Draft’a geçmiş yıllara nazaran az bir seçim hakkıyla giren Miami Dolphins, eldeki seçim haklarından iyi işlere imza atmasını bilerek hem gönlümce hem de yorumcu kesimlerce geçer not aldı. He tabii, “Ah şu da gelseydi” demedik değil ancak işin özünde oyuncularla hem koç ekibinin hem de genel menajer ekibinin görüşmeleri sonucu sadece saha içi değil aynı zamanda mental olarak oyuncuların yapısının incelendiğini düşünüldüğünde, bu seçimleri yapanlara ve seçilen oyunculara güvenmekten başka çare kalmıyor. Neyse bu kadar üçüncü sınıf edebiyat yeterlidir o zaman şu seçimlere biraz bakalım….

1. Tur, 21. Sıra: Chop Robinson, DE, Penn State

Öncelikle bu seçime şaşırdım. Kesinlikle mantıksız veya “ne alaka” bir seçim olmadığını belirteyim. Şaşırmamın sebebi McDaniel’in, Xavier Worthy seçimiyle hücumda “all-in” yapması senaryosuna baya alışmıştım. Ancak bu noktada Dolphins’in gerçekçi yaklaşımını da seçim dışında ayrı bir beğendim. Öyle ki Bradley Chubb’in ACL’i ve Jaelan Phillips’in aşil sakatlığı sonrası özellikle defansif end ve edge bakımından Dolphins’in eksikliği mevcuttu. Bu noktada Chop Robinson ismi potansiyel barındıran ve kendisini kanıtlamış bir isim.

Draft edildiği okul olan Penn State’e 2022 yılında katılan Robinson, kariyerine Maryland’da linebacker olarak başladı. Penn State yıllarında ise elle tutulur rakamlar ortaya koyan genç oyuncu, Nittany Lions kariyerini 9,5 sack, 17,5 yard kaybettiren tackle, 31 tackle ve 3 pas savunmasıyla tamamladı. Genel özellikleri olarak son derece hızlı ve atletik olması karşısındaki hücum hattı oyuncusuna en büyük kozu olarak öne çıkıyor. Ağırlıklı olarak 5 veya 7-teknik oynayan Robinson’un zaman zaman “overload the center” oyunlarında yani kalabalık savunma hattı ile komple rush durumlarında 1-teknikte de fark yarattığı oyunlar mevcut. Her ne kadar hızı ile sadece kolej kariyerini değil aynı zamanda Combine’da da fark yaratmış olsa da ideal bir NFL seviyesindeki pas rush’a göre el-ayak kombinasyonu gelişmiş ve sağlam bir tekniği var demek çok zor. Bu noktada daha komple bir role evrilmesi ligdeki kalıcılığı adına elzem. Öyle ki yine NFL Combine’daki oyuncu kıyaslamalarında benzetildiği oyuncu olan Micah Parsons’un yetenekleri düşünüldüğünde, Robinson’un belirli bir eşiği atlaması şart.

2. Tur, 55. Sıra: Patrick Paul, OL, Houston

Lamı cimi olmadan belirteyim: Bu seçim draft’ın içime sinmeyen seçimlerinden birisi oldu. Peki neden? Öncelikle Dolphins’in geçen seneki hücum hattından yaşadığı sıkıntıları birçok kez yazılarda dile getirmiştim. Bundan mütevellit seçimlerden birisinin hatta ilkinin bu alana yönelik olacağını tahmin etmiştim. Lakin off-sezon hamlelerinden sonra hücum hattı seçiminin ikinci tura atılması çok da şaşırtmadı. Öyle ki Houston çıkışlı Patrick Paul ise biraz şaşırttı.

Son derece iri fiziği, uzun kolları ve kısa mesafedeki atletizmi ile kendisini fark ettiren bir isim. Temel özelliklerinin son derece belirgin olmasıyla bunu da birçok kez avantaja çevirebilen Paul, özellikle defansif end oyuncularına karşı üstünlük sağlama konusunda güvenilir. İbrenin terse döndüğü nokta ise işin teknik tarafında yer alıyor. Sayılan bu kadar özelliğe rağmen oyunundaki istikrarsızlar ve el ayak kombinasyonundaki zayıflıklar kendisini her türlü pas koruması tekniğine karşı yetersiz hale getiriyor. Öyle ki lig seviyesindeki ortalama üstü pass rushların en büyük özelliği rakip hücum hattı oyuncusunun kendisini engellemesini durdurmak için ellerini seri bir şekilde kullanması ve bunu yaparken de ayaklarıyla gerek iki gerekse üç adımla yine rakip hücum hattı oyuncusunun gardını tamamen düşürmek olduğu senaryoda, iyi bir pas koruması için üst vücudun sürekli olarak sağlamlığı önemli. Paul’un bu noktada geliştirilebilir bir yapıda olup olmadığı ile ilgili bir bilgi maalesef yok; lakin Terron Armstead’in yedeğinin arandığı yerde Patrick Paul’un de ilk seneden ekstrem bir durum olmadıkça starter olmasını beklemiyorum. Yine de gelişim açısından yakından takip edeceğim isimlerin başında gelecektir kendisi.

4. Tur, 120. Sıra: Jaylen Wright, RB, Tennessee

Draft öncesi notlarımda Jaylen Wright ismine çalışırken içimden “Keşke bu adam bize gelse” diye nasıl geçirdiysem gerçekten de geldi. Şayet Dolphins’in koşu oyunlarının ne kadar etkin olduğunu geçen sene birçok maçta görmüştük. Lakin özellikle iç koşularda biraz daha zone koşularını yapabilecek ve gerektiğinde de fiziksel olarak ayakta kalıp temas sonrası ekstra bir iki yardı alıp takımı sahada tutabilecek pozitif bir isme ihtiyaç da yok değildi. Muhtemelen McDaniel hocamla aynı fikirde buluşmuş olacağız ki Tennessee çıkışlı Jaylen Wright’i seçti (Seviliyorsun McDaniel hocam!).

Yüksek tackle kırma becerisi, iç koşularda koridor okumalarda yönlenmeleri, geniş alandaki hızlanması ve fiziğine göre yön değiştirme becerisi olmasıyla ön plana çıkan Wright, geçen seneki Volunteers hücumunda 1013 yard ve dört TD ile iyi işlere imza attı. Kolej kariyerini 2297 yard ve 18 TD ile bitiren genç oyuncu, özellikle Dolphins’in iç koşucusu olma yolunda Devon Achane ile iyi bir ikili olacaktır. Tabii bu noktada lig seviyesinde koşu okumalarını yapması ve fiziksel olarak da seviye atlaması kalıcı olmak adına önemli bir olgu. Tabii bir de kısa pas opsiyonu olarak da güvenilir ellere sahip olmamasından kaynaklı olarak checkdown opsiyonu olarak da kullanımını pek görmeyebiliriz. Buna rağmen Wright’in takıma tamamlayıcı etkisi mutlaka olacaktır.

5. Tur, 158. Sıra: Mohamed Kamara, DL, Colorado St.

Çok övünmek gibi olmasın ama Miami Dolphins’in beşinci turdan seçtiği Mohamed Kamara’yı “steal” olarak siz değerleri okur ve takipçilerin takdirine sunmak isterim. Evet, biraz keskin bir giriş oldu ancak geçen seneki Colorado-Colorado St. rekabetlerini takip ettiyseniz Colorado St. takımına da bir göz atmışsınız diye düşünüyorum. Eğer cevap hayır ise o zaman Mohamed Kamara’dan bahsedelim.

İstatistik kağıdına 45,5 yard kaybettiren tackle, 29,5 sack, 93 tackle ve beş fumble’a zorlama yazan Kamara, takımının fark yaratan savunma oyuncularından birisi olarak lige katıldı. Ağırlıklı olarak defansif end pozisyonunda oynayan genç oyuncunun, hızı ve bununla birlikte yakaladığı momentumla son derece güçlü yapısı birçok kez rakip tackle oyuncularının başını ağrıttı. İlk müdahale edilmediği zaman durdurulması bir hayli zor olan Kamara’nın 5-teknik oyunlarının yanında zaman zaman gerek stunt için veya gerekse kalabalık tackle box oyunlarındaki yaptığı işlerle savunma hattının iç tarafında da dizilebilmesi, oyuna kattığı büyük artılardan. Yok mu peki bu gülün de bir dikeni? Var, olmaz mı hiç. Kenar koşularını takip etmede ve durdurmada sorun yaşaması, yine iç tarafta dizildiğinde koşu oyunlarında çok kolay bloklanabilir olması ve iç koşu sorumluluğun zayıf olması göze çarpan eksiklikleri. Bunlara rağmen eğer Dolphins’te iyi bir kenar savunmacısına evrilirse ki hem fiziği hem de temel özellikleri buna uygun, o zaman Chop Robinson’dan sonra pass rush için harikulade bir ekleme olduğunu söyleyebilirim. Kadro yapılanmasının derininde başlayacak olsa da sezon içerisinde forma giydiği anları bolca göreceğiz.

6.Tur, 184. Sıra: Malik Washington, WR, Virginia

Bu seneki wide receiver seçimini altıncı tura bırakan Dolphins, bu hususta Virgina çıkışlı Malik Washington’u kadrosuna katarak en azından benim takdirimi kazanan bir hamle gerçekleştirmiş oldu. Kolej kariyerine Northwestern’da başlayan Washington, burada geçen dört senede pek varlık gösteremezken geçen sene katıldığı Virgina’da ise elle tutulur bir performans ortaya koydu. 110 pas yakalama ile kolejde en çok pas yakalayan oyuncu olurken 1426 yard ile de en çok pas yardı elde eden dördüncü isim oldu.

Temel olarak iyi bir slot receiver olan Washington, pas yakaladıktan sonraki hızlanmaları ve özellikle alan savunması yapan takımlara karşı iyi bir dig, seam veya cross rotası koşucusu olmasıyla ön plana çıkan bir profil. Yine benzer şekilde fiziksel üstünlük kurma açısından da elle tutulur bir yapıya sahip olan genç oyuncunun, pas yakaladıktan sonra tackle kırma becerisi de yüksek. Noksanlık noktasında ise X receiver olması için temel ayak hareketlerinin az olması ve press man coverage yapan cornerbacklere karşı yeterli “separation” yaratamaması ilk ve belki de en önemlileri denebilir. Öyle ki zaten onları da yapsa bu kadar alt turlara belki kalmazdı. Netice itibariyle Washginton’un eğer tempo sağlayabilirse McDaniel’in receiver setlerinde yan parçalardan biri olabileceğini düşünüyorum

6. Tur, 198. Sıra: Patrick McMorris, DB, California

Secondary hamlesi olarak California’dan gelen Patrick McMorris, secondary odasının derinliğini arttıran yatırımı oldu. Bir noktada özellikle safety pozisyonunda sadece Holland ve Poyer’ın olduğu senaryoda beklentilerimden birisi Kamara’nın seçildiği sıradan bir safety’nin katılmasıydı ancak tabii ne zaman draft’ta evdeki hesap çarşıya uymuştur ki? Bu noktada McMorris hamlesi idare eder ama “bakacazzz” hamlelerden biri olduğunu söyleyebilirim.

2019-2022 yılları arasında San Diego St forması giyen McMorris, 2021 yılındaki dört interception sezonuyla akıllarda yer edinmişti. Son sezonunu California’dan geçiren genç oyuncu, fiziksel ve atletik yapısıyla koşu oyunlarını durdurmada ve kısa pas opsiyonlarını okuyup çabuk davranma konusunda ilk başta göze çarpıyor. Aynı zamana koşu ve pas savunmalarında blitz yapabilen bir oyuncu olmasıyla da ön alana farklılık getirmiş ve ligde de bunları sağlayabileceğini vaat eden bir isim. Lakin geniş alandaki pas savunmasındaki sıkıntılar, uzun rotadaki receiverlara karşı geriye dönüşlerindeki zamanlama hataları ve rakip oyun kurucular tarafından kolay yem olabilecek yapısı kendisini “kenarda biraz pişsin” oyunculardan biri haline getiriyor. Bu noktada önünde Jordan Poyer gibi bir tecrübe olması ise bir sonraki adımı için büyük bir şans.

7. Tur, 241. Sıra: Tahj Washington, WR, USC

Turkuaz beyazlı takımın son sıra seçimi olan Tahj Washington, draft’ın ilk sıra seçimi olan Caleb Williams ile USC’de güzel bir sezon geçirerek istatistik kağıdını doldurdu. 1062 yard ve 8 TD ile elle tutulur bir performans sergileyen Washington, hızı ve topu yakaladıktan sonraki çabukluğu ile birçok maçta takımına fayda sağladı. Lakin, kısa boyu ve bunun getirisi olarak kısa kol uzunluğu ile son derece kısıtlı bir pas yakalama penceresi olan genç oyuncunun fiziksel olarak da ufak tefek olmasıyla her türlü coveragedan kurtulabilen bir yapısı da olduğunu söylemek zor. Kendisi için düşük model Tyler Lockett dersek fena olmaz gibi. Bundan dolayı kullanımı büyük ölçüde receiver setlerinde özellikle tek safetyli düzende alert rotasında ve bu eksende nadir şekilde uzun pasların hedefi şeklinde olacaktır. Genç oyuncu özellikle oynanacak olan hazırlık maçlarına kadar olan süreçteki gelişimiyle birlikte en azından özel takım oyuncusu olmakla birlikte receiver kadrosunun derinliklerine kendisine yer bulacaktır.

En nihayetinde eksiklere yönelik yapılan draft’lar neticesinde özellikle pas rush tarafına ağırlık veren Dolphins, hücum hattı ve safety seçimleriyle de mevzubahis bölgelere ufak tefek hamleler yaptı. Tabii bu draft’tan çıkan bir sonuç doğrudan sahaya katkı verebilecek bir oyuncu sayısı en azından antrenmanlara bakıldığında sıfır olarak gözüküyor. Chop Robinson’un alacağı sürenin diğerlerine nazaran fazla olacağını ve diğer isimlerinde gelecek sezonlar için yapılan hamleler olduğunu düşünüyorum. Eee ne diyelim, bu isimler de artık toprağa ekilen birer tohum; bakalım ne zaman meyve verebilecekler…