NFL’de konferans finalleri de geride kaldı ve artık son düzlüğe girmiş bulunmaktayız. Tüm sezon boyunca çok çekişmeli ve keyifli maçlar izledik. Ancak play off zamanı gelip çattığında öylesine keyifli maçlar izledik ki işte futbol bu dedik hepimiz. Bu oyunun zirve yaptığı haftalardan birisi de kuşkusuz geçen hafta oynanan finallerdi. Ve çoğunluğun gönlünde yatan final gerçek oldu; Harbowl.

İki Farklı Takım

Atlanta Falcons rüya gibi bir sezonun ardından Mike Smith ve Matt Ryan’ın altında ilk play off galibiyetini de kazanmıştı. Buraya kadar her şey güzel. Hatta 49ers maçının ikinci yarısına kadar da güzeldi. Aslında bu durumun ip uçlarını Seattle maçında görmüştük. 20-0’dan az kalsın maçı veriyorlardı. Ancak bu kez o kadar şanslı değillerdi. 17-0 öne geçtikleri mücadelede 49ers’ın dönüşünü engelleyemediler. Peki Falcons’ın bu duruma düşmesindeki neden neydi? Öncelikle nasıl oldu da ani bir patlamayla bu farkı yakaladıklarından konuşalım…

Falcons iç sahada oynamanın avantajını çok iyi kullanarak başladı maça. Hızlı bir başlangıçla ve cesur oyun seçimleriyle birden öne fırlayarak hem Niners savunmasını paralize ettiler hem de Kaepernick’e fazla topla oynama şansı vermediler. Top sürekli Falcons hücumunda kalınca ve Julio Jones efsane bir ilk yarı oynayınca buna paralel olarak Niners savunması daha fazla sahada kaldı ve beklenenden erken yoruldu. Bu dakikalarda ayakta kalan tek Niners savunmacısı Bowman’dı. Julio Jones’ın ilk TD’si ligin en iyi secondarylerinden biri olarak gösterilen Niners’ın bu bölge oynayan oyuncuları Goldson ve Whitner’ın ortak hatası sonucu geldi.

Matt Ryan bu karşıklığı iyi değerlendirdi ve her Falcons drive’ında sürekli derine top attı. Bunun meyvesini de fazlasıyla yediler. Falcons savunmasının da hakkını verelim. Bu bölümde özellikle Kaepernick’i çok iyi savundular. Ancak hesaba katamadıkları birkaç nokta vardı. Birincisi Kaepernick’in ne kadar komple bir QB olduğunu önceki 7 rakibi gibi onlarda unuttu. Koşmasını engellersek bu işi başarırız dediler, başaramadılar. Kaep, oyununu müthiş bir şekilde convert etti ve pocket passer kimliğine büründü. İkinci nokta ise Vernon Davis’in dönüşüydü. Koca bir sezon ortalıkta olmayan Davis, Julio Jones’un bu oyununa kayıtsız kalamadı ve sen yapabiliyorsan ben daha iyisini yapabilirim dedi adeta.

Kaep-Crabtree ortaklığı bu sefer yerini Kaep-Davis’e bıraktı ve Niners sonunda futbol oynamaya başlamıştı. Hücumun rayına oturması savunmayı da tetikledi ve savunma da geri döndü. Öyle döndüler ki ilk yarı 24 sayı yiyen savunma ikinci yarıda tek bir sayıya dahi izin vermedi. Maçın akışını değiştiren 2 top kaybı yarattılar. Gerisi ise Kaepernick ve koşucularına kaldı. Kaepernick öyle bir QB ki recieverları kadar RB’lerini de çok etkili kullanıyor. Hayır, pas atarak değil zone read ile. Bu özellikle artık modern NFL’de en çok aranan özelliklerden birisi olmaya başladı. Zone read yapabilen bir QB’nin koşucularının da ne kadar başarılı olduğunu bir bakın. Akla gelen ilk örnekler RG3-Morris ve Wilson-Lynch oluyor. Kaepernick’te aynı şekilde Gore ve LaMachial James’ten en yüksek verimi aldı ve bu iki oyuncudan gelen 3 TD ile maçı bitirdi 49ers.

Mutlu Sona Bir Adım

Play off öncesi gelen Lewis’in sezon sonu veda edeceği haberi tüm NFL’i haftalarca meşgul eden konu olmuştu. Ravens maçlarını bir bir kazanıp üst turlara çıkarken bu meşguliyet ömrünü bir hafta daha uzatıyordu. Şimdi gelinen noktada ise filmlere konu olacak bir sona 1 adım kalmış durumda. Herkesin ağzında Lewis’in bir şampiyonlukla veda etmesi var ve görünen o ki tüm takım da buna odaklanmış durumda. Baltimore Ravens bu duygu yüküyle birlikte bambaşka bir kimliğe büründü. Son olarak deplasmanda New England Patriots’ı da eve gönderdiler.

Lewis kariyerinin en çok tackle yaptığı sezon sonunu oynuyor. Ancak dikkatleri asıl çeken Joe Flacco. Ravens yıllardır hücumdaki en büyük silahı Rice olan bir takımdı ki Flacco çoğu zaman göz ardı edildi, kendisini en iyi olarak deklare ettiğinde ise dalga geçildi. Peki şimdi ki durum ne söylüyor? Evet, Flacco gönüllerin MVP’si Andrew Luck’ı eledi, tarihin belki de en iyi QB’si Peyton Manning’i mağlup etti, üç yüzük sahibi sahaların karizma ismi Tom Brady’i sahadan sildi. Tüm bunları ise üst üste yaptı.

Flacco baskının arttığı anlarda büyüyen bir oyuncu olduğunu artık ziyedesiyle kanıtladı. En iyiler arasında olduğunu kanıtlamasına da bir adımı kaldı. Peki ya Brady ve Patriots? Onlarda Falcons gibi iki farklı yarı oynayanlardandı. İlk yarı oynayıp ikinci yarı izlediler, skor bile üretemediler. Brady kendi standartlarından çok uzakta felaket bir maç oynadı. Hiçte ondan beklemediğimiz üzere. Gronk’u aradılar mı? Evet aradılar. Sezon boyunca koşu hücumunu çok etkili kullanmışlardı ancak bu kez duvara çarptılar. Hatta koşu oyunlarını savunmakta bu sezon sıkıntı çeken rakiplerine rağmen. Bunda Bernard Pollard’ın o hitinin ne kadar payı var bilinmez ama kendisinin başlıca bir etken olduğunu söyleyebiliriz. Ravens’ın gözü kara safetysi Brady ve Welker’ın ACL’leirni önceki senelerde koparmıştı. Gronkowski’yi sakatlayan isim yine kendisiydi ve son olarak da Ridley’i kendine kurban seçti. Pollard ve Patriots’ın aralarının pek iyi olduğunu söyleyemeyiz. Uzun lafın kısası Patriots da bu duygu yüklü tren karşısında durmayı başaramadı. Maç sonunda yine Lewis’in göz yaşları vardı.

Her şeyiyle efsaneler arasına girecek bir sezonu geride bırakmamıza sadece 2 hafta kaldı. Harbough kardeşlerin finali ben dahil büyük çoğunluğun istediği bir finaldi. Yıllar sonra hatrı sayılır bir koşu hücumu olan iki takım Super Bowl oynayacak, eski usul yani. Bu da bazı kesimlere güzel bir ders oldu diye düşünüyorum. Gelecek hafta görüşmek üzere.