Ellerden fırlayan toplar, kötü bir pas savunması ve favori çıktığı Broncos karşılaşmasını kaybeden Minnesota Vikings. Ligin 11. Hafta maçları oynanırken Vikings, bir “Prime Time’’ karşılaşmasında Broncos’a konuk oldu ve Broncos, Vikings’in beş maçlık galibiyet serisini sonlandırdı. Son maçlarında iyi bir performans ortaya koyan Broncos ve Russell Wilson; sezon başında ve geçtiğimiz sezonda ağızda bıraktıkları kötü tadı Vikings maçı ile damaklardan sildi ve playofflara aday bir takım olduklarını gösterdi. Vikings ise beş maçlık galibiyet serisinin sonuna gelip ligde son yedi haftaya girilirken derecesini 6-5’e geriletti.
Maça her iki taraf da iyi başlamasa da Vikings oyun kurucusu Dobbs’un şapkadan tavşan çıkartması ile, Broncos ise alan golü sayıları ile maçta kaldı. Skoru ise Broncos’un maçtaki tek touchdownı belirledi ve Dobbs son iki maçtır devam ettirdiği peri masalını pek de uzatmamış oldu. Açık konuşmak gerekirse maçın belirleyici noktası ne Broncos savunması ne de Broncos hücumuydu. Maçın kaderini belirleyen detaylar sadece bu maç özelinde değil Vikings’in tüm sezonu genelinde işletemediği şeylerdi: koşu oyunları ve pas savunması. Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor; Joshua Dobbs bu takımı playoffa götürecek yolda bir piyon olmaktan çıkıp belirleyici bir figür haline geldi. Gerek ayak oyunları ile aldığı birinci haklar ve touchdown koşuları gerekse de baskı altında pas kararı verebilme yeteneği ile bir “caretaker’’ QB değil bir “silah’’ QB olduğunu üçüncü maçı ile de göstermiş oldu. Maç içinde yer yer hataları ve tehlikeli pasları olsa da attığı touchdown pası ve yaptığı touchdown koşusu hem çok şık hem de üst seviyede sayılar oldu.
Peki o zaman Vikings neden kaybetti? Sorunun cevabı yukarıda saklı; Vikings koşamıyor. Koşu oyunlarını yürütmekte çok çok başarısız bir maç daha geçiren Vikings’de as running back pozisyonunda oynayan Alexander Mattison geçtiğimiz 10 maçtaki istikrarını sürdürdü ve bu maç da hiç koşu touchdownı yapamadı. Bir as running back’in sıfır (sayıyla 0, evet SIFIR) koşu touchdownı yapmış-doğrusu yapamamış- olması en kötü koşu hücumundan daha da kötü olduğunuzu gösterir. Mattison hiç touchdown yapamadığı gibi topu elinde tutma konusunda da eksiklikler yaşayan bir oyuncu. Broncos karşılaşmasında da takımı önde ve maçı koparmak için hücumdayken bir anda topu yumurtladı ve Broncos’a hayat öpücüğünü vermiş oldu. Arkasında bekleyen çaylak RB Ty Chandler ise ortalamanın bir hayli üstü bir performan ortaya koydu ve birçok kritik anda topu iyi ve güvenli bir şekilde taşıdı. Durum böyleyken Mattison için çanlar gecikmeli olarak çalıyor desek yanlış olmaz. Vikings koşu hücumu; iyi O-Line sayesinde gayet iyi işleyebilecek bir hücumken kötü oynayan bir oyuncu yüzünden eksik kalmamalı. Vikings sezonun kalanında rekabetçi olma ve tehlikeli bir playoff takımı olma iddiasını sürdürmek istiyorsa, karşısındaki takımlara koşu tehditinde bulunmalı, RB pozisyonuna neşteri vurmalı ve Ty Chandler-Kene Nwangwu ikilisini daha sık kullanmalı diye düşünüyorum.
Bir diğer soruna gelecek olursak; bu takımı yıllardır izliyor ve değerlendiriyorum. Artık pas savunmasını eleştirmekten çok sıkıldığımı dile getirmek istiyorum. Bu takım pası savunamıyor ve her maç karşısına gelen bir receivera hayatının maçını yaşatıyor. Broncos maçı özelinde pozisyon pozisyon baktığımızda Vikings pas savunması Russel Wilson’ın attığı tam üç pası çalma fırsatını göz göre göre tepti. Bahsettiğimiz pozisyonlar tabiri caizse küçük çocukların yakalayabileceği kadar yumuşak ve kendilerine isabetli gelen pas pozisyonları. Özellikle ilk yarının sonunda Josh Metellus’un elinden kaçırdığı top tam bir secondary faciası desek yanlış olmaz. Pas savunması kadar arka savunma oyuncularının gösterdiği performans da Broncos maçının kaybedilmesinde etkin rol oynadı de Vikings’in neden Anthony Barr hamlesini yaptığını gözler önüne serdi. Özellikle maç sonunda maçı kopartabilecek savunmaları 3&4, 3&8 pozisyonlarında yapmayı başaramayan Vikings arka savunması maçın kaybedilmesinde ve beş maçlık galibiyet serisinin sonlanmasında büyük bir rol oynadı.
Sezonun kalanında Vikings’i tek ve çok büyük bir tehlike bekliyor. Bu tehlikeyi NFLTR için dört hafta önce yazdığım yazımdan alıntılamak istiyorum: “Vikings kazanmak için geliyor ve yollarını kesebilecek en büyük tehdit yine kendi tuhaf alışkanlıklarından başka bir şey değil’’. Durumun hala aynı olduğunu ve Vikings’in NFC’nin güçlü playoff adaylarından bir tanesi olduğunu düşünüyorum. Vikings artık “yapmaması gereken şeyleri’’ iyice anlamış ve kendi halinden ibret almış olmalı aksi takdirde Vikings’in önündeki kolay fikstür ve Dobbs’un peri masalı, kendileri için tepetaklak gidecek ve taraftarlarını hüsrana uğratacaklar. Gelecek Pazartesi gecesi süperstar Justin Jefferson’un da dönüşüne tanıklık edecek olan maçta zayıf rakibi Bears ile karşılaşacak olan Vikings playoff iddiasını sürdürmek ve kendilerine karşı yapılan yorumları kırmak için sahaya çıkacak. Joshua Dobbs ise gelecek sezonki kaderini çizdiği süreci Justin Jefferson silahı ile güçlendirerek kendisini kanıtlama peşinde. Ancak en iyi Vikings taraftarları bilir ki; Vikings bir maça favori olarak çıkıyorsa o maç en zor maçlarından biri olacaktır…