Evet, hızlı geçen bir sezonun ardından yine yılın o zamanına geldik. Draft dönemi kimileri için yeni sezon öncesindeki büyük boşluktan önce kendilerini oyalamak için son futbol bağlantılı meşgaleyken kimileri için bundan çok daha fazlası. NFL’deki 32 takım ve benim gibi kolej futbolu bağımlıları ikinci grupta yer alıyor. İkinci grubu bir kez daha bölecek olursak bu benim gibiler için bir hobiyken 32 takım yöneticileri için ölüm kalım meselesi. Draft gecesine kadar geçen süreçte yapılan çalışmalar ve üç gün boyunca buna bağlı verilen kararlar hanedanları inşa edip yıkarken, şampiyonlukları belirleyebiliyor. Neredeyse her draft sınıfı çok büyük oyuncular, geleceğin hall of famer isimlerini çıkartıyor olsa da dürüst olmak gerekirse insanlar geriye dönüp baktıklarında draft’ları quarterback sınıflarıyla hatırlıyorlar. 2017 draft’ı bir quarterback’in ilk sırada seçilmediği son 10 yıldaki ender draft’lardan biri olsa da o sınıf Myles Garrett’tan ziyade Patrick Mahomes, Deshaun Watson ve hatta Mitch Trubisky ile hatırlanıyor. Aynı şekilde bir sonraki yıl gelen 2018 sınıfı… Sahi ne büyük heyecan yaratmıştı o yılın quarternack’leri değil mi? Baker Mayfield, Sam Darnold, Josh Allen, Lamar Jackson, Josh Rosen… Bu sene de o yıla benzer heyecan yaratan bir quarterback sınıfıyla karşı karşıyayız ancak o yıl olduğu gibi ilk turda beş quarterback’in birden seçilmesi beklenmiyor. Ancak günün sonunda çok daha başarılı olmuş bir quarterback sınıfı olmaları çok mümkün. Öyleyse gelin takımların geleceklerini ipotek edip tüm umutlarını bağlayacağı 2024 quarterback sınıfına bir göz atalım.
Caleb Williams, USC Trojans
Genel Bakış: Şimdiye kadar herkesin bu ismi duymuş olması gerekiyor keza Williams, uzun bir süredir kolej futbolunun en yetenekli oyuncu olarak görülüyor ve bu yıl hiç sahaya çıkmamış olsaydı bile ilk sıradaki draft hissesinden bir şey kaybetmeyecek statüye ulaşmıştı. Kariyerine Oklahoma’da bir başka büyük potansiyel Spencer Rattler’ın arkasında başlayan Williams, henüz freshman yılındayken Rattler’ın tökezlediği ilk anda Red River derbisinde formayı kaparak bir daha arkasına bakmadı. Devam eden sezon öncesi Lincoln Riley’nin USC’ye geçmesiyle birlikte koçunu takip eden Caleb Williams, buradaki ilk sezonunda Heisman kupasını kazanarak NCAA’in artık bir numaralı oyuncusu olacaktı. USC’deki son sezonu hem bireysel hem de takım başarısı olarak beklentinin altında kalmış olsa da daha önce de dediğim gibi bunun Williams’ın değerine pek bir olumsuz yansıması olmadı.
Güçlü Yönleri: Caleb Williams’ı kısaca tanımlamak gerekirse kendisi modern zaman NFL’in tam olarak aradığı QB prototipi. Yapı dahilinde zaten çok iyi bir QB olsa da iş o yapının dışına çıkarak doğaçlama bir şeyler sunmaya geldiğinde Williams’ın yıldız gücü aktive ediliyor. Buradan hareketle en büyük özelliği olarak bozulan oyunlarda kendi başına da üretebilen, hareket halinde dahi isabet yeteneğinden bir şey kaybetmeyen bir oyuncu olduğunu söyleyebiliriz. Kulağa Patrick Mahomes gibi geldi değil mi? Yine de kimseyi Mahomes’un yakaladığı başarıları yakalamadan onunla kıyaslamayalım fakat oyun tarzı benzerliklerini görmek mümkün. Oklahoma günlerindeki kadar olmasa da ayaklarıyla da mesafe kat edebilen oldukça mobil ve atlet bir QB Williams. Olmayacak açılardan başarılı oyun yapabilen gerçek bir “playmaker” ve önemli potansiyellerle dolu bu QB sınıfının en çok süper yıldız potansiyeline sahip ismi.
Zayıf Yönleri: Caleb’ın zayıf yönleri de aslında güçlü yönleriyle ilintili. Çoğu zaman yapıyı terk edip işleri kendi bildiği şekilde halletmeye yönelmesi NCAA’de başarıyı getirmiş olsa da NFL’de aynı derece başarılı bir şekilde işlemeyebilir. Bu biraz oynadığı USC takımlarının –özellikle bu seneki- yetersizliğinden kaynaklansa da çok sık kahraman olmaya soyunuyor ve en zor pasları deniyor. Kulağa Josh Allen gibi geldi değil mi? Yine de kimseyi şimdiden Allen ile kıyaslamamakta fayda var. Tekrar bunlarla bağlantılı olarak topu çok fazla elinde tutmasından dolayı bir fumble sorunu olduğunu belirtmek gerekiyor. Sadece bu sezon 10 kez fumble yaptı. Ancak anlaşılabileceği üzere bu sıkıntıların neredeyse tamamı iyi koçlukla düzeltilebilir şeyler. Benim dikkatimi çeken ve düzeltilemeyecek bir sıkıntısı ise liderliği konusunda oluşan bazı şüpheler. Kaybedilen maçlardan sonra basın karşısına çıkmaması, basına vermiş olduğu bazı garip ve yüksek ego kokan demeçler bir miktar irkilmeme sebep oluyor.
Drake Maye, North Carolina Tar Heels
Genel Bakış: Son iki sezonu Caleb Williams ile neredeyse aynı şekilde geçen Drake Maye, uzunca bir süre Caleb Williams’ı tahtından edebilecek tek kişi gibi dursa da geldiğimiz noktada en iyi ikinci quarterback pozisyonunu Jayden Daniels’tan korumaya çalışıyor. Redshirt Sophomore olarak draft’a erken girmeye karar veren Maye, Alabama yerine North Carolina’yı tercih ederek şaşırtıcı bir tercih yapmıştı. UNC’de Mitch Trubisky ve Sam Howell ile oluşan başarılı (en azından kolejde) QB çizgisini devam ettiren Maye, Howell’ın NFL’e gidişiyle birlikte ilk starter sezonunda gösterdiği performans ile ismini en büyük QB potansiyellerinin arasını yazdırmıştı. Geride kalan sezonda o da Williams gibi hem bireysel hem de takım başarısı anlamında büyük bir adım geriye atmış olsa da önceki sezonda gösterdikleri çoğu takımı ikna etmeye yeter düzeydeydi.
Güçlü Yönleri: Drake Maye’in tipine (sadece yüzü değil) ve oyun tarzına baktığınız zaman insanların onda neden bir Justin Herbert gördüğünü anlamak çok mümkün ve haliyle kimse Herbert’ta yaptığı hatayı tekrarlamak istemiyor. Ancak ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz, yine de kimseyi henüz Herbert ile kıyaslamayalım. Drake Maye’in ilk ayırt edici özellikleri fiziksel özellikler olarak önümüze çıkıyor. Boyu, yapısı ve kolu tam olarak NFL’in bir QB’den talep ettiği düzeyde. Caleb’ın aksine esas planı oyunu cep içinden oynamak olan geleneksel bir pasör diyebiliriz onun için. Ancak beklediğinizden çok daha atlet ve ayaklarını kullanmaktan çekinmeyen hatta bunu bir silah olarak kullanan bir oyuncu. UNC’deki son iki yılında toplam 1,000 yardadan fazla koşmuş ve 16 koşu touchdown’ı yapmış bir oyuncudan bahsediyoruz. Ayrıca hem cep içinde hem de cep dışında sert ve dayanıklı bir oyuncu.
Zayıf Yönleri: Drake Maye de iş başa düştüğünde doğaçlama olarak oyun üretebilen bir oyuncu olsa da iş hareket halinde pas atmaya geldiğinde isabet yüzdesi bir hayli düşüyor. Sahip olduğu kol kuvvetine nazaran böyle olmaması gerekiyor. UNC QB ekolünün bir getirisi mi dersiniz yoksa Howell’ın arkasında geçen bir sezonun kötü etkisi mi bilemiyorum karar verme konularında zaman zaman sıkıntı çekebiliyor. Bu durum biraz koluna fazla güvenmesiyle de alakalı. Son olarak da aynı sınıfa mensup olduğu diğer tüm QB’lerden daha az oyun tecrübesine sahip olarak lige geliyor olması dikkat edilmesi gereken bir nokta.
Jayden Daniels, LSU Tigers
Genel Bakış: LSU’ya transferle gelip son iki yılını burada geçiren ve son yılında Heisman kazanan bir quarterback. Kulağa çok tanıdık geldi değil mi? Durun durun, Jayden Daniels’ı Joe Burrow’a benzetecek halim yok. Oyun tarzları çok farklı olsa da benzer yollardan geçmeleri kaderin bir cilvesi olsa gerek. Tıpkı Daniels da Burrow gibi Heisman sezonuna kadar draft tartışmalarında ismi pek geçmeyen bir oyuncuyken tek bir sezonda göstermiş olduğu gelişim ve vadettiği potansiyelle hissesini aya kadar ulaştırmış durumda. Kariyerine Arizona State’te başlayan oyuncu biraz NIL biraz da şimdiki Raiders koçu ve kendisini ASU’ya recruit eden Antonio Pierce’ın okuldan ayrılmasına neden olan soruşturma nedeniyle buradaki 3 yılın ardından LSU’ya transfer oldu. LSU’daki ilk sezonu iyi geçmiş olsa da asıl etkiyi Heisman’ı da kazandığı ikinci sezonunda yaptı.
Güçlü Yönleri: Joe Burrow değilse kime benzetelim bu Jayden Daniels’ı? Bunun için 2 tane MVP ödülünden önceye, Louisville’deki Lamar Jackson’a gitmek gerekiyor. Tabi bir miktar modifikasyonla. O dönemdeki Lamar Jackson’ın pas yeteneğini biraz arttırın ve koşu yeteneğini biraz kısın. İşte size Jayden Daniels. Bu draft sınıfının pozisyon gözetmeksizin en dinamik oyuncularının başında geliyor. Kolu ve bacaklarıyla gerçek bir çift yönlü tehdit. Gelen baskı karşısında kaçış yeteneği, anlık patlayıcılığı ve yön değiştirme kabiliyeti Lamar Jackson’ı andıran özellikleri. Bunların yanı sıra LSU’ya geldiği günden beri hem vücudunu hem de pas yeteneğini geliştirmiş durumda. Pas oyunlarında özellikle derin saha pas isabet yeteneği dikkat çekiyor.
Zayıf Yönleri: Her koşu yeteneğine sahip quarterback’te olduğu gibi sakatlık riski gerçek bir risk. Üstüne Daniels gibi zayıf ve ince bir fiziğiniz varsa daha da yüksek bir risk. Oyun tarzının da getirisi olarak zaman zaman kendisini sakınma konusunda çok dikkatli davranmayarak gereksiz sertlikteki darbelere maruz kalabiliyor. Derin saha isabeti konusunda sıkıntı yaşamasa da sahanın diğer bölgelerini aynı derecede efektif kullanamıyor. Kolejde 5 yıl geçiren bir oyuncu olduğu için görece yaşlı bir oyuncu olarak lige gelecek. Bu kariyerinin uzunluğu veya kısalığından ziyade öğrenme kapasitesini etkileyecek bir durum olabilir.
J.J. McCarthy, Michigan Wolverines
Genel Bakış: Uzun zamandır en büyük rakibi Ohio State’in gölgesinde kalan Michigan’ın yeniden doğuşunun pay sahibi isimlerinin başında gelen McCarthy, bu draft sınıfının en kutuplaştırıcı ve tartışılan oyuncularının başında geliyor. Normalde şampiyon bir quaterback’in bu kadar tartışıldığını görmeyiz ancak McCarthy’nin bu şampiyonluğun neresinde olduğu hala bir soru işareti. 5-Yıldız potansiyel olarak büyürken tuttuğu Ohio State’te oynama hayalleri kurarken hayat onu Ohio State’in egemenliğini sona erdiren büyük düşman Michigan’ın lideri yaptı. Hatta okul tarihinde öyle bir yerde ki koçu Jim Harbaugh onu Michigan tarihinin en büyük quarterback’i olarak görüyor.
Güçlü Yönleri: McCarthy, iki yılı starter olmak üzere üç yıllık kolej tecrübesiyle lige geliyor olmasına rağmen hala 21 yaşında. Bu çok büyük bir artı ve aynı zamanda geniş bir gelişme potansiyeli demek. Size olarak ideale yakın bir oyuncu. Benim kendisini beğenme nedenlerimin başında ise genç yaşına rağmen takıma gösterdiği liderlik, duruş ve sertlik geliyor. Karakter olarak takımınızda isteyeceğiniz tarzda bir lider. Jim Harbaugh gibi bir koçu kendisine hayran bırakabilmesi de buradan geliyor. Cep pasörü olmasına rağmen oldukça iyi bir atletizme sahip. Bunu kimi zaman koşu tehdidi olarak kimi zaman ise çöken oyunu uzatmada oldukça iyi kullanabiliyor.
Zayıf Yönleri: McCarthy’nin bu kadar tartışılan bir oyuncu olması koşu ve savunma öncelikli bir takıma oyun kuruculuk etmiş olması. Takımın hücum sisteminin ilk seçeneği olmadığı için çoğu zaman yeteneklerini tam olarak gösterme şansı bulamadı. Bu da Michigan’ın elde ettiği başarıdaki payının nerede olduğunun sorgulanmasına neden oluyor. Koşu öncelikli bir takımdan pas öncelikli NFL’e geçişi nasıl taşıyabileceği en büyük soru gibi duruyor. Yine oynadığı sistemin QB’den çok fazla şey talep etmemesi nedeniyle soyut QB yeteneklerinin ve başlangıç çizgisinde oyuna ne kadar hakim olabileceği konusunda elimizde yeterli veriler yok. Son olarak kol kuvveti olarak fena bir noktada olmasa da bu sınıftaki çoğu QB’nin gerisinde.
Michael Penix Jr., Washington Huskies
Genel Bakış: Kolej kariyerine Indiana’da başlayan Michael Penix Jr, yaşadığı ağır sakatlıkların (İki kez ACL bir kez AC Joint) da etkisiyle futbol sahnesinden silinip gitmek üzereyken hücum koordinatörü Kalen DeBoer’la beraber Washington’a giderek hayatını tamamen değiştiren bir karara imza attı. Washington’da geçirdiği iki sezonda sağlıklı kalmayı başaran Penix, son iki sezondur NCAA’in izlemesi en keyifli quarterback’iydi. Son iki yılında da 4,000 pas yardası ve 30’ar TD pasını geçen Penix, geride kalan sezonda Washington’ın ulusal şampiyonluk maçı oynamasının en büyük sebeplerinden biriydi.
Güçlü Yönleri: Eğer hala 2000’lerin başlarında olsaydık Michael Penix Jr., bu sınıfın en çok istenen quarterback’i olabilirdi. Eğer saf bir cep pasörü arıyorsanız Penix’ten daha iyisini bulamazsınız. Oyunu cep içinde oynayan ve üst düzey isabet yeteneğine sahip bir QB. Oldukça kuvvetli bir kola sahip olsa da onu en çok özel kılan yönlerinden birisi bana kalırsa sahip olduğu derin saha dokunuşu. Son iki yılda Odunze, Polk ve McMillan’a attığı gökkuşağı paslar gözlerin pasını silen cinstendi. Oynadığı sistemin de bir getirisi olsa da oyununda “gunslinger” mantalitesini görmek mümkün. Takımı ihtiyaç duyduğu anlarda ortaya çıkan “clutch” ve rekabetçi geninin olduğunu da söylemek mümkün.
Zayıf Yönleri: Gelgelelim artık 2000’lerin başında yaşamıyoruz ve quarterback’lerin daha mobil olması ve gelen baskılarla kendi başlarına da mücadele edebilmeleri gerekiyor. Michael Penix Jr’ın diğer sınıf arkadaşlarından oyun olarak en çok ayrıldığı nokta bu. Michigan’a karşı oynadıkları final karşılaşması da gösterdi ki önündeki koruma işlevsiz kaldığında karşılaştığı baskı Penix’in başta isabet yeteneği olmak üzere oyununun neredeyse tüm özelliklerini yarıya düşürüyor. Ancak bundan daha da önemlisi sağlık geçmişi. Son iki yılda sağlıklı kalmayı başarmış olsa da sadece kolej kariyeri boyunca çok ciddi sakatlıklar geçirmiş olması dayanıklılık konusunda soru işareti oluşturuyor. Ayrıca 6 yıldır kolejde oynayan bir oyuncu olarak o da ideal yaştan uzakta lige gelen oyunculardan bir diğeri.
Spencer Rattler, South Carolina Gamecocks
Genel Bakış: Lincoln Riley’nin Oklahoma’sında Caleb Williams’tan önceki büyük ödül quarterback Spencer Rattler’dı. 5-Yıldız olarak geldiği Oklahoma’daki ilk sezonunda 28 touchdown pası atarak beklentiyi bir nebze karşılamış olsa da ikinci sezona oldukça çalkantılı başlaması sonucu kendi taraftarı tarafından ıslıklanması ve Texas maçında formasını tamamen Caleb Williams’a kaybetmesiyle kendisi için bir defter kapanmış oldu. Sonrasında South Carolina’ya giderek yepyeni bir meydan okumaya atılan Rattler, tepetaklak giden kariyerine biraz toparlamayı başardı. Kendisini ayrıca QB1: Beyond the Lights belgeselinden de hatırlıyor olabilirsiniz.
Güçlü Yönleri: Bir bütün olarak kol yeteneği bu sınıfın en iyilerinden ve hatta belki de en iyisi. Kendisinden istenen her türlü atışı yapabilecek kapasitede bir koldan bahsediyoruz. Açılı paslar, platform dışı paslar, touch, bullet, ismini siz koyun. Bununla gelen zaman zaman aşırıya kaçabilen özgüveni iki tarafı da keskin bir bıçak gibi işliyor ancak quarterback’inizin yüksek özgüvene sahip olması tercih edeceğiniz bir şey. Mekanik açıdan da en temiz oyuncuların başında geliyor. Big 12 sonrası SEC’ye giderek büyük bir meydan okumaya girişmesi ve birbirinden çok farklı olan iki sistemde de belli derece başarı elde etmesi takımların dikkat edeceği bir nokta.
Zayıf Yönleri: Henüz lisedeyken bir süper yıldıza dönüşmenin ve televizyon şovlarına çıkmanın Rattler üzerinde iyi bir etki yaratmadığı su götürmez bir gerçek. Aynı zamanda en büyük günahlardan biri de olan kibir, Rattler’ı çok erken eline alınca ilk bocalamada kariyerinin uçurumdan aşağı düştüğüne tanık olduk. South Carolina’ya transfer olduktan sonra her anlamda kendisini geliştirdi fakat karakteri hala sorun teşkil edebilir. Bir quarterback’te aradığınız fiziksel özelliklerin çoğuna sahip olsa da boyu NFL standartların göre kısa. İyi bir atletizme sahip olduğunu söyleyebilsek de ciddi bir koşu tehdidi oluşturduğunu söyleyemeyiz. Sahip olduğu tüm yeteneğe rağmen aşırı istikrarsız bir oyuncu olması ilk turdan seçilmesinin önündeki en büyük engel.
Bo Nix, Oregon Ducks
Genel Bakış: Bu yılın QB teması için transfer olan yaşlı QB’ler desek yanılmış olmayız. Onlardan bir diğeri de Bo Nix. Kolej kariyerine Auburn’de başlayan Nix, burdaki ilk sezonunda Iron Bowl’da Alabama zaferi yaşayarak SEC yılın freshman oyuncusu olmuş ve geleceğe dair büyük umutlar vermişti. Sonraki iki sezonda özellikle pasör olarak oyununun üstüne koymakta zorlanan Nix, Auburn’de değişen koçuyla anlaşamayarak Oregon’a transfer oldu. Buradaki iki sezonunda Penix vari bir gelişim kaydeden Nix, özellikle pasör olarak sonraki seviyeye çıktı ve draft için önemli QB potansiyellerinden birine dönüştü.
Güçlü Yönleri: Kompakt vücuduyla tam olarak NFL quarterback’i fiziğinde. Kolejden geçirdiği 5 yılın tamamında starter olarak oynamasının da bir getirisi olarak bu sınıfın en iyi istatistiklerine sahip ismi. Kolej kariyerinde 15,000 üzeri pas yardı, 108 touchdown pası ve 38 koşu touchdown’ına sahip. Kısa ve orta mesafede çok iyi pas isabet yeteneğine sahip. Bu nedenle Oregon gibi yüksek tempoda oynayan bir takımda pasör olarak kendini bulmayı başardı. Auburn sezonları dahil her zaman iyi bir koşucu olması onu çift yönlü bir tehdit yapıyor. Bu 5 yılın hepsinde farklı playcaller’larla çalışmış olması onu ender rastlanan bir konuma koyuyor. Tıpkı Rattler gibi iki çok farklı sistemde de başarılı olması önemli bir artı.
Zayıf Yönleri: Oregon’da bir pasör olarak aşama kaydetmiş olsa da bana göre hala komple bir pasörden söz etmek mümkün değil. Orta ve kısa mesafelerdeki basit pasları yüksek yüzdeyle gerçekleştiriyor olması bir üst seviyede yanıltabilir. Mesafe uzadıkça isabet yeteneği ve etkinliği genelde düşüyor. Bu yıl Michael Penix ile girdiği iki düelloyu da kaybetme nedeninin temelinde bu yatıyor bana kalırsa.