NFL’i ve diğer Amerikan sporlarını takip eden herkes, ter içinde kenarı gelen oyuncuların içtiği, hatta şampiyonluk sonrası birkaç oyuncunun, ağzına kadar dolu içecek kovasını koçların başından aşağı boca ettiği Gatorade isimli bu içeceğe dikkat etmiştir. Peki uzun yıllardır sporcuların en büyük yardımcısı olan bu içeceği bu denli önemli yapan özellik ne? Bu soruyu cevaplamak için tam 53 yıl geriye, Amerika’nın en önemli okullarından biri olan Florida Üniversitesi’ne gitmemiz gerekiyor.

Üst seviyede rekabet eden oyuncular, maçlarda ve antrenmanlarda insanüstü efor harcadıkları için hidrasyon olayı bu tarz sporcular için fazlasıyla önem teşkil ediyor ancak Amerika’nın en sıcak eyaletinde bulunan bir futbol takımıysanız bu durum gerçekten çok can sıkıcı bir hal alıyor. Florida Gators’ın o dönemki asistan koçu ve aynı zamanda hastanenin güvenlik görevlisi olan Dewayne Douglas, hastanede Doktor Cade ile yaptığı muhabbetlerin birinde, antrenmanda dehidre olan ve bu nedenle kramp sıkıntısı yaşayan 20 küsur oyuncunun revire gittiğinden bahseder ve bu Gatorade’in mucidi Robert Cade için her şeyin başladığı an olur. Bu konuya bir çözüm bulmak isteyen Doktor Cade, oyuncuların fiziksel aktivite boyunca dehidre olmasını engelleyecek bir içecek yapmaya karar verir. Robert Cade ve ekibi, oyunculardan alınan sonuçlarla birlikte terleme yoluyla kaybedilen elektrolitleri listeler ve bu elektrolitleri içeren bir içecek yapma konusunda önemli bir yol kat eder. Gators koçları bu içeceğin testinin A takım üzerinde yapılmasına izin vermez ve her Cuma yapılan Toilet Bowl isimli B takımının ve freshman’ların karşı karşıya geldiği maçta 10 freshman bu içeceği içerek, ilk testi yapar. İlginç bir şekilde freshman’lar etkili bir oyun ile bu maçı kazanır ve bu durum koçları fazlasıyla etkiler.

Vücut tarafından, suya oranla 12 kat daha hızlı emilen bu mucize içecek (en azından o döneme göre) artık koçların fazlasıyla ilgisini çekmiştir. Yüksek maliyete rağmen koçların talebiyle birlikte bu içeceklerden daha çok üreten Robert Cade’in önündeki problem ise içeceğin tadının neredeyse içilemeyecek kadar kötü olmasıdır. Akşam eve gittiklerinde bu konu hakkında fikir yürütmeye başlayan Robert Cade ve ekibi bu içeceği limon suyu ile karıştırmaya karar verir ve bir kova dolusu limonun suyunu sıkarak içecekle karıştırırlar. Bu yeni karışım, tat sorununu ortadan kaldırır ve karton süt kutusunun içine koyulan içecek çok geçmeden saha kenarındaki yerini alır. Bu yeni içeceğin isminin ne olacağı konusunda ise en güzel öneri Robert Cade’in ekibinden gelir. Limonata (lemon-ade) gibi kıvamı ve tadı olduğu ve Gators takımına yardım etmek amacıyla üretildiği için bu içeceğin ismi Gatorade olur.

1965 sezonunu 7-4 tamamlayan Florida Gators için işler 1966 yılında çok daha iyi olacaktır. 1966 sezonunun tamamında Gatorade’den faydalanan takım sezona fırtına gibi girer ve 7-0 durumuna gelir. Amerika’nın en ünlü dergilerinden biri olan Sports Illustrated onlardan ülkedeki yenilgisiz takımların en kötüsü olarak bahseder çünkü bu takım her şeye rağmen son çeyreklerdeki performansıyla bir şekilde kazanmayı başarıyordur. Sezonun en kritik maçlarından biri olan Georgia maçı öncesi Gators takımına ait Gatorade şişeleri kaybolmuştur (Çoğu kişiye göre Georgia tarafından çalındığı düşünülüyor). Florida Gators, tarihindeki ilk SEC konferansı zaferi için çıktığı ve Gatorade’den yoksun olduğu bu maçı 27-10 kaybeder ve devamında da sezonu 8-2 derecesiyle kapatır. Bu sezon performansıyla birlikte Orange Bowl maçında oynamaya hak kazanan Gators, bu maçta rakibi Georgia Tech’i özellikle son çeyrekte gösterdikleri iyi performansla yenerek tarihlerindeki ilk büyük Bowl maçını kazanmayı başarır. Georgia Tech koçu Bobby Dodd maç sonrasında, kaybetme nedenleri hakkında gelen soruya: “Onların Gatorade’i vardı, bizim yoktu. Farkı yaratan bu oldu.” cevabını vererek Gatorade’in yarattığı farkı açıkça belirtmiştir.

Gatorade ve NFL

Florida Gators’ın test edip onayladığı bu formülün tabir-i caizse ekmeğini yiyen ilk NFL takımı ise Kansas City Chiefs olur. Chiefs’in bulunduğu Missouri eyaleti güneşinin de oyuncular için çok zorlayıcı olması nedeniyle, Gators koçu bu içeceği Chiefs’e önerir. Bu öneriyi dikkate alan ve tüm sezon boyunca Gatorade kullanan Chiefs, 1969 yılında oynanan Super Bowl’u mutlak favori Vikings’e karşı kazanmayı başarır. Bu başarının ardından Gatorade kullanan takım sayısı artmaya başlar ve 1983 yılında Gatorade NFL’in resmi spor içeceği olur. O tarihten beri bu ortaklık devam etmektedir.

“The Gatorade Dunk” Geleneği

Gatorade denince akla gelen ilk olaylardan biri de “The Gatorade Dunk” denilen, şampiyonlukların veya büyük galibiyetlerin ardından oyuncuların içi dolu Gatorade kovasını kaldırıp koçların başından aşağıya gizlice dökmesi eylemidir. Amerikan sporlarının en büyük geleneklerinden biri haline gelmiş bu geleneğin başlangıcı ise 28 Ekim 1984 tarihindeki NY Giants – Washington Redskins maçıdır. Giants’ın 37-13 kazandığı bu maçın ardından Giants oyuncuları Jim Burt ve Harry Carson, Gatorade kovasını alıp koç Bill Parcells’in üstüne boşaltmıştır. Bu eylemin popülerliği ise Giants’ın 1987 yılında, toplamda 17 galibiyet alıp Super Bowl’u kazanmasının ardından artmış ve gelenek haline gelmeye başlamıştır. Yıllardır birçok maçta yapılan bu gelenekten en son nasibini alan isim ise hepimizin hatırladığı gibi Philadelphia Eagles koçu Doug Pederson olmuştu.

NFL Oyuncularının Düşünceleri

Fiziksel performanslarıyla öne çıkan Cam Newton ve J.J. Watt gibi isimler Gatorade’in önemini çoğu kez vurgulamıştır (Gatorade’in bu oyunculara sponsor olduğunu da unutmamak lazım). Houston’ın sıcak antrenman kamplarının her birinde toplam 5.5-7 litre arası Gatorade tükettiğini söyleyen Watt, bunun en üst seviyede antrenman yapması için çok önemli olduğundan bahsetmiştir. Çoğu oyuncu böyle dese de eminim çoğumuz sağlıklı yaşam konusunda ilk akla gelen isim Tom Brady’nin de Gatorade hakkındaki yorumunu merak ediyoruzdur. Brady maç sırasında her ne kadar Gatorade logolu bir bardakta içecek içerken görünse de aslında o içeceğin Patriots kenar yönetimi tarafından ona özel olarak hazırlandığını belirtmiştir. “Bu limonlu içecek içinde fazlaca elektrolit içeriyor ve tamamen şekersiz. Nasıl yapıldığını bilmiyorum, ekibimiz benim için özel olarak hazırlıyor” açıklamasını yapan Brady aynı zamanda; domates, un, zeytinyağı, mantar, patlıcan, kafein ve süt ürünlerini de tüketmediği için içinde şeker bulunan Gatorade’i tüketmemesi gayet normal olarak görülebilir. Brady’nin içtiği ve tamamen şekersiz olan elektrolitli içeceği denemek isteyenler olursa, onun bu ürünleri kendi sitesinden sattığını hatırlatıyor ve devam ediyorum… NFL ile yaptığı yeni anlaşmayla birlikte 2011 yılından itibaren soyunma odalarına da giren Gatorade markası, Gatorade Fuel Bar adındaki oyuncuların tüm besin ihtiyaçlarını karşılayan bir yiyecek ile sporcu performansına katkı sağlamaya devam ediyor. Bu bar sayesinde oyuncular NFL’in yasakladığı tüm performans arttırıcı maddelerin alımı riskinden kaçınarak, kısa sürede vücudun besin ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Takımların maç sırasında içeceği Gatorade’in aroması ve rengi de tamamen oyuncuların isteklerine göre belirleniyor hatta Las Vegas’ta kazanan koçun kafasına dökülecek Gatorade’in renk bahisleri bile mevcut…

32 NFL takımının bir senede 7.4 milyon bardak kullanarak 464,000 galon tükettiği bu içeceğin spor dünyasındaki yeri ve önemi tartışılmaz… En önemli atletlere sponsor olan ve bulunduğu marketin yüzde 80’ini elinde bulunduran Gatorade, 1973 yılından beri Florida Üniversitesi’ne 200 milyon dolar para kazandırdı ve daha fazlasını da kazandırmaya devam ediyor. Pepsi’nin 2001 yılında 13 milyar dolara aldığı Gatorade, şu an seneden üç milyar dolardan fazla para getiriyor ve sponsorluk anlaşmasıyla birlikte NFL’e senede yaklaşık 100 milyon dolar gelir sağlıyor. 2007 yılında böbrek yetmezliği sebebiyle vefat eden Robert Cade’in geliştirdiği bu içeceğin spor tarihinde büyük bir yeri olduğu gerçeği yadsınamaz. Şu an izlediğimiz üst seviye performansların ve uzun yıllardır süregelen bir geleneğin mimarlarından olan bu içeceğin oyunu değiştirdiği ise kesin…