ABD medyasında şu aralar hiç durmadan konuşulan ve üzerinde tartışılan bir takım var: Colorado Buffaloes. Geçtiğimiz sezonu 1-11’lik bir derece ile NCAA Division I’daki 131 takım arasından 128. sırada bitiren Colorado Üniversitesi ekibi, bu sezon eski bir atlet, aynı zamanda da kült bir NFL ve MLB figürü olan koç Deion Sanders etrafında yeniden yapılanma kararı almıştı. Deion Sanders, kolej koçluk kariyerine 2020 senesinde Jackson State Tigers koçu olarak başladıktan sonra ilk senesinde takımı çok ileriye taşıyamasa da 2021 ve 2022 sezonlarında sırasıyla 11-2 ve 12-1’lik derecelerle okuluna iki konferans şampiyonluğu kazandırdı. Oluşturduğu takım ve kazanma kültürünün yanı sıra Travis Hunter gibi ulusal olarak birinci sıralanan beş yıldızlı bir prospect’in Jackson State’e katılmasında etkili oldu. Tüm bu başarıların ardından 2022 sezonunu hayal kırıklığı ile noktalayan Colorado ekibinden teklif alan Sanders, NFL yıldızlarının yetiştiği ve koçluk becerilerini gerçek anlamda test edecek olan NCAA Division I’da Pac-12 konferansına geçiş yapmaya karar verdi. Takımdaki birçok oyuncuyla yollar ayrıldı, Shedeur Sanders ve Travis Hunter gibi üst seviye isimler Jackson State’ten Colorado’ya koç Sanders ile birlikte geçiş yapmaya karar verdi ve Buffaloes ekibi çok kötü bir sezonun ardınan yeniden yapılanmaya başlamış oldu.
Tüm bu yeniden yapılanma ve geçirilen zorlu süreç de meyvelerini vermeye başlamış gibi gözüküyor. İlk maçlarında geçtiğimiz sezonun ulusal finalisti ve ikincisi TCU’yu 45-42’lik skorla geçtikten sonra bir şeylerin değiştiğinin ilk mesajını veren Colorado ekibi, bu maçın ardından sırasıyla Nebraska’yı 36-14 ve Colorado State’i iki uzatma sonucunda 43-35 mağlup ederek sezona ilk üç maçta üç galibiyetlik bir başlangıç yaptı. Üç maçta toplamda buldukları 124 puana karşılık rakiplerine 91 puan vermiş olmaları hücumda iyi olduklarını gösterse de elit seviyedeki takımlara göre hala savunma tarafında karşı takıma fazla fırsat verdiklerini söylemek mümkün ve cumartesi günü oynadıkları, sezonun ilk mağlubiyetini aldıkları Oregon maçı da bunun ispatı niteliğinde. Bu haftaya AP Poll’da 19. sırada giren ekip, Travis Hunter’ın sakatlığı sebebiyle oynayamadığı maçta Oregon karşısında 42-6’lık bir mağlubiyet alsa da sezonun ilk maçlarındaki performansları övgüyü hak ediyor. Şu ana kadarki değişim ve başarı için birçok faktör bir araya gelmiş olsa da hem hücum hem de savunma tarafında fark yaratan en önemli iki oyuncuyu yakından inceleyelim:
1- Shedeur Sanders (QB, 6-2, 215)
2002 doğumlu olan Shedeur Sanders, soyadından da anlaşıldığı gibi Deion Sanders’ın oğlu. Shedeur, liseden mezun olurken tüm pozisyonlar arasında en iyi 75, pozisyonunda da en iyi 15 oyuncudan biri olarak gösteriliyordu. Ayrıca oyun tarzı çoğu siyah QB’deki beklenti ve özelliğin aksine hem koşu hem de pas tehditi, yani dual-threat olarak değil, pas üzerine yoğunlaşmış, pocket passer olarak nitelendiriliyordu. Alabama, Florida, Florida State, Georgia, LSU, Michigan, Penn State ve Tennessee gibi en üst seviyedeki futbol okullarından da teklif almış olmasına rağmen babasının yanına, Jackson State ekibine katılmaya karar verdi. 2021 yılında %65.9 ile 3,231 yard ve 30 TD, 2022 yılında %70.6 ile 3,732 yard ve 40 TD’lık performanslarıyla 2021 ve 2022 yıllarında üst üste kazanılan Southwestern Atlatic Conference şampiyonluklarında büyük pay sahibi oldu. Ancak bu performansları SWAC maçlarında göstermesi onun NCAA Division I takımlarına karşı nasıl oynayacağı konusunda soru işaretlerinin oluşmasına engel olmadı fakat Sanders, transferi sonrası bıraktığı yerden tüm hızıyla devam etti ve TCU’ya karşı 510 yard ve dört TD, Nebraska’ya karşı 393 yard ve iki TD, Colorado State’e karşı 348 yard ve dört TD ve son olarak büyük bir farkla kaybettikleri Oregon’a karşı 159 yard ve bir TD’lık istatistiklerle oynadı. Sayılar, Sanders’ın hız kaybetmediğini, aksine performansının daha da üstüne koyarak devam ettiğini bizlere şu ana kadar işaret ediyor. İlk maçlardan sonra Heisman için adaylar, hatta favoriler arasında gösterilmeye başlamasıyla da potansiyelini bizlere gösterdi. Tüm sezon bu performansını devam ettirip ettiremeyeceği merak konusu olsa da Sanders, şimdiden kolejdeki en iyi QB’ler arasında olduğunu herkese duyurmuş durumda. Sanders, 2024 NFL Draft’ına katılabilecek konumda ve draft’ta tartışmalı olarak USC QB’si Caleb Williams ve UNC QB’si Drake Maye’in arkasından QB3 olarak konumlanabilir.
2- Travis Hunter (CB – WR, 6-1, 185)
Jenerasyonal bir yetenek olan Travis Hunter, 2022 lise sınıfındaki hem en iyi Cornerback, hem en iyi Wide Receiver, hem de en iyi oyuncuydu. Evet, üçü bir arada. Tüm bu sıralamaların ardından Jackson State’e gitme kararı verdiğinde herkesi şaşırtmıştı. Sanders gibi o da bütün üst düzey futbol okullarından teklif almış fakat tercihini koç Sanders’ın yanında oynamaktan yana kullanmıştı. 2022 sezonunda Jackson State ile SWAC şampiyonluğu kazandıktan sonra o da koç Sanders ile birlikte Colorado yolunu tutmaya karar verdi ve sezon arasında gerçekleşen transferler arasında en önemli transfer oldu. Şu ana kadar oynadığı maçlarda hem hücumda hem de savunmada rakiplerini domine etti ve üç maçta 213 yard’a ulaştı. Sakatlığından dolayı oynayamadığı Oregon maçında da hem skor hem de oynanılan oyuna bakılarak Hunter’ın eksikliğinin fazlasıyla hissedildiği şeklinde yorumda bulunmak yanlış olmayacaktır. Hunter, oyunun her iki tarafında da beceri seti elit seviyede olan, hiçbir NFL takımının kaçırmak istemeyeceği, çok nadir görülen çok yönlü bir yetenek. Şu anda 20 yaşında ve 2025’e kadar NFL’e draft edilmesi mümkün değil fakat 2025 itibarıyla katılabileceği NFL Draft’ında her takımın kadrosunda bulundurmak isteyeceği bir isim olacak.
Oregon mağlubiyeti sonrası 3-1’lik rekora gelen ve top 25 sıralamasından düşen Colorado ekibini 30 Eylül USC, 28 Ekim UCLA, 4 Kasım Oregon State, 17 Kasım Washington State ve 25 Kasım Utah gibi oldukça zorlayıcı maçlar bekliyor olacak. Takım, Oregon maçından çıkarılabilecek dersler ile birlikte bu fikstürü en az kayıpla atlatabilecek potansiyele sahip ve koç Sanders, kendisinin ve ekibinin popülaritesinin devamı için elinden geleni yapmaya çalışacak gibi gözüküyor. Buffaloes’un önlerindeki bu maçlardan kaç galibiyet ve kaç mağlubiyet ile ayrılacağı belirsiz olsa da netleşmiş olan bir şey varsa o da uçurumdan yuvarlanmakta olan bir organizasyonu koç Sanders’ın oyuncularıyla birlikte çok kısa bir süre içerisinde kurtarmaya başladığı. Sezonun geri kalanından bağımsız olarak Colorado ekibi şimdiden bir ön övgüyü hak etmiş durumda.