Bir sezon geçmiyor ki Chargers season opener’ını son çeyrekte kendi elleriyle rakibe teslim etmesin. Önceki yıl Houston Texans’a karşı ikinci yarıdaki rezalet performansıyla kaybeden takım, bu yıl da Arizona Cardinals’a dördüncü çeyrekte karşılıksız 12 sayı vererek maçı tek farkla kaybetti. Şunu unutmamak lazım, 18-17’lik mağlubiyet ve 40-0’lık mağlubiyet kağıt üzerinde aynı şey. İster altı sayı ile öndeyken yanlış bir snap yüzünden field goal mesafesinden çıkın ve son drive’da kaybedin, ister bütün maç yarı sahayı geçemeyin ikisi de umutlarla başlayan sezonun başına yazılan kocaman birer “L”.

Eğer bu maçı önemli olaylarından sıra sıra bahsederek anlatırsam 3-4 saatte ancak bitirebilirim ama bu çok güzel ve dolu bir maç olduğu için değil, (aslına bakarsanız ilk yarıda birkaç turnover dışında hiç bir şey olmadı) sinir harbi geçirip ara vererek yazmam gerekeceği için. Bu nedenle oyuncular hakkında konuşarak maçı size anlatacağım.

Philip Rivers

Rivers maçı kazanmamak için elinden gelen her şeyi yaptı diyebiliriz. Gerçekten onun kalibresinde olan elit sınıfını zorlayan bir QB için bu performans en iyi ihtimalle vasat sayılabilir. Evet, koşu oyunundan tek bir Ryan Mathews koşusu dışında hiç katkı alamadık ama Rivers da touchdown ile sonuçlanan bir drive dışında kendisinden beklenilenleri hiç karşılayamadı. Şimdiden sakatlıklar tarafından etkilenmiş ve Tyrann Mathieu’suz sahaya çıkan Cardinals savunması karşısında genel olarak bütün ofans çok etkisizdi.

Ryan Mathews

Ondan beklenilenleri sadece tek bir koşuda yapabildi, ki o da 20 yardlık bir touchdown koşusuydu, onun dışında ise başka herhangi birisinden herhangi bir performans izlesek bundan pek farklı bir olmazdı. Ofansif çizgide C Nick Hardwick’in sakatlanıp soyunma odasına gitmesiyle dengeler biraz da olsa bozulsa ve gerekli delikler oluşmasa bile bir-iki tackle’ı kırıp first downa yaklaşması gereken bir oyuncu Mathews. Son çeyrekteki düşüşün de nedenlerinden birisi onun zamanı eritmek gerektiğinde alamadığı first down’lar. Ancak sarı ayakkabılarının yarattığı fark tartışılmaz, orası ayrı.

Danny Woodhead & Donald Brown

Bu ikili beklentileri ne koşu oyununda ne pas oyununda karşılayamadı. Mathews’un yarattığı tek oyunluk farkı da yaratamadılar. Pas oyununda geçen sene çok etkili bir performans sergileyen Woodhead’in etkisizliği Rivers’ın oyununu da etkiledi. Kısa paslardan alınan büyük kazançlar olmayınca Cardinals defansı pek zorlanmadı.

Keenan Allen, Antonio Gates & Eddie Royal

Takımdaki en iyi ellere sahip olan beş oyuncunun (ilk üç değillerse) üçü bunlar. Normal maçta bir, iki olmadı üç kez gördüğünüz kolay topları düşürmenin bu maçta yarışını yaptılar neredeyse. Yüzüklerin Efendisi’nde öldürdükleri orc’ları yarıştıran Gimli ve Legolas gibiydiler. Hatta Antonio Gates’in arka arkaya düşürdüğü iki top var ki bütün drive’ı mahvederken aklıma anında Legolas’ın üstündeki herkesle beraber kocaman bir fili öldürüp geri döndüğünde Gimli’nin “Bu bir sayılır.” demesini getirdi. Geleceğin Hall of Famer’ını antrenmanın son gününde vuran sakatlığın nedeniyle kötü bir gün geçirdiğini ummaktan başka çare yok, bir de bu sakatlığın bütün sezon onu rahatsız edecek bir şey olmadığını. Allen ise birçok kez NFL’in en çok kazanan CB’i Patrick Peterson ile karşı karşıya gedi. Onun kötü performansı da bu yüzden ise bunu da anlarım. Ancak haftaya Richard Sherman ve LOB’la karşılaşacağız. Sonra da başkası gelecek. Kişilere göre değil kendine göre oynaması lazım Allen’ın sonuç olarak NFL’de kolay rakip yok. Bunu geçen yıl Raiders’a maç kaybedip playoff’ları zora sokan Chargers, en iyi bilir. Royal için ise gerçekten söyelecek sözüm yok. Ne oldu bilmiyorum ama umarım herkes gelecek hafta aklını başına alır.

Malcom Floyd

Maçın en iyi üç Charger’ından birisi olan Floyd doğum gününde bir TD pası yakaladı ve o drive’ı o noktaya neredeyse kendi başına getirdi. Arka arkaya büyük play’ler yaptı ve üçüncü çeyrekte kurulan üstünlüğün mimarı oldu.

Jason Verrett & Jerry Attaochu

Haftanın diğer iki iyi oynayanı ise burada. İkisinin de ilk normal sezon maçı olması beni umutlandıran en büyük neden. NFL’in en iyi receivar’larından Larry Fitzgerald’ı Brandon Flowers ile birlikte iyi savunan Verrett Cardinals’ın diğer yetenekli oyuncularını da hiç izin vermedi. Kendisi üzerinden sadece 25 yarda kaybetti ve kendisi de güven kazandı. Attaochu ise endzone’a girmese de skora direk katkı yapanlardandı. Bütün maç Carson Palmer’a baskı oluşturdu ve bu performansı bir sack, bir forced fumble ve bir bloke edilen punt ile süsledi.

Son Eklemeler

Nick Hardwick’in sakatlığı ofansif çizgiyi dolayısıyla koşuyu çok kötü etkiledi. Koşunun yetersizliğinin bir diğer nedeni ise “üç başlı canavar” denilen running back’lerimizin hepsini oynatabilmek için durmadan değişmeleriydi. Bir türlü devamlılık sağlanamadı.

Ofansif koordinatör Franc Reich’ın bu pozisyondaki ilk maçıydı. Daha iyi olacaktır. Fakat geçen yıl yapılan hatalardan da ders çıkartılmalı, sadece bu seneninkilerden değil.

20 yardın içerisindeki etkisizliğimiz sürüyor. Hala buraya girince çoğunlukla TD bulamıyoruz. Attachou’nun 17 yard çizgisinde kazandırdığı top bile üç oyun sonra field goal oluyor. Buna bir çözüm şart.

Defans çok daha iyi gözüküyor. Larry Fitzgerald kariyerinde ilk kez üçüncü çeyreğe kadar hiç pas yakalayamadı. Carson Palmer çok kez sack’den kurtuldu ama çok yaklaştık. Sack’lerde zamanla artacaktır fakat Palmer bile bu kadar rahat kaçıyorsa haftaya Russell Wilson bir RB kadar çok koşu yardı kazanabilir.

Maçı kaybettiren üç tane olay var. İlk olarak blocked punt’ın field goal olarak bitirilmesi. Burada alınacak TD maçı kopartabilirdi. İkinci çeyreğin sonunda Rivers’ın field goal mesafesindeki interceptionı ve bunun dönüp 16 saniyede bir Cardinals field goal’une dönüşmesi (aynısı preseason maçında Clemens’ın INT’iyle olmuştu) ve son olarak altı sayı öndeyken ve field goal mesafesindeyken topun Rivers tarafından snap’de yakalanamaması ve drive’ın punt ile sona ermesi… Orada yapılan iki koşu oyununda -2 yard alınmıştı. Empty backfield ile gelen üçüncü down’da bu hata farkı dokuza çıkartacak ve büyük oranla maçı kazandıracakken top döndü ve Cardinals TD’si ile sonuçlandı.

Sonuç olarak birçok eksik ve hata yüzünden rahat kazanılabilecek bir maç kaybedildi. Henüz ilk haftadayız ama bu mağlubiyet bizi sezon sonunda oldukça zor bir duruma düşürebilir. Maçtan sonra ortaya çıkan en rahatsızlık verici istatistiklerden ikisi ise Rivers’ın ilk yarıda toplam 80 yard pas atması (geçen yılın en kötü performansından daha beter) ve son üç sezonda Chargers’ın en çok son çeyrekte en az bir TD ile öndeyken maçı kaybetmede birinci olması. (Detroit Lions ile beraber, beş5 kez). Daha kötüsü ise bana daha bile çok kaybedilmiş gibi gelmesi. NFL bu hafta istediğimiz gibi gitmedi ama her zaman gelecek hafta var, o zaman görüşmek üzere. Ayrıca hiç değilse Türkiye futbol ve basketbol takımları çok…bi’ dakika.