Oakland Raiders sezona 2-1 ile başlayınca hepiniz çok şaşırdınız değil mi? Sonrasında Raiders’tan Bears’ı da yenmesini beklediniz değil mi? Raiders, 22 yıl sonra ilk defa Chicago Bears’a karşı favori olarak maça çıkmıştı, playoff’u son anda kaçırdığı 2011 sezonundan bu yana da ilk kez bir deplasman maçında favoriydi. Ancak sonuçta hepimiz o kadar uzun boylu olmadığını gördük. Gümüş-siyahlılar Bears’tan sonra Denver Broncos’a da yakın geçen maç sonunda yine son anda kaybetti iki hafta önce. Geçtiğimiz haftayı bay geçen Raiders, bu haftada ise bir başka division rakibi San Diego Chargers ile karşılaşacak.

Takımda bu sezon özellikle hücumsal anlamda bir gelişme olduğu yadsınamaz, öyle ki bu kaybedilen maçlarda bile göze çarpıyor. Raiders, favori olduğu zayıf Bears’a son topta maçı kaybetti kaybetmesine ancak burada favori olmaya pek alışık olmayan bir takımdan bahsediyoruz. Öncelikle kadro henüz çok genç ve kazanma alışkanlığı zamanla oturacak bir olgu. Maçı koparacak birçok fırsat önlerine çıksa da henüz bu fırsatları düzenli olarak olumlu kullanacak bir takımdan söz etmek için erken. Aynı sıkıntı Denver Broncos karşısındaki mücadelede de boy gösterdi. Bu sefer beklenmedik bir şekilde savunma daha gayretli olan taraf olsa da çok kritik bir hücumda Derek Carr tarafından atılan interception ile maçı kazanan Denver oldu.

Tabi burada suçu Derek Carr’a atmak veya bir suçlu aramak doğru olmaz. Carr, liderlik seviyesi üst düzey olan ve korkusuz bir oyun kurucu. Bu açıdan Brett Favre ile birçok kesim tarafından hali hazırda benzetmelere maruz kalmış durumda. Pozisyona dönecek olursak maç sonrasında hem Carr hem de Seth Roberts hatanın kendilerinde olduğunu söyleseler de asıl hatanın kimde olduğunu kesin olarak söylemek zor. Double-cross route sonunda Cooper ve Roberts’tan kimsenin topa dönmemesi mi yoksa Carr’ın zamanlamayı iyi ayarlayamaması derken bir de tam da bu play sırasında Amerikan donanmasına ait akrotim olan Blue Angels uçaklarının yaptığı şovun da Carr ile takım arkadaşları arasındaki iletişimi etkilediği konuşuldu. Yok artık demeyin, bu da gayet mantıklı bir neden olabilir ama tabi ki bahanelerin arkasına saklanmıyoruz. Gelin en iyisi biz buna büyüme sancıları diyelim. Çocukken kolumuz bacağımız ağrıdığında büyüklerimiz boyun uzuyor derdi, işte Raiders’ın bu aralar başına gelen de bu. Böyle maçları kaybedip altından kalkmayı başarabilirlerse günün sonunda büyüyüp serpilerek özlenen Raiders gün yüzüne çıkmış olacak.

Bu maçtan bazı notlarla devam edelim. 17 yıllık başarılarla dolu NFL kariyerinde 64 interception’ı bulunan Charles Woodson, bunlardan bir tanesini bile Peyton Manning’e karşı yapamamıştı. Maç günü aynı zamanda doğum gününü de kutlayan Woodson için bundan daha iyi bir doğum günü hediyesi olamazdı ki Peyton Manning’e karşı iki interception ile oynayarak sonunda çok istediği hediyesine kavuştu. Woodson’ın bu yaşında gösterdiği bu performans birçok genç oyuncuya örnek teşkil ediyor. Kendisi şuan 39 yaşında, Raiders’ın en iyi secondary oyuncusu ve ligin bu sezon en çok interception yapan oyuncusu. First ballot hall of famer!

Raiders’ın sezon başından beri en çok sıkıntı yaşadığı husus olan tight end savunamama da bu maçla son bulmuş ya da son bulma yolunda olabilir. Bunun nedeni ise çaylak linebacker Neiron Ball. Savunma kordinatörü Ken Norton Jr. sonunda bu problemin çözümü üzerine bir hamle yaparak en iyi zamanında bile atletik bir linebacker olmayan Curtis Lofton’ın yerine pas down’larında Neiron Ball’u iç linebacker olarak kullanmaya başladı. Ball aslında outside linebacker ancak hızı ve cover yeteneği ile maç boyunca Owen Daniels’ı durdurmayı başardı. Bu arada Norton, 4-3 sisteminden 3-4 sistemine geçti radikal bir değişiklik yaparak. Bundan en çok karlı çıkan ise kuşkusuz bir başka çaylak Mario Edwards oldu. Raiders’ın ikinci tur seçimi, Florida State’te olduğu gibi ilk defa üçlü line’da defensive end olarak oynadı ve genç kariyerinin en iyi maçını çıkardı. Hem bu sistem değişikliği hem de malesef Justin Tuck’ın sezonu kapatmasıyla birlikte kendisine daha çok iş düşecek. Mevzubahis değişiklikten faydalanması mümkün diğer iki oyuncu da pass rusher’lar Aldon Smith ve Khalil Mack. Buna göre bu ikili defensive end pozisyonundan outside linebacker pozisyonuna geçerek oyunlarının güçlü yanı olan atletizmlerini daha etkin olarak kullanabilecek.

Cowboys’un Nesi Var?

Böyle bir zamanda bu soruyu sormak biraz abes kaçıyor olsa gerek. Yakın geçmişte ilk defa bir sezona “gerçekçi” Super Bowl hedefiyle giren Dallas Cowboys’un bu hayalleri ilk altı hafta sonunda sağlam darbeler aldı. Takımın en iyi oyuncuları Dez Bryant ve Tony Romo’yu daha sezon başında arka arkaya kaybetmek hücumu tamamen rayından çıkarmış durumda. Aslında Cowboys’un sorunları bundan çok daha öncesine, sezon başına dayanıyor.

Geçtiğimiz sezon öncekilerine göre daha başarılı bir Cowboys izlemiştik, peki bunun sebebi neydi? Tek çırpıda her şeyi Tony Romo’nun yapmasını beklememek diyebiliriz. Oluşturulan güçlü offensive line’ın da etkisiyle koşu hücumuna yüklenmek ve açılan savunmayı Romo’nun güçlü koluyla avlamak başarılı bir strateji olmaya başlamıştı ta ki çomak sokmaya bayılan, ligin eski kafalı son owner’ı Jerry Jones’un başarıyı getiren formülü korumamayı seçmesine kadar. Cowboys’un bu sezon ki büyük sorunlarının başında pek kabul etmeseler de DeMarco Murray’yi özlemeleri yatıyor. Jerry Jones, kendi elleriyle yarattığı offensive line’ın gücüne o kadar inanmıştı ki arkasına kimi koyarsa koysun başarılı olacağını düşündü.

Hatta bu uğurda Darren McFadden’ı 2007 yılına döndürmek gibi çılgın projelere de inanmaya başlamıştı ki geçen altı hafta işlerin o kadar da kolay olmadığını gösterdi. Bu zarfta en etkili Dallas running back’i satelitte back olarak adlandırabileceğimiz ve sakatlanarak sezonu kapatan Lance Dunbar oldu. Joseph Randle’a esas adam ayakkabıları büyük gelirken McFadden ise bir 8-10 yaş kadar genç olsa bu sistemde harikalar yaratabilirdi. İşin aslı Cowboys’un elindeki hiçbir running back, zone block şemasına uyum sağlamıyor ve bu noktada Murray’nin değeri ortaya çıkıyor. Offensive line hala üst seviye bir offensive line ancak bunu gösterecek bir running back performansı henüz izleyemedik. Bu sebepledir ki B planı olarak son anda Seahawks’tan takas edilen Christine Michael’ı yedinci haftaya starter olarak hazırlamaya başladılar. Michael’ın Texas A&M’de de benzer rolde kullanıldığını düşünecek olursak mevcut şemaya eldeki oyunculardan daha iyi uyması daha muhtemel.

Cowboys’un bay haftasında yaptığı tek düzenleme de bu değildi üstelik. Romo sakatlandıktan sonra takasla takıma katılan Matt Cassel’in de önümüzdeki hafta starter olacağı açıklandı. Weeden, Cowboys’a geldikten sonra oyununu biraz geliştirmiş olsa da hala “Amerika’nın Takımı”na liderlik edebilecek kapasitede değil ve asla da olamayacak. Zaten NFL takımlarının yedek oyun kurucu seçerken ki bu umursamazlığını anlamış değilim. Bu adamlar bu gibi acil durumlarda yararlı olmaları için varlar ancak bazı takımlar kurtarıcı olamayacağını bile bile bu tarz adamlara ciddi para ve roster spot veriyorlar. Yani Cowboys yönetimi Weeden’la peynir gemisinin yürümeyeceğini daha yeni mi anladı? Eğer öyleyse bu takımı yöneten insanlar son üç senede hiç mi Browns’ı izlemedi? Sorular, sorular ve sorular… Cowboys’un artık sorulardan ziyade Cassel’in takımı idare ederken yarıştan kopmaması için dualar etmesi gerekiyor keza çok potansiyelli bir takım içler acısı NFC East’e rağmen playoff dahi görememe tehlikesi içinde.