Bu yılki EFAF Genel Asamblesi 26 – 27 Mart 2011 tarihinde, Macar Amerikan Futbolu Federasyonu MAFSZ’ın ev sahipliğinde Macaristan’ın Budapeşte kentinde düzenlendi. Davet almayan Sırbistan hariç tüm ülke federasyonları ve Dünya Federasyonu IFAF, çeşitli seviyelerden temsilcilerle hazır bulundular. En üst seviyede temsil heyeti ülkemiz federasyonu TBSF tarafından gerçekleşti. Başkan Şahin Kömürcü, Amerikan Futbolu’ndan sorumlu Asbaşkan Mehmet Güçlü ile birlikte katıldığım Asamblede ülkemiz Amerikan Futbolu Avrupa ve Dünya federasyonları nezdinde görücü önüne çıktı.
İlk gün Marriot Hotel’de düzenlenen work shop’larda flag football, milli takımlar, fund raising, coaching ve hakemlik konuları ele alındı. Her ülke kendi modelini nasıl programladığını ve bu aşamalarda karşılaştıkları sorunları nasıl ele aldıklarını ortaya koyarak modellemelerde bulundu. Özellikle AFVD’nin Almanya’daki faaliyetleri, EFAF Başkanı Robert Huber ve NFL Europe eski sorumlusu Marshall Happer tarafından dile getirildi. Marshall Happer gerek Avrupa gerekse ülkemizde Amerikan Futbolu adına pek çok özveride bulunmuş bir spor adamıdır. Eskiler hatırlar, 1996 yılında Boğaziçi Sultans kaptanıyken, diğer kaptan Temel Öktem ile kendisini İstanbul’a davet etmiştik. Marshall Happer için Boğaziçi Sultans ve Marmara Sharks takımları bir gösteri maçı düzenlemiş, bu gösteri maçında da Türkiye Şampiyonu B.U. Angels Step Takımı da çeşitli gösterilerle cheerleading yapmıştı. B.U. Radyo’nun ses desteği ve DJ XXXL’ın sunumu ve müziği ile de tarihinde ilk kez tam kapasite dolu olan tribünler için hafızalardan silinmeyecek bir organizasyon gerçekleştirilmişti. Akabinde 2 günlük work shop’larda Marshall Happer hazır bulunan tüm takım temsilcilerine Amerika, Avrupa ve Dünya Amerikan Futbolu modellerini anlatmış ve son derece önemli tavsiyelerde bulunmuştu.
Açılış gününün son konuşması ise Avusturya Federasyonu AFBOE tarafından yapıldı. Bunun sebebi de 8 – 16 Temmuz 2011 tarihlerinde Avusturya’nın Innsbruck, Graz ve Viyana şehirlerinde düzenlenecek olan Dünya Amerikan Futbolu Şampiyonası’nın ev sahibi olmalarıydı. Bugüne kadar yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler sundular ve tüm Amerikan Futbolu camiasının bu organizasyona destek olmaları için çağrıda bulundular.
Ancak Genel Asamble ile ilgili her şey, ne yazık ki, bu kadar şık gerçekleşmedi. Geçen yıldan günümüze kadar sonuçlanamayan Alman Federasyonu AFVD ile Hollanda Federasyonu AFBN arasındaki meşruiyet çekişmesi sebebiyle Asamble’nin başından sonuna kadar gergin ve politik bir süreç yaşandı. Kısaca özetlersek, geçen yıl yapılan seçimde EFAF Başkanı seçilen Huber, Hollanda Federasyon Başkanı Ullrich imzalı bir istifa mektubu ile geldi ve söz konusu mektubu gerekçe göstererek Hollanda Federasyonu delegelerinin kongre salonuna alınmalarını önledi. Hollanda Federasyonu söz konusu mektup ve uygulama ile ilgili hukuki süreç başlattı ve mektuptaki imzaların sahte olduğunu, bu mektubun kendileri tarafından gönderilmediğini belgelediler. Dolayısıyla, bu yıl yapılan asamblede hem geçen yıl yapılan seçime alınmamalarının, hem de bunun sorumlusu olarak gördükleri EFAF Başkanı Huber’in aleyhinde bir kampanya yürüttüler. Bu kampanyanın sloganı intikam temalı olmaktan öte, Hollanda federasyonunda delege de olan, hukuk danışmanları Christian’ın tespit ettiği, EFAF ve Alman Federasyonu arasındaki para aktarımlarındaki çarpıklıkların hesabını sormak ve bir önceki yıl düzenlenen EFAF Başkanlık seçiminin geçersiz kılınması ve tekrarlanması isteğiydi.
Bu çerçevede üst düzey güvenlik seviyesinde yer alan Macar Parlamento binasında gerçekleştirilmesine karar verilen Asamble için ülkelerden delege bilgileri dışında pasaport numaraları talep edilmiş. Ancak Türkiye, Sırbistan ve İngiltere federasyonlarına bu bilgilendirme yapılmamıştı. Bu konuda EFAF ile MAFSZ arasında bir kopuklu olduğu belirtilmekle birlikte, yapılacak bir şey olmadığı, bu 3 ülkenin Asamble’ye katılamayacağı bildirildi. İtirazlar sonuçsuz kalınca, açıkçası sonuca ulaşma konusunda umutsuzluklar baş göstermedi değil. Ancak Şahin Bey bu kararın kabul edilemez olduğunu tüm yetkililere bildirdi ve taviz vermez tutumundan hiç bir zaman geri adım atmadı. Bu konuda IFAF Başkanı Tommy Wiking’İn desteğini de arkamıza alarak organize bir karşı atağa geçildi. Asamblede hazır bulunan Türkiye ve İngiliz Federasyon Başkanları’nın imzasını taşıyan, son derece sert ve açık bir uyarı dilekçesi ile EFAF’a ve MAFSZ’a katılım hakkımızın teslim edilmemesi durumunda Asamble’yi üst makamlarda dava edeceğimiz ve alınacak tüm kararları geçersiz kıldırarak, yaptığımız harcamaları tazmin ettireceğimiz ibra edilince, iki kurum da geri adım atmak zorunda kaldı. Böylece İngiltere ile birlikte Asamble’deki yerimizi aldık.
Tabi ki yukarıda iki cümle ile belirtilen bu süreç pratikte çok çetin bir politik temsil ve kararlılık gerektiriyordu. Dünya, Avrupa ve çeşitli ülke federasyonlarının başkanları ile girilen bu zorlu siyaset oyunlarından en güçlü çıkan taraf ülke federasyonumuz oldu. Sabahın 7’sinden gece yarısı saat 2’lere kadar düzenlenen toplantılar, ikili görüşmeler kişiler için yıpratıcı olsa da, ülkemizin ve federasyonumuzun prestiji açısından son derece yapıcı olmuştur.
EFAF ve Almanya federasyonları, orta Avrupa ve eski Sovyet ülkelerinin desteğini alarak Hollanda önderliğindeki, Kuzey Avrupa ve Balkan ülkelerinin ağır itiraz ve eleştirileri ile karşı karşıya kaldı. Neticesinde Hollanda’nın durumu, Alman Federasyonu ile EFAF arasındaki fon aktarımları maddeleri, hukukçuların da araya girmesi ile, çözümsüz bir hal almış, Asamble ilk gündem maddesinde tıkandığı için ileri bir tarihe ertelenmiştir.
Bu arada EFAF Başkanı Robert Huber ve MAFSZ Başkanı Laszlo Toth, 2009 ve 2010 yıllarında düzenlenen Challange Cup’ın yerini alacak, 2 Macar, 3 Sırp ve 1 Avusturya takımından oluşacak olan yeni bir lig başlatıldığının müjdesini vermişlerdir.
Gelelim Asamble notlarına. TBSF bu Asamble’nin en büyük galibi oldu. Zira tüm siyasi çekişmelerin merkezinde kalarak, tüm taraflarla mesafesini korudu ve adeta arabulucu bir rol üstlendi. Asamble’nin üzerinden geçen bunca süreye rağmen, hala tüm ülke delegeleri Türkiye ile ortak çalışmalar yapma talebi ile tabiri caiz ise peşimizde koşuyorlar. Eğer kartlarımızı doğru kullanırsak Avrupa’nın önde gelen otoritelerinden biri olabilir, hatta IFAF ve EFAF yönetimlerinde son derece etkili bir güç odağı haline gelebiliriz. Bu bağlamda federasyon temsilcilerimize ve kulüplerimize son derece önemli görevler düşmekte. Asamble’nin one man show’unu Hollanda Federasyonu’nun hukuk danışmanı Christian gerçekleştirdi. Her atağından sonuç çıkardı, her kelimesi ile gündemi değiştirdi ve her hamlesinde istediğini aldı. Bu Asamble’de en çok yıpranan tarafları ise EFAF Başkanı Robert Huber ve MAFSZ Başkanı Laszlo Toth oldu. EFAF Başkanı Huber, EFAF ile Alman Federasyonu arasındaki fon akışındaki soru işaretlerine açıklama getirmediği gibi, Hollanda delegelerini saf dışı bırakma çabaları da oturum boyunca sonuçsuz kaldı. Sadece kendi lehinde oy kullanacağını bildiği için Alman Federasyon Başkanı Uwe Talke’ye Belarus, Ukrayna’lı karı-kocaya Rusya ve Ukrayna, uluslararası bir hakeme Fransa delegasyonu tanıması da çok şık karşılanmadı. Karşılama ve yönlendirmedeki eksiklikler, yeterli sayıda personel istihdam etmemesi ve özellikle dil problemleri sebebiyle, iletişim sağlamada yaşanan sıkıntılar ise ev sahibi Macar Federasyonu’nun organizasyonuna gölge düşürdü. Yaşanan aksaklıkları ne EFAF ne de MAFSZ’ın üstlenmesi, suçu sürekli birbirlerine atmaları ise Asamble süresince bir çok ülke federasyonu tarafından gündeme getirildi ve eleştirildi.
Gelinen kritik noktada, ince hesaplar yapılması ve uluslararası arenada kaydedilen başarılı politikaların güçlendirilerek devam ettirilmesi önemli bir ihtiyaç haline gelmiştir. Zira 2011’in güz aylarında İspanya’nın Madrid şehrinde düzenlenmesine karar alınan EFAF Asamble’sinden çıkması beklenen iki alternatif sonuç var. Ya EFAF Başkanı Huber istifa edecek ve geçen yıl yapılan sonuç tekrarlanacak. Ya da Kuzey Avrupa ve Balkan ülkelerinin önderliğinde yeni bir federasyon kurulacak. Bu konuda hakem ve gözlemci görevi yürüten IFAF Başkanı Tommy Wiking’in müdahaleleri ve tavsiyeleri hayati rol oynamaktadır. Tommy Wiking eğer EFAF’ın yerine yeni kurulacak olan federasyonu desteklerse EFAF’ın CEFL’den pek bir farkı kalmayacak, Almanya, Fransa, Avusturya ve Rus Cumhuriyetleri federasyonu olarak işlevini devam ettirmek durumunda kalacaktır.
Önümüzdeki yazımda IFAF Dünya Şampiyonası ile ilgili bilgiler vereceğim.
Football dolu günler dilerim…