Baktım buralar Steelers için son derece sessiz kalmış, nispeten yeni sayılacak takımların yazılarıyla dolmuş; sezon öncesi sarı siyahlar için analiz yapmak da boynumuzun borcu oldu. Her ne kadar ülkemizde bu aralar Pensilvanya eyaleti farklı konularla anılıyor olsa da bu eyalette bir de Steelers gerçeği var.

84. sezonuna giren Steelers, AFC North’un zirvesi için favori gösterilirken gerisi için oldukça fazla soru işareti barındırmakta. 2010 Super Bowl’unda sitemizin favori takımlarından Green Bay Packers’a kaybettikten bu yana geçen beş senede üç defa wild-card’dan playoff’lara girebilen Steelers, bu karşılaşmalardan sadece geçen sene Bengals’a karşı oynadığı maçı kazanarak aslında başarılarla dolu geçmişini mumla aratıyor. 34. yaş gününü kutlayan Big Ben’in takımı, Super Bowl LI adayı altı takım arasında gösteriliyor ama kağıt üzerindeki işler her zaman sahaya yansımıyor.

Offense Sells Tickets (Hücum Bilet Sattırır)

Pittsburgh Steelers, şu an itibariyle bu tanıma tam olarak uyuyor. Yine kağıt üzerinde düşünürsek, ligin en etkili hücumları arasında ilk üçte yer almaması imkansız.

Her ne kadar yazarımız Hilmi Çeltikçioğlu bunu onaylamayacak olsa da takımın dümenindeki “Big Ben” Roethlisberger, sakatlanmadığı sürece ligde maçın kaderi değiştirebilecek en iyi quarterback’lerden. Bu ara moda olan öndeki O-Line’a göre QB ve RB değerlendirmeleri olurken, Super Bowl XLII’nin kazanıldığı 2008 sezonunda Steelers’ın O-Line ünitesi, ligin en kötü beş O-Line’ı arasında gösteriliyordu demem bile yeterli aslında.

Kariyer başarılarını saymakla bitiremeyeceğimiz ve her sene draft’a girecek genç quarterback’ler için “Bu adam, yeni Big Ben olabilir” şeklinde yakıştırmalar yapılacak kadar özel bir oyuncu olan Roethlisberger’in başka bir uzun listesi de ne yazık ki bugüne kadar yaşadığı sakatlıkların listesi. Big Ben’in, şimdiye kadar sekiz farklı yerinden sakatlandığı düşünüldüğünde Steelers’ın bu sezonki başarısının en büyük anahtarı da sağlam kalabilmesi oluyor bu şekilde. Big Ben, aslında Tony Romo gibi kırılgan olmasa bile, kütlesinin fazlalığı ve kapanma alışkanlığının olmaması sakatlıklar konusunda bu kadar kötü tecrübe yaşamasına yol açmıştı.

Roethlisberger’ın sakatlığı sebebiyle bir bölümünü kenarda geçirdiği geçtiğimiz sezonda takımın yedek oyun kurucusu Landry Jones, “Eh işte” performans sergilese de hedeflerin böylesine yüksek olduğu bir takımda olmayacağı aşikâr. Bu nedenle kadroya eklenen Zach Mettenberger’in first-team offense ile neler yapabileceği benim için merak konusu.

Öte yandan, O-Line, isim isim bakıldığında yine başarılı isimlerden oluşsa da özellikle yedekler konusunda sorun yaşayabiliyor. Ortalama altı yıllık NFL tecrübesiyle özellikle kritik anlarda seviye atlayabilen bu ünite, good-to-go tadında.

Arka alan koşucularına gelince; ligin belki de en çok yard alması beklenen oyuncusu Le’Veon Bell… Geçen sene ilk dört maç için ceza alırken bu sene de aldığı ceza sebebiyle ligin ilk üç maçını kaçırmayı başardı (!). Bizlerin AFWB’den ayrı bir sevdiği DeAngelo Williams ise geçen sene Bell’in cezasında ve sonrasında yaşadığı sakatlıkta görevi beklenmeyen şekilde iyi kotardı diyebiliriz. İki ağır isimden sonra gelen Toussaint ise, garbage time dışında görev almazsa sorun yok. Takımın birde Roosevelt Nix diye bir fullback’i var ama bu oyuncunun ne bileni var ne de göreni.

Ve gelelim takımın en hareketli pozisyonunda görev alan, wide receiver dediğimiz bu hızlı çocuklara. Takımın sokaklardan alıp büyütmeye çalıştığı haylaz çocuk Martavis Bryant, lig kurallarına uymadığı için (?) tüm sezon cezalı. Geçen sezon ilk dört maç ceza alıp rehabilite merkezlerinde fiziksel ve mental idman yapan Bryant’a, Steelers’a döndüğünde tüm takım kendisine destek vermişti. Gerçekten bu sene ilgili payback yapmasını beklerken nedeni açıklanmayan (tabiiki drug using olduşu aşikar) bir nedenle tüm sezon boyunca televizyon başında. Bakalım buradan dönüş sağlayabilecek mi kendi adına göreceğiz. Dönersek sarı siyahlara ligin yine en iyilerinden Antonio Brown “AB” fantazi liglerinde ilk sıralardan gittiğine göre bu senede beklentiler yüksek. Bryant’ın cezası sonrası gözler Wheaton’da olacak. Sonrasında benim sevdiklerimden; Heyward-Bay ve ilk senesinde idare eder görünen Coates ile Rogers ile beş kişilik bir receiver havuzu bulunuyor. Tabi topu atan Big Ben olunca hayat biraz daha güzel oluyor ve ön plana çıkmanız kolaylaşıyor. TE pozisyonunda ise kariyerinin tamamını Pittsburgh’ta geçrien ve geçen sezon emekli olan Heath Miller, yıllar sonra yerini geçen sene çaylak sezonunu geçiren Jesse James’ e bıraktı, neler yapacak göreceğiz hep beraber. Offseason’da takıma imza atan ama sakatlık yaşayan Ladarius Green geri dönene kadar James’ten çok bir beklenti bulunmamakta. Ladarius Green için ise yıllarca Chargers’ta Antonio Gates’in gölgesine maruz kaldığı sonra patlama yapmasını bekleyenler az değil.

(Bu arada hızlılar demişken takım yaz antrenmanlarında Antonio Brown, Coates, Wheaton, Rogers, ve linebacker Shazier arasında 40 yard dash yarışması düzenledi. Kim kazandı dersiniz, dört receiver’ın hepsinden iyi derece yapan LB Ryan Shazier!)

Defense Win Championships (Savunma Şampiyonluk Kazandırır)

Keşke defans içinde bu tanıma uyuyor diyebilseydik ve o gerçekten Super Bowl için şimdiden rezervasyon yaptırabilseydik. Bu durumda iyiden iyiye AFC’nin Saints’i yakıştırması yapılıyor haklı olarak. Defans bazı zamanlarda neresinden tutsan elde kalacak kadar kötü görülebiliyor. Bu seneki draft’ta ilk beş seçimin dördünü defansa yapmamızın en büyük nedenide bu (Geçen sene de ilk turlar yine defansa gitti). 53 kişilik dar kadroda tam 10 adet LB olması bile kafadaki soruların bir göstergesi. Çaylaklar arasında DT Javon Hargrave starter olmayı başaran tek isim tüm takımda (Bir ihtimal Sean Davis’te alabilir formayı ama net değil). Heyward-Hargrave-Tuitt ön üçlüsü güzel bir kimya yakalamış gibi göründü offseason’da. Sanırım defansın en güçlü kısmı özellikle koşu savunmasında bu bölüm olacak gibi görünüyor.

James Harrison bakalım bu sene defansın neresinden katkı verecek, malum kendisi 38’lik bir delikanlı. Yedilinin kalan kısmında ihtiyar Lawrence Timmons, hızlı Ryan Shazier ve geçen seneki en takımın en iyi çaylağı ve Polamalu sonrası boşluğu kapatabileceği hesaplanan Bud Dupree dönene kadar Arthur Moats ile başlanacak gibi görünüyor. Arka dörtlü de ise güvenilir denilebilecek tek adam William Gay. Tabii bir Sherman değil. Bu seneki draft’lar Artie Burns ve Sean Davis umarım bir şeyler gösterir de Mike Mitchell illetinden kurtuluruz. 10 kişilik kadroda ideal bir dört kişi çıkaramamak gerçekten acı veriyor. Saha içi ve dışında çok iyi arkadaş olan bir gruplar gerçekten ama üst düzeyde yeterli olmuyor kolej havasını yakalamak.

Özel takımlar için fazla bir şey söylenebilir mi? Hayır. Akarı kokarı yok, iyiyiz kendileriyle. Geçen sene 2400 return yard ile ligin en iyisi olup maksimum 60 yard gidip bir adet TD bulamamak da başarı mesela. Draft’ta yedinci sıradan seçilen Demarcus Ayers için iddialı sözler bulunuyordu fakat 53’e giremeyince başka bahara demek zorundayız.

Sonuçlandırma kısmına gelirsek sezon tahmini genellikle 13-3 civarlarında. Tabi he rşey beklendiği gibi giderse gerçekleşebilecek bu sonuçla ilgili kaygıları detaylıca anlattık. Kısacası, özellikle cezalar ve sakatlıklar nedeniyle ilerleyen zamanlarda formu artmasını beklediğimiz bir takım var bu sene. Skill position’larda daha fazla kayıp yaşanmazsa ve defans özellikle pas korumasında başarı sağlayabilirse güzel bir sene bizi bekler bizde rahat rahat Terrible Towel’ları sallarız…