Şimdi uzun soluklu bir oluşumun içinde yer alacak biri olarak, ilk başta kendimden bahsetmeyi uygun gördüm siz okuyuculara. Eminim bu yazı sonunda edineceğiniz fikir ile gelecekteki yazılarım hakkında daha geniş kapsamlı fikir yürütebiliceksiniz.

Şimdi kişisel bilgiler olarak İzmirli olduğum ve adımın Erinç olduğu yeterli olacaktır. Sanırım 1998 ve ya 1999 senesiydi ilk amerikan futboluna –yazılarımda futbol olarak kullanacağım ne de olsa gerçek futbol bu ama değil mi- ilgi duymaya başlamam. O zamanlar lisedeyim, malum internette yok çok fazla. HBB vardı o zamanlar amerikan sporlarına önem veren. Sanırım 90’ların ortalarıydı. İşte HBB ‘de vakit buldukça izlerdim bu sporu. Dev cüsseli adamlardı o zamanlar benim için futbolcular. Ama tabii hiçbir kural bilmezdim. Yıllık tatillerin birinde bir çocukla tanışmıştım, nereliydi hatırlamıyorum ama bir futbol forması vardı üstünde. İlk ondan öğrenmiştim bazı kuralları ve de bilgileri. 1998 veya 1999 idi dediğim gibi daha bir yakınlaşmam. Sanırım Any Given Sunday filminin trailerları dönüyordu sinemalarda. O an canlandı ben bu sporu biliyorum diye bir duygu içimde. Sonra dedim dur bakalım neymiş ne değilmiş. Dediğim gibi kolay değil o zamanlar bilgiye ulaşmak sıfırdan. Google yoktu yani… ve de ÖSS vardı… Neyse Any Given Sunday gösterime girdiğinde üç kere izlemiştim filmi. Dehşet bir şeydi benim için. Al Pacino ilgi duyduğum bir spor filminde oynuyordu. Hemen daha çok şey öğrenmem gerekiyordu ve başladık araştırmaya. Sanırım 1999 yılıydı tam olarak. Baltimore Ravens’in şampiyon olduğu sezon. İşte tam o sezon başladı bu tutkum.

2000’de Remember the Titans ile daha da bir yükseldi ilgim. Üniversite’de okurken zaman da bulabiliyorum öğrenmek için. Tam da o zamana denk geliyor Amerika’ya gitme hevesimin başlaması. Hemen gidip Madden 2001’I almıştım CD’cilerden. Tam zamanı hatırlamıyorum. Klavyede sorun yaşamış ve gamepad de almıştım doğal olarak. Zamanla tabii bilgim de artmaya başladı. Draft sistemini öğrendim ve bu sefer de NCAAF’e yani bütün bu oyuncuların piştiği dönem’e odaklanmaya başladım. Ohio State’in şampiyonluğunu aldı sene idi ilk tam NCAAF sezonum. Hani su geçenlerde tutuklanan sönmüş yıldız Maurice Clarett’in ilk sınıf öğrencisi iken takimini şampiyonluğa taşıdığı sene. İnternetten takip edebildiğim kadar etmiş ve çok etkilenmiştim. Sanki daha fazla heyecan var gibiydi NCAAF’de. 2003 Mayıs’ında kesinleşti Clemson’a gitmem.

Şimdi Clemson ile ilgi yazı yazacağım. Kısaca 10000 kişilik kasabada 86000 kişilik stadı her hafta dolduran ve tek ulusal şampiyonluğunu 1981 de kazanmış takım diyeyim. Hemen açıp takımın geçmişini öğrenmem ve önemli rakipleri öğrenmem birkaç haftama mal olmuştu. Çok zevkliydi ama. Ve o gün bugündür kalbimdeki NCAAF ateşi daha güçlenirken, enerjimi ilgimi bu alana yönlendirmiş ve NFL den uzak kalmaya başlamıştım.

İşte neden bu ülkede hiç yayılmayan bir spor olan NCAAF ‘e ilgim var, nasıl bu kadar hakimim konuya sorularının cevapları. Bir günde oluşan değil yıllar boyu birikmiş bir birikim. Ve de bir tutku… Bu sezon tekrardan ilk defa Amerika da olmadan tüm sezonu takip edeceğim. 2002 den sonra lk defa… zor olacak… ama bir o kadar da heyecanlı… işte bunlarla beraber ismim Erinç… İzmirliyim… ve de NCAAF fanatiğiyim…

Gerek sezona dair yazılar, gerekse de NCAAF kültürüne dair yazılarla ileride tekrar buluşmak dileğiyle…Umarım hepinizin ilgisini çeker birazda ülkemizdeki futbol severlere uzak olan bu dal… Sağlıcakla kalın…