Yazı yazmayalı uzun bir süre oldu. Kasım’da Miami’ye bir ziyarette bulundum. Neredeyse tam bir set ekipman almakla kalmadı futbol aktivitelerim. Bir kolej, bir NFL maçına gittim, ve yaklaşık 15 tane televizyondan maç izledim. Haftada 1-2 canlı maça talim eden bir futbolsever olarak iyi bir tatil oldu.
İlk gittiğim maç, tarihi Orange Bowl’da Miami – North Carolina State University maçıydı. Kasım’da olduğumuzu yalanlayan bir sıcakta geçen maç uzatmaya gitti ve evsahibi Hurricanes maçı 19-16 kaybetti. Ertesi hafta da 70 yıllık stadlarında son maçlarını da herhalde veda etmenin üzüntüsüyle 0’a karşı farklı kaybetti Miami.
Bir hafta sonra şehrin NFL’deki temsilcisi Miami Dolphins division rakibi Buffalo Bills’i ağırladı. O haftaya kadar bütün maçlarını kaybeden Dolphins, taraftarlarını öyle bir hale sokmuştu ki, takımları para atışını kazanınca stada sevinç dalgası yayıldı. Orange Bowl’dan son derece farklı olan modern ve muhteşem Dolphin Stadium daha iyi bir maça sahne olmadı ne yazık ki. Dan Marino Bulvarı’ndan ayrılırken içimde (stadda kiraladığım wireless TV ile baştan sona seyrettiğim) Green Bay – Minnesota maçının mutluluğu vardı.
Gelelim günümüze;
NFL’de playoff’lara iki hafta kala artık kimlerin yola devam edeceği %90 belli oldu. Bir iki sürpriz dışında zaten baştan son 16 takım tahmin edilebiliyordu zaten. AFC’de Patriots, Colts, Steelers, Chargers, Jaguars ve Browns bence artık kesin çıkacaklar playoff’lara. NFC’de ise Cowboys, Packers, Seahawks, Buccaneers, Giants ve Vikings. Bu takımlardan sadece Vikings az da olsa playoff’ları kaçırma riskine sahip.
Geçtiğimiz hafta biraz da Jessica Simpson’ın etkisiyle Eagles’a yenilen Cowboys, Green Bay’e son iki haftada maçlara asılmak için bir neden verdi. İki takım da ilk hafta bye’ını kazandı, ama Dallas son iki haftaya girilirken Green Bay’e karşı sadece karşılıklı maçlarını kazanma üstünlüğüne sahipti (head-to-head tie-breaker.)
Dallas 22 Aralık Cumartesi günü Carolina Panthers ve çaylak oyun kurucusu Matt Moore’u 20-13 yendi ama Terrell Owens’ın sakatlığına üzüldü. Bilek burkulması olarak bildirilen sakatlığın ne kadar süreceği belli değil.
Green Bay 23 Aralık Pazar günü senenin ilk mağlubiyetini aldığı rakibi Chicago ile deplasmanda karşılaştı. Maçın ilk drive’ı 11 dakika sürdü ve Bears 3 puanla döndü. Ardından gelen drive 1 tane 24 yardlık koşu dışında bir şey yapaadı, hatta punt için gelen long snap’in yere düşmesi ile Bears’e güzel bir noktada top teslime edildi. Green Bay sonraki punt’ında bloklanınca Bears topu rakibin 3. yardına kadar getirdi ama puansız döndü.
İkinci yarının sonlarına doğru Chicago field goal ile bir 3 puan daha aldı ve skoru 6-0’a getirdi. O ana kadar bariz Bears üstünlüğünde geçen maçta farkın 1 touchdown ve extra’dan az olması mucize gibi bir şeydi. Nitekim hemen sonraki drive’da Ryan Grant 66 yardlık bir koşuyla skoru 7-6 yaptı. Peşinden Adrian Peterson’un kışa TD koşusuyla Chicago ilk yarıyı 13-7 önde kapadı.
İkinci yarıda Kyle Orton (ki kendisini Purdue’da iki sene severek takip ettim) Chicago’nun ilk QB’si olması gerektiğine dair kanıtlar sundu. TE Clark’a attığı TD pası ve öteki TE Olsen’a attığı extra pası ile skoru 21-7 yaptı. Ardından gelen punt tekrar bloklandı ve bu sefer TD’a kadar gitti ve bir anda skor 28-7 oldu.
Son çeyrekte Green Bay 5 WR dizilişini de kullanarak biraz başarı sağladı ama drive’ları sonlandıramadı. Brian Urlacher ise yaptığı bir interception’ı çok güzel sonlandırdı ve takımını 35-7 öne geçirdi. Maçın skoru da bu oldu.
Sanki sene başından beri ufak tefek şans gerektiren oyunlarla kazanılan maçların hepsinin hesabı bugüne kalmıştı. McCarthy ve ekibinin başına gelebilecek her türlü şanssızlık geldi. Green Bay de playoff’lara gitmeden önce hesabı temizlemiş oldu. Green Bay’in bu mağlubiyetiyle Dallas (eğer ulaşabilirse) Super Bowl’a kadar kendi evinde oynamayı garantiledi.
Chicago savunmada ve punt takımlarında sağladığı üstünlüğe vasat üstü bir hücumu ekleyince playoff’lara giden rakibi Green Bay’i iki maçta da yenmiş oldu. Artık ocak ayında Brett Favre’ı sahada seyrederken bu maçları düşünürler. Green Bay ise her ne kadar pas oyunlarındaki başarısızlığı kötü havaya bağlasa da kendilerine NFC Şampiyonluk maçına kadar Lambaeu Field’de oynayacaklarını hatırlatmak gerekir.
Haftaya görüşene kadar ödeviniz New Orleans QB’si Drew Brees’in kendine attığı 8 yardlık pası bulup izlemek olsun. Geçmiş bayramınız da kutlu olsun.