Geçtiğimiz hafta Ankara’da oynanan maçta gülen taraf 33-8 ‘lik skorla Gazi Warriors oldu. Bu sene normal sezonda oynanan maçta Warriors zorlansada 19-12 yenmesini bildi. Ve ardından oynanan Üniversiteler Ligi maçı yine Warriors’ın 26-8 galibiyetiyle sonuçlandı.

Geçen sene gerçekten kötü bir sezon geçiren Warriors, teknik kadronun değişmesi ve askerden dönen oyuncularıyla adeta yeniden doğdu ve geçen senenin şampiyonunu senede üç kez yenerek gücünü gösterdi. Açıkçası göze çarpan en önemli değişim Warriors defansı olsa gerek. Pas yeme zaafını üzerinden atıp LB’lerini güçlendiren Gazi, gerçekten geçilmesi zor bir defans yarattı bu sene. Geçen sene Ankara Çubuk’ta oynanan maçta uzun paslardan touchdown atan Boğaziçi Sultans, bu sene oynadığı iki maçtada ligin en çok interception yapan adamına takıldı,Mert Köse. Son maçta daha çok koşu oyunlarıyla ilerlemeye çalışan Sultans ofansı vasatın çok çok altında kaldı. Özellikle Warriors LB’leri bloklara takılmadan rahat tacklelar alabildi ve attığı 3 touchdownla maçın yıldızı kesinlikle Gazi defansı oldu.

Bu sene kendi şahsıma, oynadığım en sert defanslardan birisi de Boğaziçi Sultans idi. Dar gaplerdeki koşularda gayet başarılılar ama dış koşularda Gazi pullarına çok takıldılar bu maç. Her çarpışmada ve tackle’da gerçekten ses çıkıyordu. Haliyle sahadaki oyunculara bundan daha fazla keyif veren birşeyde olamaz. Maçta arasıra gerginlikler ve ufak atışmalar oldu tabi ama en azından iki takım oyuncularıda kendilerine hakim oldular. Tribün yine renkliydi ve yakılan meşaleler oldukça hoş görüntülere sahne oldu. Asıl ilginç olan ise maçın hemen başında sanki ayarlanmışcasına havai fişek şov başladı, sanırım yakınlarda açılış vardı.

Ayrıca bu maç Sırbistan’dan gelen bir hakem heyetine de ağırladı. Oyun daha hızlı oynatılmaya çalışıldı ve iki takımda Delay of Game cezası yedi birer kez. Birde Raming ve Spearing (yanlış mı yazdım ya) cezası çok çalındı benim en çok dikkatimi çeken bu oldu. İşin garibi pozisyondan çok ama çok uzak olan bir hakem,diğer bir hakemin önünde olan pozisyona defalarca bu cezayı attı. Artık özel bir tembih falan mı yapıldı bilmiyorum ama bence abartıldı. Onun dışında maç çok temiz ve akıcı yönetildi.

Her iki ligden de elenen Boğaziçi’ye önümüzdeki sene başarılar dilerim.

Gelelim final maçına, sene başından beri ligin iki favorisi olan Cavaliers ve Warriors 22 Mayıs’ta yeri henüz belli olmayan bir sahada final maçına çıkacaklar. Türkiye’nin en iyi iki ofans line’ına sahip takımlar için tek eksik Pro-Lig şampiyonluğu. Bir tarafta hacim olarak ortalamanın altında fakat oldukça hızlı ve güçlü bir OL, diğer tarafta ortalaması 130 kg olan ve çok iyi trap bloklar yapabilen bir OL. Bu maçın kaderini belirleyecek olan bölgeler bunlar işte. Bu bölgelere takviye yapacak olan ekstra güçler ise her iki takımda da sağlam. Bir yanda ligin en hızlı ve sert wing-back’leri. Diğer yanda şu anki görünümüyle ligin en iyi QB’si. OL’nı ayakta kalan takım kupayı kaldırır düşüncesindeyim. Defansın hiç mi etkisi yok tabiî ki var. Özellikle LB’lar bu maç çok dikkatli olmalı ve full konsantrasyonla oynamalı. Warriors’ın en büyük kozu tabiî ki Gürkan Aslan. Eğer enerjisini maç sonuna kadar kullanabilirse Gürkan, bu maç ortadan koşulara müsaade etmeyecektir. Dış koşuları iyi kapayan Caveliers takımı en büyük eksiği olan ortadan diveları durdurabilirse maç gerçekten inanılmaz keyifli geçecektir.