12.Adamın başkentinden Seahawks’a gönül vermiş, Super Bowl’da Seattle’ımızı destekleyen herkese, hepimize geçmiş olsun. Tek maç üzerinden oynanan Super Bowl gibi, futbolda Dünya Kupası gibi, Şampiyonlar Ligi gibi finaller seyir zevki açısından beni çok tatmin etmeyen sezon bitişleridir. Telafisi olmayan en janjanlı maçlarda takımlar kupayı ele almak için temkini elden bırakmazlar.
Çölde oynanan ‘Super Bowl 49’ sahada sunduklarıyla akıllarda uzun süre yer edecek. 28-24 ile biten maçın sonucu bizleri sevindirmedi. 10+ farkla yenilsek belki bu kadar üzülmeyecektir. Lakin son pozisyondaki tercihin getirdikleri, bir anlamda götürdükleri Seahawks organizasyonu için üzücü oldu. Aslında son pozisyondaki üzüntüsüyle/sevinciyle yaşananlar Amerikan futbolunun diğer sporlardan seyir zevkinin ne kadar yüksek olduğunu ortaya koydu.
Maçın analizine geçmeden hemen önce şunları da sizinle paylaşmak istiyorum: Offseason’a girdi takımımız. Sezon değerlendirmesinin, 2015 fikstür ön incelemesinin, draft ve transfer stratejisinin ve yakın gelecekte takımdan ayrılma riskinin olduğu Russell Wilson ve Marshawn Lynch ikilisinin biyografisinin olduğu yazılarla ilerleyen haftalarda sizlerle buluşmak niyetindeyim.
Dolar Yükseldi Seattle Savunması Düştü
Super Bowl’da savunmamız neler yaptı, neler yapamadı onlara değinmek istiyorum öncelikle. Maç öncesi yazımda değindiklerimin paralelinde bir hücum izlettirdi bize rakibimiz. Tom Brady paslarında cep dışını zorlamayacak, pocket içinde kalacak demiştim. LeGarrette Blount’u tıpkı Indanapolis Colts maçındaki gibi koşturabilirlerse pas Tom Brady’nin yükü azalacaktır demiştim. Bunların yorumunu yapalım, Blount maçın başında birkaç dişe dokunur işler yaptı, sonraki bölümde koşu denemeleri kendi O-Line’ı ile bizim D-Line arasında yani ilk hatta ve ilk yardlarda tıkanıp kaldı. Koşuyu verimli işletemeyen bir New England hücumu vardı sahada. Geriye pas hücumu kalıyordu. Pas hücumunda Tom Brady gibi efsane bir quaterback varken onu durdurmanız imkansızdır. Ancak yavaşlatabilirsiniz. Biz kendisini yavaşlatmayı bırakın, normal performansının üzerine çıkmasına da engel olamadık. Finallerin en yüksek pas isabeti sayısına ulaştı kendisi. Jeremy Lane ve Bobby Wagner’ın interception’ları olmasaydı quaterback rating’i daha da yukarıda olabilirdi.
Patriots quarterback’i Tom Brady, 37 pas isabetini yedi oyuncuysa paylaştırdı. Patriots’ın yıldız tight end’i Gronk’u güzel savunduk, lakin KJ Wright ile Gronk eşleştiğinde Wright kendisine yakışmayacak biçimde rota savunmasında bocaladı ve markajındaki Rob Gronkowski üçte üç yaptı. Bu paslardan birisi de dördüncü çeyrekte 3&14 oyununda Rob Gronkowski’nin kazandırdığı ilk haktır. Sezon içinde değindik. Öndeyiz, dördüncü çeyrek ve rakip üçüncü hakta 3&10+ oyun oynamak zorunda, bu noktada rakiplerimiz ilk hak aldığında devamı touchdown ile sonuçlandı çoğu kez. Uzun mesafeli üçüncü hak savunması başarısızlıkla sonuçlandığında takımda kısa süreli mental çöküş başlıyor.
Tom Brady hızlı snap’lerde kısa pasları denedi ve başarılı oldu. Aslen cornerback olan fakat nikel savunmada 4-3’teki dördü tamamlayan, kısaca OLB pozisyonunda da oynayan Jeremy Lane ilk periyodun sonlarına doğru touchdown’u engellemekle kalmadı bunu interception’a dönüştürdü. Pick six hedefindeki koşusu kolundan sakatlanmasına ve oyunu terk etmesine neden oldu. Bu maçın başındaki dönüm noktasıydı. Bu andan itibaren savunmada ciddi bir eksiklik hissedecekti Seattle Seahawks. Jeremy Lane yerine sahaya çıkan Tharold Simon üzerinden oynayan New England hücumda sayılarının çoğunu bu yolla elde etti. Maçta ne solo ne yardım savunması ile tackle’a imza atamayan Simon, başta Julian Edelman savunmasında inanılmaz hatalar yaptı. Maçı dördüncü çeyrekte 14-0’lık seri ile New England’a getiren touchdown’larda cornerback Simon üzerinden oynadılar. Simon, adam ve alan savunmasını yapamadı. Takımımız da Simon’daki bu eksikliği yardım savunmasıyla kapatabilirdi ama Brady’nin herkese pas atma kabiliyeti buna da engel teşkil etti.
İkinci devre hücumun merkezinde Julian Edelman vardı. Sayısal anlama Tom Brady’den sonra maçın en iyi istatistikleri kendisindeydi. Julian Edelman punt retun’lerde azımsanmayacak yardlar kazandırdı takımına. Özel takımlarda geçen seneki Golden Tate olsa; hızı ile Julian Edelman’a o yardları kazandırmazdı. Paul Richardson da benzer hıza sahip fakat kendisi sakat olduğu için Julian Edelman punt dönüşlerinde Seattle formalı bir oyuncunun müdahalesine maruz kalana kadar kendi takımı için güzel güzel ilerledi.
Blitz ağırlıklı bir ön hattımız yok lakin Tom Brady’nin pas atması için çok ona oldukça fazla süre verdik. Patriots ön hattı QB’lerini güzel korudu ama biz de işleri biraz zorlaştırabilmeliydik. Running back pas koşularına dikkat etmeliydik, bu hususa bir hafta önce değinmiştim. New England’ın sevdiği bir hücum taktiği. New England’ın running back’i Shane Vereen koşulardan tuttuğu (ki bunlar kucağına bırakılan koşu oyunları değildi) 11 pasla maçın en çok topla buluşan oyuncusu oldu. Sahanın sol tarafına 3-4 yardlık koşular yaptı ve boş alanda alığı paslar takımı için ilk hak getirdi.
New England sahamıza yakın yerde hücuma başlama lüksüne erişti. Bunun nedenleri drive’larımızın three&out’lar sonucu kendi endzone’umuza yakın bitmesi, Edelman’ın kısa punt return’leri ve meşhur Seattle cezalarıydı. Ancak ikinci çeyrekten itibaren savunmamız çok sertti. Dördüncü çeyrekteki 3&14 bocalayışı ve Jeremy Lane’den boşalan mevkide kavak yellerinin esmesi, Tharold Simon üzerinden New England’ın maden çıkarması savunma kalitemizi düşürdü ve maçın liderliğini rakibe kaptırdı.
Marshawn Lynch Bugünler İçin Var(dı)
Son dönemlerdeki gibi hücumda tutuk başladık. Receiver’larımızın pas atabilecek alanları ve route koşularını engelleyen New England savunmasını pas hücumuyla aşamadık. Koşuda ise ilk çeyrekte blok yapmakta etkisiz kalan O-Line’ımız Marshawn Lynch’in etkisiz başlangıcına neden oldu. Alan Branch ve Vince Wilfork, O-Line’ımıza maç boyu bir iki gömlek üstün geldi.
Uzun uzun anlatmaya gerek yok düşüncesindeyim. 19 maçın genelinde yaşadıklarımızın benzeri yaşandı hücumda. QB iyi korunamadı, ilk hak mesafesindeki receiver’larımızın rotaları New England tarafından kapatıldı, oyuna Marshawn Lynch başladı Beast Mode’a dönüştü ilerleyen hücumlarda. Out of pocket oyunlarla pas hücumunu işletmeye çalıştık, Russell Wilson ikinci yarı play fake ve play option koşularına başvurdu. Normal sezondaki ve playoff’larda Seahawks hücumunun özeti bu olsa gerek.
Bill Belichick, kurt hoca, Patriots ekolünün mimarı. Hücumumuzu zorlaştırmak adına elinden geleni yaptı. Savunmasının ön hattı Lynch koşuları hariç, secondary’si de Chris Matthews savunması hariç Seattle’ı durdurdu. Sezon içinde bir tek pas bile yakalayamayan, adını sorsanız Seattle kadrosunda olduğundan bihaber olduğum Chris Matthews hücumdaki yıldızımızdı. Dört pas yakalayıp 109 yard yaptı ve bir touchdown getirdi takımımıza. Uzun kollarının avantajıyla hem sağda hem solda yüksekten gelen topları rahatça aldı. New England Patriots’un Super Bowl savunmasında en yumuşak karnı, zayıf halkası olan cornerback bölgesinde Kyle Arrington&Logan Ryan ikilisine üstünlük sağlayan hücumcumuzdu. Sezon içinde aradığımız wide receiver burnumuzun dibinde yani practice squad’da duruyormuş da haberimiz yokmuş. Tıpkı geçen seneyi sakatlıkla geçiren ve finalde touchdown yapan Percy Harvin gibi…
Son yirmi saniye ve endzone, öne geçmeye, maçı kazanmaya, şampiyonluğa bir yard ve üç hak kalmış. Takımınız Carolina Panthers olsaydı Cam Newton’un sneak yapmasını beklerdiniz. Takımınız Kansas City Chiefs olsaydı ise runnig back Jamaal Charles’ın koşmasını beklerdiniz. Seattle Seahawks maçını izliyorsanız Cam Newton gibi Russell Wilson sneak’i veya koşusu; Kansas City running back’i Jamaal Charles gibi durdurulamayan Marshawn Lynch koşusu beklerdiniz. Elinizdeki hamle sayısı fazladır anlayacağınız. Ancak tarihe geçecek anda tarihe geçecek bir yanlış yapıldı. Yok sakızlı adamın hatası, yok hücum koçunun hatası, yok Russell Wilson’ın hatası, yok Lockette’nin hatası… Eylül ayına kadar tartışın durun. Profesyonel takımları amatör takımlardan ayıran nokta ‘kahramanlık yapma’ farkıdır. Yıldız kavramıyla kahramanlık yapma kavramını birbirinden ayrı tutmamız gerekiyor. İşte, o 20 saniyede elinde mola hakkın ve üç deneme hakkın varken ilkinde neden pas atarsın? Üç hak denemesinde de Beast Mode koşsaydı ve touchdown gelmeseydi kimse eleştirmezdi, emin olun. Pas tutulsaydı ve touchdown olsaydı bugün çoğumuz şampiyonluğu konuşacaktık, lakin first down’da da aklımdaydı, şampiyonluğun verildiği o pozisyon öncesindeki saniyede de aklımdaydı: Marshawn Lynch koşacak.
Futbolda Jose Mourinho’nun savunma ekolüyle spor literatürüne giren ‘takım otobüsü çekme’ stratejisi daha sonraki yıllarda birçok kulüp tarafından denendi ve başarıya ulaştı. Endzone’a New England Patriots takım otobüsünü koysalardı, Boston limanındaki savaş gemisini koysalardı da fark etmezdi: BEAST MODE KOŞMALIYDI.
Maçtaki touchdown’unda belinden, ayağından tuttular, vücudunu esnetti, döndü ve touchdown yapmadı mı? Sezon içinde canavar koşularını onlarca kez izledik. Kariyerinde bu tarz yakın yard koşularında başarı yüzdesinin %90 hatta %95’ten düşük olduğuna inanıyor musunuz? Bu karar kimden veya kimlerden çıktıysa şampiyonluk hayalimizi yıktı. Maç o pozisyona geldiğinde New England’ın kazanması için bizim maçı hediye etmemiz gerekiyordu ve oldu. Şampiyonlar Ligi finalindesiniz, dakika 90+4 ve kupayı kazandıracak penaltıyı takımınızda Messi, Cristiano Ronaldo varken gidip Sabri’ye, Guiza’ya, Baki’ye kullandırmazdınız herhalde. Nitekim, basketbolda maçı kazandıracak veya kaybettirecek son şutu takımınızda Michael Jordan ve Kobe Bryant varken DJ Mbenga’ya kullandırmazdınız. Amerika’da yoldan geçen birine”‘beast” denilince aklına ne geliyor diye sorduğunuzda, çoğunluğun cevabı Marshawn Lynch olacaktır. NBA bu sezon maç performansıyla öne çıkan oyuncuları Marshawn Lynch’e benzetip Beast Mode ile adlandırıyor yorumcular. Uzun lafın uzun olmayanı Marshawn Lynch koşmalıydı, Beast Mode 12.Adamın başkentine kupayı getirmeliydi…