12.Adamın başkentinden herkese merhaba. Takımınız kazanıyorsa, kazanırken iyi de oynuyorsa değmeyin keyfinize. Hayat daha bir güzel gelecektir gözünüze. NFL heyecanının en dolu yaşandığı ikinci aydır Aralık ayı. Tuzlu su balıkları ile tatlı su balıklarının ayrıldığı dönemdir Aralık. Heyecanın dolu dolu yaşandığı Ocak ayına bir aralıktır Aralık ayı. Kasım’daki Seattle ritmiyle şimdiki tonlamamız çok farklı. Super Bowl yolunda devler teker teker darbe alırken biz teker teker darbe vurmaya devam ediyoruz. Dört zor hafta, dört zorlu rakip ve güzel oyunun getirdiği dört galibiyet. 17-7’lik skorla yendiğimiz maç sonucu, Ocak ayındaki heyecanı Hilmi Çeltikçioğlu’nun tabiriyle “oturma odalarında bornozla izleyecek” San Francisco 49ers oyuncuları ve taraftarı. Kaliforniya’nın kuzeybatısı değil sadece, güneybatısındaki San Diego için de aynı şeyler geçerli olabilir. Neyse, Kaliforniya güneşinde izlesinler izlemesinler bu bizim mevzumuz değil artık. Biz önce Ocak ayına, sonra Şubat’a nasıl çıkarız ona bakmak durumundayız.

İple çekilen Pazar gecesi. Beş yıllık Seattlesever olarak sezonun dönüm noktalarından biri San Francisco maçı, 19 yıllık Los Angeles Lakers taraftarı olarak bizim maçın son çeyreğinde başlayacak ve Kobe Bryant’ın Michael Jordan’ı toplam sayıda geçeceği Minnesota Timberwolves maçı… Gece büyük, heyecan fazla, stres çok… San Francisco ile oynayacağımız maç öncesi stresi azaltmak, heyecanı dizginlemek adına vakti Pittsburgh Steelers @ Atlanta Falcons maçıyla geçirmeye çalışıyorum. Bir Ben, bir Matt sahne alıyor, maç zevkli fakat aklımız 23.25’teki maçta. Geçen haftaki yazımda ne demiştim? CenturyLink Field’da San Francisco’yu geçersek son iki maç garanti.

Neden Seattle, Emre Bey?

Cem Yılmaz’a zamanında az mı sordular: Neden komedyenlik Cem Bey, diye. Neden Seattle, sorusunun cevabına azıcık değinip maça geçelip. Seattle Seahawks sevdam karlı bir Şırnak sabaha doğrusunda, 2010 sezonunun son maçında başlar. 6-9 derece ile St. Louis Rams ile evimizde oynuyoruz. Son haftanın, son maçı. Yani MNF maçı. Şimdiki NFC South misali, yenen kendini wildcard’a ev sahibi takım olarak atacak ve son şampiyon New Orleans’ı ağırlayacak. İşte o maçtaki seyirci coşkusu en önemli sebepti. Sonraki dönemde yaşamaya başladığım yeni şehrin coğrafi konumu, mevsimsel özellikleri de Seattle’ın ülkedeki coğrafi konumu ve mevsimine benzediği için aşkımız daha bir alevlendi. Sen Alanya’ya taşındığında New Orleans’ı tutarsın o vakit, şeklinde düşünmeyin. Indianapolis, Dallas, San Diego’yu saymazsak tüm NFL takımlarını severdim, severim hala. Fakat bu yazarlık işi Seattle fanatiği olmama da ucundan kıyısından neden olmadı değil. Şu anda Seattle’ın en parlak dönemindeyiz ama yakın tarihte eski sönük günlere dönebiliriz de. Kardeşim, herkes de Green Bay Packers’ı tutmasın. O zaman NFL’in bir keyfi olmaz.

Adı 12 Numara, Kendi 10 Numara Seyirci

Gelelim maça. Saat 23.25 oldu nihayet ve maç başladı. İstekli ve sert savunmayla başladık maça. Biz istemedikten sonra kimse bize karşı efektif hücum edemez bu ligde. Koşuyu iyi savunuyoruz, pas savunması desen mükemmel. Çaktırmayın ama defolarımız da yok değil. Mesela bu sezon görüldü ki Kansas City Chiefs gibi, Dallas Cowboys gibi playbook’unda running back’lere bolca sayfa ayıran takımlara karşı kırılgan bir yapımız oluyor. DeMarco Murray’i maçın başında kötü savunduk, sonra toparladık fakat son çeyrekteki o meşhur üçüncü hak oyunundan sonra dengesi kaybolan savunmamızı darma duman etti DeMarco Murray. Keza Jamaal Charles’e karşı da dönem dönem kırılmalar yaşadık ve rakip bu anlarda önemli yardlar ve sayılar kazandı.

Etkili savunmamızın kırılganlaştığı an ilk periyot oldu. Carlos Hyde ve Frank Gore koşularında iki üç bocalayış savunmanın ritmini allak bullak etti ve touchdown kapısını araladı rakibe. Şunu da belirtmeden geçmek istemem: Son periyot haricindeki dördüncü hak savunmamızı beğenmiyorum. Zaten touchdown’ın sebebi de dördüncü haktaki kötü koşu savunmasıydı. Hyde & Gore ikilisi sakatlanınca Niners’ın hücum yükü pas oyunlarının sırtına iyice bindi, bunu kabul ediyoruz. Maçı izlerken ‘böyle koşu savunması olur mu, ey Seahawks sana koşuyu böyle savunmak yakışıyor mu’ şeklinde serzenişlerim boşa gitmedi ve koşu savunmasındaki gerçek eforumuza ulaştık. Buna ilk yarıda işlerin iyi gitmediği read option oyunları da dahil. İlk iki periyotta 178 yard iki takımın toplam hücum yardıydı. Üçüncü çeyrekteki sayı ise Seahawks 108, 49ers sadece altı yard. Savunmada vidaları sıktık mı gerisi geliyor.

Bobby Wagner’ın dönüşü muhteşem oldu, muhteşem… Blitz’lerde en önemli isim iç tackle’ımız Wagner’ın liderliğinde altı sack yaptık. Rakamlara, istatistiklere yansımayan tarafı ise Colin Kaepernick’e clear pocket bırakılmayan baskılar, baskılar ve baskılardı. Uzun pas oyunlarına sırtını dönen Kaepernick ve Harbaugh ikilisi kısa paslara yöneldi. Anquan Boldin dışında verimli bir pas oyunu oynayamadılar. Uzun paslardan ırak San Francisco hücumuna bunu yaşatan en büyük algısal mevzu Legion of Bloom’un adı ve varlığıdır. Baskıyı başarıyla yaptığımız, blitz’i quaterback’e etkin yöneltebildiğimiz zaman savunmamızın orta ve arka hattı için iş; iş olmaktan çıkıyor. Tereyağından kıl çekercesine, Akbil’i cihaza okuturcasına, hava karardığı vakit lambayı açarcasına kolaylaşıyor.

Sen Yeter ki Marshawn Lynch’i Koşturmasını Bil

İlk yarı hücum edemedik. Marshawn Lynch’e koşu parkuru açmaya çalıştıkça bu parkurların gayet hızlıca San Francisco 49ers savunması tarafından kapatıldığını gördük. İlk yarı altı kez top taşıyan 24 numaramız sadece 15 yard gitti. İki kez first down kazandırdı bu koşularda. İkinci yarı başladı ve vidaların sıkılaştırıldığı tek yer Seattle D’si değildi tabii ki. Maçı kazanmamız için geriden gelip öne geçmemiz gerekiyordu. Hücuma ayar çekmesi gereken sakızlı adam devre arasında sağlam ve sıkı bir papara atmış olacak ki Seattle OL hattı adam gibi durmayı, boşluk açmayı ve koşucuyu-quaterback’i korumayı bildi. İlk yarıdaki OL defosu yüzünden kısa paslara ve etkisiz koşu oyunlarına yönelmek zorunda kalmıştık. Kısa paslara yöneliyordu Russell Wilson çünkü baskı, sack tehlikesi hemen karşısındaydı. Clear pocket’lar bulamadı ki play action’lara, uzun paslara yönelsin. Aldon Smith etkisiyle read option’larda yönelemedi çünkü pocket dışına çıkmasına da pek izin vermedi Kaliforniya ekibi. Tıpkı ilk yarıdaki gibi 12.Adam görevini başarıyla yerine getiren taraftarımızın ikinci devredeki bize itici gücü hücumda çok işimize yaradı. İlk yarı sahada yoktu desek yeridir, Marshawn Lynch 15 kez topu taşıdı, 76 yard gitti. Bunun 48 yardı rakibin müdahalesine rağmen oldu. Fiziksel gücünü, Marshawn Lynch’i Beast Mode yapan yönünü bu anlarda gösterdiğini gördük.

Altı kez ilk hak kazandıran Marshawn Lynch’in koşu hücumuyla başlayan drive’ımız Paul Richardson pası, Turbin koşusu ile desteklendi. Nihayetinde Marshawn Lynch’in tuttuğu pasla maçtaki ilk touchdown’ımıza ulaştık. Bu touchdown ile momentum bizden yana oldu, rakibin hücumda kırılan direncine bir hançer sapladık oyunla. Sezonun ortasında şikayet ettiğim bir mevzu vardı: yedek running back yetersizliği. Son üç maçtır Robert Turbin koşu ve pas oyunlarıyla eksik yönümüzü yamayacak işler yapıyor. İlerleyen haftalarda kendisine olan ihtiyacımız azalmayacak.

Çaylak wide receiver Paul Richardson üstündeki ölü toprağını atmış, çaylak duvarını tırmanmış izleniminde. Maçın genelinde Paul Richardson üzerinden pas playbook’larını çizdik. Markajdan kurtulma çabası, zamanlaması ve pas tutma başarısı nihayet Şahinleri sevindirdi. Sezonun ve profesyonel kariyerinin ilk touchdown’una ulaştı. Kevin Norwood’tan daha çok şey bekleniyordu ama kendisi şu ana kadar tam bir hayal kırıklığı. Hayal kırıklıklarını bir kenara bırakalım. Byron Walters tekrardan formasına kavuştu. Punt return’lerde ihtiyacımız olan, bize güven veren bir isim. Keza Steven Hauscka ‘yı bu seneki formuyla ligin en elit üç beş kicker’ı içinde sayabiliriz. Playoff’larda yakın geçecek ve savunmaların daha da sertleşeceği oyunlarda kendisinin önemi birkaç kat daha atacaktır.

Kazanılan Maçlar ve Pas Hücumu

Dikkat edilirse son haftalarda wide reciever orijinli pas hücumumuz gelişmekte. Golden Tate ve Percy Harvin’in gitmesinden sonra elindeki kartları azalanmıştı Pete hocanın. Fakat kısıtlı kadroyu kötü kullandığını düşünmüyorum. Doug Baldwin mükemmel oynamıyor ama belli bir çizgisi var, onu koruyor. Beş yakalayışta 78 yard ilerleyen Jeramaine Kearse hücumdaki yıldızımızdı. Üstteki satırlarda değindiğim üzere Paul Richardson artık daha çok terliyor maçlarda. Belki de yeni yeni terliyor.

Seattle için en büyük tehlike olarak O-Line hattını görmekteyim. Takımın en önemli birimlerinden olan OL bölgesi pre-snap cezalarıyla canımızı çok yakıyor. Bu maçta da en azından saha isabeti yapacağımız mesafeden bizi uzaklaştırdı. 3&30 oyununda pasa gideceğimiz belli-bence int riskinden uzak durulması gereken bir dakikada koşu oyunu ile drive bitirilmeliydi- snap sonrası Russell Wilson kendini çimlerde buluyor ve orta sahadan başladığımız oyunu kendi endzone’umuzun dibinden degajla rakibe başladığımız yerde hücum fırsatı sunuyoruz. Geçen haftaki maçta mola sonunda sack yediğimizi hatırlatayım. Uzun lafın uzun olmayanı rakibin ikinci hattından destekli blitzlere karşı koyamayan bir OL sahibiyiz. Üç ve inch hakkında ceza alıp ilk hakkımızı engelleyen bir OL’ye kızma da, OL’den endişelenme de ne yap? Bireysel fauller, snap hataları ve quaterback korumasındaki zayıflık şampiyonluk yolunda gemimizdeki en büyük çatlaklar. Bu yanılsamanın 2015 Eylül’e kadar giderilebileceğine, düzeleceğine, düzeltileceğine inanmıyorum. Rakiplerimiz bu zaafımızın ne kadar az farkında olursa, bu madeni ne kadar az sömürürse o kadar kardır bizim için.

Pembesi Gitti, Tozu Kaldı

Playoff yolunda, NFC liderliği yolunda serüven devam ediyor Seattle Seahawks organizasyonu için. Aynı şeyler son üç senenin NFC finalisti San Francisco 49ers için geçerli değil. San Francisco’nun sezonunun bitmesine Levi’s Stadyumu’nda oynayacakları iki maç kaldı. Bu mağlubiyet ile playoff hayalleri bitti. Matematiksel olarak zordu ama imkansız değildi. 2015 sezonunda kaldığımız yerden devam edeceğiz, NFC West’teki en önemli rakibimizle, o zamana kadar veda ediyoruz San Fran’e…

Bir veda, elveda desek daha doğru olacak, Jim Harbaugh’a… Takımının başında son iki maçına çıkacağına inanıyorum. Kendisi ve takımı için ayrılış ve takım içi ufak çaplı kargaşa söylentilerini yaşadıkları bir sezonun sonunda iki taraf için ayrılık en doğru seçim olarak görülüyor. Jim Harbaugh’un koçluk kariyerine eskiden olduğu gibi kolejde yani NCAA’da ve belki de Michigan’da devam edecek gibi… Rekabetçi bir takım sahaya çıkardığı için ve şampiyonluk yolunda bizi zorladığı için kendisine teşekkür ediyoruz. Bu yazıda haftasonu oynayacağımız maça ve rakibe değinmedim, fark ettiyseniz. Niyetim konuyu ayrı bir yazıda sizlerle buluşturmak. O vakte kadar 12.Adamın başkentinden hepinize huzur dolu günler diliyorum.