Bu maça çıkmadan önce, maçın favorisi 4-0’lık bir seri yakalamış olan Green Bay Packers idi. Yaşlandıkça daha iyi oynayan bir Brett Favre da göz önüne alındığında Green Bay’in kazanacağına garanti gözü ile bakılıyordu. Ama, öbür yandan da Chicago Bears, eğer playoff umutlarını canlı tutmak istiyorsa 1-3’lük seriyi biraz daha iyiye götürmek için bu maçı kesin almak zorundaydı.
Maçta, Green Bay’in ağırlıklı olarak pas oynayacağı tahmin ediliyordu, ama Green Bay maça farklı bir strateji ile koşu ağırlıklı bir oyunla çıktı. Bu stratejileri de gayet etkili çıktı, Bears savunması koşuya hem zihnen hem de oyun planı olarak hiç hazırlanmadığı ortaya çıktı. Özellikle Brian Urlacher, savunmanın yıldızı, koşu bloklarını ekarte edip tackle’a gitmede çok başarısızdı. Bunun üstüne slant pasları da ekleyince maçın ilk yarısında çok etkili bir Packers hücumu çıktı. İlk yarıda Green Bay 341 yard aldı, ki bu yardların 102’sini de koşarak aldılar.
Bunun üstüne Bears hücumu da ilk yarı çok etkisiz kaldı. Toplamda 122 yard aldılar. Chicago, koşu ağırlıklı bir takım. Koşu oyununu oturtamadıkları takdirde hücumda seri yakalayamıyorlar. Geçen senenin sonunda Cedric Benson ve Thomas Jones zırt pırt kavga ettikleri için, Thomas Jones’u yaşını da göz önüne alıp gönderdiler ve Cedric Benson koşucumuz olacak dediler. Ama bu sezonki maçlara bakılınca, Cedric Benson hala hücumu taşıyacak bir olgunluğa ulaşamadı. “Patlama” diye tabir edilen, snap’le birlikte ani hızlanmayı bir türlü gösteremiyor. Bunun sonucunda da gap’ler o geçene kadar çoktan kapanıyor. Chicago Bears, koşu oyununu etkili bir düzeye çıkartamadığı sürece daha çok zorlanır artı çok maç kaybeder. Şu an için de Cedric Benson koşu oyununu da taşıyacak düzeyde gözükmüyor.
Peki bu kadar hücum farklarına rağmen skor Packers lehine 17-7 olarak kaldı? Çünkü bu şekilde en az üç td olmalıydı. İlk yarıda farkı yaratan rookie James Jones’un slant paslarda tutup elinden Cornerback Charles Tillman tarafından zorla düşürtülen toplar oldu. İki fumbleda da top Chicago’da kaldı, ve iki driveda da Packers durdurulamaz gözüküyordu.
İkinci yarıya ise Chicago savunması daha hazır bir şekilde çıktı. Packers tarafında ise hücumda bariz bir plansızlık ve panik hakimdi. Bears savunması koşu oyunlarını gayet rahat durdurdu. Toplamda savunma 98 yardda tuttu rakibi ve üç tane de turnover’a yol açtı.
Üçüncü çeyreğin ortalarında Brett Favre, sağa doğru açılırken, saçma sapan attığını düşündüğüm kolunu yandan savurarak yaptığı atışlardan birini daha yaptı. Ama bu sefer kurtulamadı ve direk Urlacher’in kucağına gitti. 38 yaşında adamsın, niye cebin dışına koşarsın ki? Cepte dur adam gibi pasını at. Urlacher maçtan önce Favre için Romo’nun yaşlı hali demiş, ama insan yaşlanınca da hareketlerin kısıtlanması normaldir.
Bu Chicago Drive’ında, Griese, end zone’un sol tarafında rookie TE Greg Olsen’e pasını attı ve Olsen de bu pası tutarak NFL’deki ilk sayısını yapmış oldu. Böylece de skor 20-17’ye indi. Chicago, hücumunu da Olsen üzerine kurmayı amaçladığını da göstermiş oldu bu maçta. Koşu oyununun da işlemediğini düşünürsek Olsen’e daha çok iş düşecek.
Sonraki Bears hücumunda Packers savunması Bears’ı 3 ve çık’a zorladı. Ama yapılan punt sonucunda Punt returner Charles Woodson 25 yard geri getirmenin sonunda topu kenar çizgisinin yanında düşürdü. Maynard ise oldukça başarılı bir biçimde dizini saha içinde koyarak toğun sahibi oldu.
Bu drive’da Bears, Gould’un 36 yarddan attığı alan golü ile skoru 20-20ye getirdi.
Sonra Packers, bu yarıda alıştığı gibi düzgün hücum edemeyip topu Bears hücumuna teslim etmek zorunda kaldı. 8 oyunluk 79 yardlık bu drive, Griese’nin Clark’a attığı 34 yardlık tut ve koş tarzı pası ile sona erdi. Bu oyunda Chicago, 3 ve 1 oynuyordu, Packers savunması tamamen koşu, play action gelirse de fullback pas olacağına odaklanmıştı. Palyaction geldiğinde hakikaten safety bile Fullbacki kapatmaya geldi, Clark da bu sayede kariyerinin en rahat paslarından birini tuttu, çünkü Packers savunmasının arkasına çok rahat kaçtı.
Bir buçuk dakika kadar bir süre kalmışken Packers koçları, oyun tercihleri olarak, yine garip seçimler yapmaya devam ettiler. Sürekli ortaya kısa pas oyunları geldi. Sonunda da maçın bitmesine sekiz saniye kalmışken Favre, endzone’a ribaundluk bir top atmak zorunda kaldı. Topu da Bears oyuncuları kaptı. Tabii ona gelene kadar ilk yarıda yaptığı gibi Packers’ın koşmaya çalışması büyük bir hataydı. Favre, daha etkin kullanılabilirdi. İkinci yarı Packers’ın uzun pas denemesi yoktu, Bears savunması da böylece gayet rahat oynadı. Bu koçlarla Packers playofflara çıkar, ama Superbowl hayal…
Bir not daha, Favre, sonda attığı interception ile 1975’te emekli olan George Blanda’nın interception atma rekorunu 277 kariyer interception’ı ile egale etti. 20 sene oynayınca insanın her türlü rekoru kırması mümkün oluyor heralde.