Merhabalar çok sevgili okurlarım, gelmesini dört gözle beklediğimiz ama bir yandan da içimizi burkan sona çok yaklaşmış bulunmaktayız. Sizleri bilmem ama ben bu NFL sezonundan son derece rahatsızım. NFL, her zaman diğer Amerikan profesyonel spor liglerinden tahmin edilemezliği ile ayrılan bir lig olmuştur. Diğer liglerden farklı olarak playoff’ların sadece tek maç üzerinden oynanması bunun en büyük nedeni. Ancak son iki yıldır NBA benzeri playoff’lar izliyoruz.
Sezon öncesi anketlerinde Seattle Seahawks – New England Patriots finali en çok beklenen ikinci Super Bowl eşleşmesiydi. Bu aşağı yukarı geçen sezon NBA’de San Antoino Spurs – Miami Heat finalinin kesin olması gibi bir şey. Keza geçen sezonki Super Bowl’u da herkes tahmin ediyordu. 2012 Giants ve 2013 Ravens gibi sürprizlerin olmaması benim aldığım zevki biraz azalttı, yalan yok. Fakat geçtiğimiz hafta öyle bir maç oynandı ki tek başına bir sezonu kurtarabilecek nitelikte keyif doluydu.
Tarihi Ayar
Green Bay Packers – Seattle Seahawks maçıyla ilgili istediğinizi tartışabilirsiniz; Packers kendi hatalarıyla mı kaybetti? Seahawks bu kadar top kaybına rağmen yine de maç kazanabilecek kadar dünya sınırları dışından bir takım mı? Sadece tek bir şeyi tartışamazsınız; bu maç hak eden Green Bay Packers değildi. Maç sonrasında birçok platformda bu iddiayı gördüm ve bu beni oldukça şaşırttı. Packers’ın maç içinde maçı kazanmak için ayağına gelen ve ayağının dışıyla dağa taşa attığı fırsatları burada yazmaya kalksak CenturyLink Field’dan Lambeau’ya yol olur.
Rakip oyun kurucu kariyerinin en kötü maçını oynuyor, toplamda beş top kaybı yapmış ve hücumları bir arpa boyu kadar yol alamıyor ama Packers tüm bunlara rağmen maçı kazanamıyor. Burada bahsettiğimiz takım Oakland Raiders veya Clevleland Browns veya Buffalo Bills değil, bakın burada bahsettiğimiz takım ligin en iyi oyun kurucusuna sahip olan, ligin en iyi hücum takımı. Kıssadan hisse bunları göz önünde bulundurduğum zaman ben hak eden bir takım göremiyorum. Daha çok emeklerine yazık olan bir Julius Peppers görüyorum.
Packers’ın maçı kaybetmesine sebep olan olayları yukarıda da bahsettiğim gibi uzun uzadıya tartışabilirsiniz. En çok konuşulanlardan bazıları Bostick’in onside kick’te topu elinden kaçırması, Clinton-Dix’in kariyerinin en iyi maçını Luke Willson’ı two point-conversion’da tutamaması sonucu en kötü maçına çevirmesi, Russell Wilson’ın dördüncü interception’ınında Morgan Burnett’in önü boşken slide yapması vs. vs. Bunların hepsi anlaşılabilir hatalar ancak öyle bir hata var ki hiç bir mantıkla açıklanabilir bir yanı yok. Richard Sherman bu ligin en iyi cornerback’i (bu konuda artık bir uzlaşma olduğunu görmek güzel) burada bir sorun yok. Onun tarafına attığınız ilk pas interception olmuş olabilir ve bu yüzden onu daha fazla denemek istemeyebilirsiniz, sorun değil ama Richard Sherman ikinci yarının tamamını tek kolla oynamasına rağmen nasıl olurda bunu avantaja çeviremezsiniz? Avantaja çevirmeyin bırakın bir kez bile Sherman’ın tarafına pas dahi atmadılar. Bakın burada bahsettiğim oyuncu cornerback ve bu pozisyon sahada yaptığı bütün işleri elleriyle yapan bir pozisyon. Gerçekten akıl alır gibi değil. Sherman ne kadar iyi olursa olsun tek kolla yapabileceklerinin de bir sınırı var.
Packers’tan bu kadar konuştuktan sonra Seahawks tarafından da değerlendirrme yapmakta fayda var. Russell Wilson şu maçta kalitesini ve karakterini bir kez daha ispatladı. Onun yaşında ve tecrübesinde bir oyuncunun rezalet oynadığı maçta bu şekilde ayağa kalkması ve son noktayı koyması inanılmaz bir işti. Çoğu oyun kurucu aynı durumda olsa çoktan maçtan kopardı. Wilson adeta Packers karşısında clutch teriminin kitabını yazdı. Bu sezon sonunda alacağı yeni kontratı haliyle eleştirenler olacak ancak kendisi bu kontratı muhtemelen iki Super Bowl kazanmış bir quarterback olarak alacak. Onun dışında Seahawks’ın Marshawn Lynch ile muhtemel yollarını ayırma kararını bir kez daha gözden geçirmesi gerekiyor. Lynch, defans takımıyla birlikte Seahawks’ın maça tutunmasının en büyük nedeniydi.
Aynı Tas Aynı Haman
Konferans finallerinin diğer ayağında ise daha önce tam üç kez gördüğümüz bir filmi tekrar izledik. Yine bir New England Patriots – Indianapolis Colts karşılaşması, yine farklı bir skor ve yine bulldozer gibi oynayan bir running back. Belichick, Indianapolis Colts’u dördüncü defa aynı şekilde yeniyor ve asıl ilginç olan Chuck Pagano ve ekibinin hala buna karşı bir cevabı yok. Read option gibi, spread offense gibi zehirlere anında panzehirin bulunduğu böylesine yüksek seviyede Colts’un bu sıkıntıya bir çare bulamaması inanılır gibi değil. Maç bir yerden sonra kabak tadı vermeye başladığı için sahadaki rezilliğe daha fazla dayanamayarak maçı yarıda bıraktım, o yüzden bu maç hakkında yazabileceğim daha fazla bir şey yok.
Onun yerine maçtan sonra patlak veren skandala biraz değinebiliriz. New England Patriots’un maçın 12 hücum topundan 11 tanesinin havasını kasıtlı olarak indirerek maçı oynadığı iddia ediliyor. Şahsi fikrimi soracak olursanız bu maç voleybol toplarıyla bile oynansa Patriots’ın kazanacağı ancak hali hazırda bir spygate skandalını geçirmiş bir ekibin imajı için ciddi bir iddia var ortada. NFL’in soruşturma başlattığı bir ortamda bekleyip sonuçları görmek yapılacak en sağlıklı hareket ancak Patriots bu olayda suçlu bulunursa NFL’in artık bir takım yaptırımlara gitmesi gerekiyor. Bu isimlerinin karıştığı ilk olay olmuyor sonuçta, ateş olmaya yerden de duman çıkmıyor malesef. Bu tarz işler böylesine büyük bir franchise’ın adına leke sürmekten başka bir şeye yaramıyor.
Son satırlarımı yazarken ah keşke şurada Dallas Cowboys olsaydı demeden edemiyorum çünkü geçen haftaki Seahawks karşısında Cowboys olsa sonuçları çok daha farklı olabilirdi. Artık tek temnnimiz güzel bir Super Bowl olması çünkü Seahawks’ın efsane quarterback’lere neler yaptığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Quarterback demişken kendinizi hazırlayın, çok yakında güzel bir Jameis Winston vs. Marcus Mariota yazısıyla karşınızda olacağım. O zaman kadar bu iki adamı açın izleyin biraz. Esen kalmanız dileğiyle…