Pişpirik oynarken ilk kâğıdı atacak kişi söyler bunu genelde “ilk elin günahı olmaz” diye. Pişpirik mi ne? Pişti işte canım. Hani şu yerdeki destenin en üstündeki kâğıdın aynısını atarak en fazla puanı toplamaya çalıştığınız basit oyun. İşte o hemen herkesin bildiği oyunun ilk kâğıdını atacak adam daha henüz hiçbir kâğıt çıkmadığı için tamamen şansına atar ilk kartı. Karşı taraf desteyi toplarsa işler daha da kötüleşerek pişti verme ihtimaliyle yaradana sığınıp körleme atılır ikinci kart. İşte NFL’inde tamamen böyle olmasa da takımların yeni sezonda rakipleri hakkında en az şeyi bildikleri, tamamen kendi tahmin ettikleri rakip oyunlarına istinaden kurguladıkları oyun planlarına göre çıktıkları maç haftalarındayız. Nihayet uzun geçen bir durgunluk dönemi sonunda NFL 2019 sezonu başladı. San Fransisco 49ers için de 2013 yılından bu yana yaşanılan hayal kırıklıklarıyla dolu her senenin ardından bir başka umut dolu sezonu Tampa Bay Buccaneers maçı ile açtık.

Öncelikle gelecek için öyle aman aman umut vadetmese de sezona deplasmanda galibiyetle başlamak güzel bir duygu. Takım da böyle bir galibiyete fazlasıyla susamış ki maç bitiminde oyuncu ve teknik heyet Kadıköy’de beraberlik almayı başarmış ezeli rakipler kadar mutlu göründüler. Ama? Aması çok olan bir galibiyet oldu bu 49ers için. Kısaca hücum her haliyle bocalarken savunma maçı alıp götürdü diyerek biraz daha detaya girelim.

Garoppolo’yla başlayacak olursak. Daha henüz sakatlıktan dönememiş. Maç boyunca hiç de 20 milyonluk QB gibi oynamadı (Altı, yedi maçla alınan büyük kontrat böyle sürekli karşısına çıkıyor adamın). 27 pasta 18 isabet, 166 yard, bir TD ve bir INT’lık performans Garoppolo’dan beklenenden ziyade tam bir Marcus Mariota performansı. İkinci çeyreğin başında attığı ve pick-six olan top kaybı da cabası. Umarım zamanla kendinden beklenen o “Elitin bir tık altı da olsa heyecan yaratan QB” performansını sergilemeye başlar.

Garoppolo’yu biraz gömsek de onu korumak ve hem ona hem de running back’lere koridor açmakla mükellef O-Line hattının da bu tatmin etmeyen performansta payı büyük. Hem Bucs savunmasıyla baş edemediler, hem running back’lere yeterince koridor açamadılar, hem de en kritik anlarda saçma sapan penaltılara yol açtılar. İkisi Kittle’ın büyük çabalarıyla elde ettiği olmak üzere toplam üç penaltı heba oldu. Bunlardan en komiği geçen yılın birinci tur seçimi Mike McGlinchey’in hattın gerisinde olmasından çalınan illegal formation idi.

Running back ve receiver’lara gelecek olursak… 31 sayılık bir galibiyette bu iki pozisyonun, hatta TE’i de eklersek bu üç pozisyonun katkısı sadece bir TD (Richie James Jr) ve bir ‘two point conversion’ (Samuel Deboo) olmak üzere toplam sekiz. Running back’ler için de durum çok iç açıcı görünmedi. İki yıldır daha bir snap bile alamadan sakatlıktan yatan McKinnon’dan sonra maça başlayan yeni transfer Tevin Coleman’ın da ayak bileğinden sakatlanıp maçı bırakmasının ardından koşu oyunu resmen kitlendi. Breida bocalayınca Raheem Mostert dokuz denemede 40 yard ile, büyük patlama yapmasa da çoğunlukla ihtiyaç duyulan fist down’ları almayı başardı. Nedense “running back’leri coşturur” şeklinde gereksiz bir ünü sahiplenmiş Kyle Shanahan’ın cidden elimizde kalan sıradan denebilecek RB’lerle ününün hakkını vermesine ihtiyacımız var. Tabi bunun yolu çoğunlukla O-Line’dan geçiyor.

Hayır, maalesef receiver’lara bakınca da insanın içi miçi açılmıyor. Sezon öncesi hazırlık dönemi ve maçların ardından Shanahan’ın yeterince kendini vermemekle suçladığı Dante Pettis’in hemen hiç oyuna girmediği maçta snap’lerin çoğunda sahada Çaylak Deboo Samuel ve üçüncü yılını oynayan Kendrick Bourne vardı. Deboo Samuel’in maça yaptığı bir fumble dışında etkisi olmazken Bourne ise dokuz yardlık bir pas yakalama dışında pek ortalıkta görünmedi. 49ers adına maçtaki tek big play, Jalen Hurd ve Trent Taylor’un yokluğunda kadroda kendine yer bulmayı başaran 2018 yılı yedinci tur seçimi Richie James Jr’ın 39 yardlık touchdown’ıyla geldi. Garibim Kittle ise, hem rakiple hem de kendi O-Line’ı ile boğuştu. 10’da sekiz ile Garoppolo’nun yine en favori pas odağı olan Kittle’ın yara yara aldığı iki touchdown, biri Mike McGlinchey’in hattın (line of scrimmage) gerisinde kalması (illegal formation) olmak üzere alınan iki penaltı ile badem oldu.

Eeeh yetti be, 31-17 maç kazandık içimizi kararttın, daha ilk maçtan yıldık arkadaş diyenler için; Haydi iyisiniz bakayım köftehorlar sizi, müjdemi isterim. Takımın eskiye göre epey güçlü savunması var. Sezon başı takıma katılan defensive end’ler Dee Ford ve Nick Bosa ile takımın Pro Bowl defensive tackle’ı DeForest Buckner cillop gibi bir üçlü olmuşlar. Yenilerden yıldız çaylak Bosa üç tackle, bir sack, bir QB hit ve bir top kaybına zorlama ile oynarken Ford, bir tackle, bir sack ve bir forced fumble’lık performans sergiledi. İşin iyisi, bu üçlü Winston’a da epey baskı kurdu ki -gerçi Winston için çok sürpriz olmasa da- ikisi pick-six ile sonuçlanan üç interception’a yol açtılar.

Linebacker ve secondary pozisyonları skordaki farkın gerçek sebepleri oldu. Kwon Alexander’in gereksiz yere atılmasından sonra (gereksizliği James Winston’a zaten yere düşüyorken kafa kafaya girişiydi, yoksa ceza normal) zorlanacağını düşündüğüm Fred Warner birini kazandığımız iki fumble’a zorlama ile oynarken Mark Nzeocha bu yılki ilk interception’ı yapan oyuncu oldu. Secondary’de ise maçın başında iki penaltıya sebep olsa da Richard Sherman iyi oyununu bir pick-six ile süslerken asıl galibiyeti perçinleyen pick-six Ahkello Witherspoon’dan geldi. Kısaca NFL Fantasy’de 27 puan getirerek güvenimi boş çıkarmayan 49ers defansı maçta görevini fazlasıyla yapan birimdi. Maçta görevini layığıyla yapan bir diğer kişi de kicker Robbie Gould’du. Kariyer rekorunu kıracağı 57 yardlık vuruşu alt direkte patlayıp saha içi yerine redzone’a düşse maçı dörtte dört ile tamamlayacak olan Gould yeni imzaladığı yıllık 4.75 milyon dolarlık kontratın hakkını verenlerdendi.

Seyrettiğim bir diğer maçta hem Kansas City Chiefs hem de geçen yılki sansasyonel oyun kurucusu Mahomes geçen yıl kaldıkları yerden devam ederek Jacksonville Jaguars’ı deplasmanda 40-26 yenmeyi başardı. Her ne kadar Jaguars büyük umutlarla takıma kattığı Nick Foles’ı köprücük kemiğini kırdığı için daha ilk çeyrekte dışarı almak zorunda kalsa da altıncı tur 178. sıra seçimi çaylak Gardner Minshew, üç çeyrekte 22/25 deneme, 275 yard, iki TD ve bir INT ile hiç de Foles’u aratmayan bir performans ortaya koydu. Öyle ki, evdeki büyük ekran televizyon oğlu tarafından zapt edilmiş ve maçı Japon askeri boyutundaki telefon ekranından izleyen bu satırların yazarı, artık maçı neresiyle izlediyse, Foles’un yokluğunu ancak dördüncü çeyrekte fark edebildi.

Kansas City’de Mahomes’un rahatlığı inanılmaz. Saha içi ve kenarda otururken sanki sayfiye yerindeymiş gibi. Hatta o derece rahat ki redzone’daki bom boş adama bile hiç gerek yokken fantezi yapıp “no look” pas atmaya çalışıp ıskalayabiliyor. Maçın başından sonuna kadar Foles olsa bile Chiefs kazanır havası vardı. Chiefs’de son anda takıma katılan Lesean McCoy Damien Williams ve Tyrek Hill’e büyük rahatlık ve paylaşım şansı tanımış. Ne zaman ihtiyaç olsa takır takır koştu. Sahanın yıldızı tartışmasız 198 yard ve üç TD ile 42.30 fantezi puanı getiren Sammy Watkins’di. Geçen yıl beni çok süründürdüğü için bu yıl hiçbir fantezi takımıma almadığım Watkins’i biraz da gözyaşları içinde seyrettim. Kelce’ye hiç iş düşmezken Jags’ın ayakta kalan isimleri tahmin edildiği gibi running back kadrosu değil WR’ları D.J. Chark ve Chris Conley oldu. Minshew bu maçtaki gibi devam ederse Jags Foles’un arkasından çok fazla ağlamaz.

İlk paragrafa dönecek olursak. NFLTR Podcast’in yaşını başını almış kişisi tarafından yıllardır dillendirilen “ilk üç, dört hafta sürprize açık” cümlesinin bir başka versiyonu olan ilk elin günahı olmaz haftasında, kendi taraftarından başka kimsenin izlemeye tahammül edemediği Titans’ın o sene bu sene denilen Browns’u Cleveland’da perişan ettiği, Keenum’un 380 yard üç TD’lık performansına rağmen Redskins’ın maçı kazanamadığı, taş kol diye, running back ya da wide receiver olsun diye dalga geçilen Lamar Jackson’un 324 yard ve beş TD pası ile Dolphins’in üzerinden geçtiği, Clowney transferi ile iyice hype’lanan Seahawks’ın Seattle’da küme düşer denen Bengals’ı (tabi ki düşme yok) zar zor yenebildiği, Chicago’nun sorununun kicker değil aslında Trubisky olduğunu yavaş yavaş anlamaya başladığı, Lions’un çaylak Kyler Murrey’e karşı son 11 dakikada 18 sayılık avantajı koruyamayıp beraberliğe razı olduğu ve Steelers’ın Boston’da sadece bir kez daha kazanamadığı değil bu sefer komik durumlara düştüğü bir açılış haftasında takımlar ve oyuncular birbirlerini tanıyana kadar bu tür sürprizleri görmeye devam edeceğiz. 49ers olarak galibiyetle açtığımız sezonu savunmadaki güzel oyunu hücuma da yansıtmayı ümit ederek ilk haftanın sıcak eli Andy Dalton (418 yard, iki TD) ve takımı Bengals deplasmanına giderek devam ettireceğiz. Umarım bu sefer hem Jimmy G’den hem de hücumdan daha iyi performans alırız…