Merhaba sevgili futbol severler, aslında pek beklendiği kadar “wild” geçmeyen bir wild card hafta sonunu geride bıraktık. Kendi kanaatimce dört maçın birisi kötü, ikisi vasat sonuncusu ise güzel geçti. Şimdi bakalım bu wild card turundan not defterime yansıyanlar nelermiş.

Öteki Çocuk

Gerek draft zamanı olsun gerekse sezon içinde olsun yakaladığı tüm başarılara rağmen o her zaman arka planda kalan oldu. NFL filminin 2012-13 versiyonunun yardımcı erkek oyuncusu gözüyle bakıldı ona. Ancak esas oğlanlar evlerine dönerken bir üst tura geçen ve serüvenine devam eden o oldu. Evet, kimden bahsettiğimi anladınız sanırım. Russell Wilson’ın muhteşem geçen çaylak sezonu hep Robert Griffin ve Andrew Luck gölgesinde kaldı. Öyle ki bu gölgeden sezon sonunda bile kurtulamadı. Ancak sezon sonunun ilk maçında RG3’yi sahneden indirip Luck’ın da elenmesiyle meydan sonunda ona kaldı. Wilson şimdiye dek bir çok NFL uzmanını yanıltmayı başardı ve yanıltmaya devam ediyor. Soğuk kanlı oyununu playoff’a da taşımayı başardı ve en az hata ile oynamaya devam ediyor.

Her Kuşun Eti Yenmez

Bu bölümümüzün konuğu ise Seattle Seahawks. RG3 ve Alfred Morris önderliğinde ligin en tehlikeli ve yerden en iyi hücum takımını durdurmayı başararak haftanın merakla beklenen karşılaşmasında gülen taraf oldu. Maça savunma anlamında iyi başlayamadıklarını belirtmek gerek. Ancak ben onların savunmasının Tartma-Yorma-Bitirme aşamalarından oluştuğunu düşünüyorum. Bunu maça dikkatli bakan gözler fark etmiştir. İlk periyot fırtına gibi bir Redskins hücumu vardı ve bir anda 14 – 0 öne geçtiler. Peki sonra ne oldu? Seattle savunması üç periyot boyunca tek bir sayı bile yemedi ve 24 sayı buldu. Griffin sakatlandı, Redskins reciever’ları dev Seahawks secondary’si tarafından dayak yedi. Bu savunma hücumu tetikledi ve Lynch “Beast Mode” açarak Wilson desteğiyle işi bitirdi. Ligin en iyi koşu savunmasına sahip Redskins’in ise yerden Lynch’e 132 yard, oyun kurucu Wilson’a ise 67 yard verdiğini de atlamayalım. Şunu söylemeliyim ki bu Seahawks şuanda kimsenin eşleşmek istemeyeceği tarzda tehlikeli ve sağı solu belli olmayacak bir takım. Falcons karşısında da önemli işler yaparak tüm NFL çevresini şok edebileceklerine inanmaya başladım. Sonuç olarak Pete Carroll’ın ekibi sezonun son döneminde oynadığı futbolla her kuşun etinin yenilmeyeceği mesajını başarılı bir şekilde verdi.

Yollar Var Yollar Uzun

Ligin sansasyonel çaylak QB’leri Andrew Luck ve Robert Griffin de havlu atanlar arasında yerlerini aldılar. Luck aldığı müthiş gaz ve ChuckStrong kampanyasının da desteğiyle bir anda Baltimore Ravens karşısında favori oluverdi. Luck’ın anlamsız MVP tartışmalarını geçtim bu kadar çaylak bir takımın en kötü durumunda bile olsa Ravens karşısında favori gösterilmesini soluksuz gülerek karşılamıştım. Nitekim Ravens ruhu Ray Lewis’in de dönüşüyle Colts’un peri masalı sezonuna noktayı koydu. Andrew Luck ise oyunuyla hayal kırıklığı yarattı. 288 yard pas atarak playoff’larda en çok pas yardı yapan ikinci çaylak olsa da TD pası atamadı ve bir INT ile oynadı. Onun bu performansının büyük bölümünün Colts OL ve Ravens DL arasındaki büyük farktan kaynaklandığını düşünüyorum. Robert Griffin ise özel dizlikle çıktığı maçı maalesef tamamlayamadı. Aslında maça çok da iyi başlamıştı fakat onu bu kadar özel bir oyuncu yapan mobilitesi sakat dizi nedeniyle sınırlanınca o bildiğimiz RG3 görünümünden uzaktı. Sakatlığı aldığı darbelerle daha da ilerledi, sakat sakat devam etti ve sonunda başaramadı. Maçı sadece 84 pas yardı ile tamamladı ancak buna rağmen iki TD pası atmayı başardı. Sakatlığına rağmen yüzdeli oyununu yine oynamayı başardı. Gelen haberler sakatlığının ciddi olduğu ve sezon başlangıcını kaçırabileceği yönünde. Kendisinin sağlıklı bir şekilde ve Adrian Peterson tarzı daha iyi bir geri dönüş yapmasını temenni ediyoruz. Sonuç olarak bu iki ismin bu ilk post season deneyimlerinin son olmayacağını ve önlerinde uzun yollar olduğunu düşünüyorum.

Son Bir Dans

Hafta başının en önemli olayı kuşkusuz Ray Lewis’in yaptığı açıklamalardı. Yaşayan efsane bunun kendisinin son sezonu olduğunu ve sezon sonunda futbol kariyerine nokta koyacağını takım arkadaşlarına ve sonra da medyaya açıkladı. Bu da hafta sonu oynayacakları Colts maçını Lewis’in son iç saha maçı yapıyordu. Lewis’in dönüşü başlı başına Ravens savunmasının vites arttırması için büyük bir etkenken bu açıklamalar bu kademeyi daha da arttırdı. Ravens’tan son haftalarda göremediğimiz derecede bir savunma izledik ve Colts’a FG’ler haricinde sayı imkanı tanımadılar. Hücumda da Ray Rice etkisiz görünse de yedeği Bernard Pierce esas adam rolünü bir maçlığına devraldı ve 103 yard koştu. Ravens hücumunun dikkat çeken başka bir yanı da Flacco’nun başarılı oyunuydu. Flacco 125.6 pas reytingiyle maçı domine etti ve Anquan Boldin’i çok efektif kullanmayı başardı. Geri kalan işi de Lewis’in sürüklediği savunma bitirdi. Lewis dokuzu solo olmak üzere 13 tackle ile sanki hiç sakatlanmamış gibi oynadı. Şimdi ise herkesin aklındaki soru şu; Efsane son sezonunda şampiyonlukla veda edebilir mi? Zor ama imkansız değil.

Dejavu

Geçen yılın rövanşı olan Bengals-Texans mücadelesinde ise sonuç değişmedi. Texans kendi evinde sezon başındakine benzer bir savunma performansı göstererek maçı kazanmasını bildi. Skorun bu kadar yakın olması sizi şaşırtmasın, bunun nedeni Texans hücumunun Foster dışında bir varlık gösterememesi. Foster 140 yard koşarak ve bir TD ile Bengals’ı bitiren adam oldu. Bengals hücumunu maç boyunca sahada olup olmadığını anlayamazken savunmalarının gayreti onları maçta tutmaya yetmedi. Dalton ve Green bir kez daha playoff maceralarına erken son vermek zorunda kaldılar ancak yarınlar onların. Texans ise çok zor bir eşleşmeye doğru yelken açtı. Patriots karşısında sadece Foster ile başarılı olmaları imkansız gibi, o yüzden Matt Schaub ve Andre Johnson’a çok ihtiyaçları olacak.

Bir Adam Yetmez

Wild card turunun en güzel maçlarından biri olması beklenen Vikings-Packers maçı ise beklentileri karşılamaktan çok uzaktı. Peterson’ın tüm sezon boyunca canavar gibi koşması hatta Packers karşısında insanlıktan çıkması bu maç için beklentileri arttırıyordu ki Ponder’ın son andaki sakatlığı her şeyi mahvetti. Aslında Joe Webb için de hikayeler yazıldı ve beklentiler oluşturuldu ancak maçın ilk dakikasından itibaren Webb’in koşmaktan başka bir işe yaramayan bir QB olduğu anlaşılınca tüm umutlar bitti. Adrian Peterson da normal çizgisinden daha doğrusu anormal çizgisinden uzak olunca son derece sıkıcı ve tek düze bir maç izledik. Packers hava akınları ile Vikings’i çözdü ve Candlestick Park yollarına düştü.

Yazıma son noktayı koymaya hazırlanırken hepinize bol futbollu günler diliyorum ve daha zevkli bir divisional dlayoff haftası olmasını temenni ediyorum…