Trevor Lawrence ile ikinci sezonunda playoff heyecanı yaşayan Jacksonville Jaguars, evinde son yılların ve geleceğin heyecan verici oyun kurucularından biri olan Justin Herbert’li Los Angeles Chargers’ı evinde ağırladı. Maça hiç mi hiç istediği gibi başlayamayan ve oyun planında istediği ritmi oturtamayan Jaguars, ilk yarıda Trevor Lawrence’nin dört interception’u ile “Bu sene olmadı, artık seneye” gibi yorumlara başlamıştı. Nitekim ne oldu ne bitti, değil kolej lise yıllarından beri spot ışıkları altında olmaya alışık olan Trevor Lawrence, yine şovunu sahneleyerek ikinci yarıda coşkun ve göz dolduran performansıyla ilk playoff macerasına unutulmaz bir galibiyetle başladı. Şüphesiz ki bunda rakibin de ikramları ve yapamadıkları oldu ancak hem Lawrence cephesinde hem de genel olarak Jaguars tarafında kötü gidişat sonrası bu denli bir toparlanma çok da kolay olmadığı ve büyük bir işe imza attıkları aşikâr.

Kazanan ekip cephesinden bakıldığında biraz önce de bahsedildiği üzere atılan dört interception tüm planları alt üst etti. Atılan ilk interception’da savunmanın önce blokladığı top dönüp dolaşıp rakip linebacker’da kaldı ki genel olarak pas korumasında hücum hattının payı olduğu söylenebilir. Atılan ikinci interceptionda da hedef olan receiverın cornerback ile mücadelesi sırasında teması alınca hakemden bayrak beklentisi karşılık bulmazken o sırada havada Lawrence’in elinden çıkıp süzülen topta coverage’daki oyuncunun hızlıca almasıyla vuku buldu. Temelde iki farklı oyun dışı senaryo işleri bir hayli bozdu.

Lakin kalanlarında ise daha farklı bir senaryo söz konusu idi. Normal şartlarda temel prensip olarak alan savunması konseptlerine karşı genellikle 2×2 set tercih eden ve underneath rotalar yani line arkasındaki hook veya curl alanlarına hücum en sık görülen ve A planı olan şemalardandı. Burada alan savunması oynayan rakiplere karşı kalabalık bir şekilde arka alanda yer almak Lawrence’in da oyun bilgisi ve pas becerilerine göre gayet yeterliydi.

Fakat özellikle Chargers savunmasının bu rotalarda alan savunması yapan cornerback’in oyun takibi ve ön alanda Trevor Lawrence’nin yoğun baskı altında kalmasıyla birlikte hızlı karar verme zorunluluğu olması snap sonrası okumaları zorlaştırırken yanlış kararlara da sevk etti. Yine üçüncü interception pozisyonunda mesh konsepti ile oynayan Jaguars’ta Marvin Jones ve Evan Engram shallow cross yani yatay rotalarda line arkasında boşluk bulurken Zay Jones ve Christian Kirk de uzun rotalarla rakip cornerbackleri secondary’e doğru çekerek boşluk oluşturdu. Tabii burada Asante Samuel Jr., hızlı bir refleksle Engram’ın rotasına atlayarak topu çalmayı başardı.Öyle ki bu interception sonrası alışılagelmiş oyununu sahaya yansıtmakta çok güçlük çeken Jaguars hücumu, ilk yarı bitmeden dördüncü interception’ı da atınca işler sarpa sarmaya başladı. Neyse ki ilk yarı bitmeden yedi oyunluk bir drive ile tekrar hayata dönen Florida ekibi, soyunma odasına girmeden en azından bir sayı bulurken aynı zamanda iki kritik rakip hücumunun da alan golüyle bitmesiyle farkı daha az sayıda tutabilmişti.

İkinci yarı özelinde ise oyunun sıkıştığı anlarda Travis Etienne’i kısa paslarda veya screen pas oyunlarında kullanan Jaguars, bu hususta rakip savunmayı koşu savunması dizilişine zorlayarak tekrar orta alan isabetini ele geçirmeyi çalıştı. Bununla birlikte Lawrence, alan savunmasına karşı oyunlarda formasyonu tek tarafta kalabalıklaştırarak buradan hızlı paslarla istenilen yardları elde etti. Koşunun işlemesi aynı zamanda orta alan isabetini dönmesiyle birlikte kendi sistemine geri dönen Jaguars, ilk yarıdaki interception’a benzer şemayı yine oynadı; fakat bu sefer değişiklikler yaptı.

Önce 2×2 setten 3×1’e dönen hücumda, rakibin de iki safety ile oynamasını fırsat bilerek Evan Engram’ı sol tarafta yalnız bırakıp rotaya press man coverage olan yerden başlattı. Öte yandan üç kez pas arası yapan Asante Samuel Jr., bu sefer üçlü receiver seti karşısında alan savunmasına dönerken Marvin Jones önce outside sonra da inside rota ile rakibini arka alanda tutup aynı zamanda da yatay rotadan gelen Engram’a pas yakaladıktan sonra koşması için de alan bıraktı. Bu alanı iyi kullanan Engram ise kritik bir mesafe kat ederek takımının sayı bulmasını sağladı.

Temel olarak receiver’ların rotalarındaki değişiklikler, koşu oyunlarında Travis Etienne’nin bireysel performansı ve rakibin düzenini bozmak için oynanan screen oyunları fazlasıyla meyvesini verirken Lawrence özellikle ikinci yarıdaki her hücumdan oyun becerisiyle birlikte takımının sayı çıkarmasına büyük yardımcı oldu.

İşin savunma tarafında ise ön alandaki baskıdan iyi bir şekilde yaralanan Jaguars, sık sık orta alan paslarına giden rakip hücum karşısında secondary’de birinci ve ikinci haklarda tek safety’li düzene dönerek bu bölgeden ritim bulunmasını engelledi. Tabii bununla birlikte zaten tek safety ile kalabalık bir ön alan kurgusu yakalamışken zaman zaman beş kişilik savunma hattı serileriyle rakip koşu oyunlarını henüz başlamadan durdurmalarıyla birlikte ikinci çeyreğin ortasından üçüncü çeyreğin ortasına kadar ki olan beş drive’daki toplam 18 snapte sadece 45 yard izni vererek takımını oyunda tuttu. Hatta ve hatta bu mevzubahis beş drive’ın birinin Jaguars endzone’nun altı yard içinden olduğunu da hatırlatabiliriz ki burada TD izni vermeyerek rakibi alan golüne zorladılar. Şüphesiz ki bireysel anlamda koşu durdurmada Roy Robertson Harris ve Foyesade Oluokun sahneye çıkarken oyun kurucu baskısında Josh Allen ve Folorunso Fatukasi isimleri ön plandaydı.

Kaybeden tarafta ise aslında filmi sezon başında sarmak gerekir ancak o kadar geriye gitmenin elenen bir takım için pek manası yok. Onun yerine kısaca özet geçmek gerekirse Los Angeles ekibinde en temel sorunlardan birisi hücum koordinatörü Joe Lombardi’nin oynatmakta ısrarcı olduğu hücum planıydı. Sahayı enine veya boyuna genişletmek yerine daha line arkası veya saha kenarı pasları tercih eden Lombardi, Justin Herbert’i kısa rotalara itip haddinden fazla checkdown’a itmesi Chargers hücumunun zaman zaman tıkandığını ortaya koymuştu. Tabii yine aynı senaryoda ilerlemek istemesi, rakibin kötü gidişatının fırsat bilip takımın sayı üretmesi biraz kendisini kurtarmış gibi gözükse de topun hücumda kalıp sürenin eritilmesi gereken vakitte sahada bir türlü kalamamaları rakibe de altın tepside fırsat sundu. Genel olarak ise, rakip savunma orta alan paslarına karşı kalabalık bir line arkası oluştururken kenar paslarına karşı da 3-4 savunma düzeninde Outside Linebacker oyuncularıyla beş kişi ile baskı tercih etmesi ve başarılı olması hücumun ritmini bozdu. Ayrıyeten koşu oyunlarında da hücum hattının iç bölgesinde yeterli blok desteğinin alınamaması koşucuların henüz başlangıç çizgisini geçmeden durdurulmalarına da sebep oldu.

Chargers cephesinde savunmada ise biraz önce anlatıldığı gibi ön alan baskısı turnover’lara dönüştü. Sakatlıktan dönen Joey Bosa ile tecrübeli yıldız Khalil Mack oyun kurucu baskısında rakipten kurtulmada sorun yaşamazken iç taraftan da gelen destekle beraber pas ve koşuda iyi işlere imza attılar. Akabinde gidişatın pek hoş olmaması savunmanın da dengesini bozarken savunmada play call’ları yapan head koç Brandon Staley’in rakibin dört kişilik pas oyunları setlerini durdurmak için safety’i öne atma tercihi savunmanın line arkasındaki adam savunmasının da düzenini bozarken derine kalan safety ise uzun rotalardaki kararsızlığıyla rakibin 39 yardlık TD’ındaki gibi büyük hatalara yol açtı. Her ne kadar ön alana gelen safety rakibin kısa da olsa işleyen koşularını takip etmekle yükümlü olsa da pasa dönen oyunlarda arka alandaki değişikliklerin yapılamaması eksiklerden biriydi.

En nihayetinde bir tarafta “en sonunda” playoff yapan Chargers, gelip geleceğine pişman olurken başta hücum koordinatörü olmak üzere değişikliklere gitmek durumunda kaldı. Keyiflerin ve morallerin yerinde olduğu Jaguars ise gelen ilk galibiyetin bir hikâye şeklinde olması gelecek maçları içinde işleri bir başka boyuta getirdi. Ancak ve ancak, bir sonraki rakiplerinin de kendileri gibi playoff’ta büyük geri dönüşe imza atan bir başka isim olması ve ligin en zor deplasmanlarından birinde oynayacak olmaları henüz maç başlamadan dezavantajı ceplerine koymuşlar gibi gözüküyor. Neyse ki bu dezavantajı nötrleyebilecek bir Trevor Lawrence var…