Gözümüzün bebeği NFL’imizin 32 takımından 20’sinin sezonu geçtiğimiz Pazar sona ererken, kalan 12 Dallas’ta oynanacak Super Bowl ve Vince Lombardi kupası için çarpışmaya devam edecek. 8 takım bu hafta sonu oynarken sezonu daha iyi tamamlayan 4 takım bir hafta dinlenecekler. Şimdi haftasonu oynanacak maçlara ve ötesine bir bakalım:
8 Ocak 2011 Cumartesi, 16:30 (Eastern) (Gençler, Eastern’a 7 saat ekliyorsunuz Türkiye için)
New Orleans Saints @ Seattle Seahawks
İnanması zor, ama 7-9’luk (yani 16 maçtan 7’sini anca kazanan) Seattle Seahawks kendi division’ını kazandığı için 11-5’lik New Orleans Saints’ten daha yüksek seribaşı, ve maç Seattle’da oynanacak. Seattle tarihin en yüksek bahis oranına sahip Super Bowl için: 250-1. Yani Seattle’ın Super Bowl’u kazanacağına 4.000 TL basarsanız, kazanıp milyoner olabilirsiniz; ama bence o 4.000 TL’yi sobaya koyup yakın, en azından ısınırsınız. Her tarafından akıtan ev gibi, kör topal rezil division NFC West’i son maçla kazanan Seahawks’ın, Atlanta’dan sonra belki NFC’nin en iyi takımı Saints’e karşı hiç şansı yok. Tek avantajları Seahawks’ın muhteşem stad ve seyircisi. Drew “Go Boilers” Brees ve ekibi olayı şansa bırakmaz diyorum bu maçta. Maçın galibi, Green Bay @ Philadelphia maçını Packers kazanırsa Chicago ile oynayacak, aksi taktirde Atlanta ile oynayacak.
8 Ocak 2011 Cumartesi, 20:00 (Eastern)
New York Jets @ Indianapolis Colts
Bu maçın biraz daha ortada olduğuna inanıyorum. Manning en zor gününde bile herhangi bir NFL defansını zorlayabilir, bu Jets ve kaliteli cornerbackleri bile olsa. Olay Sanchez’in nasıl oynayacağında bitiyor gibi gözüküyor. İlk senesinden beri çok yol almışsa da playoff acemiliği ayrı bir şeydir. Brian Urlacher’ın dediği gibi: “Sezon öncesi hızı ayrıdır, sezon ve playoff hızı ayrıdır, Super Bowl hızı da ayrıdır.” Sanchez bir anda kendini Robert Mathis ve Dwight Freeney’nin kollarında bulabilir. Bu maçı Colts kazanırsa Pittsburgh Steelers ile, Jets kazanırsa New England Patriots ile oynayacak.
9 Ocak 2011 Pazar, 13:00 (Eastern)
Baltimore Ravens @ Kansas City Chiefs
Uyduruk division’ın şampiyonu takımlardan biri de Kansas City Chiefs. “Şu konuda en iyilerden biri” diyebileceğimiz bir tarafı olmayan Chiefs, Ravens defansı karşısında kesinlikle zorlanacak. Ravens koçları ise Flacco ve ekibini playoff testinden geçirecekleri bir maça giriyorlar. Kazanırlarsa karşılarına Pittsburgh Steelers veya New England Patriots takımlarından biri gelecek, ve bu takımlara karşı ne kadar prova yapılsa az.
9 Ocak 2011 Pazar, 16:30 (Eastern)
Green Bay Packers @ Philadelphia Eagles
Gelelim bence bu haftanın en heyecanlı geçecek maçına. Daha senenin ilk maçında yine Philadelphia’nın sahasında oynanan maçı Green Bay kazanmış, ancak maçta iki önemli sakatlık yaşanmıştı. İlk sakatlık Green Bay’in koşucusu Ryan Grant idi, ve Grant’in yokluğu bütün sene hissedildi. Hatta Grant’in ve dolayısıyla koşu oyununun eksikliği şu anda Green Bay’in Super Bowl’a ulaşmasının önündeki en büyük engel. Yine aynı maçta Eagles oyun kurucusu Kevin Kolb sakatlanmıştı. Yalnız bu sakatlık Michael Vick’in oyuna girmesini sağladığından aslında Eagles’a faydalı oldu ve belki playoff’lara girmelerini bile sağladı.
Philadelphia’nın en büyük kozu tabi ki Vick ve hızdaşları. LeSean McCoy, DeSean Jackson ve Jeremy “JeSean olsa daha iyi olurdu” Maclin rakiplerinin başını döndürüyor. Pas oyunlarında bir de tight end Brent Celek’i unutmamalıyız, zira unutan bazıları bunun bedelini ödedi.
Green Bay’in en büyük kozu ile defans. Hemen her mevkide sakatlığı ve injured reserve’i bol olan Packers savunması, alttan veya sokaktan gelen herkesin güzel oyunuyla rakiplerini korkutuyor. Bunun da sebebi defans koçu Dom “Bir kere daha head coach olaydım” Capers. Packers hücumu ise ligin en iyi QB’lerinden Aaron Rodgers’ın elinde. Korumayı başarabildiklerinde çok etkili olabilen pas oyunu takımı playoff’a taşırken bir de topal koşu oyununu arkasından sürüklemek zorunda kaldı. Pas ağırlıklı her takımın koçu, koşu oyunundan vazgeçmeyeceğini iddia eder, ama bu lafının ardında en çok duran koç Mike McCarthy.
Bu hafta bir maç seyredecekseniz Eagles – Packers maçını öneririm. İki maç seyredecekseniz, aynı maçın tekrarını izleyin derim. Yine de şunu belirteyim, Green Bay ligin en bomba takımı. Bomba derken sizin mi, düşmanın mı önünde patlayacağı belli olmayan türden demek istiyorum. Bir hafta Detroit’e 7-3 yenilirken, öbür hafta Patriots’ı yedek QB Flynn ile elinden kaçırabiliyor. Playoff’a bile çıkamayan Redskins’e yenilirken playoff için yarıştığı Giants’ı darmaduman edebiliyor. O yüzden bu maç benim için iki ihtimalli.
NFL Playoff’ları diğer Amerikan sporlarına benzemez. Seri falan yoktur; maçı kazanırsan sonraki tura gidersin, kaybedersen de evine… O yüzden “Vay ben bu sene NFL’i takip edemedim, uzak kaldım” diye üzülmeyin, her playoff ayrı bir sezon, ayrı bir maceradır. Bakınız mesela 2003 sezonu playoff’larının benim için macerası:
Week 17: Senenin son maçında Green Bay rakibini yenmiş, division liderliği için Minnesota’nın maç kaybetmesini bekliyor. Arizona geriden gelip son saniyede end zone’un köşesinde topu tutup force-out kuralıyla maçı alır ve Green Bay playoff’larda. Yazarınız da New York City ESPN Zone’da kafasında peynir şeklinde dev bir süngerle maçı seyretmekte.
Wild-Card: Seattle Seahawks rakip bu sefer. Maç uzatmaya gider. Para atışını kazanan Seahawks QB’si (ve Favre’ın eski yedeği) Matt Hasselbeck, “We want the ball, and we’re gonna score!” diye açıklar seçimini (yani “Topu istiyoruz, ve sayı yapacağız!” buyurur). İki takım birer punt yaptıktan sonra gerçekten de Matt maçı bitiren sayıyı atar. Yalnız topu attığı adam Green Bay cornerback’i Al Harris’tir, ve Harris bu interception’ı end zone’a kadar götürüp turu getirir. Yazarınız Puerto Rico’da otel odasında maçı seyretmektedir.
Division: McNabb ve Eagles rakip. maçı Green Bay kazanmak üzeredir. Eğer 4 ve 26 ile karşı karşıya olan rakibi durdurabilirlerse tur gelecektir. Maalesef o 26 yard alır ve tur Eagles’ın olur. Turla beraber defans koçu Ed Donatell de Green Bay’e veda eder. Yazarınız turdan emin bir şekilde Indiana’da evinde düzenlediği maç partisinin sonunda tırnaklarını yiyerek maçı seyretmektedir.
Bunları “bakın nereleri gezdim iki haftada ohareeyy” diye anlatmadım. Her playoff bir macera, hepsi ayrı bir anı; bunu söylemeye çalışıyorum. 2003 senesinden playoff maçları hariç pek bir şey hatırlamıyorum mesela ama playoff’lar kazınmış beynime.
Sizin takımınız playoff’lara kalamadıysa üzülmeyin. Seçin mevcutlardan bir playoff takımı, ve keyfinize bakın. Böylece Ocak ayınız boş geçmesin, playoff keyfinden mahrum kalmayın, ve futbol zevkiniz azalmasın.