Merhabalar değerli NFLTR.com okurları… Tüm dünyanın bir sene boyunca beklediği Super Bowl LVI’da gülen taraf Los Angeles Rams oldu. NFL’in diğer takımlarına kıyasla saha içinde ve ofiste farklı bir felsefe ve hamleleri olan bir takım olarak öne çıkan taraftı Rams. Bunun da meyvelerine bu maçla beraber toplamış oldular. Cincinnati Bengals’ın ise yazdığı peri masalının sonuna geldik. Bir şekilde beklenmeyen takımların bu noktalara geldikten sonra içinde olduğu sahneye ait olmadığı düşüncesinin akla gelmesi beklenir fakat Joe Burrow ve Zac Taylor, dendiği gibi “underdog” bir takım olmadıklarını kanıtladılar ve sahaya ve sahneye ait olduklarını gösterdiler. İki takım da kupayı kazanmayı sonuna kadar hak etti…

Karşılaşmaya iyi başlayan ekip Los Angeles Rams oldu. Rams ve Bengals’ın da iyi savunma göstererek başlaması maçın yakın gideceğinin sinyallerini vermişti. Yakın giden bu savunmalar varken maçta tahtayı Odell Beckham Jr. açtı. Sadece iki pas yakalamış olsa da onun sahadan ayrılmasıyla Rams hücumu sekteye uğradı. OBJ, büyük oynamaya gelmiş hissini vermişti aslında. Gerçekten çok talihsiz bir sakatlıkla sahayı terk etmek zorunda kaldı. Pozisyonu izler izlemez anlaşılan ACL yırtığını da ikinci defa yaşaması ayrı bir üzüntü. Fiziğinden çok yeteneği ön plana çıkması sakatlık dönüşünde ümitlendirse de bu maç Rams onu çok aradı. Cooper Kupp’ın ardından elde edeceği paslar ile bu maç MVP yarışında sözü geçebilirdi. Ancak MVP’nin sahibi onun yerine Kupp oldu. Maçın zora gittiği noktada hep onun ismini duyduk. Yakaladığı sekiz top ile 92 yard’ı 2 TD’la süsledi. Maçın en kritik serisinde kendi sahasında dördüncü hakta koşarak aldığı yeni hak ile çok ama çok önemli bir oyun gerçekleştirdi. Maçın zorda olduğu anda sorumluluğu alıp maç kazandıracak WR pek bulamazsınız. Zaten sezon boyunca nasıl bir sezon geçirdiğini anlatmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Tarihin en iyi wide receiver sezonlarından birini gerçekleştirerek bunun ivmesini playoff’a ve Super Bowl’a taşımayı başardı. Sonuna kadar hak edilen bir ödülü de evine götürdü.

Girişte wide receiver’lardan bahsettikten sonra bu oyunculara pasları dağıtan isimden de bahsetmemek olmaz. Detroit’in Lombardi kupasına en çok yaklaştığı bu anın kahramanı olarak Matthew Stafford attığı iki interception’a rağmen attığı üç TD pası ile galibiyetin mimarlarından oldu. Yaptığı iki büyük hatanın da aslında büyük ölçüde onun suçu olmadığı belirtilebilir. Maçı ortada idare ettirirken Rams savunması ona fırsatları hep verdi ve sonuncusunu da alıştığımız dördüncü çeyrek geri dönüşlerinden birini gerçekleştirdi. Son drive’da attığı “No-look pass” gibi şahane pasları da izleyenlere büyük keyif verdi ve bu platformda “choke” etmeyerek Super Bowl’u yüzüğünü elde ederken birçok futbolseveri memnun etmeyi başardı.

Bana göre maçın asıl kahramanı Rams savunmasıydı. Maçtan önceki yazımda da belirttiğim gibi Rams pass rush’ı Bengals’ın O-line’ını parçalayıp geçti. Joe Burrow yedi sack olurken her pasında cep çöktü ve baskı altında kaldı. Rams’te, Aaron Donald büyük oynarken Von Miller’ın da etkisiyle çok yıkıcı bir defans ön hattı izledik. Aaron Donald ortaya koyduğu iki sack ve üç QB hit sayılarını yansıtmamış olabilir çünkü maçın sonundan başına kadar durdurulamazdı ve tüm maç bir çözümün bulunamadığı gibi maçın son oyununda da kupayı Rams’e getirdi. Böyle son oyunlarla Rams birçok maç kazanarak geldi buraya. Pas savunmasında ise hatalar görmedik ama şahane olmadıklarını söyleyebiliriz. Zaten Rams ön hattından gelen baskıdan sonra buna çok da ihtiyaç duymadılar aksi takdirde çok sıkıcı bir maç izleyebilirdik…

Super Bowl LVI’ın gölgede kalan kahramanları ise kararları veren merciler oldu. Sean McVay zaten hepimizin bildiği gibi dahi bir koç ve 36 yaşında en genç yüzük kazanan koç oldu. Bunu daha erken de başarabilirdi fakat şimdi ortaya koydukları ve önünde uzun yıllar olduğunu düşünerek gelecekte elde edebileceği başarıların potansiyeli korkutucu bir seviyede. Maçı da gayet olgun ve dengeli yürüttü. Verim sağlamasa bile ilk haklarda tercih edilen koşu oyunları hem saha ağırlığını hem süre yönetimi adına çok yardımcı oldu. Eğer ilerleyen hakları değerlendirebiliyorsanız koşu yardı elde edilmese bile en ideal hücum şekli budur bence. Hem rakibi yoran hem sizi oyunun içine dahil eden etkili bir taktik. Cooper Kupp’ı da oyuna sokup verim alabileceği oyunlar maçı getiren noktalardan oldu. Takımın aklından bahsetmişken ofisi de tebrik etmek gerekiyor. İlk tur haklarını bir kenara atıp değeri yüksek oyunculara yapılan yatırımın ödülünü elde ettiler. Sezon içinde yapılan Von Miller ve OBJ hamlelerinin ne kadar çok şey değiştirdiğini gördük (Bunu yapmayanlar utansın!). Bu iki isimden alınan akıl almaz verimin başarı getirdiğini gördük. Sezon öncesi yapılan Stafford hamlesi az hakkı verilen kararlardan oldu. Goff belki onun kadar hata yapmayabilirdi ancak asla Stafford’un gerçekleştirdiği oyunları yapamazdı. O son drive’da redzone’da Goff’ta o TD yapacak duruş yok. Ofisin yaptığı bu tercih açık bir şekilde Lombardi’yi melekler şehrine getirdi.

Dilerseniz bu karşılaşmaya bir de Bengals tarafından bakalım. Tarihindeki galibiyetsiz üçüncü Super Bowl’unu yaşayan Kaplanlar maçı son drive’a kadar götürdü. Ancak buradaki oyun çağrısı pahalıya mal oldu. Üçüncü hakta pasa gitmek yerine koşarken, dördüncüde de pasa gittiler. Buna rağmen takımın sıkıntısı koç kararları değil, Bengals’ın O-line’ıydı. Ben dürüst olmak gerekişe Joe Burrow’un maçı tamamlayabildiğine şükrediyorum ki onu da neredeyse tamamlayamıyordu. Son iki senede galibi de O-line’lar belirlemiş oldu. İlk turdan Ja’Marr Chase’i seçmeleri sonuna kadar doğru bir seçim olduğunu görmemize rağmen iyi bir offensive line oluşturulmadıkça Penei Sewell lafları çıkacak. Çünkü bu medyanın tam olarak yaptığı şey. Koşu oyununda ise Joe Mixon yine yapabileceğinin en iyisini yaptı ve hatta pas TD’u da attı. Hatta son drive’da sahada olmaması da bir facia karar oldu. Koşu oyunun işlemesi adına da dışarıya doğru yapılacak koşu tercihleri daha verimli olabilirdi. Pas oyununda da özel tasarlanmış screen oyunlarını bol bol görmeyi beklerdim. Bengals’ın patlayıcı bir takım olduğunu biliyoruz ve bunu maçta da gördük ama fazla zorlaması Bengals’ın işine yaramadı. Burrow receiver’larını beklendiği gibi ideal kullandı ama dönüp dolaşıp yediği baskıdan dolayı pasları bile bir aceleyle çıkarması işleri bir hayli zora soktu.

Bengals’ın savunmasına gelecek olduğumuzda gerekeni gayet iyi yaptılar. Burada Kupp-Apple eşleşmesinde Kupp’ın dengi olmadığından bir kaybetme gördük. Seviye farkından dolayı bir şey yok artık. Ön taraftaki etkili oyun maçı geldi-gitti anlamında bol heyecana getirdi. Trey Hendrickson benim bayıldığım, sezonun defansta off-season’ın en iyilerinden biri olarak nitelendirdiğim bir oyuncu. Yine yapabildiğini yapamayan bir takım vardı. Güç ve kalite olarak ağır basan takım kazandı. İzlemesi keyifli bir maç oldu bana kalırsa ve çok güzel bir hikâye bıraktılar. Bir futbolsever olarak da Cincinnati Bengals’a teşekkür ediyorum…

Deli dolu bir şekilde seneyi kapatıyoruz artık. Bizleri okuduğunuz için size de teşekkürler, seneye aynı şekilde görüşmek üzere…