Neredeyse Vince Lombardi kadar Green Bay Packers takımının bir simgesi olan oyun kurucu Brett Favre’ın adı, hala aktif oyuncular arasında yer almasına rağmen NFL tarihinin efsaneleriyle beraber anılıyor. Hatta birçok çevrede “Favre aslında Hall of Fame’de, ama hala oynuyor” kanısı yaygın. Aslında efsaneler altında incelenmesi gereken bu oyuncu, muhtemelen bu senenin sonunda muhtemelen Joe Montana, Johnny Unitas, Steve Young, Bart Starr, Dan Marino ve Troy Aikman gibilerinin yanına göç edecek.

 

Önce yıldızımız hakkında biraz kısa bilgi:

Adı: Brett Lorenzon Favre (“Farv” şeklinde okunur)

Doğum Tarihi: 10 Ekim 1969

Lise: Hancock North Central

Üniversite: Southern Mississippi

NFL Draft: Atlanta (1991) Round 2 (Genelde 33. sıra)

Başlangıç

Lise yıllarında birden fazla spor yapan Favre, bu yıllarda futbolu koçluğunu babası Irvin Favre’ın yaptığı Hancock North Central Lisesi’nde oynadı. Oyun kuruculuğunun yanı sıra savunmada safety, hücumda lineman olarak da görev yaptı. Üstüne üstlük kicker/punter görevini de üstlendi. Babasının çeşitli mevkilerde tepe tepe kullandığı Brett, kendisini başarıya ulaştıran kolunu maalesef lise yıllarında pek kullanamadı. Koşuya yönelik oyunu seven Irvin “Big Irv” Favre değirmeninden geçerken pas atmaktan çok blok yapmayı öğrendi.

Böyle bir lise kariyerinden sonra kendisine üniversitelerden burs yağmadı tabi. Defansif özelliklerinde dolayı tek burs öneren okul olan Southern Mississippi’ye yazılan Favre oyun kurucu olmakta diretince bir anda kendini diğer altı adayın arkasında buldu. İlk senesinde diğerlerinin arasından sıyrılıp ilk 11’e çıktı. İlk üç yılın sonunda kendini çok iyi tanıtmıştı. Ancak son senesi başlamadan arabasıyla bir kazada birkaç takla atıp hastanelik olunca kariyeri riske girdi. Kazadan bir buçuk ay gibi bir süre sonra Paul “Bear” Bryant’ın çırağı Gene “Bebes” Stallings yönetimindeki zorlu Alabama takımını geriden gelip yenince, Brett Favre’ın zorluklardan daha güçlü çıkma efsanesi de doğmuş oldu.

NFL Kariyeri

1991 yılında NFL Draft’ine giren Favre, ikinci turda 33. sıradan Atlanta Falcons takımı tarafından seçildi. Tek bir sorun vardı, o da zamanının Falcons koçu Jerry Glanville Brett’i oynatmayı pek düşünmüyordu. Hatta Brett’i sadece arkadaşlarından iddia ile para koparmak için kullanıyordu. İddianın konusu Brett’in topu durduğu yerden tribünlerin belirli bir bölgesine yetiştirebilip yetiştiremeyeceği üzerineydi. Çaylak oyun kurucu bu konuda koçunu hiç yarı yolda bırakmadı.

Atlanta’da boş geçen ilk yılından sonra Favre Green Bay Packers tarafından birinci tur draft hakkı karşılığında Atlanta’dan alındı. 1991’de Jets’de çalışan ve Atlanta’dan hemen sonraki draft seçeneğiyle Favre’ı almak isteyip elinden kaçıran Ron Wolf, Green Bay’e önderlik ettiği bu takasla (kalçasındaki sorun yüzünden doktorların itirazlarına karşı) oyuncusuna kavuştu.

Green Bay’deki mevcut oyun kurucu Don “Magic” Majkowski koç Mike Holmgren’in sabrını zorluyordu. Sonunda epey geriden götürdükleri bir Buccaneers maçında ikinci yarıyıda Favre oyuna girdi, ve ilk oyunda belki kariyerindeki en ilginç pası attı. Attığı pas bloklanıp kendi kucağına düşen Favre, hemen orada tackle olunca Packers’daki kariyeri kendine attığı -7 yardlık pasla başlamış oldu.

Hemen bir maç sonra sakatlanan Majkowski yerine yeniden sahaya girdi. Başlarda zorlanan oyun kurucu, maçın son dakikasındaki iki pasıyla maçı kazanınca yeri sağlamlaştı. Sonraki hafta ilk 11’de başlayan Brett Favre 1992’deki bu Pittsburgh Steelers maçından itibaren her, ama her maçta takımının başında sahaya çıktı. 2007 Sezonu başı itibarıyla, playoff maçları dahil toplam 257 maç üstüste sahaya ilk oyun kurucu olarak çıkarak NFL’in Iron Man (Demir Adam) lakabına kavuştu. Geçirdiği çeşitli sakatlıklar, bağımlılık sorunları ve aile trajedilerine rağmen hep en başta olan Favre bu rekorunu ilerletirken, diğer takımlar toplamda 300’e yakın değişik oyun kurucuyla maçlara başladılar..

İleriki yıllarda Mike Holmgren tarafından eğitilen (ve yer yer koçunu çileden çıkaran) Brett takımını ve kendini her geçen yıl zirveye yaklaştırdı. Favre’ın ikinci senesinde Green Bay 1982’den beri yüzünü göremediği playoff’lara kavuştu. Sonraki sene tekrar playoff’lara çıkan Green Bay, Lombardi’den beri ilk defa iki sezon üstüste bu başarıya ulaştı.

1995 sezonu sonunda çeşitli sakatlıkları yüzünden kullandığı ağrı kesici / uyuşturucu maddeye bağımlı hale gelen Favre, bu durumunu saklamak yerine açığa çıktı ve bir buçuk ay rehabilitasyona girdi. Her zorluktan olduğu gibi bundan da daha üstün çıkan geçen sezonun MVP’si (En Değerli Oyuncu) 1996 yılında tekrar MVP olarak takımını Super Bowl’a çıkardı. New England önündeki zaferiyle Vince Lombardi kupasını evine, Green Bay’e geri götürdü. Ertesi sene yeniden Super Bowl’a çıkan Green Bay, John Elway önderliğindeki Denver Broncos takımına yenildi. 1997 yılında da MVP olan Brett, bu onuru üç sene üstüste elde eden tek oyuncu durumundadır.

2005 yılına kadar 13 sene .500 ve üstü galibiyet ortalamasıyla (non-losing season) oynayarak bu dalda bir rekor kıran Green Bay ufak bir gerileme sonrası 2006 yılını 8-8 bitirdi. Bu süreçte Brett sadece futboldaki başarılarıyla değil, toplumdaki yardımseverliği ve sempatik kişiliğiyle Green Bay şehrinin ve Wisconsin eyaletinin en sevilen kişilerinden bir haline geldi.

Özellikle başına gelen çeşitli kötü durumlar sadece yaşadığı ve oynadığı yerde değil, bütün ülkede onu insanların kalbine taşıdı. 2003 yılında, yıllar önce kendi kaza yaptığı yere çok yakın bir yerde araba kullanırken kalp krizi geçiren babasını kaybetti Brett. Yıllarca babasından güçlü olmayı öğrendiğinden hemen ertesi günkü Oaklan Raiders deplasmanında takımını yalnız bırakmadı. Belki kariyerinin en iyi maçını çıkaran Favre 41-7’lik galibiyette 400 yard ve 4 touchdown çıkardı. Ertesi sene kayınbiraderini kazada kaybeden Favre hemen aynı sene karısına koyulan kanser teşhisiyle yıkıldı. Buna rağmen ailesinin rızasıyla futbola devam etti. 2005 Katrina kasırgasıyla memleketi, köyü kasabası yerle bir oldu, ama artık kaderin oyunlarına uyanan Brett yoluna devam etti ve 2007 sezonunda hala takımının başında.

Elindeki ve Menzilindeki Rekorlar

Başarılı Pas:  5,021 (1.)

İlk 11’de QB arka arkaya maç:  257 (1.)

Touchdown pası:  414 (2.) 1. olmak için 7 gerekli

Pas Denemesi:  8,223 (2.) 1. olmak için 136 gerekli

Pas Yardları:  57,500 (2.) 1. olmak için 3,862 gerekli (2006’da 3,885 attı)

İlk 11’de QB olarak galibiyet: 147 (2.) 1. olmak için 1 gerekli

Interception: 273 (2.) 1. olmak için 4 gerekli

Bu rekorlar dışında tonla “En fazla TD sayısında lig lideri olduğu sezon”, MVP, birkaç kişiyle paylaştığı en uzun pas (99 yard) gibi tonla rekora sahip olan Brett Favre tabi ki Green Bay’in bütün pas rekorlarının da sahibi.

Oyun Tarzı

Brett Favre Amerikalıların “Gunslinger” (Silahşör) dedikleri tarzda bir oyun kurucu. En zor, kendisini kötü gösterebilecek pasları yeri geldiğinde atmaktan çekinmeyen bir anlayışa, ve bir şekilde bunların çoğunluğunu başarıya ulaştıran bir kola sahip. Reverse oyunlarında veya diğer gerekli durumlarda başarılı bloklarıyla seyircileri coşturan, top kayıplarında korkusuz tackle’larıyla belki rakibin sayısını engelleyen Favre’ın bu belki gereksiz cengaverliği babası için oynadığı zamanlardan geliyor. Son yıllarında fazla olmasa da kariyerinde koşarak bir sürü yard alan, takımına touchdown ve first down kazandırabilen ayaklarını şu sıralar çoğunlukla pas oyunlarında zaman kazanmak için kullanıyor. Bir de rakip oyunculara dostça davranışları ve bazen huddle’daki şakalarıyla hem NFL Films için epey malzeme üretip, hem de oyunu ne kadar sevdiğini göstermiştir. Yer yer “Bana çıkıp futbol oynamak için para verdiklerine inanamıyorum” sözlerini sarfetmesinden de bu bellidir zaten.

İlerisi

Artık ilerisi kalmamış gözükebilir ama 2005’i 4-12 kapatıp 2006’da 8-8 yaparak playoff’ları tie-breaker ile kaçıran bir takım güçsüz NFC ve rezalet bir NFC North’dan neden sıyrılmasın. Playoff’lar zaten tek maç olarak oynandığından orada deneyim ve şans konuşur. Brett bu sene takımının başarılı olacağına inandığını söylüyor, ve son bir Super Bowl kazanma şansı (herkesçe az da olsa) tanıyor. İnanılmaz gibi ama 2008 yılında oynayıp oynanmayacağı sorulduğunda “Ona o zaman bakarız” diyor. Artık peşinden gelen oyun kurucu Aaron Rodgers kendisinin yaptığı gibi bir darbeyle başa geçmezse… 

Daha İlerisi

Yapılan türlü röportajlarda Favre ileride koçluk yapmayı öyle derin derin düşünmediğini söylüyor. Eski oyuncuların denediği başka bir dal olan yorumculuk ise güneyli aksanı ve ciddiyetsiz tavırlarından dolayı zor. Gerçi önümüzde bir Terry Bradshaw örneği de var… “There’s something about Mary” filmindeki Oscar’a layık performansından sonra oyuncu da olmayacağını güvenle söyleyebileceğimiz Favre muhtemelen kendisini aile / hayır işleri / golf / bahçe sulama dörtgenine adayacaktır.

Şu anda elinde tuttuğu ve bu sene kesinlikle ele geçireceği rekorlar elbette bir gün kırılır, özellikle Peyton Manning’in kolu kırılmazsa… Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki NFL tarihine geçmiş yetenekler ve efsaneler arasında oyunu bu kadar seven ve hissederek oynayan biri daha zor gelir.

Kaynaklar:

  1. Green Bay Packers Resmi Web Sayfası www.packers.com
  2. Brett Favre Web Sayfası www.brettfavre.com
  3. “4” (Brett Favre’ın Biyografisi) Brett Favre ve annesi Bonita Favre tarafından yazıldı
  4. “Green Bay Packers: A Measure of Greatness” Eric Goska