Ne diyorsun uleyn? Kabadayılık yapmayacaksınız oğlum. Bizi böyle gördünüz karamürsel sepeti mi zannettiniz lan? Adamı madam yaparız madam. Bizim bi’ bu kadar da yerin altında var oğlum! *Mermi biter* Rakip: “Topla lan topla topla”

Aslında Kolpaçino Bomba filminin bu sahnesi Chargers’ın sezonunun bir özeti gibi. 5-1 ile başlayan rüya gibi yıl, 9-7 ile bitti ve playoff’ların dışında kaldık. Neyse, boş verin mafyayı falan, bilirsiniz bizim takım naziktir, San Diego’lu bir oyuncunun başkasının bileğine bastığı, karısını dövdüğü falan pek duyulmaz. Durum böyle olunca bazen kendilerini fazla kaptırıp gereğinden fazla nazik olabiliyorlar. Geçen hafta büyük iyilik yapıp kaybeden Ravens’a bunun karşılığını vermek de sadece Chargers’dan beklenecek bir hareket. Kazansa playoff’lara kalacağı maçı kötü bir ofansif performans sonucu 19-7 kaybeden Rivers’ın askerleri büyük fırsatı tepti ve içkilerini yemeklerini alıp televizyonun başına kuruldular. Sonuç olarak playoff’lar, kaçırmak olmaz ya!

Az da olsa daha zor olan bir fikstür vardı, sonuç olarak 2013’ün en baba divison’ı (adamların en iyisi bizim en iyiyi Super Bowl’da duman etti) NFC West ile kapıştık bu sezon, önceki yılın vasat NFC East’i yerine ama gelecek yıl da kolay olmayacak. Ne yani, bu sezona bakacak halim yok ya artık bizim olayımız 2015. Bunun en büyük nedeni de Tom Telesco – Mike McCoy ikilisinin üçüncü yılı olacak olması. Bu genel olarak bir koça verilen minimum süredir (Raiders falan değilseniz) ve iki yıl üst üste 9-7 bitiren bir koç sonraki senesinde artık tamamen kendi sistemi ve kendi takımında bunun bir-iki galibiyet üstüne çıkıp division için kapışmıyorsa (Chargers gibi oturmuş bir takımda özellikle) kafada yavaştan soru işaretleri oluşmaya başlar fakat ben bu konuda daha ileri gitmeyeceğim seneye benim de sitede üçüncü yılım patlamayalım sonra. Kaan Özaydın “Broncos yener” muhabbetini burnumuzdan getirir.

Maçın çok konuşulacak bir yanı olmadığı için o topa hiç girmiyorum, River’ı 7 (yedi) kez sack yaptılar, Justin Houston bol bol formasının altındaki Eric Berry’e destek amaçlı 29 numarasını gösterdi falan filan. Offseason için de çok erken zaten ne olacağını bilen de yok. Durum böyle olunca, yazı da daha bir sayfayı doldurmayınca, elimdeki replikler de bitince wildcard weekend’e bakmaktan başka şansım yok sanırım.

Cardinals – Panthers: Vasat NFC South’un “şampiyonu” olarak gelen, sekiz maçlık galibiyet alamama serisi olan Panthers ve Chargers center’ı kadar QB kullanan Cardinals karşı karşıya geldi. Bu maçtaki en büyük soru Cardinals defansı, Panthers ofansı ve defansının toplamından fazla sayı atabilir miydi, zira atamadı ve Ryan Lindley’nin adaşı Ryan Leaf tarzı performansı sonucu yenildiler. Her ne kadar Bruce Arians’a güvensem de o beni ve benim gibi düşünen çoğu kişiyi yüz üstü bıraktı. Bu arada maçta Panthers’ın punt’ı karşılarken kaybettiği fumble’a Beyaz Futbol yorumcularının çektiği reklam filmlerinden fazla güldüm. Panthers için haftaya çok daha zor bir maç var, Seattle deplasmanı. Yenerlerse rekorları .500’ün üstüne çıkıyor, şaka gibi.

Cowboys – Lions: Romo sonsuz gibi gelen bir sürenin aksine bu yıl Aralık ayında “boğulmadı” ve 4-0 ile Cowboys playoff’lara gitti. Lions ise büyük bir gelişme (!) göstererek sezonun sonunda bu sefer playoff’ları değil sadece divison’ı kaptırdı. Suh’un saçma sapan “soğuktan ayaklarımı hissedemedim” bahanesini yiyen NFL maçta oynamasına karar verdi. Sonuç olarak ilk yarıda hiçbir şey üretemeyen Cowboys gerçek yüzünü gösteriyor mu derken ikinci yarıda bütün momentum bir anda değişti. Açıkçası çok fazla Beşiktaş’lı arkadaşı olan birisi olarak Galatasaray – Beşiktaş maçından sonra kaybeden takımın “Ama hakem” demesini samimi bulmuyorum ancak Lions gerçekten haklı, Veli aslında yumruk atmıyor. Maçın ikinci yarısında gene de normalin altında performans gösteren bir Cowboys offensive line’ı vardı ama pocket’ın içinde Romo’nun dört gün yerine üç gün 23 saati, Murray sekiz metrelik kızıldeniz gibi açılan delikleri değil, yedi metrelik düşük bütçeli CGI ile yapılan delikleri vardı, bu da galibiyete yetti.

Ravens – Steelers: Herkesin karşılaştırdığı 2012 Ravens takımıyla kıyaslayınca küçük bir eksiği var bu takımın, Ray Lewis bir de Ed Reed. Genede pass rush bu kadar etkili olunca, rakibin de yıldız RB’i sakat olunca işler kolaylaşıyor. Zaten Joe Flacco’nun playoff’larda içine birisi kaçıyor ama hala kim olduğunu anlayamadık. Eğer normal sezonda Peyton, playofflarda Flacco oynatan bir takım olsa her sene Super Bowl kazanır gibi. Haftaya işleri zor gözükse de Brady emin olun o Ngata, Suggs, Dumervil, Mosley dörtlüsüne karşı oynamayı hiç haz etmiyor.

Colts – Bengals: İlk yarıda sekiz interception atılır, beş tane Dalton üç tane Luck atar, sonra ikinci yarıda Dalton iki tane daha atar ama Luck’ın sakalı maç içinde mucizevi bir şekilde uzar ve NFL tarihinin en ilginç maçlarından birinde Luck’ın dördüncü çeyrekte attığı üç TD pası ile Colts yener diye düşündüğüm maç çok daha az turnover’lı geçti ama sonuç aynıydı. Yakında Andy Dalton ve Marvin Lewis bir anda Jim Mora’ya dönüşecek gibi geliyor bana. Dört yıl üst üste wildcard’da kaybetmek gerçekten ustalık isteyen bir şey, hele 10-10-13-10 sayı atmışsanız…

Super Bowl’u da bu sene Chargers kazanır. Uygun replikler: Siz bizi böyle küpeli gördünüz de biz de Fikirtepe çocuğuyuz yani. Playoff falanmış kime teşkilat kuruyorsunuz? Biz nasıl bir tarikata denk geldik birader ya. Evet, şimdi replikler bitti, sezon da bitti, playofflar ve sonrasında offseason yazılarında görüşürüz, arayı açmayın. Son maçların tadını çıkartın ve her zaman olduğu gibi, esen kalın.