Geride bıraktığımız NFC Yarı Finalleri’nde bir tarafta sezona genç quarterback’lerinin hikayeleri ile damga vuran San Francisco 49ers ile Green Bay Packers karşılaşırken, diğer QB’ler arasındaki “Hangimiz daha birinci sıra seçimi” mücadelesinde Detroit Lions ile Tampa Bay Buccaneers kozlarını paylaştı.
San Francsico 49ers, felaketin kıyısından dönerken Green Bay Packers, gençliğin ve biraz da tecrübesizliğin kurbanı oldu. Kaliforniya ekibinin rakibi ise bu sene peri masalı yazan Jared Goff ve Detroit Lions oldu.
Green Bay Packers: 21 – San Francisco 49ers: 24
Yağmurlu bir Santa Clara akşamı NFC’nin bir numarası 49ers, evinde Packers’ı ağırladığı maçta Brock Purdy ve Christian McCaffrey ikilisinin maç kazandıran drive’ı sonrası savunmanın da interception yapmasıyla kazanarak adını üçüncü kez konferans finaline yazdırmayı başardı. Packers cephesinde ise iyi başlanan ve tasarlanan oyun planı sonrası hücumdaki endzone ziyaretlerinden eli boş dönmesi ve savunmanın da bireysel hataları pahalıya patladı.
Ev sahibinde maçın hikayesine bakıldığında iyi başlamayan bir 49ers hücumu vardı. Sezon içerisindeki efektifliğini maç oynamadığı haftada ritim kaybederek yitirmiş gözüken Kaliforniya ekibinde Brock Prudy de özellikle yağışlı havanın da etkisiyle pas dağıtımında istediği opsiyonları bulamadı. Tabii bu istenmeyen başlangıcın üstüne bir de Deebo Samuel henüz maçın başında sakatlanıp maça devam edemeyince 49ers için işler bir süre iyi gitmedi. Tam da bu noktada önce George Kittle ardından da McCaffrey sahneye çıkarak büyük oyun üretmeyi başardılar. Purdy pas oyunlarını genellikle y-flex’te hook rotaları üzerinde yönlendirirken play action’lardan ise istediğini pek bulamadı. Ancak rakibin savunmadaki ilk man coverage oynadığı durumda hızlı pas ile Kittle’ı bulması Purdy’nin Cover-0 karşısında etkili olduğunu bir kez daha gösterdi.
Koşuda ise her zamanki gibi 11 personel ve Kyle Juzcyck seçimleriyle pin pull denediler ve Brandon Aiyuk ve Juan Jennings’in de arka alandaki secondarylere yaptığı bloklarla bu oyunlardan fayda sağladılar. Öyle ki McCaffrey’in yaptığı uzun koşu TD’ında da önce CMC’in tackle kırması ve sonrasında da Aiyuk’un bloğu çok değerliydi. Bu nokta Packers savunmasına ibreyi çevirecek olursak sezon boyunca koşuya karşı zayıflardı ancak bu maçta zaman zaman 49ers hücum hattına zorluk çıkarak derecede koşu oyunlarını bozmayı başardılar. Lakin onlar için baş ağrıtacak durum kaçan tackle’lar oldu. Bu seviyedeki maçlar için en azından koşuyu ön tarafta limitlemişken kaçan tacklelarla birçok kez ekstra yardlara izin verdiler. Zaten McCaffrey’in TD’sinde de önce maçın başında belki de pick six’i düşüren Darnell Savage’ın CMC’yi durduramaması pahalıya patladı. Pas savunmasında ise iki derin safety olayından vazgeçtikleri tek anda biraz önce de belirtildiği gibi endzone’da TD’ye engel olamadılar. Yine de Deebo Samuel gibi bir playmaker’ın olmayışından dolayı da bireysel anlamda büyük pas savunması hataları gelmedi. Buna rağmen ön taraftaki pas baskısının Purdy’e ulaşma konusunda çok verimli olduğunu söylemek zor.
İlk yarıda üç kez rakip endzone’a giden ancak sadece iki alan golüyle dönen Packers hücumu ise maçın başından momentumu arkasına alma fırsatlarını cömertçe harcaması maçın kaderini belirleyen etmenlerin belki de başında geldi. Öyle ki koç LaFleur doğru bir hücum stratejisi ile takımını sahaya çıkarırken koşu ağırlıklı oyunlarda yine 11 veya 12 personel seçimlerinde Aaron Jones ile koşudan verim almayı başardı. Jordan Love’u dropbacklerle ve uzun okumalarla boğmayıp checkdown opsiyonlarını da kullandırtarak driveları sürdürmeleri Packers adına çok doğru bir hücum planıydı. Ancak dropbackteki tercihler ve iç korumadaki yetersizlikler de Jordan Love için karşısındaki savunma hattı düşünüldüğünde hiç kolay olmadı. Buna rağmen Romeo Doubs pas opsiyonu olarak öne çıkan isim oldu ve hem inside hem de outside leverage’da Ambry Thomas’u epey bir terletti. Son olarak ise endzone’daki rota kombinasyonları ise derslik niteliğinde çizilmiş oyunlardı. Yine de tam 49ers hücumun ritim kaybettiği noktada Jordan Love’un interception’u ise çok kolay ve çabuk bir top kaybı olarak rakibi tekrar maça ortak etti. Tabii bir de son hücum fırsatı var ki herhalde uzun yıllar akıllarda tüm maçtan enstantane olarak sadece o kalacaktır…
Çaylak kicker Anders Carlson’un kaçırdığı alan golü sonrası 49ers hücumunun bulduğu TD ve sonrasında Jordan Love’un şapkadan tavşan çıkarma denemesinin maçı bitiren interception ile sonuçlanması maçın sonunu getirdi. Henüz genç bir ekip olan Packers, iyi bir mücadele örneği ortaya koyup son saniyeye kadar maçı taşısa da henüz daha detaylarla kazanabilecek tecrübeye sahip olmadığı da en azından bu sezon için söylenebilir. Öte yandan 49ers savunmasına ise kısa parantez açmak gerekirse ekip olarak kötü oynadıklarını söylemek haksızlık olur. Koşuya karşı direnç gösterdiler ve Love’un patlayıcı oyunlarını da nispeten önlediler. Ancak secondary’de başta Ambry Thomas olmak üzere bireysel anlamdaki alınan bayraklar ve coverage hataları pas oyunlarını karmaşık rota kombinasyonlarıyla süsleyen takımlara karşı daha büyük felaketlere yol açabilir. Genel olarak Fred Warner’ın arka alandaki safetyler ile arasındaki boşluğun alan savunmanın zayıf karnı olarak nitelendirilebilir. Her ne kadar Dre Greenlaw zaman zaman burayı savunmaya çalışsa da nickleback’in flat’e indiği durumlarda alan savunmasındaki bu boşluklar bir iki kez orta alan isabetlerini de beraberinde getirmişti.
Tampa Bay Buccaneers: 23 – Detroit Lions: 31
İki eski draft bir numarasını karşı karşıya getiren karşılaşmada Lions, evinde Buccaners’ı ağırladı. Maçın ilk yarısı berabere biterken iki takımda karşılıklı savunma ikramları maçta öne çıkan detaydı. Ancak maçın kırılma anlarının hemen hemen hepsi ikinci yarıda olurken Lions’un öne geçip farkı açması sonrası Buccaneers’ın da “hop birader biz daha ölmedik” deyip geri dönüş çabaları ancak sonrasında Baker Mayfield’ın çıkıp kendini hatırlatmasıyla Michigan ekibi 31 yıl sonra NFC şampiyonluk mücadelesi oynamaya hak kazandı. Buccaneers cephesinde ise sadece maç kaybetmek değil; özellikle detaylardaki yapılan fahiş hatalar başta bu seviyede bir head koça sahip olmadıklarının da bir göstergesiydi.
Lions hücumunda her zamanki gibi koşu pas dengesi kurmaya çalışarak maça başladı. Bucs savunmasının tek safetyli düzene döndüğü durumlarda playaction ve trips formasyonlarıyla pas oyunlarına giderek hem patlayıcı oyunları denediler hem de kısa pas oyunlarında hücumu ayakta tutmaya çalıştı. Nitekim en büyük etki koşu oyunlarında geldi. Özellikle 11 personelli koşu oyunlarında Penei Sewell, pull’a çıktığı anlarda Gibbs ve Montgomery’e koşu alanı açma konusunda harikulade işlere imza attı ve o bölgedeki tight endlerin de backside blok kaçırmaması da koşunun işlemesini sağladı. Benzer şekilde iç koşularda da yine mevzubahis tight endlerin blok eşleşmelerinde blok kaçırmamaları ve receiver’ların da bloklara katılmalarıyla yer oyunlarını iyi bir şekilde işlettiler. Pas oyunlarında ise özellikle endzone’da etkililerdi ve başta Amon-Ra St.Brown olmak üzere playoffların sürpriz ismi Josh Reynolds ile birlikte rota kombinasyonlarıyla TD’lari buldular. Bucs savunmasında ise Todd Bowles, yine şaşırtmadı ve beklenildiği üzere başta linebacker olmak üzere sürekli blitz denemesinde bulundu. Nitekim underneath’i sık sık boş bırakmasıyla Lions pas oyunlarının da nereden ve nasıl yönleneceği Bucs’un bu savunma prensibiyle belli oldu. Öte yandan Jamal Dean’in çıkışı sonrası Zyon McCollum, savunmanın zayıf karnına dönüşmesini Lions hücumu da güzel fırsat bildi ve oradan yönlendirdiği drive’ı TD ile bitirerek farkı açtı. Ancak ön taraftaki baskının hızlıca atlatılması sonrası arka alandaki bu boşluklar da Florida ekibi adına istenmeyen sonuca neden oldu.
Baker Mayfield tarafında ise maça interception ile başlamak biraz moralleri bozdu. Ancak ilerleyen süreçlerde yıldız receiver Mike Evans’ın da devreye girmesiyle Bucs hücumu ilerleyişini sürdürdü. Bu sezonun takım adına en büyük gelişim gösteren ismi olan Rachaad White ise iç koşularda top alamazken genel olarak da etkinliği sınırlıydı. Lions savunmasının robber tercihleri karşısında Baker genellikle orta alan isabetlerine yönelirken aynı zamanda Cade Otton’un da devreye girmesiyle pozitif oyunlarını sürdürdü. Nitekim özellikle Lions savunmasının sıkça kullandığı cornerback blitzlerine karşı sürekli yard kaybetmesi ve üstüne Aidan Hutchinson’un ön taraftaki pas baskısını kontrol altına alamamaları yard kaybettiren ve uzun yardları almaya zorlayan oyunlara neden oldu. Bu hususta ekstra blok katkısının alınmaması ise maçın olumsuz anlamdaki detaylarından oldu. Lions savunmasında da cornerbackler biraz önce de belirtildiği gibi blitz’lerde etkili olsalar da başta Cameron Sutton olmak üzere secondary’nin çok güven verdiğini söylemek zor…