“Biz sadece sezon başından beri yapmamız gerekeni yaptık. İyi oynadık, kendimize sürekli sorular sorduk ve ligin belki de en büyük momentuma sahip takımını dize getirdik. Ancak bana bunu neden ancak sekizinci haftada gerçekleştirebildiğimizi sorarsanız, size gerçekten bir cevap veremem çünkü yanıtı hiçbirimiz bilmiyoruz.”

Haftalar süren karamsarlıkların, hatta yönetime yazılmış ve bir soda şişesinin içine koyulup okyanusa fırlatılmış bir takım yönetimi tavsiyeleri yazısının ardından bazı şeylerin aslında düşündüğüm kadar da kötü olmadığını, hala büyük takım yenebileceğimizi, aslına bakarsanız pek de fena bir takım olmadığımızı fark ettim. Bu çocuklar en azından bir methiyeyi haketmişlerdi ve elbette Kaan Özaydın günde üç öğün “Colt McCoy” diyordu. Bu sefer farklı bir haleti ruhiyeyle kalem başı yaptım ve önüme sıcağı sıcağına servis edilen üç büyük soru işareti vardı. Colt McCoy ne yiyor, ne içiyordu? Genç safety’lerimiz gerçekten bu kadar iyiler miydi? Ve offensive line’ımız RGIII pocket’tayken heyecan mı yapıyordu da bu çocuk bu kadar eziyet çekerken diğer tüm QB’lerimiz çayda çıra oynarcasına hedef arıyordu?

Colt McCoy, 49ers’taki yedek rolünü kaybedip Redskins camiasına üçüncü QB olarak imza attığında adı sadece transfer haberi veren Twitter hesaplarında geçiyordu. Aslında draft’tan beri de fazla üzerinde durulan bir isim olmamıştı McCoy, mobilitesi ve ani slot çıkışlarına şahane reaksiyon verebilmesi elbette ilk yıllarında en çok konuşulan özellikleri olmuştu, fakat üç senenin ardından bunun konuşulduğu iki mecra kalmıştı; Texas Longhorns duayenleri toplantıları, bir de Kaan Özaydın’ın cep telefonu.

Kirk Cousins üçüncü iki INT+ performansının ardından kızağa alınıp hakkında günde yüzlerce şaka türetilmeye başlandıktan ve Gruden meşhur “hücum bağdaşıklığı” konuşmasını yaptıktan sonra Titans maçının yarısında oyuna giren Colt McCoy yıllar sonra adını içeren, 140 karakterden daha uzun olan bir paragrafın içinde yer bulmayı başardı. Evet, ilk drive’ında TD pası ile…

Sonraki hafta Murray ve Romo önderliğinde inanılmaz bir ivme yakalayan ezeli rakip Cowboys ile idi mücadele. Sezonun belki de Redskins taraftarı için en önemli maçı olan bu derbi için esnaf kepenk kapatmış, mahalle arasındaki kahvehanelerde acı acı gülümsemelerle Romo esprileri yapıyordu. Neden galibiyete inansalardı ki? Kimse onları suçlayamazdı. Ne yani McCoy denen çiroz bu maçı da mı koparacaktı? Yok artık daha nelerdi.

“Tesadüfen” o çiroz yılın derbisinin son drive’ında klasik bir virtüöz gibi takımını galibiyete taşıyordu. Alfred Morris’i nerede kullanacağını çok iyi biliyor, DeSean Jackson’u back slant gibi abidik oyunlarla tüketmiyor, Jordan Reed’in yollarını her oyunda daha iyi görüyordu. Evet, iki hafta önce benim teslim bayrağını çektiğim takımdan bahsediyorum. Ve evet, kesinlikle kazanacaklarını hissediyordum…

Ancak kesinlikle McCoy etkisinden dolayı değil, DeSean Jackson’un istikrara oturan performansı, Jordan Reed’in dönüşü ve hücum hattının toparlanan görüntüsünden dolayı. Elbette Meriweather’ın sakatlığı can sıkmıştı ancak Dallas maçındaki çizdikleri etkileyici görüntüden önce genç safety kurgumuzu daha görmemiştim. Ligin elit hücum takımlarından biriydik ve kimse bunun farkında değildi, gerçekten kötü performans sergileyen bir hücum hattınız varsa bir insanı zarda yedi geleceğine dahi inandırabilirsiniz.

Hücum hattımızın toparlanma ibareleri gösterdiği aşikar, ancak bu hafta RGIII pocket’a geri dönünce yine ilk haftalarda olduğu gibi “hallenirlerse” kimsenin onlara hayatları boyunca bir daha “hallenmemesini” dileyeceğim, ki bunu eminim ki hiçbirimiz istemeyiz.

McCoy ve Cousins önderliğindeki Redskins pocket performansları ile RGIII önderliğindeki hücum hattını karşılaştırınca aslında sorunun ne olduğuna dair daha iyi bir fikriniz oluyor; Griffin varken onun escapability reaksiyonlarıyla uyumlu hareket etmekte oldukça zorlanan bir görüntü çıkıyor ortaya. Dolaylı olarak bu Griffin’in de elini çok daraltıyor ve efektif biçimde “kaçarlanmakta” zorlanıyor.

Eski atletizminde olmadığını iddia edenlere antrenmanlarda 40-yard dash ile cevap vermeyi alışkanlık haline getiren cevval oğlumuz bu hafta ilk 11’deki yerini McCoy’dan devralacak ve ben çok daha iyi döneceğini, sezon başındaki özgüvensiz görüntüsünden uzak bir Robert Griffin izleyeceğimizi düşünüyorum. Fikstürün de ona yardımı dokunacak, bu hafta Vikings gelecek hafta bay ve sonraki hafta Tampa Bay maçları ile performans çizgisini rahatça yukarı taşıyacaktır.

İyimser analizlerimizin sonuna geldiğimize göre, sıra geldi geleneksel Kasım karnelerini dağıtmaya.

Kilit Adam: Ryan Kerrigan

Ekipte methiyeyi en çok hakeden isim şu an itibariyle Kerrigan. Sekizinci haftanın ardından 7.5 sack ve 35 tackle ile inanılmaz bir grafik yakalamış durumda. Redskins savunmasının Jason Hatcher ile bu sezonki dinamik ön alan performansının lideri konumunda olan Kerrigan’ın bu grafiğini devam ettirmesi hayati önem taşıyor.

X Factor: Niles Paul

Jordan Reed’in ilk hafta gelen sakatlığının ardından depth chart’ta emektar Logan Poulsen’i de geride bırakarak hem blocking hem receiving kalemlerinde beklenmedik işler yapan Paul, kasım methiyelerinden bir parça koparmayı başarıyor. Geçen sezon 15 maçta 51 yardlık pas karşılayan Paul bu sene sekiz maçta 411 yard pas karşılamayı başardı. Çift TE’li Shotgun oyunlarında Reed ile beraber ilerleyen günlerde çok daha etkili işlere imza atacaklar.

Hayal Kırıklığı: Pierre Garçon

Gruden’ın yeni hücum şemasında adeta kendini kaybetti Garçon. Her ne kadar Gruden onu şemanın çok önemli bir köşesine koysa da Garçon geçen sezonki gibi yollarını yaratıcı biçimde yaratamıyor. 39 reception ile 443 yard pas karşıladı ve üç TD’si var ancak eski dinamizminden yoksun durumda. Elbette Jackson’un gelişiyle ikincil receiver konumuna itildi fakat biz yıllardır bu ligde James Jones denen bir gerçekle yaşarken bu bir bahane değil.

Bekledim de Gelmedin: Morgan Moses

Bu yaz ilk turdan seçilir başkasına yar olur dediğim ancak üçüncü turdan bizim kucağımıza düşünce sevindiren Moses sezonun bu noktasına kadar lige hazır bir çizgiye yaklaşamadı dahi. İnanılmaz potansiyeline rağmen hiçbir OT için sürekli hücum dizgesi değiştirmek kolay değildir. Morgan Moses şu an beklentilerimize yaklaşamasa da önümüzdeki sezonlarda Redskins hücum hattının temel direklerinden olacak.

Jüri Özel Ödülü: Bashaud Breeland

Draft gurusu Mike Mayock’un dahi ikinci turun en değerli parçaları arasında saydığı isimlerdendi yazın Breeland. Dördüncü turda Redskins şapkasını taktığında pek de önemli bir potansiyel teşkil ettiğini kesinlikle düşünmedim fakat Cowboys receiver’larına karşı sergilediği inanılmaz olgun performans ile geç de olsa hakettiği takdiri koparıyor.