Uzunca bir aradan sonra yeniden yazmaya zaman bulabildiğim için çok sevinçliyim. Takdir edersiniz ki uzun aralıklar birçok konunun da sıkışmasını yanında getiriyor. NFL bir yandan, bizim sözde kolej ligi diğer taraftan ve birde profesyonel ligimizde var unutmamak lazım. Her şey bir tarafa, birde şu federasyona muhalefet etme görevim var biliyorsunuz.

Efendim öncelikle NFL’le başlayalım. Nedir yani neye şaşırıyorsunuz? Evet bende sevmiyorum ama sezon başı söylemedik mi PAT’s yürüyor. AFC’de peşine takmış Colts’u, bir yandan Jaguars bastırıyor, Steelers playoff kokluyor. Chargers ve Browns her ne kadar aday gibi dursalar da, Browns beceriksiz defansıyla ve San Diego’da kısır ve her yönüyle tahmin edilebilir hücumuyla hiç parlak değiller.

Açıkçası Tom Brady bu ligde değişik hedeflere en çok top atan ve en kısa sürelerde atış yapan oyun kuruculardan biri. PAT’s Moss’u aldıktan sonra artık durdurulamaz hale geldi. Donte’ Stallworth ve Wes Welker ise takımın pas tehdidini iyice açıyorlar.Yani takımın TE’leri bile 11 maçta eğer 34 top tutmuş ve toplamda 8 TD’ye ulaşmışlarsa birileri topu atıyor ve diğerleri de tutuyor demektir. Ama sanki bu takımda biraz koşu eksikliği var. Her ne kadar takım istatistikleri aksini söylesede Maroney’nin 500 yardın altındaki performansı bunun adeta ispatı. Şu zamanlarda 750-800 yard civarı koşmuş olmalıydı bence. Tabi ne olursa olsun en ciddi şampiyonluk adayı Patriots.

NFC’de durumlar daha kötü bence bu sezon. Packers ve Cowboys finale en yakın iki takım. Kaldı ki Packers’ı bu sezon şampiyon görmek beni oldukça mutlu eder açıkçası. Ama sanki Cowboys – Patriots düellosuyla kapanacak gibi bu sezon. Seattle, Tampa ve Giants ise ofansif sorunlarla çok daralmış durumdalar.

 

Yani Divisional Championship maçları çok ama çok sürpriz bir gelişme olmazsa Dallas-Green Bay ve New England-Indianapolis arasında geçmeli.

Gelelim bizim ligimize;
Hepiniz zehir zemberek bir yazı bekliyorsunuz belki ama ben yazdıklarımı silip yazmaktan yoruldum. Şaka gibi bir kolej ligi yaşıyoruz. TAFL kökenli takımların hazır oldukları ve üniversite ligi ve pro gibi bir çalışmanın çok daha önceden başlatıldığı aşikâr. Ama bu Ankara dışındaki takımların  kabul ettikleri bir mücadelenin gereklerini yerine getirmemelerini mazur göstermiyor bana. Federasyonun tüm takımları kucaklayan bir lig oluşturmak yerine belki de daha değişik bir vizyonla futbolu geliştirmek adına yaptığı bu uygulama bence yanlıştır.

Gelin sesli düşünelim,
Bir takım iyi pas yapıyor diye pas atmayı yasaklamakla, hali hazırda hiçbir ciddi altyapısı olmayan bu sporda insanları olmayan kolej ve pro liglerde üstüne para alarak garip uygulamalarla oynatmamak arasındaki fark nedir? Senelerdir camiamızda var olan bir serzeniş bu yönetimle beraber kendine uygun zemini bulup kendi tezini yaşama geçirmiştir.

Nedir bu?
18 yaşındaki yeni oyuncularımızı bodyguardlara karşı oynatmak istemiyoruz serzenişidir bu. Her ne kadar doğru gibi gözükse de aslında bu çok sığ bir anlayıştır.

Neden?
Çünkü her sürecin birde sonucu vardır. Siz eğer takımınızda sadece öğrenci oynatıyorsanız bu size daha çok disiplinli daha genç ve daha çok antreman yapan bir ekip sağlar.Yok eğer siz bodyguardlardan oluşan bir ekip kuruyorsanız bu size geceleri uyumayan ve doğal olarak hayatı daha değişik bir ekip yaratır. Her ne kadar iri yarı gözükse de gerektiği kadar antreman yapamayan bu tür ekipler daha disiplinli takımlar karşısında daha dezavantajlı bir durumda kalırlar.

Futbolda temeller her şeydir. Antreman her şeydir. Disiplin her şeydir. Bunlara sahip bir takım bu sezon ezilse de sonrakilerde mutlaka başarıyı tadacaktır.

İkinci bir tez ise genç oyunculara oynama fırsatı yaratmakmış.
Bu daha da sığ bir tez. Bu takımlarımızın ne kadar aciz yönetimlere sahip olduğunun bir itirafından başka bir şey değildir.

Neden?
Eğer bir takım antrenmanlarına çıkan ve forma hak eden oyuncularına oynama zamanı veremiyorsa bu o takımın yönetiminin sorunudur. Bu o takımların veteranlarının yönetimlerden daha çok söz sahibi olması sorunudur. Kaldı ki bir çok takım yeni oyuncuları sahaya sokuyor.

Sonuçta bu spora hizmet etmek için bir şeyler yapılamaya çalışılıyor olsa da bence yolu bu şekilde olamaz. Yolu gerçek altyapı çalışmaları ile olur. Yani insanlarımızı 18 yaşından evvel lise seviyesinde bu spora başlatmamız lazım. Elbette gönül daha öncesini ister ama bugün hali hazırda bir ligimiz var. Şimdi zaman disiplinli bir lise futbolu yaratmak ve öğrencileri gelecekte oynayacakları takımlara hazırlamak zamanıdır.

Elbette bu kaynak gerektiriyor. Ama en azından şunu hayal edin;
Her takımımız bir lise takımını bir sene çalıştırıyor ve sene sonunda bir turnuva yapıyoruz 18 lise takımının katıldığı bir turnuva ve sonraki sezon için ligin temellerini atıyoruz. Hayal edin yense de yenilse de her lisenin 2, 3 maç yaptığı bir turnuva. Sonra sizce kim bu lise liginin rüzgarı önünde durabilir? Sonrasında ortaokullar ve en sonunda belki PeeWee gibi bir organizasyon?

Hadi hayalimizi biraz daha da büyütelim bu lise takımlarının yanında her takımın hiç bir masraf gerektirmeyen ve kızlı erkekli oynanabilen tüm dünyaca da sevilen bir spor olan flag futbol takımı kurduğunu. Ve lise turnuvası yanında birde bunun turnuvasını yaptığımızı hayal edin.

Gülümsüyorsunuz biliyorum, bazınız gözleriniz kapalı. Ve evet bazılarınızsa gülümsüyorsunuz olmaz bu kadarı da sallama der gibi. Hayali bile güzel, sizce?