12.Adamın başkentinden tüm NFLTR.com okuyucularına merhaba. Green Bay Packers maçından sonraki günler Seattle Seahawks organizasyonunda neler yaşandı, San Diego maçında bizleri neler bekliyor sorularına bakış atalım bu yazımızda. Pasifik’in kuzey ucundan güney ucuna inip ilk deplasman maçımızı oynayacağız. Maça değinmeden önce haftanın satır başlarına, satır aralarına bizim açımızdan bakalım.

Shutdown Richard Sherman’s Island

Richard Sherman çok konuşulmaya, gündemden düşmemeye devam ediyor. İçinizde Richard Sherman’ı sevmeyenleriniz, hatta ondan nefret edenleriniz olabilir. Bir Seattle’lıdan ziyade Amerikan futbolusever biri olarak kendisini severim, oyununu saygıyla izlerim. Richard Sherman bazı NFL oyuncuları gibi boş konuşup beylik laflarıyla gündemi meşgul etmez. Ne diyorsa odur onun için. Sinirleri bozacak, kırmızı çizgileri aşacak açıklamaları olur ama zıpçıktı imajı çizse de sahada sundukları, sözlerini destekler niteliktedir. Madalyonunun diğer yüzüne bakacak olursak: Sözlerinin karşılığını sahada fazlasıyla verir. Evet, çok konuşuyor Richard Sherman, az konuşana da kırmızı kurdele mi takıyorlar..?

Green Bay maç yazısında yazmıştım, Aaron Rodgers sağ kanata top atmadı/atamadı. Maç sonu Richard Sherman – Aaron Rodgers handshake’inde Sherman bu mevzuya esprili değinmiş ve Rodgers ‘abi öyle mi, inan farkında değilim’ periferisinde açıklama yapmış. Ligin en baba oyun kurucularından, efsane QB ağabeylerinden Aaron Rodgers’ın tüm maç boyunca bir kanada top atmamasının farkında olmadığına kim inanır? Kadir de inanmaz, biz de inanmadık, yemedik. Green Bay Packers hücumu maç boyunca sola çekti kaptan, rot balans ayarı yapmak lazım sanayide. Green Bay sağ kanadı hücumda paralize uğradı… Oakland Raiders’tan cornerback Tarrelle Brown ile açılış haftasında kendi bölgesinde pas atışı görmeyen isim oldu Richard Sherman. Bu durum kendisini biraz üzmüş. Et topa dokunacak kardeşim, yoksa ne anladım ben bu işten! Lost’taki Jack gibi kendimi yalnız hissettim, sevgili QB ağabeylerim, kardeşlerim bana biraz iş verin şeklinde serzenişte bulundu. Adam haklı beyler.

Adamımızın bu serzenişlerine Pasifik’in diğer ucunda muhatabından, Philip Rivers tarafından açıklama geldi. Philip, “Ben yok özel olarak Richard Sherman kanadına odaklanmak, benim takımda no-huddle olmak, ben ondan korkmamak.” kemkümünden sonra gerçekler Pazar akşamı 23.05’te zuhur etmeye başlayacak. Tatlı sportif ve yer yer magazinsel bir maç daha olacak. Şapka düştü kel göründü atasözünün Amerikan futbolunda karşılığı kask çıktı, fizyonomi okundudur. Aaron Rodgers’ın fizyonomisi maç sonunda neyse, daha yoğununu Philip Rivers’tan okuyacağız. İster sesli oku, ister sessiz oku, ister optik oku ama Richard Sherman ile Philip Rivers’ın aynı yüz ifadesiyle maçı noktalamayacağı kesin. Ufak bir ayrıntı: Philip Rivers’ın Richard Sherman kanadına en fazla üç top atacağına dair iddialar var.

Arizona’dan Patrick Petterson NFL’in en iyi cornerback’i olduğunu kendi çapında ‘çapsız çapsız’ söyleyedursun sahadaki futbola, performanslara bakarsak Richard Sherman aktif cornerback’lerin en iyisi değil bir aşama daha üstüdür. Bundan sonra kendisine shutdown cornerback denilse yeridir.

Bu O-Line, O O-Line Değil

‘Seattle Güncesi: Ağustos’ adlı hazırlık maçları değerlendirme yazımda offensive line’ımızın istenilen kıvamda olmadığını; cılız, zayıf ve pısırıkımsı olduğunu; bununla birlikte istenilen kıvama doğru yol aldığını söylemiştim. Gördük ki lig başlayınca vidalar sıkılmış.

Cuma sabahı karşımızda B.J. Raji yoktu bunu kabul ediyoruz fakat izbandut ve cengaver LB’lerden Clay Matthews, Julius Peppers ve AJ Hawk blitz’lerine karşı koyacaksın; üstüne Marshawn Lynch için koşu patikaları açıp onu 20 denemede 110 yard gibi göze dokunur mesafe koşturacaksın; onun da üstüne geçen sene post-season’da snap sonrası rahat nefes alamayan Russell Wilson’a parkta yürüyüş imkanı sunar gibi alan&süre sunacaksın ve sadece bir sack’e izin vereceksin…

Şampiyon kadromuzdan on isimle yollarımız ayrılmıştı. O-Line’da banko yer bulan Breno Giacomini New York Jets’e, Michael Bowie Clevealand Browns’a gitti -Lebron James kadar ses getirmedi, formasını sattıramadı ama olsun- , yedek Eric Winston ise Arizona’da denendi ama beğenilmedi. Sakızlı adamımız gidenlerin yerine sol kanada James Carpenter ve sağ kanada çok şey beklediğim, takımda yer edinecek dediğim Justin Britt’i yerleştirdi. Oldu mu, özellikle Justin Britt bal gibi oldu. Giden on oyuncu, gelen oyuncular vs. derken NFL’in en genç üçüncü takımıyız 25,26 yaş ortalamasıyla. Türk sporunda her sene takımı gençleştirme lafları duyarız. Efendim uzun süre başarı getirecek, kupalara oynayacak gençlerle takımımızı oluşturuyoruz. Uzun vadede başarı istiyoruz, derler ama ilk başarısızlıkta sabırsızca takımın genç iskeleti bozulur. İşte Seattle organizasyonunda takımın gençleştirilip de başarıya ulaştırılabileceği tüm dünyaya gösterilmiş oldu. Akranımız olan St. Louis Rams yıllardır mini başarıya, en azından playoff yarışında olmaya bile hasret. 242.26 pound ağırlıkla -Amerikalıların ölçü birimleri beni sinir ediyor- ligin en hafif takımıyız fakat güç bilekte değil yürektedir klişesinin gerçeğe dönüştüğü sert bir takımız.

Secondary’mizde Bobby Wagner ve Kim Chancellor playoff maçlarından itibaren ortalama 10+ tackle ile oynuyor. Muhteşem bir istatistik. Başta Earl Thomas olmak üzere savunma oyuncularımız San Diego Chargers – Arizona Cardinals maçını çekirdeklerini çaylarını alıp kimisi televizyonundan, kimisi bilgisayarından, kimisi de telefonundan izlemiş ve rakibi analiz etmiş. Daha ikinci haftadayız Seattle’da playoff ciddiyeti var dostlar.

Bryan Walters v.3.0 – Calvin Johnson v.1.0

Üç yazıdır Bryan Walters’a özel bölüm yapıyorum, satır açıyorum. Kendisi akrabam değil, arkadaşım değil. Beni de maddi anlamda görmüyor-henüz. Maddi beklentim olsa 100 milyon dolar alacak J.J. Watt’a her gün bir yazı yazardım. Beni de görür bir milyoncuk dolar, olmadı euro da kabul ederim, olmadı TL de olur- verirse NFLTR.com cemiyetine NFLSHOP.COM’dan çaylar ve takım t-shirtleri benden. Bunu da CEO’muz, Chairman’imiz ve GM’miz Kaan Özaydın’ın Apple bilgisayarının ekranına çiziyorum.

Geyiği Milwaukee basket takımının logosunda bırakıp biz konumuza dönelim. Bryan Walters kimdir, ekranlarını yeni açanlar için özetleyeyim. Çaylak Walters punt/kick retuner pozisyonunda, part-time olarak da wide reciever pozisyonunda oynamakta. Hazırlık maçlarında denendi, 53 kişilik kadroda yer bulamadı. On kişilik antrenman kadrosuna eklendi ve gelişen roster hamleleri sonucu 53 kişilik kadroya girip bu haftadan itibaren resmi punt/kick returner’ımız oldu. Kesin bilgidir, yayalım…

Earl Thomas’tan bu görevi aldı. Koçumuz uzun, sert ve yorucu lig maratonunu düşünerek Earl Thomas’ın savunma mentalinin düşmemesi ve enerjisini oyunun iki yönüne harcayıp benzini erkenden bitirmemesi için bu karara vardı. Bryan Walters hızlı ayakları ve yön değiştirmeye elverişli kadife ayak bilekleri olan, savunmanın boşluklarını optik okuyucu kadar hızlı biçimde okuyabilen bir arkadaşımız. Bu kadar gaz verdim vermesine ama siz de benim gibi gaza gelip Pazar akşamı kendisinden bir punt, bir de kick return td’si beklemeyin. İkisini de yaparsa yıkarım burayı o ayrı. Şimdilik ekstradan 10 yardlık koşular yapsın o da kabulümüz.

John Schneider, CenturyLink Field’da mikrofonu eline alsa: “Dear Seattle Fans, I have a dream.” dese Martin Luther King gibi. Sözlerine devam etse ve rüyasının Calvin Johnson olduğunu söylese. Evet, acayip hayalcilik oldu. Yazı, fantezi müziğe, bilimkurgu filmine doğru gitti farkındayım. Bryan Walters, Justin Britt ve geçen seneden şampiyonlukla ilgili hayallerimiz tutunca Calvin Johnson’ı Seattle formasıyla hayal etmek zor değil. Calvin Johnson hayalinde versiyon 1.0… NFL, Fantasy’de bile Calvin Johnson’ı bize yedirmiyorlarken gerçek hayatta bu topraklara gelmesi kolay değil ama yenge hanımı, anneannesini, halasını, dayısını da Seattle transferi hususunda ikna ettik mi tamamdır…

Sevene Cam (Newton) Feda, CenturyLink Field’a Elveda (mı?)

Can sıkıcı bir gelişme. Aslında gelişme değil tam olarak bir tasarı, fikir. CenturyLink Field yerine yeni bir stadyum mu yapalım, sorusu Seattle Seahawks yöneticilerinin aklındaki gereksiz soru. 12.Adamın eviyiz, 137.6 desibel ile dünyanın rekoru bizde. 2002’de yapılan mekanımızda %69.8, deplasmanda ise sadece %39.2’lik galibiyet oranına imza atmışız. Seyirci etkisiyle rakip hücumların snap’lerini epey zorlaştırıyoruz vs. vs. vs… 67.000 seyirci kapasiteli stadyumumuz yaşadığım şehrin nüfusundan bile fazla! Peki yeni stadyum fikri niye çıktı arkadaş? Öncelikle kolej takımımızın maçlarını oynadığı Husky Stadyumu’nun mimarisini beğenen yöneticiler Seattle’nın bol yağışlı havasını da gözeterek stadın %70 üstünü kapatacak ve futbolda İngiltere’de gördüğümüz sahayla iç içe eğimli tribünler yapıp akustik ile seyirci etkisini maksimize etmek istiyorlar. San Francisco 49ers’in yeni stadı ve 2016’da bitmesi planlanan Minnesota Vikings stadı gibi olsun isteniyor. Bu, ‘gibi’ nedir? Açıklayayım: San Francisco’nun yeni stadında (Levi’s Stadium) ilk sıra koltukların sahaya yakınlığı yaklaşık beş metre, Minnesota’da (stadın adı konmadı) iki buçuk metre olması planlanıyor. Teoride Seattle için güzel fikir fakat pratikte en iyi stat bizdeyken eski köye yeni adetin getirilmesini doğru bulmuyorum. Hele üstü tamamen kapatılırsa eyvah eyvah. Amerikan futbolunda hava şartları da olması gereken bir etken diye düşünüyorum. İllaki kapalı stat yapacaksan git basketbol stadı yap kardeşim. Epik hikâyelerin yaşandığı ve yaşanmaya devam edildiği stadımızdan memnunuz.

Maç Öncesi Son Demler

Gelelim güzelim havası, plajları ve kebap lokantalarıyla San Diego şehrine. San Diego ile en son 2010 yılında kendi evimizde karşılaştık ve maçı 27-20 kazandık. 2002 senesinde son kez resmi maçta San Diego Chargers ile Güney Pasifik’te oynadık. O zamanlar AFC West grubundaydık. 2002’nin 17.hafta maçında rakibimizi uzatma sonunda 31-28 yenmeyi başarmıştık. O seneden sonra NFC West’e döndük tekrardan. NFL’de iki kez konferans değiştiren ilk ve tek takımız.

Pazar gününe kadar on gün dinlenme, ense yapma imkanı bulan takımımıza karşın San Diego açılış haftasının kapanış maçını oynadığı için sadece altı gün dinlenmiş olacak. Bu bizim için avantajlardan bir tanesi. Bardağın dolu tarafına bakmaya devam ettiğimizde Super Bowl’u da sayarsak son dokuz deplasman maçının yedisini kazandık. Aaron Rodgers, Peyton Manning, Drew Brees gibi elit quaterback’lere karşı etkili oynayan savunmamız bu sefer ise rüştünü ispat etmiş, yılların eskitemediği Philip Rivers’a karşı oynayacak. Philip Rivers’ın üst üste 130.maçı olacak ki bu alanda Eli Manning’den sonra gelmekte kendisi. Kendisine kariyerini bitirene kadar sakatlıktan uzak yıllar diliyoruz. Snap ve pas hatalarını bize karşı esirgememesini de bekliyoruz Philip Rivers’tan. Maç günü sıcak, güneşli bir hava stada gidenleri ve ekran başında izleyenleri bekliyor.

RB C. Michael, Denver maçında yerini alırken, küçük çaplı diz ameliyatı olan CB Tharold Simon 4-5 hafta takımdan uzak kalacak. Yine nickelback Jeremy Lane de bu maç kadrosunda yer alamayacak. Çaylak Kevin Pierre Louis’in durumu ise belirsiz. CB pozisyonunda alternatifi artırmak isteyen takımımız eski Carolina Panters’lı Josh Thomas ile anlaşma sağladı. Dört ay önce ciddi bir hastalıktan ötürü ameliyat olan ve sağlığına kavuşan OT Andrew McDonald da takımımıza katılan bir diğer isim oldu.

1980 preaseason’ında San Diego forması ile wide reciever olarak mücadele eden Harrison Wilson III takımda tutunamamasına rağmen San Diego aşığı ve taraftarı olmuştu. Bahsettiğim kişi oyun kurucumuzun babasıdır. Russell Wilson babasının oynadığı sahada farklı duygular içinde olacaktır. Oğlu draft edilmeden iki, şampiyonluk yüzüğünü almadan dört yıl önce hayata gözlerini yuman babasının anısını kalbinde taşıyan Russell Wilson için duygusal anlar yaşanacak. Üç numaramız bu haftayı 5-6 saatlik uykularla geçirdi. Daha az uyumayı tercih eden Russell Wilson kendisini hayata ve oyuna daha çok adapte etmek istediğini söyledi.

Malcom Floyd, Ladarius Green, Eddie Royal, -özellikle- Keenan Allen, Antonio Gates (San Diego Chargers pas tutucuları) bu hafta LOB’ye karşı zor bir sınavdan geçecekler. Secondary’miz ile San Diego hücumu arasındaki bu mücadele maçı daha zevkli kılacak. Sakatlıktan sonra fırtına maçlara imza atan Percy Harvin bu maçta da hücumdaki en etkili receiver’ımız olacak. Percy Harvin böyle oynarsa sezon sonu kariyer rekorunu +20 oranında geliştirerek 100 civarında bir pas yakalama sayısına ulaşacağını düşünüyorum, 100/16=6.25 biraz abarttım; yıl sonunda istatistiğe göre tekrardan konuşalım. Kendisini fantasy’de de boş geçmemeye çalıştım. Arizona maçında grup hesaplarımız doğrultusunda Chargers’ı desteklemiştim ama ellerindeki maçı ne yazık ki verdiler. Kilo alıp hantallaştığını düşündüğüm Antonio Gates’e de yedikleri yaramış. Rakip çaylak CB # 22 Jason Verrett Arizona karşısında ayaklarını yere sağlam bastı. Gelecek vadeden biri. Başta Percy Harvin olmak üzere bizim hücuma karşı Chargers’ın en etkili ellerinden biri olması muhtemel.

Son olarak maça gidecek Seattle Seahawks’a gönül vermiş şahinlere sesleneyim. Maça kendi arabasıyla gidecek taraftarlarımızın stadyum otoparkında iki arabalık park etmemeleri, San Diego caddelerinde makasa girmemeleri, stat içinde ve çevresinde sigara içmemelerini hatırlatır; San Diego’ya gitmişken yoğurtlu tantuniyi mideye indirmeden ve üstüne fıstıklı cezeryeyi götürmeden şehrden ayrılmayın -eve, eşe dosta da paket yaptırın- (aşırı derecede Mersin özlemi içerir) öğüdünü veririm. Playoff kalibresinde olan rakibimizin gücünü biliyor ve onlara saygı duyuyoruz. Hazırlık maçında özellikle koşu oyunlarıyla net bir skorla yendiğimiz rakibin savunma ve hücum koşularında ciddi sıkıntısı var ama pazar gecesi kazın ayağı çok farklı olabilir, dikkatli olmamız lazım. Savunmaların ön plana çıkacağı, düşük skorlu olmasını beklediğim ama yukarıda saydığım maç içinde maçların izlenebilirliği tavan yaptıracağını düşündüğüm mükemmel bir maç bizi bekliyor. Umarım yanılmam, umarım kazanırız. Chargers maç sonu yazısında haftaya görüşmek dileğiyle, ikinci haftanın heyecanı sizinle olsun.