Oakland Raiders yazısı yazmak pek sıradan bir iş değil. Geçmişi ve oturaklı bir kültüre sahip oluşu yazara birçok materyal sunması, yazıya bu motiflerden serpiştirip geçmişten günümüze göndermelerle köprüler kurma ve ortaya güzel bir kurgu sunma hevesini depreştiriyor. İzlerken David Amerson’ın ve Michael Crabtree’nin zincir kolyeleri gözüne her takıldığında Raiders’ın Los Angeles’tayken NWA’nın ABD’ye damgasını vurduğu yıllarda onları sahiplendiği geçmişi anımsıyorsun yahut Black Hole tribününde hayatı Halloween tadında yaşayan kitlenin bu folkloru benimsemesinde Raiders’ın, onları NFL’in “Cradle of Filth”i olmakla özdeşleştiren sertlik yanlısı oyun tarzının yattığını biliyorsunuz.
70’lerde kıyasıya çekiştikleri Steelers’ın o dönemde oynamış efsane oyuncularından Jack Lambert’ın kaç dişinin dökülmesinden sorumlu olduklarını merak ediyorsunuz. Şayet sorumluysalar bunların kaçının faili mesela Jack Tatum’dur bilmek istiyorsunuz. The Assassin Banner’ının hemen Black Hole banner’ının yanı başında bulunması basit bir rastlantıdan öte. Nitekim Raiders da bir takımdan daha fazlası. Gönül isterdi bu bağdaştırmayı yazının kendisine yaydırmış olabileyim fakat bu seferlik hem bu uğurda yazının uzamaması, hem de yazının amacından sapmaması adına o tarz bir kurguyu nasipse başka bir Raiders yazısına saklamak istiyorum.
Bu sezon Raiders ligde en çok sayı atan üçüncü takım. 10-2’lik dereceyle AFC’nin zirvesini Patriots’la paylaşmalarına karşın son haftaya kadar maç başına rakiplerine attıkları fark bir field goal’ün ederinden daha azdı. Hücumda beklendiği üzere birçok kategoride ligin ilk 10’unda yer almaktalar. Pas yardında dördüncü, koşuda yedinci ve toplamda beşinci sıradalar. Fakat oyun başına savunma istatistikleri, elde ettiklerinden daha kötü. Deneme başına 7.1 pas yardı vererek ikinciliği ve 4.9 koşu yardıyla birinciliği paylaşıyorlar ve toplam ortalamada 6.2 yardla ligin zirvesindeler. Ligde Khalil Mack’in varlığına rağmen en az sack yapanlardanlar ve en çok ceza yardına çarptırılan takımı oldukları gerçeği de bir kenara konduğunda galibiyet derecesinin 2-9 olması, 9-2 olmasından daha olası gözükse de bunun tam tersi olmasının iki sebebi var.
İlk sebep Raiders’ın rakiblerini 21 top kaybına zorlarken yalnızca dokuz kez top kaybı yapması. Bunlardan birinin Carr’ın serçe parmağı sakatlığı yüzünden yaptığı fumble olduğunu hatırlatmak gerek. Diğeriyse takımın hiç baskı emaresi göstermeyen karakteri. Bu ikisine bonus olarak Jack Del Rio’nun çok kritik yerlerde isabet gösteren riskli kararları.
Takımın başarısı Reggie McKenzie’nin yaptığı bir dizi isabetli draft seçimi ve pazar takviyesiyle gerçekleşti. McKenzie en büyük yatırımı O-Line’a yapmış durumda. Dokuz kişilik ünitenin aldığı toplam ücret 36 milyon dolar ve buraya oyuncu başına dört milyon dolardan fazla yatırım yapmış ligdeki tek takım konumundalar. Üniteyi aktif oyuncuların cap durumuna sınırlandırdığımızda diğer hiçbir takımın ortalaması üç milyon doları bulmamakta. İlk beşin ortalaması beş milyon doların üstündeki tek takım ayrıca. Üçüncü tur seçimi sağ guard Gabe Jackson hariç tüm ilk beşteki tüm isimler free agent piyasasından yapılan takviyeler. Bunun haricinde secondary’e en çok masraf yapan ligdeki dördüncü takım konumundalar.
İronik biçimde takımın hücumda ve savunmada MVP’leri olarak lanse edilebilecek Derek Carr ve Khalil Mack’in oynadığı mevkiler, Raiders’ın ligde en az harcama yaptığı mevkiler. Quarterback sıralamasında 31, defensive end sıralamasında 29. sıradalar. Amari Cooper ve Michael Crabtree’nin toplamı kadar TD yapan Latavius Murray’nin başını çektiği RB ünitesinde de 25. sıradalar. Bu arada Cooper ve Crabtree, draft’ta ilk 10’dan seçilmiş olup da birlikte oynayan tek WR ikilisi. WR harcamasında da 10. sıradalar. RB pozisyonunda da en az üç oyuncunun 300 yarddan fazla koşmuş ligdeki tek takım Raiders.
Derek Carr’ın genel QB reytingi 100’ün hemen üzerinde. Fakat son çeyrekte QBR’ı 120’yi aşıyor ve kendisinden başka bu baremi görebilen QB yok. Matthew Stafford’un ardından en çok son geri çeyrek dönüşü ve game winning drive yapan QB kendisi. Diğer yandan Raiders rakip QB’leri 90’ın hemen altında tutmuş durumda. İlk altı haftanın dördünde rakip QB’ler 100 reyting üstünü görmüş olsalar da son altı hafta hiçbirine 90 QB reyting yüzü göstermediler. Ne var ki bu QB’lerin hiçbirinin 12. hafta itibariyle genel ortalaması bu sayının üzerinde de değildi.
Carr’ın gözüme çarpan en büyük defekti (geçici sakatlığını saymazsak) takımın mola haklarını, gecikme cezası yememek için yer yer kullanmak zorunda kalması. Nasıl ki son çeyrek QBR’ı playoff sürecinde kendisine umut beslemek adına önemli bir göstergeyse, kritik anlarda (süreyi durdurmak için) takımın ihtiyacını duyacağı mola haklarını öncesinde yersiz harcaması sebebiyle kullanamayabilecekleri senaryosu da endişe beselemek adına ciddi bir gerekçe. Buna sebep olan etmenlerden birinin Carr’ın rakibi her maç bir, iki kez neutral zone infraction hatasına zorlayan snap sayımında şaşırtmaya sıklıkla başvurması olduğu düşüncesindeyim. Bunun yanında baskı altında interception yapmaya meyilli olduğunu gözlemledim gelgelelim Raiders O-Line’ı onu baskı altına kolay kolay sokmayacak kadar kaliteli bir ekip zira Carr’ın maç başına yediği sack sayısı sadece bir. Yatırımın hakkını kesinlikle veriyorlar bu konuda koşuculara sağladıkları alanlarla birlikte. Cris Collinsworth, Texas maçı boyunca Donald Penn ve Keleci Osemele’yi öve öve bitiremedi.
Carr, ligde 20+ ve 40+ yardlık isabetli paslarda lig yedinciliğini paylaşsa da şu ana kadar first down elde etme oranı yüzde 35’in altında. Bu oranın altında olup da kendisi gibi 100+ QBR’a sahip başka as QB yok ligde. Son haftaya kadar ligde isabetli pasları first down’a çevirme oranında 0.516 ile en çok isabetli pas atmış 20 takım içinde 19. sıradaydı. Hal böyle olunca punter Marquette King’in performansı ayrı bir önem kazanıyor. King bu sezon 48.2 punt ortalamasıyla üçüncü sırada ve ligde tüm maçlarda 50+ yard punt atabilmiş tek oyuncu. Draft’ta seçilmemiş olmasına rağmen ligin en pahalı punter’ı kendisi.
Özetlersek savunma istatistikleri playoff kalibresinde bir takıma yakışmıyor fakat Khalil Mack gibi son iki maçında rakipleri pick six ve interception’a zorlamakla yetinmeyip iki maçta da strip sack artı fumble recovery yapmalarıyla bu zaaflarını şimdiye dek yeterince telafi edebilmiş durumdalar. Pek telafi edemedikleri, yani rakibi bir veya daha az top kaybına zorladıkları beş maçın ikisini kaybederken, ikisini yalnızca bir sayı farkla kazanabildiler ve ötekisi de uzatmaya gitti. İlerleyen dönemde Raiders’ın kaderi evvela Carr’ın, sonra da rakip oyuncuların ellerine bakıyor olacak…