Ben tarafım. 

Kimin tarafıyım? 

25 Ekim 2008 tarihli Genel Kurul’da oybirliği ile alınan kararın artık biran önce uygulanarak Amerikan Futbolu’nun artık TBSF’den ayrılmasını isteyenlerin tarafıyım.

Türkiye’de Amerikan Futbolu oynamak isteyenlerin tarafıyım.

Türkiye’de Amerikan Futbolu’nun gelişmesini, oyun kalitesinin artmasını isteyenlerin tarafıyım.

Amerikan Futbolu’nun üniversitelerde iyice yaygınlaşmasını, liselerde hatta belkide ortaokullarda bu sporun yavaş yavaş başlamasını, yaygınlaşmasını isteyenlerin tarafıyım.

Klüpler Ligi’ndeki takım sayısının zamanla artmasını isteyenlerin tarafıyım.

Takımların zamanla daha çok maç yapmasını isteyenlerin tarafıyım.

Planla, programla, hukukla ve ahlakla iş yapan, yapmaya çalışan, emek harcayanların tarafıyım.

Kimin karşısındayım?

Ben yaptım olducuların, şeffaf olmayanların, vizyonsuzların karşısındayım.

Her söylenende art niyet arayanların, okuduğunu anlamayanların karşısındayım.

Hakkını aramayanların karşısındayım.

Hala Ankara – İstanbul ayırımı yapanların, bir türlü biraraya gelemeyip ortaya birşey çıkaramayanların karşısındayım.

Bu camiada bir yerlere gelmek uğrunda, üç kuruşluk menfaat için eğilip bükülenlerin, kendini satanların, iftiracıların, yalan söyleyenlerin veya susanların karşısındayım.

Amerikan Futbolu’nu Türkiye’de menfaat kapısı olarak gören her türlü menfaatçinin karşısındayım.

Basında çıkan saçma sapan Amerkan Futbolu haberlerinin karşısındayım.

Ya siz kimin tarafısınız?

Liste uzar gider daha ama sıkmayalım kimseyi.

Hadi şimdi biraz daha 2009 – 2010 sezonuna odaklanalım.

2009 – 2010 sezonu TBSF tarafından ilan edildiği üzere 3 Ekim 2009 tarihinde başlayacak ve 29 Mayıs 2010 tarihinde bitecek.

Ne işe yarayacağını anlamadığım, kimin nasıl 1. Lig’e yükseleceği belli olmayan 2. Lig ise 10 Ekim 2009’da başlayacak ve 27 Mart 2010’da bitecek.

Üzgünüm ama takvimde Üniversite Ligi’ne yer yok. Ben demiyorum fikstür diyor.

Gelelim “çok maç isteriz, yaptırmayanın kellesini isteriz” diyenlere, nasıl oldu da bir sezonda 7 maça razı geldiniz. Hadi yarı final ve finalle 9 olsun. Size bir sürü maç vaad edilmemiş miydi, yoksa gerçekleri mi gördünüz? Yanan soba sıcaktır, el deymeye gerek var mıydı?

Öte yandan 14 Nisan 2010 tarihinde 2. Lig’de oynanacak wild card maçı ne için, sonrası yok mu? Ben demiyorum TBSF web sayfası öyle yazıyor.

Yine TBSF web sayfası “Sporcu lisansları için son başvuru tarihi 31 Ocak 2010 tarihi olup bu tarihten sonra kulüpler sporcularına lisans çıkartamayacaktır.” diyor. Yani 3 Ekim 2009 tarihinde lige başlayacaksınız ama oyuncu lisansları için 31 Ocak 2010 tarihine kadar başvurabilecek, bu tarihe kadar yapacağınız karşılaşmalarda lisanssız oyuncu oynatabileceksiniz. Lisanslama işleminin en iyi ihtimalle 2 hafta sürdüğünü düşünürseniz bu sezonun büyük bir kısmı lisanssız oyuncularla oynanacak. Hangi resmi spor dalı lisanssız oyuncularla oynanır ben bilmiyorum. Örneğin, lisanssız bir oyuncu resmi bir maçta bir başka oyuncuya, hakeme veya seyirciye bir harekette bulunursa bunun sorumlusu kim olacak?
Hadi oradan Bülent sus bakayım, ben yaptım oldu.

“Katılım kriter ve evrakları ise 01 Ağustos 2009 tarihinden sonra ilan edilecektir.” Türkçe meali “Ben 27 Temmuz 2009’a kadar başvuranı lige alırım, sonra duruma bakar kriter belirlerim, uyan uyar uymayan da uymaz. Zaten çok da umurumda değil, hem zaten kulüplerin de umurunda değil, maç olsun, hareket olsun, bir de şampiyon çıksın da nasıl olursa olsun”
Ben yaptım oldu.

Anlamayanlar, anlayamayanlar için tekrar edeyim. Artık Amerikan Futbolu bir federasyon bünyesindedir ve hukuk kurallarına tabidir. Gerçi yayınlanmış bir Müsabaka Talimatı olması gerektiği halde yok (bu yapılan her ligi/karşılaşmayı geçersiz kılabilecek kadar önemli bir eksik), ama TBSF’nin bağlı olduğu yönetmelikler var. Ben yaptım oldu ile işler yürüyemez. Hukuk kurallarını takmayan ve/veya uygulamayan, buna çanak tutanlar bu spora zarar veriyor. Kim mi engel olacak, sizler ben değil.

Ey sesi çok çıkanlar, unutmayın sesi çok çıkanlardan kat be kat daha fazla sesi çıkmayanlar var. Gün olur devran dönerse ne yapacaksınız?

Ben yazılarımla hesap soracağım ve 23 Üniversite Takımı’nın bir lige sahip olmasının takipçisi olacağım. Benim ilk iki Üniversite Ligi’nin şampiyonu Gazi Warriors’u, efsanevi Red Deers’ı ve Sultans’ı, azimli Cats’i, renkli oyunlarıyla Judges’ı, Knights’ı, Dolphins’i, Rangers’i, Falcons’u ve adını saymayı unuttuğum diğer takımları ve yeni kurulan/kurulacak bir çok takımı izleme hakkımı elimden alamazsınız.

Saygılarımla…