi ne olacak? Divisional turu maçları oynanacak ve rakip görece ligin en iyi takımı, konferans birincisi, geçtiğimiz haftayı bay geçen San Francisco 49ers rakip. Yine geçmişi olan ve Packers taraftarlarının son yıllarda üzen bir takım. Kadrosunun her yerinden playmaker oyuncu çıkarabilirsiniz ve bu yıldız kadrosunun başında Kyle Shanahan gibi bir dahi var. Ligde en saygı duyduğum üç, beş koçtan biri ve Packers’ı yenmesini iyi bilen bir isim. Koşusundan pasına, pass rush’ından pas savunmasına çok iyi bir takım ve Super Bowl’un en sağlam adayını Packers’ın geçmesi onları Lomabrdi Kupasının en büyük adayı haline gelmesi demek olur ki bunun kulağa halen ne kadar absürt geldiğini fark ediyorsunuzdur. Halen akıllarda Raheem Mostart’ın koşarak bitirdiği Packers ve karlı bir Lambeau Field’ta oynanan ve Rodgers’ın son playoff maçı olan günler hafızalarda. Jordan Love bu engeli de aşarsa şimdiden bir Packers efsanesi olur.

Packers’ın bir şansı olması için yine maça önde başlaması gerekiyor çünkü Brock Purdy bu tabloda kaybetmez. Ancak, henüz kendisinin geriden gelebildiğini görmedik ve oyununundaki en büyük açık bu olabilir. İşler sıkıştığında Deebo ve Aiyuk’a McCaffrey’den daha çok güvenmek zorunda kalacak ve bu noktada Purdy aranan adam olacak. Açıkçası ben, San Francisco 49ers’ın baştan sona kontrolü elde tuttuğu ve Jordan Love’ın top kayıplarıyla oynadığı rahat bir 49ers galibiyeti bekliyorum. Packers zaten ilk yedinci sıra takımı olarak maç kazanmasıyla bu sezondan alacağını fazlasıyla aldı. Bu noktadan sonra kaybedecek şeyleri olmaması da önemli bir avantaj, bu onları tehlikeli yapıyor ama sahaya ne kadar etki eder bilemiyorum. Son olarak, Packers Super Bowl’a giderse Love dövmesi yaptıracağım. Herkese iyi haftalar, iyi eğlenceler…