Kulüpler Ligi’ne sıkı bir başlangıç yapan tüm takımlar için güzel bir sezon diliyorum. Kura çekimleri o kadar başarılı olmuş ki, bence son yılların en başarılı fikstürü bu yılın fikstürü. Ligin henüz ilk haftasında denk güçlerin mücadelelerini izledik. Ankara derbisi, İstanbul derbisi, ligde üst sıralara tırmanma mücadelesi veren takımlarla 2. Lig’in soluğunu ensesinde hisseden ve lige tutunmaya çalışan takımların mücadeleleri genel gidişat hakkında net bir tablo ortaya koydu.

Gazi Warriors: 21 – Hacettepe Red Deers: 20
Son yıllarda gerek Üniversiteler Ligin’de, gerekse Kulüpler Ligi’nde defalarca final oynamış bu iki takımın mücadelesinde gülen taraf genellikle Hacettepe Red Deers oluyordu. Bu yıl da efsane kadrodan, tecrübeli oyuncularının takıma katılımıyla yine şampiyonluğun iddiali ekibi olacağına inandığım Hacettepe’nin maçını ne yazık ki henüz izleyemedim. Kasetleri elime ulaştığında keyifle izleyeceğime hiç şüphem yok. Diğer tarafta, ligin başlamasına kısa bir süre kala diğer takımlarda forma giyen pek çok başarılı oyuncuyu kadrosuna katan Gazi, yıllardır kıl payı kaçırdığı şampiyonluğu bu yıl garantileme çabasında.

Çok büyük bir sürpriz olmazsa bu yıl finali bu iki takımın oynayacağını düşünüyorum. Yalnız final maçı açılış maçından farklı geçebilir. Zira her iki takım da var güçleri ile mücadele edemedi. Hacettepe belki de tarihinde ilk kez option offense şeması ile sahaya çıkan bir Warriors izledi. Final maçına daha hazırlıklı çıkacaklarına eminim. Diğer taraftan özellikle Bilgi Üniversitesi’nden transfer olan oyuncuların uzun bir süredir antrenman yapmadıklarını ve football’dan uzak kaldıklarını da biliyorum. Bu oyuncuların gerek kişisel, gerekse takım antrenmanlarını arttırmaları ve Warriors takımı ile olan entegrasyonlarını gerçekleştirebilmeleri halinde Warriors da, en azından ofansif anlamda daha güçlenerek yoluna devam edecektir.

Boğaziçi Sultans: 16 – İstanbul Cavaliers: 6
ilk şampiyon ile son şampiyonun derbisinden sürpriz bir sonuç çıkmadı. Hem kadrosunun büyük bir bölümünü, hem de Head Coach Harper’ı kaybeden Cavaliers sezona geçen yılın Challange Cup MVP’si ve Tigers’ın flaş oyuncuları ile kadrosunu güçlendirerek çıksa da, eski başarısından uzak, ama istikrarından hiçbir zaman hiçbir şey kaybetmeyen Sultans karşısında sahadan mağlup ayrıldı. Her iki takımın da bu yıl ligin orta sıralarında yer alacağını düşünmekle birlikte, sürpriz bir çıkışla play-off’larda izlenmesi gereken ekipler olduğu kanaatindeyim.

ODTÜ Falcons: 38 – DAÜ Crows: 22
Ligin zirvesini zorlayacak iki takımın mücadelesinde gülen taraf ODTÜ oldu. Play-off’a kalmalarına kesin gözü ile baktığım bu iki ekip de üst sıralar için mücadele edebilme potansiyeline sahipler. ODTÜ’nün kaydettiği 38 sayı kimseyi şaşırtmasın. Zira o sayıların sadece 21’ini DAÜ defansına karşı kaydettiler. Eğer tecrübeli Coach Hayden Flowers, Kıbrıs ekibinin ofansını toparlamayı başarırsa, DAÜ yenilmesi zor ve tehlikeli bir ekip olacaktır. Diğer tarafta da zorlu Ankara koşulları içinde yıllardır üst sıralara tırmanma savaşı veren dişli bir ekip var. ODTÜ eğer transfer bakımından diğer Ankara ekipleri kadar başarılı olabilseydi, şu an şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri olabilirdi. Yine de disiplini, güçlü ve istikrarlı bir football ekolleri var ve oyun yapıları hatayı affetmeyecek şekilde programlanmış.

İTÜ Tigers: 14 – Ankara Cats: 12

Her iki takım de son dönemde oldukça kan kaybetmiş, yeniden yapılanma sürecinde ve play-out oynamasına kesin gözüyle bakılan ekipler. Belli bir geçmişi olan, köklü ve güçlü programlardan gelmekle birlikte güncel sorunlarla lige başlamış olmalarının sıkıntılarını çekmekteler. Denk geçen mücadelede skoru değiştiren oyun Tigers secondary’sinden Berkay Bayraktar’ın Cats’in two point conversion’da intercept ettiği topu 100 yard taşıyarak takımına galibiyeti getiren 2 sayıyı kaydetmesiydi. Bu yıl lige tutunabilirlerse bu iki ekip de gençleşmiş kadroları ile önümüzdeki yıllarda ligin zirvesi için mücadele etme şansına sahip olacaklardır.

Günümüzün değişen football yapısı itibariyle transferde başarılı olan takımların ligin zirvesinde yer alma şanslarının daha fazla olduğunu görüyoruz. O sebeple pek çok takım alt yapıdan feragat etmiş durumda. Ancak kalıcı programlarda alt yapının önemi ön plana çıkıyor. Zira oyuncu transferi takımların en büyük açmazı haline gelmiş durumunda. Günümüzde pek çok transfer son dakika gerçekleştiriyor. Takımlar nihai kadrolarını lige bir hafta kala görme şansı bulabiliyor. Pek çok oyuncu pek çok takımla idmanlara çıkıp son dakika karar değişikliği yapabiliyor. Bu kararlar, değişiklikler takımların da, oyuncuların da en tabi hakkı. Buna hiç kimsenin bir itirazı olamaz. Ancak ben bir Coach olsam, tüm ofans ve defans şemamı üzerine kurguladığım, üzerinde uzun süre çalışarak stratejiler geliştirdiğim oyuncularımı lige bir iki hafta kala kaybetmek istemem. Bu yüzden belki ligler bittikten sonra iki aylık bir ara verilebilir ve oyuncular bu iki aylık aranın ardından hangi takımda oynayacaklarını netleştirerek lisanslarını çıkartabilirlerse bu takımlar açısından daha istikrarlı bir sezon anlamı taşıyacaktır. Tabi ki bu düzenlemeler için özerk teşkilatlara ihtiyaç duyulmaktadır. Takımların çıkarlarını kollayacak bir Kulüpler Birliği, oyuncuların çıkarlarını kollayacak bir Players Associaton kurulmasında fayda olacağı kanaatindeyim. Bol çekişmeli maçların oynanacağı bir lig umuduyla…