Gelinen noktada play-off maçları belirlendi. Son hafta sürpriz çıkmadı ve TBSF 1. Lig’inin sıralaması belli oldu. Istanbul AFK Cavaliers zorlu ve çekişmeli bir müsabakanın ardından son haftaya kadar namağlup gelen Gazi Warriors’un ünvanını elinden aldı ve tek mağlubiyetli iki takım arasındaki sıralamada tie breaker ile ligi lider tamamladı. Gazi Warriors ise son haftaya kadar iyi gelmişti. Ancak mağlubiyete engel olamadı ve ligi ikinci sırada tamamladı. Aslında burada iki takım için de fark eden tek şey wild card’ta hangi grupla eşleşecekleri oldu. Zira eğer Gazi Warriors kazanmış olsaydı, ODTÜ Falcons @ İTÜ Tigers maçının, bir süredir Tech Bowl olması konuşulan maçın, galibi ile, yine home field advantage ile mücadele edecekti. Gelinen noktada Ankara Cats @ Boğaziçi Sultans maçının galibi karşısında final vizesi arayacaklar.
Cavalliers ise ODTÜ Falcons karşısına sürdüğü kadrodan çok daha farklı bir kadro ile Gazi maçına çıktı ve sayı düellosunun gülen tarafı oldu. Bu çerçevede zaten kazandığı home field advantage’ını lig lideri olarak sürdürmesini bildi ve ODTÜ Falcons @ İTÜ Tigers maçını galibiyle final mücadelesi verecek.
Ankara’da son yıllarda dikkatimi çeken iki takımın da, bir çok saha dışı sorunla boğuşmasına rağmen, play-off’larda olması benim açımdan sevindirici. ODTÜ Falcons ve Ankara Cats son yıllarda ciddi anlamda emek harcıyor ve rekreatif bir süreçten başarı ile çıkıyorlar. Gerek oyuncu, gerekse staff’taki kadro sıkıntısı, okuldan ve/veya sponsorlardan maddi destek almakta çekilen zorluklar, her takımın olduğu gibi, bu iki takımın da belini bükmekte. Ancak bu iki takım tüm güçlüklere, zorluklara özveri ile direnmekte ve son derece başarılı bir football programı oluşturmakta emin adımlarla ilerlemektedirler. Önümüzdeki yıllarda hem Falcons’tan, hem de Cats’ten daha ciddi atılımlar ve başarılar bekliyorum.
Gelinen noktada iki önemli detay var, gözden kaçan. Bunlardan biri, tek takım devrinin sona ermesidir. Ülke football’unun genel durumu sıralamaya da yansımış durumda. Yedi maçlık kısa bir ligde bile sezonu perfect bitiren bir takım yok. Zira perfect bir takım da yok. Şu an play-off mücadelesi veren takımlar başta olmak üzere, her takım rakibini yenebilecek güçte. Daha doğrusu, rakibin zaaflarından yararlanabilecek güçte. Ancak, özellikle Avrupa arenası başta olmak üzere, staff, oyuncu, sponsor, okul desteği tam olan ve yeterli maddi olanaklara, tam anlamıyla, sahip bir takım bulunmamakta. Neticede Sultans ve Red Deers dönemleri gibi, tüm maçlarını kazanabilen takım dönemi de sona ermiş durumda. Bu iki takım da ülke şartlarının önünde oldukları için o dönemlerde, ligi domine etme başarısı göstermişlerdi. Ancak şu an, ülke football’u adına ne mutlu ki, hemen her takım benzer derecede yapılanmalara sahip durumda.
Bir diğer konu da, ittifak takımları vs. bireysel bağımsızlığını kazanmış, olgunlaşmış takımlar. Ligde iki değişik türde takım var. Tigers, Sultans, Warriors, Cats, Falcons, gibi bireysel takımlara karşılık Cavaliers ve Stallions gibi ittifak takımları yer almakta. İttifak takımlarına baktığımızda bizi lig lideri, diğeri lig sonuncusu. Her iki takımda da Amerikalı bir ekip, ağır ölçüde de ülkemizdeki kiliselere bağlı oluşumların desteği yer almakta. Özellikle kendi evimizde oynadığımız son Stallions maçında tribünleri dolduran seyircilerin büyük kısmının Amerikalı olması sevindirici ve dikkat çekici bir gelişmeydi. Böylelikle kültürel entegrasyon bakımından sporun önemi bir kez daha sahaya ve tribüne yansıtıldı. Herhangi bir takımla birleşme yoluna gitmeden, alt yapıdan oyuncu yetiştirerek ayakta duran takımların ise orta ve uzun vadede daha başarılı oldukları ortaya çıkmakta. Zira Lig lideri ile lig sonuncusu ittifak takımları arasında yer alan tüm takımlar bireysel olarak yollarına devam eden takımlar.
Bundan 5 yıl önce Galatasaray Üniversitesi ile birleşerek Galatasaray Tigers olarak lige katıldığımız yıl yaşadığımız olaylar ittifak kurmanın ne kadar zor olduğunu ve kurulan ittifakların “Takım” olgusu içinde uyum ve dayanışma içinde çalışmasının imkansıza yakın olduğunu yakından gözlemleme fırsatı vermiştir. Bununla birlikte, bunu başaran bir ekip olan Cavaliers’ın başarısı da gözler önündeyken, ittifakların hüsranla sonuçlanacağı savı geçerliliğini kaybetmektedir. Buradan çıkacak sonuç, ittifakların “do-or-die” sonucu vermeye yatkın olduğu yönünde olacaktır.
Play-off’lar için, gelinen noktada, yorum yapmak çok mantıklı değildir. Zira play-off’lara “taraf” olarak katılan bir takımın üyesi olduğum için objektif bir yorum yapmam mümkün olmayacaktır. Lig’de mücadele eden tüm takımlar gibi, biz de zirve için ter dökmekteyiz. Çıtamızı yüksek tutmaktayız. Bunun için de son derece zorlu ve telafisi olmayan maçların oynanacağı bir viraja giriyoruz. Cavaliers ve Gazi finali bugüne kadar en çok dile getirilen eşleşme olmuştu. Ancak bence kim final oynarsa oynasın, şu dakikadan itibaren oynanacak her maç nefes kesecektir. Bu sebeple play-off vizesi alamamış, üniversite ve 2. Lig’de mücadele eden tüm takımları play-off ve EFAF Challange Cup mücadelesi veren takımları desteklemek üzere tribünlere davet ediyorum.