Bizimkisi bir aşk hikayesi,
Siyah beyaz film gibi biraz,
Ateşle su, dikenle gül gibi,
Bizimkisi roman gibi biraz…

Bu dizeleri eminim herkes biliyordur ve dizeleri okuduktan sonra aklınızdan geçenleri tahmin edebiliyorum sevgili futbolseverler. Herhangi bir futbol konulu yazıda görülmesi baya baya zor dizeler. Ama eğer tuttuğunuz takım son olarak 99-00 sezonunda playoff’a çıkabilmişse, oda yetmezmiş gibi tarihi başarasızlıklarla dolu ise bu dizeler az bile kalır duyguların ifadesinde :)

Geçen hafta Chargers karşısında alınan 38-10’luk galibiyetle 11 sezonluk hasret sona erdi. Detroit en dibe vurduğu 0-16’lık 2008 sezonunun ardından, aradan çok da zaman geçmeden daha güçlü şekilde geri döndü. Bundan sonrada playoff resmi dışında kolay kolay kalmayız. Her sezon daha da güçlenerek ilerleyeceğimizden hiç kuşkum yok. Şüphesiz ki eksileri bol olan bi takımız ama fazlasıda bol olan bi takımız :)

Mesela QB mevkiinde Matthew Stafford efsane bir sezon geçiriyor. Geçen yazımda Stafford, Brady ve Manning’in 3. yıllarını karşılaştırmış, Stafford’ın Brady’yi çoktan geride bıraktığından ve Manning’i geçmesi için ise bir kaç maça daha ihtiyaç olduğundan bahsetmiştim. Ben kalan 3 maç üzerinden hesaplama yapmıştım ama Stafford 2 maçta işi halletti. Manning’i de geride bıraktı. 4518 yard ve 36 TD pası ile nasıl bi performans sergilediğini anlıyorsunuz zaten :) Henüz 23 yaşında. İlk sağlıklı sezonunda (ki 5 maç parmağında ki sakatlığıyla başetmek zorunda kaldı ve performansı nispeten düştü, yoksa büyük ihtimalle şu anda 5000 yard ve 40 TD istatistiklerini yakalamıştı. Efsanelerden daha iyi performans sergiledi. Mantığın bizi getireceği yere getirmeye çalışıyorum lafı. Stafford’ın lig tarihinin en iyisi olabileceğini söylemeye çalışıyorum. Belki bunu söylemek için en az 2 sezon daha beklemek ve devamının gelip gelmeyeceğini görmek lazım ama ben bu süreyi beklemeden ona olan güvenimi göstermek için bu yolu seçiyorum. Detroit’in bu sene oynadığı tüm maçları doğal olarak izledim:) Gerçekten segilediği performanslar çok etkileyiciydi. Stafford’a sahip olan takım biz olduğumuz için kendimizi çok şanslı hissetmeliyiz diye düşünüyorum. Bir Manning Colts için neyse, bir Brady Patriots için neyse bir Stafford bizim için o olacaktır. Tecrübe kazandıkça ve takımın hücum hattında imkanlar arttıkça herşey onun için dahada kolaylaşacak. Buda Detroit’i bi kaç basamak daha yukarı taşıyacak.

Gel gelelim WR pozisyonuna. Calvin Johnson’a neden ona Megatron denildiğini anlamak çokta zor değil. 15 maç oynandı. Tüm defans hatları onu 2 veya 3 adamla kontrol altına almaya çalıştılar. CJ ise buna rağmen sezonun ilk 4 maçında 8 TD ile rekor kırdı. Ardından ise 11 maçta 7 TD yaptı ve şu anda 15 TD ile ligde bu alanda 1. sırada. 1437 yard top tutuşu ile sıralamada 2. sırada. Mükemmel zıplama yeteneği ile coveragelardan kurtuluyor ve takımı bir anda endzone sınırlarına dayandırıyor. Aslında Detroit maçlarını takip edenlerin farkına varacağı bir başka çok önemli özelliğe daha sahip. Oda RB’lere veya diğer WR’lara yaptığı bloklarla sağladığı boş alanlar. Çoğu zaman defans ona odaklanmasına rağmen o diğer bir arkadaşının yoluna açmak için defans oyuncusunu engelliyor. Bu özelliğide onu 2 basamak daha yukarı taşıyor. Ligde şu anda en iyi WR olduğu konusunda herhangi bir tartışma olacağını zannetmiyorum. Çünkü CJ gerçekten bunu hakediyor.

Detroit adını NFL tarihine bir alanda daha yazdırdı. Tam tamına 4 maçta 13 sayı veya üstünde geriye düşmesine rağmen bu maçları kazandı. Buda NFL tarihinde daha önce yaşanmamış bir hadiseydi. İlk olarak 3. hafta Vikings karşısında 20 sayı geriye düştükten sonra maçı uzatmalarda kazanmıştık. Ardından 4. haftada sizinde hatırlayacağınız üzere 24 sayı geri düşüp ordan kazandığımız Dallas maçı geldi. Asla unutulmayacak :) 3. olarak 11. haftada 17 sayı geriye düştükten sonra kazandığımız Panthers maçı var. Son olarakta 15. haftada 13 sayı geri düştükten sonra kazandığımız Raiders maçı var. 4 maçta birbirinden heyecanlıydı. Şunu da söylemek gerekiyor ki bu kazandığımız 4 maç sayesinde şu anda playofflardayız.

Gelelim son haftasına girdiğimiz ligde playofflarda “Detroit hangi takımlarla oynarsa ne gibi sonuçlar ortaya çıkar?” sorusuna. Birçok ihtimal var şu anda. Detroit NFC’de 5. sırada bulunuyor ve yerini koruması için bu hafta Packers karşısında bir galibiyete veya Falcons’un Buccaneers karşısında alacağı bir mağlubiyete ihtiyacı var. Kazanmamız halinde 5. sırada ligi bitireceğiz ve Giants – Cowboys maçının galibiyle oynayacağız. Biz kaybeder, Falcons kazanır ise rakibimiz Saints veya 49ers olacak. Bu ikili arasındaki çekişmedeki ihtimaller ise şöyle; 49ers’ın Rams karşısında alacağı galibiyet yerini koruması için yeterli olacak. Ama eğer yenilirse ve Panthers karşısında Saints galip gelirse 49ers ilk tur bye biletini son haftaya kadar elinde tutmasına rağmen kaybedecek. Bu ihtimaller ışığında tek tek olası rakipleri inceleyelim:

İlk olarak galibiyetimize odaklı yazmak istiyorum. Doğuda tek bir playoff bileti kaldı. Bilet ya Giants’ın olacak yada Cowboys’un. İki takımında 8 galibiyeti ve 6 mağlubiyeti bulunuyor. Sezonun kapanış müsabakasında Giants’ın sahasında birbirleriyle oynayacakları maçta mükemmel bir kapanış yapacaklarına eminim. Detroit’in muhtemel rakiplerinden olan bu iki takımdan hangisi bileti alırsa bizim için daha iyi olur acaba? Kişisel tercihim biraz acımasızca olacak belki ama QB’si sakatlanmış halde ikiside farketmez yönünde :) Espiriyi bir kenara bırakırsak; Giants takımını bu sene hiç seyretmedim. Ama QB Manning’in 4587 yardlık performansını düşünürsek Dallas’ı tercih etmek daha mantıklı geliyor bana. 14. haftada iki takım Dallas’ın sahasında karşı karşıya gelmişti ve maçı Giants kazanmıştı. İbre Giants’dan yana. Peki rakibimiz Giants olursa ne olur? Bunu şimdiden kestirmek benim için güç. Superbowl kazanmış bir QB’in yönettiği takımı kolayca yeneriz demek biraz delilik olur. Ama işe Dallas cephesinden yaklaşırsak, ki bu ihtimal bence çok düşük, işimiz daha kolay olacaktır. Pazar akşamı neler olacağını izleyip göreceğiz.

İkinci ihtimale yani bizim kaybedip Falcons’un kazanması ihtimaline gelirsek, bu bizim için çok daha kötü bir senaryo. Çünkü rakip bu durumda ya 49ers yada Saints olacak. Bu eşleşmede kafamdaki senaryo çok daha net. Kesinlikle 49ers’ı isterim. Umarım bu hafta biz kaybedersek onlarda kaybederler. Bunu çok içtenlikle söylüyorum çünkü dişimize göre bi takım. İlk maçta olanlarıda düşününce bu sefer elimizden kaçmaları hiç kolay olmayacak. Hatta büyük ihtimalle 49ers’ı eleyeceğiz. Peki rakip Saints olursa ne olur? Bu konuda ilk olarak şunu söylemek istiyorum. Şu playoff tablosuna ve kalan maçlara bakıldığı zaman en olası eşleşme bu gibi gözüküyor. Bu sezon iki takım Saints’in sahasında karşı karşıya geldi ve maç Saints’in 31-17’lik üstünlüğüyle sona erdi. Saints gerçekten iyi bir takım ve QB Brees mükemmel bir sezon geçiriyor. Ama bu maçı Detroit bu sebeplerden dolayı kaybetmedi. Packers ile oynanan maçta rakibine yaptığı hareketten dolayı 2 maç ceza alan DT Ndamukong Suh bu maçta yoktu. Bu yetmedi elimizdeki en iyi CB Chris Houston ve FS Louis Delmas maçın başında sakatlanarak oyunu terkettiler. Şundan emin olabilisiniz ki Delmas bu takımın defansif Calvin Johnson’ı. O derece önemli bir oyuncu. Sonuç olarak bu eksiklikler Detroit’in yıkılması için yeterli oldu. Ama bu sefer bukadar kolay olmayacağına eminim. Detroit Saints’i eleyebilecek güce sahip. Bunu başarabileceğimizi düşünüyorum. O patlayıcı güce gerçekten sahibiz. Playoff deneyiminden yoksun pekçok oyuncumuz var ama bunun rahatlıkla üstesinden gelebilecek de pek çok yıldıza sahibiz. Bekleyip neler olacağını hep birlikte göreceğiz.

Detroit kapanışı Packers deplasmanında yapacak. Packers’ın oyuncularını playofflara saklayıp saklamayacağını göreceğiz. Ama Detroit karşısında kendi evlerinde mağlup olarak sezonu kapatmayı isteyeceklerini zannetmiyorum. Bir galibiyetin veya mağlubiyetin ne gibi sonuçları olacağından yukarıda bahsettim. Bu açıdan kıran kırana bir maç izleyeceğiz. Bu maç haftanın açılış maçı olacak. Heyecanla pazar gününü beklemeye başladık bile :) Sonuçlar herkes için çok önemli. Umarım beklediğimiz sonuçları alırız diyerek yazımı sonlandırıyorum.

Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Görüşmek üzere, hoşçakalın ;)